• "ne söylesen masal gelir la fontaine'den" sözüyle sevdiceğine bariz bi şekilde "hayvan" diyen murat dalkılıç şarkısı. ya da ben bu fabl olayını yanlış biliyorum.
  • "sen görmeden bir yel eser senden" kısmı, farkında olmadan osuran sevgiliye yazılmış gibi duruyor. evladım tamam bir hata etmiş, tutup ne diye şarkıya taşıyorsun. bizim de midemiz var. düşünsene, güzel bir kız, sarı belik belik saçları belinden sarkıp iki yandaki gamzelerle öpüşüyor. göbeğini açık bırakan body'sinin saklayamadığı omuzlarında yıldızların ışıltısını görüyorsun. bileklerinden saçılan kokuyla oynaşmak, dirseklerine dişlerini, sırtına tırnaklarını geçirmek istiyorsun. gözlerinin mavisi aydınlatırken odayı, gölgesinin karanlığında gizli gizli oynaşıyor, dizleriyle ezdiği yatağın ağlayışına tempo tutuyorsun fütursuzca. tam o sırada osuruyor. var mı böyle hayvanlık sorarım sana... sorarım...da cevap yok, ışıklar açık ama evde kimse yok.
  • bu şarkı, hitap ettiği kişinin la fontaine masallarından gelen bir sese sahip olduğunu söyleyerek, hitap edilen kişiyi hayvan yerine koymakla kalmayıp, beni gören seni bana diler cümlesiyle de, hitap edilen kişiye "sen hayvansın ve ben de öyle bir hayvanım ki beni görünce seni bana yakıştırırlar" demiş gibi bir anlam çıkarmamızı sağlamaktadır. ağır konuşuyo aabi
  • istemesem de, sonuna kadar karşı koymaya çalışsam da sözlerini "ne kadar güzel büyülü bi kukun var" diye anlamaktan kendimi alamadığım şarkıdır. bir kere öyle algılayınca da bi daha doğrusunu duyamıyorsunuz. "o zaman ne diye buraya yazıp hepimizin hayatını mahvediyosun" diyebilirsiniz elbet. bana ne ya, benim şarkım mı sanki?

    ayrıca klibinde murat dalkılıç ın ağzını sonuna kadar açmadan da playback yapabildiğini görüyoruz. (bkz: kasaba)
  • kesinlikle ossuruğa yazıldığını düşündüğüm murat dalkılıç şarkısı. bakalım...
    ne kadar büyülü bir kokun varşair(!) burada, ossuruğa karşı mübalağa sanatını kullanıyor.
    sen görmeden bir yel eser senden bu dizede, intak sanatına başvuruyor. yani ossuruğu görme yetisi kazandırıyor.
    nasıl bir ses tonun var işte burada biraz kafam karıştı. şair(!) burada tecahül-i arif sanatını mı kullanıyor yoksa ossuruğa bir sitemde mi bulunuyor tam cözemedim.
    ne söylesen masal gelir la fontaine'den son dizede, artık ossurağa duyulan aşk tamamiyle dışa vuruluyor. onu her türlü kabul ediceğini, her türlü kabülü olduğunu bizlerle paylaşıyor.
  • "rüzgar esince saçların dalga dalga dalgalanır ya" bölümüyle beni etkileyen şarkı. bilmiyorum ordaki melodi, o tını bana çok hoş geldi. diğer pop şarkılarla kıyaslarsak üst sıralarda yer buluyor. yazın parçalarından.
  • erdil yaşaroğlu'nun bir esprisine sebebiyet vermiş kişilik .

    - nasılsınız , bay fontaine .
    +lütfen tatlım bana "la" de.
    - naber la .
    + olmadı.
  • "ne kadar güzel büyülü bir kokun var" kısmı feci şekilde fatih erkoç'un anı adlı şarkısını anımsatmaktadır. dinlemek isteyenler için;

    murat dalkılıç - la fontaine (1.09'a dikkat):

    http://www.youtube.com/watch?v=sbpc6dv9gtm

    fatih erkoç - anı (1.21'e dikkat):

    http://www.youtube.com/watch?v=kseru6pryiu
  • bende aşağıdaki gibi vuku bulmuş şarkıdır;

    şarkıyı ilk dinlemede;
    - ne diyo len bu, la fontaine'e şarkı yazmış, peh. (tabi ki şarkı tam olarak dinlenmemiştir)

    ikinci dinleme;
    - ama melodi hoşmuş, da la fontaine ne alaka abi

    üç;
    - şu radyoları bi dolaşsana, belki rastlarız. masal gelir la fontendenn..
  • demet akalın seslendirse çok yakışacağını düşündüğüm şarkı. sevgiliye inceden laf sokup hayvan demeler, sonra o hayvanla tekrar beraber olmalar...

    (bkz: ne söylesen masal gelir la fontaine'den)
hesabın var mı? giriş yap