• cinayetinde mehmet ağar'ın ve korkut eken'in parmağı olduğu sedat peker tarafından ima edilen gazeteci.

    peki biz buna şaşırıyor muyuz şu anda?

    utanıyorum ülkemden. bu mehmet ağar gibi bir insan bu ülkede krallar gibi zengin şekilde insanların malına mülküne çökmüş şekilde yaşıyor, hala polis teşkilatını yönetiyor. adamın yaptıklarını herkes biliyor ama adam hala üzerine çöktüğü marinalarda fink atıyor, oğlunu milletvekili yapıyor.

    böyle bir adamın yüceltildiği bir ülkenin vatandaşı olduğunuz için içiniz cız etmiyor mu? bir ülkede her türlü yanlış olur, pislik olur, kötülük olur ama bu kadar olur mu? herkesin bildiği katil neden kral?
  • kktc'de köşeyazarlığı yapan ve resmi görüşe muhalif yazılarıyla bilinen bir gazeteciydi. 6 temmuz 1996 gecesi evinin önünde vurularak öldürüldü. faili meçhul cinayet kapsamında görülmektedir. cinayetle ilgili sır perdesi hala aralanamamıştır.
  • "...
    bundan dokuz yıl önce kıbrıs’ta, lefkoşa’nın kuzeyinde bir adam öldürüldü. gazeteci kutlu adalı...

    bir yaz gecesiydi, aylardan temmuzdu, temmuzun altısı.

    adalı evinde yalnızdı, öyle biliniyordu.

    birden ışıklar söndü evin çevresinde, evinin önünden geçen sokakta, mahallede. bağırışlar çağırışlar oldu, çığlıklar duyuldu, sonra birkaç el silah sesi...

    kutlu adalı bir süre önce gazetesinde ucu adanın egemenlerine dokunacak bir yazı yazmıştı. 1974’teki harekât sırasında kıbrıs’a gelen bir rütbeli askerin rumlar’dan paha biçilmez ganimet edindiğini, bunu o sırada adadan çıkartamayacağı için st. barnabas kilisesi arazisinde bir yere gömdüğünü, yıllar geçip emekli olduktan sonra askeri araçla bir gece gizlice gelip arazide bir yerleri kazdığını, oradan aldıklarını yine o askeri araca koyup götürdüğünü anlatıyordu yazısında. bildiği başka şeyler de vardı ama onları yazmamıştı...

    o yazdığı ve yazmadığı şeyler kutlu adalı’nın sonu oldu. 6 temmuz 1996 gecesi, ışıklar neden sonra yeniden yandığında gelen polisler, onu kafasından kurşunlanmış olarak, sokağın ortasında cansız yatarken buldu.

    kim öldürmüştü adalı’yı?
    ..."

    alev er - gazetem.net

    bu yazının öncesi ve sonrası için
    http://www.gazetem.net/aeryazi.asp?yaziid=206
  • katillerinin mehmet ağar ve korkut eken olduğunu ima etti sedat peker 6 mayıs 2021 sedat peker açıklamaları 'n da. devamı bir sonraki bölümde.
  • (bkz: uğur mumcu) ile ortak kaderi paylaştığı sedat peker tarafından iddia edilen gazeteci. iddiaya göre karanlık konular (tarihi eser kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, silah ticareti ve devlet içi bağlantılar) ile ilgili yazdıkları yazılar sonrası her ikisi de karanlık eller tarafından şehit edildi. karanlık ellerin devlet içerisindeki uzantıları nedeniyle bu suikastların üstünün örtüldüğü iddia ediliyor.

    sedat peker kutlu adalı'nın öldürülmesi için kendi tavsiyesiyle bizzat kardeşi atilla peker'in de kıbrıs'a 2 kez gönderildiğini ancak başkası tarafından suikast ile öldürüldüğünü iddia ediyor.

    edit: korkut adalı yazmışım, düzelttim.
  • cinayetini dinlerken elim ayağım titredi.

    türkiye'de böyle kaç tane insan bu "vatanseverler" tarafından öldürüldü işte.

    bugün de diyorlar ya muhalefet için "kıbrıs'ı rum'a verecekler"...aynı adamlar.
  • "1997, ekim veya kasım. ayrıca yavuz alat isminde bir gazeteci beni görmek istedi. yüzünü hatırladığımı bir yerlerden... ve yeşil olduğunu anladım! gazeteci kimliğini sordum. nüfus cüzdanında avukat yazıyordu. para vereceğini ve türkiye aleyhine propaganda yapmamı istediğini, araba alacağını, zamanım yoksa bankada çalışan kızım kut'un ya da oğlum er adalı'nın bunu yapabileceğini söyledi. oğlum ve kızım il adalı'nın istanbul'daki adreslerini biliyordu. nüfus cüzdanındaki detayları aldım, istanbul'a gittim. yavuz alat'a ait, barolarda bir kayıt yoktu. fakat adres bahçelievler'deydi, yeşil'in adresine uyuyordu. ardından fikri sağlar susurluk komisyonu'ndan geldi ve görüştük. konuyu güvenlik kuvvetleri komutanı hasan peker'e de götürdüm. bu isimle kıbrıs'a giriş yaptığı anlaşıldı, sahte isimle. fikri sağlar'la iki gün görüştük, susurluk ve diğer konularla ilgili. sağlar gittikten sonra hükümet düştü ve konu kapandı. bir daha gündeme gelmedi."

    "kutlu, saint barnabas kilisesi baskını'yla ilgili bir yazı yazmıştı. o yazıdan sonra tehditler gelmeye başladı. sivil savunma teşkilatı başkanı, yeni düzen gazetesi'ni arayarak tehdit etti. (...) st. barnabas olayı'yla ilgili olarak o gece oraya giden arabaların plakalarını, marka ve renklerini öğrendik. kutlu sadece marka ve renklerini yazmıştı. cinayetten sonra bu arabaların sivil savunma teşkilatı'na ait olduğu ortaya çıktı. ama soruşturma yapılmadı."

    "st. barnabas baskını'na katılanlardan birinin türkiye'den gelen, 1974 harekatı sırasında gömdüğü bazı değerli eşyaları almaya çalışan bir albay olduğunu biliyordum. ismini sonra öğrendim: albay koparır. st. barnabas olayı'ndan sonra hükümet, baskının askeri operasyon olduğuna ilişkin açıklama yaptı. yani üstlendi. halbuki eğitim bakanının bende raporu var. orada albay koparır'dan bahseder, silahtan bahsetmezler. bu olayla ilgili bir kısım üst rütbeli subay tutuklandı fakat ceza alan olmadı."

    "1996'da dönemin güvenlik kuvvetleri komutanı yaşar spor, komutanlık merkezinde eşime "kıbrıs türk cumhuriyeti yönetimi aleyhine yazılar yazmamasını" tavsiye etti. "burayı beğenmezseniz siz de gidin. kaçın bu memleketten" dedi. "200 kişiyi zengin etmek için mi yaptınız bu harekatı?" dedim, o da "beğenmezseniz gidin" dedi."

    (kutlu adalı'nın eşi ilkay adalı'nın, cinayet üzerine aktüel dergisi'nin 24-30 eylül '03 sayısında yayınlanmış röportajından)
  • bazı karanlıkların üzerine meşale ile yürüdüğü için hazmedilemeyen, öldürülen gerçek aydın. halen cinayetin faali meçhuldur. herkesin kapı pencere açık oturduğu bir 1996 lefkoşa 6 temmuz gecesi düşünün. yasemin kokularını ve kapıların önüne konulmuş sandalyelerde otrup molehiya ayıklayan kıbrıslıları düşünün. işte böyle bir gecede bir cinayet işlenmiş ve bu cinayeti kimse görmemiştir. bir adalı'ya söyleseniz götüyle güler buna ama ortada gülünecek değil ağlanacak bir şey vardır ne yazık ki. birkaç karanlık kurşun kutlu adalı'nın aydınlık kalemini söndürmüştür böyle bir akşamda.

    aşağıdaki birkaç bkz belki konuyla ilgili bazı bilgiler verebilir.

    (bkz: barnabas baskını)
  • eşi ilkay adalı, ayşenur yazıcı'nın dök içini adlı kadın programına telefonla katılarak, eşi öldürüleli beri 13 yıldır taciz edildiklerini, arabalarının kırıldığını en son da kedi ve köpeklerinin asılarak öldürüldüklerini, hiç huzurlarının kalmadığını, ne yapmaları gerektiğini sordu.
    ayşenur yazıcı önce sorunun ne olduğunu anlayamadığını söyledi, kadın huzurlarının kalmadığını tekrarlayınca konunun politik olduğunu, hükumeti ilgilendirdiğini, ancak hayvan koruma derneklerinin mutttlaka bu yayını dinledikleri için ona ulaşacaklarını söyleyerek konuşmayı bitirdi.
  • susurluk olayından sonraki süreçte abdullah çatlı'nın kutlu adalı'nın öldürüldüğü günlerde kıbrıs'ta olduğu gibi iddialar ortaya atılmışsa da, bu iddialar kanıtlanamamıştır.
hesabın var mı? giriş yap