• fransız ihtilalinde,nisan 1789'da kurulmuş bir siyasi klüp.ismini klubün toplantılarını yaptıkları bir jakobiyen kilisesinden alır.klübün asıl ismi "anayasa dostları derneği" dir. bu kilisenin yemekhanesinde toplanan üyeler yüksek bir üyelik ücreti ödüyorlardı ve genellikle alçak kısım burjuvalardan oluşuyorlardı.kralın idamında ve jirondenlerin devrilmesinde başrolü oynadılar.ihtilalin radikal devrimci kanadını oluşturdular ve üst sıralarda oturdukları için kendilerine montagnarlar (dağlılar) deniyordu.en önemli destekçileri paris sankülotları ve komündü.jirondenlerin devrilmesi sırasında konvansiyon (olağanüstü meclis) binası önüne gelip jironden üyeleriyle tartıştılar.jironden üyeleri:' konvansiyon fransa halkını temsil ediyor,konvansiyon halkın iyiliği için burada' dediler.komün lideri hanriot ise:' komün de paris halkını temsil ediyor,halk güzel sözler duymaktan bıktı,halk emretmeye geldi' dedi.ardından meclis işgal edildi,jironden üyeleri tevkif edildi ve jakobenler dönemi başladı.1 yılı aşkın iktidarı boyunca giyotin hiç boş durmadı.ücretler üzerindeki genel tavan fiyatı ve terör jakoben rejiminin parolasıydı.1794 yazında thermidorcu grup tarafından iktidardan uzaklaştırıldılar* ve 100'den fazla üyesi robespierre 'le birlikte idam edildiler.böylece devrim 1794'den sonra düşüşe geçti.klüp 1796 da kesin olarak kapatıldı.
    en meşhur jakobenler:
    (bkz: maximillien robespierre)
    (bkz: saint just)
    (bkz: jean paul marat)
    (bkz: couthon)
    (bkz: danton)
    (bkz: desmoulins)
    (bkz: billaud varenne)
    (bkz: collot d'herbois)
    aslında kont de mirabeau,barnave gibi feuillantslar da devrimin başlarında jakoben klubündendi.ancak daha sonra atıldılar.ayrıca jirondenler diye bilinen grup da jakobenler klübünün içinden çıkmış ama daha sonra ihraç edilmişlerdir.
  • sokağa çıkıp 10 kişiye ülke gündemi hakkında birkaç soru yönelttikten sonra olunası gelen zihniyet.
  • halk için karar veren ve uygulayan anlamında. ilerde demokrasilere ciddi bir alternatif olduğunu düşünüyorum. bir ülke yönetimi halkların seçtiği insanlara bırakılamayacak derece önemli ve karışık bir iştir. sonuçta yöneticilerin çok iyi yetiştirilmiş özel becerileri olan ve çok karmaşık sorunlarla uğraşan insanlar olması gerekir. ortalama 1,5 yılda bir değişen iktidar yüzünden bırakın uzun ve orta vadeli programları kısa süreli programlar bile uygulanması son derece sorunlu olur. tribünlere oynayan ve bir daha seçilmeye çalışan bir yönetici(milletvekili) ne kadar verimli olabilir ki!!. ilerde öğrenci iken bu konudaki yetenekleri farkedilmiş insanların özel eğitimlerle hazırlanıp nihayetinde uygun bir mevkide halk için çalışacağı bir sistem hayal ediyorum. en azında egosu olan bir insanın kendini ailesi ve çevresindeki insanları da düşüneceği ve onları da kayıracağı nerdeyse kesin. en azından kısıtlı sürelerle başa gelen kişilerin aceleciliği ve vurdumduymazlı önlenmiş olur.
  • fransız ihtilalide kurulan siyasi klübün mensubu olmakla beraber toplum imkanlarını zor kullanarak kendi şiddet taraftarı siyasi görüşlerini yerleştirme taraftarı.
  • hasan celal guzel'in koseyazilarinda kullanmayi cok sevdigi kelime. sozlukte turnusol kagidi neyse o yani.
  • demokrasi anlayısının* totaliter demokrasiyle eşanlamlı kullanıldığına da rastlanan, üzerine anlam atama farklılıklarının gayet anlamlı(!) dialoglara sebebiyet verdiği.

    "ben de, menderes de, erdoğan da jakobeniz. çünkü gücü paylaşmayı sevmiyoruz."
    süleyman demirel

    "jakoben değilim, üstelik siyasette tekilci anlayışı hicbir zaman savunmadım. herzaman kolektif akıldan yana oldum"
    tayyip erdoğan

    edit: jakobenlik tariflerinin demirel ile farklı olduğunu vurgulayan recep tayyip erdoğan'ın yavuz donat- süleyman demirel röportajına verdiği yanıttan alıntı.

    http://arsiv.sabah.com.tr/2005/04/01/siy107.html
  • fransa'da 1789 ihtilali ve bu ihtilal sonrası hem ülke içinde hem de ülke dışındaki devrim – karşı devrim çatışması jakobenleri iktidara getirmiş, dıştaki devrim karşıtlarına yönelik savaş tam anlamıyla bir meydan savaşı olurken içte ise hıristiyanlığa yönelik (dechristianisation) başta olmak üzere halkın zihinlerini devrim kişiliklerine aşina edecek uygulamalara gidilmiştir. ancak bu uygulamalar hiç de umulduğu gibi devrimin içsel bir duygu haline dönüşmesine yol açmamıştır. bunun en önemli nedenlerinden biri hiç kuşkusuz ekonomiktir. zira baskıcı bir yöntemle, karşı devrime yönelik uygulanan terör yılları devrimi kurtarmasına rağmen burjuva aydınlanmasının da önünü açmıştır. baskıcı yılların sağladığı istikrar ve "tek ulus" olgusundan yararlanan burjuva sınıfı topraklarını genişleterek varlığını sağlama almıştır. öte yandan jakobenlerin “özgürlük” anlayışı ve iktidarın kullanımındaki aksaklık da, toplumun devrim konusundaki anlayışlarının değişmesine yol açtığı söylenebilir.

    devrim esas olarak soyluluğa ve kilise’nin mutlak iktidarına olan bir başkaldırı iken güçlünün daha güçlü zayıfın daha zayıf olduğu bir düzen getirmiştir. çünkü soylu kişilikleri değil soyluluk kurumunu yıkmış, merkezi devlete karşı toplumsal direnişe vesile olabilecek bir nedeni ortadan kaldırmıştır. böyle bir ortamda da “ateşleyici” toplumun ekonomik anlamda üstün kitlelerin otoritesine (burjuva yapılanmasına) boyun eğmesi kaçınılmaz olmuş, toplum hızla tek bir temsilcisini, kurtarıcısını aramaya koyulmuştur. bu kurtarıcı ise napoleon bonaparte olacak ama onun da hırsı fransa'ya bolca düşman kazandırarak fransa'nın tarihine yeni bunalım yılları ekleyecektir.

    içerikte bahsi geçen terör yılları için: (bkz: terör rejimi)
  • imparatorluk fransasının (1799-1815) iplerini elinde bulunduran üç kişiden ikisi de (napoleon bonaparte, fouche) eski jakobendir.
  • benjamin linus ve jacob un birleşmesinden ortaya çıkan kelime.
  • fr. jakobin
    lat. jakobus

    tr. yakupçu
hesabın var mı? giriş yap