• gerçekleştirdiği isyan, nedenleriyle, sonuçlarıyla ve tam anlamıyla bir bağımsızlık hareketidir.

    lev nikolayeviç gumilyov şöyle diyor: "ne çinliler ne de türk tarihçileri küskünlükler ve boyunduruk altında tutulma konusunda hiçbir şey söylemiyorlar. halbuki kitabe türklerin daha iyi bir hayat için değil, hür yaşamak ve kendi devletlerini kurmak amacıyla isyan ettiklerini kaydetmektedir: kendi emeğini ve gücünü tabgaç devletine* vermeyi istemeyen türk halkı, 'kendimizi öldürüp yok olalım daha iyi.' dedi. ve onlar ölüme gittiler."

    türkler çin tarafından mağlup edildikten sonra, ötüken'i dokuz oğuz-uygur ittifakına kaptırdı. imparatorluk tarafından esir edildiler ve çin içlerine sürüldüler. kür şad'ın başarısız isyanı türklerin bu çemberden kurtulmalarına yardımcı olduysa da, kutlug şad'ın başlattığı kurtuluş savaşına kadar türklerin ne çevreden yardım almaları mümkündü ne de vatanlarına dönmeleri...

    kuzeydeki çıkış yolları uygurlar tarafından tutulmuştu. batıyı çöl bekliyordu. doğuda ve güneyde çin askeri kuvvetleri asayişi sağlamakla meşguldü. diplomatik hamlelerle yardım almak, türkler için imkânsızdı.

    böyle bir ortamda isyan başlatmak, bir intihar girişimi olarak da görülebilirdi. ancak gumilyov buradaki motivasyonun kaynağını şöyle açıklıyor: "hakarete uğramışlık duygusu bütün türk halkını şiddetli bir isyana sevk etti."

    türk kaynaklarının 700, çin kaynaklarının 100.000 kişi olarak saydığı isyancılar (gerçekte 10.000 civarında olsa gerek) birkaç mağlubiyet ve birçok zaferle kuzeydoğuya, ordos'a doğru ilerlediler. büyük muharebelere girmediler, çin ordularının lojistik desteğini kırarak, çin ordularını açlığa mahkum ederek ilerlediler. nihayet ordos'tan sonra, çinlilerin türk ordularını kovalamasının anlamı kalmamıştı. hoş, kovalamak isteseler de ellerinden bir şey gelmezdi. zira türk isyanını bastırmaya çalışırken alınan mağlubiyetler, çin'de bir kaosa neden olmuştu ve düzenden eser kalmamıştı. türkler, altaylara ulaştılar.

    kutlug şad, kağan ilan edildi ve ilteriş kağan unvanını aldı. yeniden kurulan devlet, bir asya geleneği olarak, kısa sürede eski gücüne erişti.
  • göktürk devleti hakanı ve bilge kağan’ın babası.

    "çin kağanı türk budunun öldüreyim, soyunu tüketeyim dermiş. yok etmeye yürür imiş. yukarı türk tanrı'sı türk mukaddes yer-sub (suyu)nda (ozaman)demiş. türk budun yok olmasın değin, budun olsun değin, babam ilteriş kağan'ı, anam il-bilge hatun'u tanrı tepesinde tutup yukarı götürmüş..."
    bilge kağan (kültigin yazıtı, doğu yönü, satır 10-11)
  • gokturk devletinin toparlanmasini saglayan handir kendileri. zaten ilteris kelimesi de toparlanma gibi bir anlama gelmektedir
  • yazıt ve mezarının bulunması haberini "ilteriş kutluk kağan'ın külliyesi bulundu" şeklinde veren arap yalakası haber kanalları yüzünden mezarında kahrolan türk hakanıdır. külliye ne lan, siktirin gidin arabistan'a.
  • kağan olmadan önce adı kutlug şad idi. bu isimde yer alan kutlug, günümüz türkçesine tam olarak "kutlu" şeklinde çevrilebilir.

    kağan olduktan sonra, bir türk geleneği olarak makamı ile birlikte adı da değişmiş, ilteriş kagan veya ilteriş kutlug kagan olmuştur. bu isimde yer alan ilteriş sözcüğü ise, il ve teriş kelimelerinden mürekkep bir bileşik isimdir. "il" devlet, ülke anlamına gelirken, teriş sözcüğü "tir-" fiil kökünden türemiştir.

    "tir-" iki anlamda kullanılır: "derlemek" ve "diril(t)mek".

    buna göre ilteriş kağan, ülkeyi derleyen toparlayan kağan anlamına gelebileceği gibi, ülkeyi dirilten kağan anlamında kullanılmış da olabilir.

    eşi ilbilge katun, oğulları kültigin ve bilge kağan'dır.
  • türk’ün kutlu başbuğlarından biridir.

    ‘’o ki, türk milletinin içerisinden çıkardığı en büyük devlet adamlarından birisidir. atalarının geçmişine ve törelerine sıkı sıkıya bağlı bu şahsiyetin 7. asırda yeniden teşkilatlandırdığı devletin izi günümüzde de devam etmektedir. dolayısıyla il-teriş’in türk tarihinde ap-ayrı bir yeri vardır.

    il-teriş kagan tahta oturmadan önce, bilindiği üzere 630 senesinde kök türk kaganlığı, çin karşısında başarısızlığa uğramış, bu tarihten sonra yaklaşık elli yıl kadar türk devletinin huzuru ve düzeni kalmamıştı. işte bu fetret devresinden türkleri kurtaran iki ailenin olduğunu, bunlardan birinin börülü, diğerinin de arslanlar adını taşıdığını sanıyoruz.

    kutlug’un zamanına gelene kadar asya’da çin’e karşı birtakım başarısız baş-kaldırı hareketlerinin olduğunu biliyoruz. buna binaen türk tarihinin ve kültürünün en kıymetli hazinelerinden olan orkun yazıtlarından öğrendiğimize göre, il-teriş, kapgan ve tunyukuk istiklâl hareketine girişmeden önce çin’in kuzeyindeki, çogay kuzı ve kara kum diye adlandırılan bir bölgede yaşıyorlardı. bu istiklâl hareketinin kitabelerde ilahî bir vasfa büründürülmesi ise şöyle anlatılır: bunca işi-gücü çekip-çevirdiğini düşünmeyip, (çin imparatoru) türk milletini yok edeyim, dediğinden; yukarıda türk tanrısı, türk’ün kutlu ülkesini bu şekilde düzenlemiş. türk milleti yok olmasın diye il-teriş kagan ve il bilge katun’u halk içerisinden çekip yükseltmiş ve onları başarılı kılmıştır. yani, türk milletinin ölüp-gitmesini tanrı istemediğinden dolayı, türk milleti yok olmaktan kurtulmuştur.

    kutlug ve tunyukuk’un yanında muhtemelen kutlug ve kapgan’ın kardeşleri il çor tigin de vardı. ancak onun hakkında ne türkçe, ne de çince vesikalarda fazla bir bilgi bulamıyoruz. bu hareket bize tıpkı bumın ile istemi’nin kök türk kaganlığını kurdukları zamanı hatırlatmaktadır. bunun yanısıra çince belgeleri incelediğimizde bize göre, çinliler bu hususta kapgan’ın rolünü atlamışlardır.

    çin yıllıklarında adı ‘a-shih-na ku-tu-lu’ (kutlug börü) şeklinde yazılan kutlug şad, türk kagan sülalesine, dolayısıyla börülülere mensuptur. illig kagan’ın akrabası olan il-teriş, ilk başlarda bir boy beyiydi ve ‘tudun’ unvanını da taşıyordu. kitabelerde; il-teriş’in onyedi erle dışarı çıktığı, yani ihtilali başlattığı, bunu duyan halkın şehirlerden ve dağlardan onun yanına geldiği, tanrı güç verdiği için ordusunun kurt gibi, düşmanlarının koyun gibioldukları; doğuya ve batıya ordu gönderip, taraftarlarını topladığı, kalabalıklaştıktan sonra, ilsizleşmiş ve kagansızlaşmış, cariye ve kul olmuş, türk töresini kaybetmiş halkı atalarının yasası gereğince yeniden ayağa kaldırdığı, anlatılıyor. görülüyor ki, başlangıçta çok az bir mevcut ile başlayan kutlug şad’ın maiyeti gün geçtikçe daha da fazlalaşmıştır. hatta bug börü (aşina fu-nien) öldüğünde dört bir tarafa dağılan ve çevrede kendi hallerinde yaşayan türk boyları, onun bu mücadelesini duyar duymaz etrafında toplanmışlar ve onu kendilerine kagan seçmişlerdir.

    kaynaklardan da anlaşılacağı üzere kutlug, halkın katılımı suretiyle tahtına oturmuştur. yani onu halk bizzat tercih etmiştir ve bu süreçte tunyukuk’un da payı büyüktür. tunyukuk bu hadiseyi şöyle dile getiriyor: ormanda, taşta kalmış olanları toplanarak yedi yüz oldu. bunların (üçte) iki kısmı atlı, bir bölümü yayaydı. “katıl” dedi. katılanı ben idim. ‘kendi kendime onu kagan mı yapayım’ deyip, düşündüm: ‘insan zayıf ve semiz boğaları uzakta görse, hangisinin zayıf, hangisinin kuvvetli olduğunu ayırt edemez’. bunu hatırlayıp tanrı bilgi verdiği için onu bizzat ben kagan yaptım.

    bu cümlelerden tunyukuk’un kendisini biraz ön plana çıkardığı görülür. hakikatte arslanlar (a-shih-te) ailesi, yani tunyukuk’un soyu onun yanında olmasaydı, il-teriş’in başarısına gölge düşebilirdi. fakat bir başka şey ise, bu kezde il-teriş olmaz, başka bir börülü beyi liderliği üstlenirdi. tunyukuk yazıtında anlatılan istiklâl hareketine 17, 70 ve 700 şeklinde bir katılım söz konusudur. elbetteki bu sayılar izafîdir, gerçeği yansıtmıyor. nasıl kalabalıklaştıkları 7 ve 7’nin katları türklerce kutlu sayıldığından bu şekilde bir cümle kullanıldığını sanıyoruz.

    kutlug ve baş komutan tunyukuk 681 yılından itibaren çin eyaletlerine baskın yaptılar. türk atlıları yıldırım hızıyla ordos’tan başlayarak, çin sınırlarına saldırdılar. çin birlikleri darma-dağınık edildi. birçok esir, otuzbin civarında deve, at, sığır ve koyun ganimet olarak ele geçirildi. buna bağlı olarak 682-687 seneleri arasında, kutlug ve tunyukuk’un çin’e onbir akını vardır. çin yıllıkları, yabancı kavimlerle girişilen ve yitirilen savaşları pek teferruatlı anlatmamakla beraber, kutlug ve tunyukuk’un yapmış oldukları bu seferlere kayıt düşüyorlar. öyle anlaşılıyor ki, kutlug çin’e gerçekleştirilen bu başarılı hücumlardan ve kendisine katılan boyları düzenledikten sonra, kardeşlerinden kapgan’ı şad, to-si-fu’yu da (il çor) yabgu atadı ki, kitabelerde: tölös, tarduş bodunıg anta itmiş. yabgug, şadıg anta birmiş, cümlesiyle karşılaşıyoruz...

    bu idarî düzenlemeler olurken çin, kıtan ve oguzlarla olan mücadeleler de sürüyordu. her zamanki gibi, çevresinde güçlü bir türk devletinin olmasını çekemeyen çin; kıtan ve oguzlarla, kök türklere karşı bir ittifak meydana getirip, tedbirler aldı. onların arasına birkaç türk boyu da karıştı. bu sırada tokuz oguzların başına da son derece güçlü bir kişi olan baz kagan geçmişti (686); il-teriş bunu habercileri vasıtasıyla öğrendi. bu bilgiden kök türklerin önemli bir haber şebekesine sahip olduklarını da çıkarıyoruz. yeri gelmişken bahsetmekte fayda vardır ki, eski türk ilinde geniş bir haberleşme ağı da mevcuttu. ülkenin çeşitli köşelerinde ve özellikle de hudut boylarında kök türkler çağında ‘kargu’ denilen ateş kuleleri vasıtasıyla, düşmanın hareketlerinin önceden haber verilmesi söz konusu olduğu gibi, buralarda bulunan vazifeliler aracılığıyla bir yerden, başka bir bölgeye de bilgiler çok kısa bir sürede ulaştırılıyordu. sonraki türk ve mogol idareleri döneminde daha da geliştirilen bu sistemde, adı geçen menzil noktalarında görevli memurlar, ulaşım vasıtası olarak atlar ve kuşlar ile duruma göre duman ve ışıktan da yararlanarak haberleri gerekli yerlere iletmekteydiler. bu işlerle vazifeli kişilere dönemine göre ‘körüg, yamçı, ulak, tatar’ vs. gibi adlar verilmiştir.

    bu hâl bir yana baz kagan da boş durmadı. oguz beyi; çinlilere kunı sengün adlı elçisini, kıtanlara doğru tongra esemi göndererek, şöyle demiştir: ‘azıcık türk milleti yürüyor, kaganı yiğit, aygucısı bilgedir. o ikisi var olduğu müddetçe çin’i ve oguz’u da öldürecektir. çin güneyden, kıtan doğudan, ben kuzeyden saldırayım. türk sir bodun ülkesinde hiç (kalkınmasın). mümkünse onu yok edelim’ diyordu. bunun üzerine kutlug’un danışmanı (ayguçısı) olan tunyukuk gece uyumadan, gündüz oturmadan plânlar yapıp, onları nasıl yeneceğini düşündü. tunyukuk kitabesinde bu durumu şöyle açıklıyor: bu sözü işitip, gece uyuyacağım, gündüz oturacağım gelmedi. bundan dolayı kaganıma; ‘çin, oguz ve kıtan bu üçü birleşirse kalakalacağız. kendi içi, dışarıdan çevrilmiş gibiyiz. yufka olanın delinmesi, incenin kırılması kolay; yufka kalın, ince yoğun (kalın) olursa kırmak zordur. doğuda kıtan’dan, güneyde çin’den, batıda kotanlılardan, kuzeyde oguz’dan iki-üç bin askerimiz gelecek mi’, diye arz ettim. kaganım, ben tunyukuk’un sözlerine kulak verdi. gönlümce orduyu yönetmemi söyledi.

    yukarıdaki cümlelerden, oguz ve kıtanların içerisinde kök türk hanedanlığının yandaşları olduğu anlaşılmaktadır. bilindiği gibi, 1071 ve1176’daki malazgirt ile myriokephalon savaşlarında da, bizans ordusu içinde bulunan peçenek ve kuman türklerinin saf değiştirip, selçuklu türkleri tarafına geçmeleri, alp arslan’ın ve kılıç arslan’ın zaferinde önemli rol oynamıştır. esasında bu durumu dikkatlice incelediğimizde, göz yaşartan bir hadisedir. belki de tarihlerinin seyri birbirlerinden ayrı gelişen, hatta unuttukları zamanlarda birbirleriyle kıyasıya mücadele eden birtakım türk boylarının savaş meydanında rakip olarak karşılaştıklarında kardeşliklerini hatırlamaları çok ilginçtir.

    işte bu hadiseden sonra kutlug ve tunyukuk ötüken’in merkezine doğru yola çıktılar. kök türk ordusu derhal orkun vadisine yöneldi. çinliler ve kıtanlar sürekli yaptıkları gibi müttefiklerini yalnız bıraktılar. togla nehri kıyısında meydana gelen bu savaştan önce; kök öng geçildi ve askerler ötüken yış’a doğru sevkedildi. sığır ve yük hayvanlarıyla yürüyen oguzların üç bin askeri, iki bin kişilik kök türk ordusuyla karşılaştı. türk inancına göre tanrı izin verdiği için oguzlar mahvoldular, deniyor. togla kenarında gerçekleşen bu harpte baz kagan da öldürüldü (687).

    bundan sonra kutlug’a, toplanan bir kurultayda ‘ülkeyi, derleyip,toplayan’, manasına il-teriş unvanı verildi. oguzların teslim olmasından sonra ötüken yış, kök türk börülü (aşina) ailesinin eline yeniden geçti. böylece, etraftaki bütün boylar, oguzlar başta olmak üzere doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden gelerek kök türklere saygılarını ve bağlılıklarını bildirdiler.

    ötüken’in merkezine sahip olduktan ve ülkede düzen sağlandıktan sonra, il-teriş kagan herhalde hastalanarak öldü. il-teriş’in vefatına dair tunyukuk yazıtında bir ibare yoktur, fakat köl tigin ve bilge kagan kitabelerinde onun yaptığı işler ve ölümü hakkında şöyle deniyor: babam kagan 47 defa ordu sevketmiş. yirmi savaş yapmış. tanrı izin verdiği için illiyi ilsizleştirmiş, kaganlıyı kagansızlaştırmış, düşmanı tabi kılmış, dizliye diz çöktürmüş, başlıya baş eğdirmiş. babam kagan bunca ili, töreyi kazanıp ölmüş (cennete gitmiş).

    halihazırda bizim elimizde il-teriş’in adına dikildiğini kesinlikle bildiğimiz bir yazıt yoktur. fakat şu bir gerçektir ki, rusya’da henüz ilim alemine tanıtılmamış yüzlerce kitabe mevcuttur. belki bunlardan biri il-teriş’in şahsına ait olabilir.

    burada bir hususa daha değinmekte fayda vardır. zaman zaman birtakım kişiler tarihi kaynaklarda hiçbir izi olmadığı halde, kendiliklerinden bir kutlug devleti veya ıı. kök türk kaganlığı diye birşeyler uyduruyorlar. halbuki kök türk dönemini ne ı. kök türk, ne ıı. kök türk kaganlığı diye bölmek, ne de doğu kök türkler, batı kök türkler şeklinde ayırmak doğru değildir.

    il-teriş kagan’ın ölümünden sonra, oğulları bilge ve köl tigin küçük olduklarından dolayı, töre gereği yerine kardeşi kapgan, kaganlık tahtına çıkmıştır. bizlere şanlı bir tarih, gururla söyleyebileceğimiz bir türk adı bıraktıkları için il-teriş kagan ve bütün atalarımızı saygı ile anıyoruz.’’

    (saadettin gömeç, il-teriş kagan, orkun, sayı: 67, istanbul, 2003)
  • kendisine ait yazıt ve anıt kompleksi bulunmuş. muhteşem bir haber.

    (bkz: ilteriş kağan yazıtı)
  • göktürk hükümdârı.
    630 yılında çin hâkimiyetine girerek istiklâlini kaybetmiş olan göktürk devletini, 682 yılında tekrar kurdu. iki ülkeyi derleyip topladığı için kutlug adına ilave olarak, ilteriş unvânı verildi.

    çin’de doğup büyüyen ilteriş kutlug kağan, bir süre devlet memuru olarak çalıştı. orta asyahududunda görev yaptığı sırada, 681 yılında on yedi arkadaşı ile birlikte türk devletini kurmak için teşebbüse geçti. bilge tonyukuk da yardımcı oldu. kendisini destekleyenlerin sayısı yedi yüzü bulunca, istiklâlini ilân etti. orta asya türkleri, çin’deki türk hanedan mensupları ve kumandanları etrafında toplandı. büyük bir kuvvet ortaya çıktı. 682 yılında, göktürk devletini ikinci defa kurup hükümdarlığını îlân etti. bilge tonyukuk’u kendisine vezir yaptı. ikinci göktürk devleti adıyla anılan bu devlete kurucusuna nispetle kutlug devleti de denildi.
  • 2. göktürk imparatorluğunun kurucu hakanıdır. m.s. 681-693 yılları arasında hakanlık yapmıştır. asıl ismi kutlug olup, göktürk ülkesini yeniden canlandırdığı ve kurduğu için ilteriş yani "yeniden kuran " ismi eklenmiştir. soy olarak son 1. göktürk hakanı il kağana dayanmaktadır. bu kraliyet aile silsilesine "ashihna" ismi verilmekteydi.

    630 yılında göktürk'lerin yıkılışı ile birlikte bir toplanma süreci başladı. çok geniş bir coğrafya ya dağılan türkler, iç karışıklıklar ve çin'in uyguladığı ince diplomasi yüzünden birliği sağlayamadı. bu başarısızlıkların bir nedeni de sir tarduşlar, töles boyları ve uygurlar gibi türk boylarının çin tarafında olmalarıdır.

    681 yılında çin'den ayrılıp beraberindeki arkadaşları ile ötügen'e gelip 2. göktürk kağanlığını ilan etti. bu sırada çin'de hapis hayatı süren büyük devlet adamı tonyukuk hapisten kaçarak kutlug'a sığındı ve ülkenin veziri ve baş kumandanı oldu.

    göktürk devletini milli şuurla teşkilatlandırıp türk töresini ülkede hakim kıldı. 682 yılından sonra, on yıl içinde, on yedisi çin’e olmak üzere kırk yedi sefer tertip eden ilteriş kutlug kağan, yirmisine bizzat katıldı. hepsinde muvaffak olup, hiç yenilmedi. 692 yılında hayata gözlerini yumdu.

    eşi ünlü il bilge hatundur. ayrıca bilge kağan ve kül teginin babasıdır.
  • benim universite hocalarimdan birinin ukraynali zevcesinden olma oglunun adi.
    bu sene istanbuldaki ozel bir universiteye transfer olmus.
hesabın var mı? giriş yap