• bir bilim adamının kendisi ile ilgili ilginç tespitleri ;

    --- spoiler ---

    prof. dr. erkan topuz diye bir adam var. kendisi onkolog
    (kanserbilimci) ve medical park'ın kanser hastânesi onkoloji
    direktörü.

    buraya kadar ters bir şey var mı?

    yok!

    peki, neler diyor bu "bilim adamı"?

    şunları: "tanrı inancı olan hastaların tedavisinde çok daha başarılı
    sonuçlar elde ediliyor", "inancı olanlar daha uzun yaşar. kanserle
    savaşta yaradan'a inanç, doktora inanç ve aile bağı birleştiği zaman,
    hastaların uzun yaşama veya hastalığı yenme şansı daha yüksektir. türk
    hastalar ve benim hastalarım daha şanslı, çünkü saydığım bu üç inanca
    sahiptirler"

    bunun ne gibi hataları var?

    1) bu açıklamasıyla, kanser hastalarını "inançlılar" ve "inançlı
    olmayanlar" diye ikiye ayırıyor, 2) türk hastaların diğer etnik
    gruplardan, akp'ye yakınlığıyla bilinen medical park hastalarının da
    diğerlerinden daha kolay tedavi edileceğini ileri sürüyor.

    1) birinci iddia tamamen bilim dışı, tam anlamıyla palavra!
    bugüne kadar şu veya bu dine inananların inanmayanlardan veya diğer din
    mensuplarından daha uzun veya kısa yaşadığına, kanser tedavisine daha
    iyi cevap verdiğine dair hiçbir bilimsel bulgu yoktur. zaten böyle bir
    araştırma bilimsel olarak yapılamaz çünkü kişilerin neye ne kadar
    inandıklarının objektif olarak ölçülüp sınıflandırılması mümkün
    değildir; şahsî beyan da kifayet etmez. hele yobazca "inananlar"
    allah'ın işine karışmayı günah olarak görürler.
    bir mormon'a kan dahi veremezsiniz.

    2) ikinci iddia ise hem etik dışıdır (unethical), hem de gayrı
    ahlâkîdir (immoral) ve yasal olarak da suçtur (crime). etik dışıdır
    çünkü haksız rekabetle kendi reklâmını yapmaktadır. gayrı ahlâkîdir
    çünkü insanlara yalan söylemektedir. suçtur çünkü yalan beyanla
    insanları kandırmaktadır, vicdan ve inanç sömürüsü yapmaktadır.

    merak ettim, bu kişiyi biraz araştırdım.

    televizyon ekranlarıyla istanbul üniversitesi onkoloji enstitüsü
    müdürü olduğu dönemde tanışmış. kısa zamanda sabah
    programlarının en sık karşılaşılan yüzlerinden biri hâline gelmiş.
    kanser hakkındayaptığı açıklamalarla meslekdaşlarının tepkisini
    toplamış ve bilimsel olarak ispatlanmamış iddiaları halka gerçekmiş
    gibi sunarak yurttaşları yanıltmak ve ticarî kaygılarla tıp etiğine uygunsuz
    davranmakla eleştirilmiş. ben de bizim onkologlara ismini telâffuz
    ettiğimde suratlarındaki ifadeyi görmenizi isterdim!

    bir yandan piyasadaki şampuandan çarşafa, parkeden kâğıda kadar her
    şeyin kansere sebep olduğunu iddia ederek bir "kanser paniği"
    yaratırken, öte yandan kanseri önlediği iddia edilen "alternatif tıp
    mamûllerini" tavsiye ediyor da ediyormuş. ben de birkaç kere şahit
    oldum; hani asterix'in büyüğü bir büyüfix vardır ya, onun gibi, ne
    kadar zerzevat ve ot varsa, onları nasıl yiyip içersek, o kadar
    kansere yakalanmayacağımızı filân söyleyip duruyordu.
    esra ceyhan'ın programlarında söylediklerini işittikçe ekzoftalmus
    olmuştum!

    prof. dr. erkan topuz'un tavsiye ettiği ve etkililiği hiç
    ispatlanmamış mamûller, karısı ve oğlunun kurduğu natural life
    (tabiî hayat , doğal yaşam değil) isimli şirket kanalıyla pazarlanıyormuş.
    yani erkan topuz tavsiye ediyor, diğer aile bireyleri de satışını
    yapıyor. bu, bizim uçuran'ı da sollamış vaziyette yâhu!

    daha bitmedi! akp'den 22. dönem milletvekili olan ve emine erdoğan'la
    yakın oldukları ifade edilen gülseren topuz'un kocası bu topuz'umuz.

    görev yaptığı medical park hastânesinin de akp ile doğrudan bağlantılı
    olduğu biliniyor.

    nasıl mı? emine erdoğan'ın hemşerisi olan ethem sancak ile akp'li
    muharrem usta'nın ortak olduğu medical park grubu'nun 17 ay içinde 14
    hastane açtığı, gruba ait hastanelerde yılda 3 milyon muayene, 130 bin
    ameliyat gerçekleştirildiği ve 8 bin personel çalıştığı, kapasitenin
    70 yataktan 1500 yatağa ulaştığı belirtiliyor.

    bir de, medica kelimesinin başka bir şeyi, meselâ bir arap şehrinin
    ismini çağrıştırdığını söylesem çok mu uçmuş olurum?

    daha bitmedi. dün trt 1'i seyrediyorum.

    iki üniversite profesörü konuşuyorlar, birisi (ikisi de gözlüklü ama
    bu bol saçlı olanı) "allah'a inanan mutlaka şifa bulur. zâten
    kur'an'da her şey yazılı, bize bunların şifresini çözmek kalır" diyor.
    kel olan diğeri de teyit ediyor. hanımefendi sunucu da huşû
    içerisinde. hepsi levitasyon halindeyken ben dayanamayıp televizyonu
    kapatıyorum, yoksa kanser olacağım!

    ben hz. muhammed'in dinine ve allah'a inanan ama sapla samanı
    karıştırmayan bir bilim adamı olarak isyandayım. bunların palavra
    olduğunu biliyorum.

    peki, cehaletten ve her gün artan sefaletten dolayı aşırı derecede
    dine sarılan halkımızı kim ikaz edecek?

    --- spoiler ---

    hacettepe üniversitesi tıp fakültesi
    onkoloji ad öğretim üyesi,
    prof.dr. ismail çelik
  • bir türlü sevemediğim adam.
    herşeyden önce bir profesör. engin bilgisine ve deneyimlerine sonsuz saygım var. ancak dikkat ediyorum, son birkaç gündür gazetelerde, televizyon kanallarında sürekli vaaz vermekte, veryansın etmektedir.
    - çay içmeyin, kek yemeyin, kola tüketmeyin, kediye dokanmayın, oturmayın, kalkmayın...

    ya hocam biz de az çok biliyoruz çevremizdeki birçok maddenin insan sağlığı açısından zararlı olduğunu. biz de biliyoruz dünya üzerindeki hemen hemen her maddenin ışıma yaptığını. biz de biliyoruz oturduğumuz sandalyenin, yazı yazdığımız masanın bile radyasyon yaydığını.
    sizi bu konuda da eleştirmiyorum zaten sayın topuz. dedim ya bilginize ve deneyimlerinize sonsuz güven ve saygı besliyorum.
    ama sizin hergün başka bir medya organında karşıma çıkıp, "yemeyin, içmeyin, öleceksinizzzz!!!" şeklinde feryatlarınızı, uyarılarınızı parmağınızla gözüme gözüme sokmanızı sevemedim, sevemiyorum maalesef.
    yoksa ben de farkındayım no future olayının.
    ne yapalım yani; cam fanusa mı kapatalım kendimizi, gidip ayda mı yaşamaya başlayalım?
    birazcık da olsa umut be erkan abi. ha olma mı? azıcık yaşama umudumuz var, onu da sen köreltme artık, ne olur.
  • kanserden kurtulmak için değil,kansere yakalanmak için dinlemeniz gereken kişi.ona göre aslında herkes doğuştan kanserdir.

    yemek yememelisiniz, çünkü yediğimiz herşey kanser yapar
    giyinmemelisiniz, çünkü giyindiğiniz zaman kansere yakalanmanız kesindir
    uyumamalısınız, çünkü kafanızı koyduğunuz yastıktan,üzerinize çektiğiniz yorgana kadar herşey kanser yapar.
    bilgisayara geçmemelisiniz, bir süre sonra kanser olabilirsiniz.
    televizyonu açmamalısınız, çünkü her an erkan topuz çıkabilir.

    kurtulmak ise çok kolay.bütün doğayı bir bardağa sığdır, karıştır iç.ölümsüz oluyormuşun.

    heyecanlandım be sözlük.
  • az önce seda sayanda geçen dialog

    erkan topuz:işte efendim köri böledir şöledir..
    seyirci:hocam zencefil neye iyi geliyor?
    erkan topuz:sen az dur şişko
  • kanal kanal gezip sabah programlarına çıkmaktan, kendi öğrencilerine 10 dakikasını ayıramayan; kendi fakültesinde düzenlenen sempozyuma konuşmacı olarak asistanını göndermeyi teklif eden, sürekli tribünlere oynayan onkoloji hocası. (bkz: itf)
  • korkutucu bir görüntüsü olan profesör. konuşurken galeyana gelmesinden dolayı daha korkunçlu bi amca oluyor. denk gelmemeye çalışıyorum ama ısrarla karşılaşıyoruz. yemeyin dediği birşeyi yerken aklıma gelse yemeği oraya bırakır piston aşağı indi der kaçarım. köprüde görsem karşıya çanakkale üzerinden dolasıp gelirim o derece ikna edici... yemeyiz hocam onu da yemeyelim bunu da yemeyelim gökkuşağının renklerinden beşini ye buyurdun bugün. köy tavugu yumurtası ye dedin ögrenci evinde bimden alınmış 32 günlük dost yoğurt 17 günlük bili bili a sınıfı yumurta yiyoruz neyden bahsediyorsun sen. anne plesantasında kansere sebep olan maddeler varmıs en son o kalmıstı diye söylendim ki sen durmadın devam ettin göbek kordonunda da bes tane dedin bana öyle sert sert bakıp... plesentaya bile karşısın hocam en sağlıklı insan ölü insan dersen hepimiz rahatlayacağız. iyiliğimizi mi istiyorsun televizyona cıkmak mı istiyorsun emin degilim ayrıca sacının ve sakalının uzunlugu hic degişmiyor hocam 5 yıl önce öldün ve ara ara eski çekimlerini ana haber bülteninin süresini tamamlamak için kullanıyorlar diye düşünüyorum.
  • ilk ekranda gördüğümden beri itici gelmiş olan bu şahsiyetin yavaş yavaş ne olduğu anlaşılıyor. akademik çevrede hiç sevilmediği, meslektaşları ve çalıştığı kurumlar tarafından asılsız ve bilimsel olmayan açıklamaları nedeniyle sürekli uyarıldığı biliniyor.

    son olarak ekranlarda reklamını yaptığı, kansere çok iyi geldiğini defalarca söylediği çeşit çeşit mantar ve diğer ithal ürünleri türkiyeye getiren "natural life" isimli şirketin eşi gülseren topuz ve oğlu berk topuz tarafından kurulduğu ve işletildiği ortaya çıktı. yani baba tv'den reklamı yapıyor aile bireyleri pazarlıyor. tam da akp modeli bir ticaret. ailecek siyasete de soyunmuşlar hayırlı olsun. bi bunlar eksikti zaten.
  • recep tayyip erdoğan, istanbul üniversitesi'nden fahri doktora aldığı zaman, kayıtlarını incelemeye çalışmıştım. o ufacık doktora salonunda, hukuk fakültesinden tanıdığımız akademisyen görecek miyim, diye. tanıdık birkaç sima içinde erkan topuz'u da görmüştüm. ve şaşırmıştım. ne işi var ki, demiştim, açıkcası. çünkü istanbul üniversitesinin yüzlerce akademisyeni var. ve gördüğüm kadarıyla hukuk fakülyesinden yani o doktoranın verildiği binanın arka tarafında odası bulunan hocalardan pek katılımcı göremeyip de çapa'dan onkoloji enstitüsü müdürü olarak erkan topuz'un, üstelik siyasal bilgiler fakültesinden verilen bir doktora için gelip bu törene katılması bana çok mantıklı gelmemişti.

    şimdi bazı arkadaşlar atlayacaklar yine "üniversite senatosu veriyor. o da üye oraya. gelicek tabi" diye. gelsin efendim. bir lafımız yok hocamıza. ama eşinin akp'den milletvekili olmasıyla bu işin arasında sanki göze batan bir taraf var.

    ayrıca kendisinin tavsiye ettiği bitkilerin ithalatçısının oğlu ve eşi olması da kendisine karşı bir ön yargı geliştirmiştir. neyse, sağlık olsun diyelim.
  • az bilgiye sahip olup onu da binbir nazla insanlara sunanlarin aksine; bildiklerini canla basla anlatan degerli insan. katildigi programlarda sure azalinca daha fazla nasil bir seyler anlatirim diye cirpinan samimi kisi. kendisine uzun omur diliyorum.

    nedense faydalanabilecegimiz insanlardan faydalanmayi beceremeyen bir toplumuz. sanirim degerleri degerlendirebilecek insanlarin, olmalari gereken yerde olamayislarindan.
  • mucize diye önerdiği mantarları ithal edenler akrabası falan olsa ne acayip olurdu değil mi? sonra bir gazeteci bunu ortaya çıkarmak istediği için çalıştığı gazeteden kovulsaydı falan? benim de nerden aklıma geliyor böyle senaryolar bilmem. neyse ki gerçek hayatta böyle şeyler olmuyor. neyse ki erkan topuz tehditler almasına rağmen bizleri aydınlatmaya ve korkutmaya devam ediyor. gerçekten çok dürüst, çok yürekli bir insan. doktor. mesleğinin yüz aklarından.
hesabın var mı? giriş yap