halim
-
necip fazıl kısakürek'in şiiri
bilmem hangi alemden bu toprağa düşeli;
yataklara serildim, cam kırığı döşeli...
kaam bir cenk meydanı, kokusu kan ve barut;
elindeyse düşünme, gücün yeterse unut!
takılıyor yerdeki gölgelere ayağım;
sanki arz delinecek ve ben yutulacağım.
bana yanmak düşüyor, yangın görsem resimde;
yaşıyorum zamanın koptuğu bir kesimde.
alırken dilenciyim, verirken de borçluyum;
kalmadı eşya ile aramda hiç bir uyum.
taş taş üstüne koysam, bozuk diyorlar, devir!
bir ok çeksem, diyorlar; peşinden koş ve çevir!
nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık;
kimse edemez bana benim kadar düşmanlık.
işte şüpheci aklı çatlatan korkunç nokta:
o ki sonsuz var, nasıl aranır dipsiz yok'ta?
olur olmaz her şey, yokluk da o'nun kulu;
bu noktaya vardın mı, el tutuk, dil burkulu.
allah'ı hakikate soran kafa ne sakat?
hakikat de ne; hakk'ın muradıdır hakikat,
balonunu kaçırmış çocuk gibi ağla dur!
rabbim böyle emretmiş, ya dize gel, ya kudur!
hayat bir zar içinde, hayatı örten bir zar;
bana da hayat yeri "bağlum"* köyünde mezar...
* bağlum: ankara'da üstadın şeyhi büyük veli'yi toprağında barındıran mes'ut köy...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap