14 entry daha
  • tam olarak karşılayan bir benzetme olmasa da, todd haynes'in far from heaven'ıyla paralelliklere sahip olan bir film. haynes, nasıl all that heaven allows gibi douglas sirk filmlerinden yola çıkarak, yarattığı yapay dünyanın penceresinden bir toplum eleştirisi yapıyorsa, peyton reed'in down with love'ı da, pillow talk gibi doris day-rock hudson filmlerinden esinlenerek, onların şeker kıvamındaki dünyasından günümüz kadın-erkek ilişkilerine bakış atıyor. daha önce verilmemiş bir mesaj verme kaygısı yok ve belki de aslında söylediği şeyler, tüm o pembeliğin altında görünmeyebiliyor. ama yine de içi boş olan bir film değil, şekerini yalayıp rengini fark etmeden sadece tadına bakmak biraz haksızlık gibi.

    yüzeyde de oldukça eğlenceli bir film, neşelendirmekte üstüne yok. renee zellweger ve sarah paulson'un, her gittikleri yerde şöyle bir poz çakıp ceketlerini savurmaları beni her seferinde öldürüyor mesela. yürüyüşleri, kırıtmaları zaten ayrı mesele. setleri, kostümleri, oradan buradan çıkan küçük ayrıntıları, göndermeleri ve oyunculuklarıyla son derece başarılı bir film, down with love. keske karşı-pazarlama stratejileri yanlış gitmeseydi de, film kuzey amerika'da matrix reloaded ile aynı haftada gösterime çıkmayıp hak ettiği ilgiyi görebilseydi.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap