9 entry daha
  • benim "iğrenç" bir hafızam vardır. buradaki iğrençlik, biraderimin ve kardeşliğimin yorumladığı bir tanım. alakasız olayların alakasız ve rahatsız edici ayrıntılarını hatırlarım nedense. birbaşıma anımsadığım zamanlarda da dangalak ve aptal olduğum anılarım aklıma gelir.

    bir zamanlar dangalak ve aptal bir çocuktum. çoğu zaman çocuk olmamla alakalı diye düşünürüm. bu dangalak ve aptal zamanlardan bir tanesi de orta okula gittiğim zamanlardı. bir çocuğun ömrünü çürütmek istiyorsanız onu ikametiniz dışındaki bir okula gönderin. sabahları karga bokunu yemeden kendisi kadar çantayla otogarlarda sürünsün. akşamları karanlıklarda yokuş tırmanıp eve varsın. beşiktaş maçlarına kaçsın ve atari salonlarında boş ders geçirsin. buna rağmen inek olsun. kültür şoku yaşasın.

    otobüsle gidip geliyoruz. man otobüsleri, hey gidi. ve ben çok yoruluyorum. dolayısıyla yer vermek zul geliyor. bir gün yine bir teyzeye yer veriyorum. yüzümde iğrenç bir şeye bakıyormuş gibi bir ifade var. mutsuz ve rahatsızdan öte hırçın ve suçlayıcı. teyze oturuyor. yüzümü görüyor ve gülümsüyor. yana kayıyor ve bugün bile pek yer kaplamayan, oturduğu yerde izini çıkaramayan götüme yer açarak gel sen de otur diyor. yorulmuşumdur. şaşırmak ne kelime, dumur oluyorum. oturuyorum. benle konuşup rahatsız ettiği için özür dileyerek seyahat sebebini söylüyor: hastane. akıllı uslu olduğumu söyleyerek "hayatına güzel insanlar girsin çocuğum, annen baban ne güzel yetiştirmiş"diyor.

    hayatınıza güzel insanlar girsin. işte gozlerinemlikedi abim (kucakladım) vasıtasıyla hayatıma girdi slavophilia abim. velinimetim oldu. hani anlatacak çok şey biriktirirsiniz de söyleyecek kimseniz olmaz ya, denk gelmez de öyle insanlar. işte denk geldik, derya deniz aktık.

    heybesinde öyle şeyler saklı ki, ne tecrübem ne aklım yetişiyor bazen anlattıklarına. aklımda güzel anılarını tutarken bizim anıları da tutuyorum. müzikten bilime, çeviriden tarihe politikaya kadar yolunu bilen su gibi akıyor sohbetimiz. yaşlandırmayan, büyüten insanlar ne güzel.

    bir tuştakımında aynı anda üç farklı abecede (dil değil bak, abece) büyü yapar gibi multitasking bir adam. izlemesi bile keyifli ki bir yandan da muhabbet.

    niyetimiz gozlerinemlikedi'nin o gökyüzü sesiyle hep beraber bir bayram sofrası. o adını hatırlamadığım teyzeye, gozlerinemlikedi'ye, müteşekkirim. ne güzel insanlar girmiş hayatıma.

    matar mohammed'le bitirelim. acayip bir taksimdir çünkü hayat.

    https://www.youtube.com/watch?v=nnf7qnhsi4c (özellikle 05:00 sonrası)
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap