4 entry daha
  • ingrid bergman delirdiğini düşünen, mutsuz bir kadın rolünde kariyerinin en iyi performanslarından birisini ortaya koymuş, aldığı ilk oscar'ı da sonuna kadar hak etmiş. double indemnity'de döktüren barbara stanwyck de şahanedir, femme fatale rollerinin en önemli ismidir, o da oscarlık bir performans ortaya koymuştur; lakin bir bergman değildir bence, en azından gaslight'taki bergman kadar iyi değildir. evet, bergman şahanedir. fakat ben bu kez bergman'dan değil, filmin kötüsüne hayat veren charles boyer'dan daha çok etkilendim. sesiyle, bakışlarıyla, duruşuyla vs enfes oynamış. öyle ki yanımda belirse yumruğu basardım. sinir bozucu karakterde döktürmüş boyer. ne yazık ki oscar adaylığını ödüle çevirememiş. insan, ödülü alan bing crosby'nin 7 oscarlı going my way'de nasıl oynadığını merak ediyor boyer'ın dört dörtlük performansının ödüllendirilmediğini görünce. neyse... sonuçta performanslar açısından tatmin edici bir film. keza yönetmenlik ve senaryo açısından da öyle.

    türden türe atlayan, genelde kadınların önplanda olduğu, eğlenceli filmler çeken george cukor bu kez gerilimli bir film çekmiş. çoğunlukla puslu, sisli, kapkaranlık ve ürkütücü gecelerde geçen film, kötü karakter gregory ile insanı sonuna kadar germeyi başarıyor. açıkçası cukor'un bu türün hakkını bu denli verebileceğini düşünmezdim. tabi dendiği gibi film akla hemen roman polanski'nin apartman üçlemesini, özellikle apartman dairesinde kala kala deliren başkarakteriyle repulsion'ı hatırlatıyor. neticede iki film de şahanedir.
39 entry daha
hesabın var mı? giriş yap