1 entry daha
  • parfümlerde artık bol miktarda kullanılan hormon.feromona dair ilk araştırmalar geyikgillerin erkek üyelerinin bacaklarında bulunan tarsal bezlerin dişi bireyleri cezbettiğine dair verilerin doğruluğunun kesinleşmesiyle hız kazanmış.
    bu açıdan feromonun üreme bezlerine yakın ve ısısı daha yüksek alanlardan salgılanması şaşılacak bir sonuç değil.

    bundan en karlı çıkan da ;ter bezlerindeki doğal kokunun yerini alan parfümlerin içine bu hormonu sentetik olarak katmayı akıl eden kozmetik endüstrisidir ki love essential adlı bir parfüm olayı abartıp; 10 gün içinde bu parfüm sayesinde çıkcak biri bulamazsanız paranız aynen idae adlı sırf karşı cinsin feromonundan oluşan parfümleri adına reklam kampanyası yapmaktadır.
    eh olayın boku çıktıkça,çok afaderseniz ılık ıslaklığı çıktıkça vulva nın piyasadaki yerini alması da kaçınılmaz olmuştur...(terin içindeki doğal feromonu yıkayıp enden sentetik halini süründüğümüz konusu ne yazık ki mikrobiyolojinin konusu)

    ihtimalle sağlıklı genleri (üreme bezlerinin minyatür üreme hücreleri kapsadığını hatırlayarak) ve bu gene malik sağlıklı bireyi bulmak üzere adaptasyona uğramış burundaki serbest sinirler feromonca uyarılmaktadır,ama bu uyarının bazı derin sonuçları vardır; babalarının terli atletleri koklatılan kadınlara başka birçok erkek deneğin atleti koklatılarak en çok hangi kokuyu çekici buldukları sorulur,seçili atletin sahibi denekelerin genetik frekansları ,deneye katılan kadınların babalarınınkiyle karşılşaştırılır.sonuçlarda frekansı veren dizilimlerde benzerlik görülür,bu sonuç belki de baba takıntılı kadın kavramını biraz olsun açıklamaya yeterlidir.bundan benim çıkardığım sonuç genetik açıdan kusursuz olmasa da daha önce şansını iyi kullanmış bir embriyonun benzer frekansı aramasıdır,oysa frekans benzedikçe kendileşme kaçınılmazdır ve bu saflıkla beraber hatalı genin denk gelme sıklığını artırdıından resmen zar atmaktır.

    başka bir sonuç ise beraber yaşayan kadınlarda menstrual döngünün (bildiğin adet ) tarihlerinin birbirlerine yaklaşmasında feromonun etkili olduğu sonucudur.bu feromonun sırf talamusu uyarmakla kalmayıp hipofiz ve diğer eşeysel hormonları tetikleği yönünde de okunabilir.

    ama benim dikkatimi çeken bir başka husus,reklam sektöründe ter kavramının sıklıkla kullanılmasıyla ilgili.alakalı alakasız her ürün için sexy imajıyla olarak gözümüze sokulan mankenlerin resimlerinde olmazsa olmazlardan malum irilikteki ter damlaları,tsşörtlerdeki ter izleri şüphesiz sexi anımsatması ve sex sells ilkesinin desteklenmesi açısından elbette önemli ama terin feromonla hatta kıl ve maçolukla dolaylı ilişkisi düşünülecek olursa içi hiç de boş olmayan bir rklam yöntemi gibi durmuyor da değil.
117 entry daha
hesabın var mı? giriş yap