• efendim dreyfus affair olarak bilinen bu olay 1894'te alfred dreyfus adında fransız genel kurmayında gorev alan yahudi bir askerin vatana ihanet adı altında suclanması ve kapalı kapılar ardında omur boyu hapis cezasına carptırılması ile ba$lar. almanya'ya yardım ve yataklık yaptıgı one surulen dreyfus'a karsı tek kanıt bir mektuptur. genel kurmay ıcerisindeki catlaklardan ortaya cıkar ki mektup sahtedir ve dreyfus haksızlıga kurban gitmi$tir. ne var ki ortaya cıkan bu dalavere bile davanın tekrarlanmasına yetmez. emile zola ve clemenceau gibi etkili isimler fransız devrimi ile gelen hakları - esitlik, adalet gibi ustun tutarken ordu ve halk ters tepkilerle ortaya cıkar. kararın gozden gecirildigi mahkeme bile dreyfus'a 10 yıl verir. oyle bir an gelir ki clemenceau'nun baskanlıgındaki hukumet zamanında bile dreyfus'a hakkı verilmez; yargı onunde hicbir zaman sucsuzlugu teyit edilmez.

    dreyfus olayı'nın onemi fransa tarihindeki yahudi karsıtı hareketlerin baslangıc noktası olmasıdır. 1789 fransız devrimi'nden sonra gelen third republic'in ba$arısında ve maddi olanaklarında yahudiler onemli roller almı$tı; sosyal alanda da bir suru yuksek mevkiilere kadar cıkmı$lardı. zamanla politikanın ve politikacıların verimsizle$mesi, saygınlıklarının du$mesi ve guven kalmaması ile yahudiler korumasız kaldı. panama skandalı denilen ve third republic'e buyuk darbe vuran olayda finansmanın yahudiler tarafından saglanması, yine rusya'ya verilen borc paranın yahudiler tarafından finanse edilmesi halkta ho$nutsuzluklara yol acmı$tır. yine katolik bankasının batması ve 600bin burjuva sınıfına ait ailenin birikimlerinin yok olmasının arkasında yahudi bankerler ve para sahipleri gorulmu$tur.

    artan nefret ve ho$nutsuzluk bazı kesimlerce dogru yonlendirilmi$tir. bu kesim yahudilerin ve cumhuriyetin beraberce yukselmesinden rahatsız olan ordu ve din sınıfıdır. ordu hala aristokrat sınıfına dahil saygın aile cocuklarından olu$makta, disiplin ve kurallar buyuk onem ta$ımaktaydı. yahudilerin ordu icinde esit duruma gelmesi soz konusu olamazdı, ayrıca sivil yonetimin ordu uzerindeki baskısı ve dizginleri eline alma cabası onlenmeliydi. din sınıfı ise artan ho$nutsuzlukta guvenilen tek kesimdi. politik olarak gucsuz kalsa da halkın destegi yukseliyordu. katolik kilisesinde ise guclenen ve uluslararası politikada sozu gecen grup olan the jesuits kilisenin yahudi karsıtı politikası ile bilinen klanıydı. kosulların surukledigi bir nefret ve ırkcılık fırtınası esti durdu.

    bu olayın etkilerini "ikinci dunya savasında fransız yahudileri ve drancy kampı", "cezayir ve charles de gaulle zamanı fransa" ve "1930'lar fransası" olarak incelemek dogru olacaktır.

    soyle bakmak gerekir bir de: bir tarafta fransız devrimi,esitlik, adalet, evrensellik, insan hakları. diger tarafta ise otorite, duzen, milliyetcilik(ozellikle ırkcı ve yabancı korkusu korukleyen kıvamda) ve sosyal birlik.

    fransa milliyetciligi, fransa'nın ba$arısızlıgı durumunda hep ihanet ve içten çatlak aramı$, ortamdaki en iyi malzeme de yahudiler olmu$tur. yahudilerin 1970'lere kadar orgutlenememesi fransız olma heveslerinden ve sosyal grup bilinclerinin geli$memesinden kaynaklanmı$tır. maruz kaldıkları $eyler hic de ic acıcı degildir. siyonizm'in dogus noktası bu olaylarla baglantılır.

    fransa secimlerinde ve fransa boykotunda; le pen de gordugumuz hadise de bunun uzantısıdır.
59 entry daha
hesabın var mı? giriş yap