9 entry daha
  • 1999 yılında çin kırsalında tamamen amatör oyuncularla çekilen film, bir yandan çin toplumunun sosyo-ekonomik koşullarına ışık tutarken diğer yandan da amatör bir öğretmenin mücadelesi üzerinden öğretmenlik mesleğine dair pek çok şey düşündürtüyor. dramatik yapısı oldukça güçlü olan, yarı belgesel diyebileceğimiz bir formata sahip olan film, finale doğru gözleri dolduruyor, yürekleri sıcacık hale getiriyor. öyle ki; izleyicisini üzen, mutsuz eden, ikincil travmalara maruz bırakan bir duygu sömürüsünden ziyade tatlı bir hüzün ve mutluluk hissiyle dolu bir duygu yoğunluğu yaşatıyor.

    türkçe'ye "bir fazlası değil" adıyla çevrilen film, iran filmlerinin atmosferini andırıyor. italyan yeni gerçekçilik akımına uygun bir anlayışla; gerçek bir köy ortamında, amatör oyuncularla, doğallığı yakalayabilmek amacıyla doğal ışıkla ve çoğu zaman gizli kamera kullanarak çekilmiş. öğretmen rolü için gerçekten köyün öğretmeni, muhtar rolü için gerçekten köyün muhtarı, öğrenci rolleri için de gerçekten o okulun öğrencileri kullanılmış. ana karakteri canlandıran çocuk ise binlerce öğrenci arasından seçilmiş. film, birçok uluslararası ödül kazanırken prestijli bir festival olan venedik film festivali'nden de altın aslan'la dönmüş. ancak politik nedenlerle cannes film festivali'nin yarışma listesinden çıkarılınca yönetmen yimou zhang filmini yarışmadan çekerek olayı protesto etmiş. yani zhang, memleketinde çekimler süresince çin hükümeti tarafından çin'i çok geri ve fakir göstermemesi için baskıya maruz kalırken dışarıda da çin propagandası yapmakla itham edilmekten kurtulamamış.

    film, yamaçlarında tek bir ağacın bulunmadığı çıplak dağlarla çevrili, kıraç topraklarla kaplı bir köyün ağıldan bozma, döküntü okulunda açılır. okulun öğretmeni ölmekte olan annesinin yanına gitmek zorunda olduğu için bir aylığına yerine geçici bir öğretmen ayarlanmıştır. muhtarın bulduğu öğretmen henüz ilk okulu yeni bitirmiş ve tahsili yoksulluk nedeniyle yarım kalmış olan 13 yaşındaki wei minzhi'dir. öğretmen öğrencilerini bir ay boyunca emanet edeceği kişinin küçük bir kız çocuğu olduğunu görünce kabul etmek istemez fakat muhtara göre başka çare yoktur. ya annesini ihmal edecek ve öğrencileriyle kalacak ya da wei minzhi'ye güvenecektir. hiç içine sinmese de durumu kabullenmek zorunda kalan öğretmen, wei minzhi'ye yapması gerekenleri tek tek izah ederek öğrencilerini emanet eder.

    çocukların bir kısmının yatılı kaldığı okulda tek bir sınıfta birleştirilmiş eğitim verilmektedir. öğretmenin, gitmeden önce küçük vekiline önemle öğütlediği iki şey vardır: birincisi; yakın zamana kadar kırka yakın öğrencisi varken ekonomik zorluklar nedeniyle on öğrencisini kaybetmiştir ve wei minzhi ne yapıp edip öğrenci mevcudunu korumalıdır. döndüğünde tüm öğrencileri yerli yerinde bulursa on yuan fazladan verecektir. ikincisi ise yoksulluğun diz boyu olduğu köyün okulunda kıt kanaat alabildiği tebeşirlerin çok kıymetli olmasıdır. o yüzden wei minzhi'ye her gün için bir tebeşir verir ve tebeşirlerin değerini bilmesi için sıkı sıkı uyarır. tebeşir, film bitinceye kadar yoksulluğu, çocukların yokluğa yaklaşımlarını ve bolluğa kavuşmayı betimlemede temel bir metafor olarak kullanılacaktır.

    -spoiler-
    wei minzhi'nin geçici öğretmenliği kabul etme nedeni muhtarın bir ayın sonunda ona vermeyi vaat ettiği 50 yuandır. bu cüzi miktarla fakir ailesine destek olacağını düşünmüştür ancak parasını alıp almayacağı bile belli değildir. sonuçta her tarafı dökülen kerpiç okulun sadece birkaç kutu tebeşiri vardır, başka da bir şeyi yoktur. ilk gün ne yapacağını bilemediği için çocuklar bahçede oyun oynarken kendisi de taşın üzerine oturup onları izlemekle yetinen wei minzhi, muhtarın gelmesiyle bayrak töreni yapıp çocukları içeri alır ama minzhi'nin çocuklara bekçilik etmekten başka bir şey yapmaya ne niyeti ne de ne yapacağına dair bir bilgisi vardır. her yaş grubundan otuz çocuğun oluşturduğu ve kafasına göre takıldığı sınıfta hiçbiri öğretmeni dinlemez çünkü onu öğretmen olarak görmezler. sınıfın en sempatik ve en yaramazının dediği gibi o öğretmen değil teyzesinin komşusu wei chunzhi'nin kardeşidir. minzhi de öğrencilerin onu koyduğu konuma uygun davranır ilk etapta. çocukların okuyup okuyamamalarını dikkate almaksızın tahtaya kitaptaki metni yazar, sonra da ya gidip çamaşırını yıkar ya da dışarı çıkıp kapının eşiğine oturur. zira ana görevi tebeşiri tutumlu kullanmak ve çocukları okulda tutmaktır.

    ertesi gün muhtar yanında eşofmanlı biriyle çıkagelir. kendi kendine her gün on kilometre koşu yapan bir kız öğrenciyi atletizm takımına seçmek üzere gelmişlerdir. ama öğrencilerin eksilmemesi konusunda feci şekilde kararlı olan minzhi'nin kararlı tutumuna rağmen, ileride 5 bin metre koşu şampiyonu olacak olan kız öğrenciyi götürürler. küçük öğretmen henüz bu durumu kabullenememişken sınıfın haylaz öğrencisi borç içindeki hasta annesi tarafından çalışıp para kazanması için şehre gönderilir. öğretmen bu kez çok kararlıdır ve öğrencisini sınıfına geri kazandırmak için elinden geleni yapacaktır.

    küçük öğretmeni, öğrencisini tekrar sınıfına getirebilmek için çok meşakkatli bir süreç beklemektedir. tek bir kuruşu bile olmadığı için öncelikle yol parası bulması gerekmektedir. bunu yapabilmenin yolu da tüm öğrencileri ortak hedefe yönlendirebilmesinden geçmektedir. bunu başarınca da arkası gelir. otobüs parası kazanabilmek için köyün yakınlarındaki bir tuğla atölyesinde tüm çocuklarla birlikte tuğla başı bir buçuk kuruş kazanmak üzere tuğla taşımaya giderler. bu arada otobüs parası, tuğla ücreti üzerinden tüm sınıfın ciddi ciddi kafa patlattığı matematik dersleri yaparlar. sonuçta otobüs parasını denkleştiremeyen öğretmen şehre yürüyerek ve otostop çekerek bir şekilde ulaşır ve koca şehirde birkaç gündür kaybolmuş olan öğrencisini bulmak için müthiş bir azim ve kararlılık gösterir. ilk kez gördüğü kalabalık şehirde ne yapacağını bilememenin şaşkınlığını attıktan sonra işe koyulur. tren garında anons yaptırmak ve kağıt ilanları hazırlamak gibi yollar deneyip bunların çare olmadığını görünce televizyon kanalına gidip öğrencisine tv üzerinden ulaşmayı dener. öğretmen, hararetle öğrencisini ararken aynı anlarda öğrencisi perişan şekilde karnını doyurmak için yemek dilenmektedir. öğretmen minzhi çabalarının sonucunda; inisiyatif kullanmaktan aciz, kurallara tavizsiz uymayı "işini iyi yapmak" olarak gören memurların engeline takılmasına rağmen kapısında yatma pahasına tv kanalının müdürüne ulaşır ve yapılan program sonucu öğrencisine kavuşur. işler bununla da kalmaz, öğrencisine çağrı yapmasını sağlayan program büyük ses getirerek köyün okulu için büyük bir yardım kampanyasına dönüşür.

    yaşanmış bir olaydan yola çıkarak çekilen filmde 13 yaşındaki wei minzhi, henüz kendisi de çocuk olmasına ve eğitim hayatını yarım bırakmış olmasına rağmen öğretmenlik yaptığı 28 çocuğa birkaç hafta içinde yaparak yaşayarak ve model olarak fedakarlığı, emanete riayeti, yardımlaşmayı, dostluğu, tutumlu olmayı, azim ve kararlılığı, direniş ve zorluklarla mücadeleyi, özgüveni, yılmadan tükenmeden hedefe ulaşma sorumluluğunu, inatla hayata tutunmayı ve dahi birçok değeri öğretmeyi başarıyor. oysa modern eğitim sisteminin içinde onlarca yıl okuyarak, sınavlar kazanarak, mülakatlar geçerek, stajlar yaparak öğretmen olan gençler, öğretmen olmadan enerjileri tüketildiği, heyecanları köreltildiği için göreve emekliliği gelmiş memur gibi başlamaktalar. istisnalar olmakla beraber büyük çoğunluğu yılmış, tükenmiş olarak çalışırlar ve sadece verilen görevi yapmakla iktifa ederler. zaten sistem de onlardan genel söylemin aksine çok bir şey beklememektedir. öğretmeni, hazırlanmasının herhangi bir aşamasında müdahil etmediği müfredatı, öğrencilere aktarmakla görevlendiren sistem, müfredat aktarımı sürecinde de öğretmenin herhangi bir inisiyatif kullanmasına izin vermez. o yüzden genel eğilimin aksine büyük bir heves ve tutkuyla göreve başlayan idealist öğretmenler bile bir aşamadan sonra heyecanlarını da yaptıkları işe olan inançlarını da kaybeder, sistemin onlardan istediği kadarını yapmayı öğrenirler.

    eğitim sistemi tarafından hem ekonomik açıdan hem de mesleki açıdan itibarsızlaştırılmış olan öğretmenlerin mesleğe adım attıktan sonra öğrendikleri ana hatlarıyla şunlardır: koridorda nöbet tutup öğrencilere bekçilik etmek, gelen resmi yazıları imzalamak, yukarıdan gelen talimatları ve angaryaları yerine getirmek, çoğu hiçbir işe yaramayan evrakları doldurmak, sınıfına girip sorun çıkmamasına özen göstererek bilgi transferi gerçekleştirmek, şök, veli toplantısı, kulüp çalışması vb sayısız işi dostlar alışverişte görsün kabilinden de olsa yapmak...

    yıllarca okumak, eğitim fakültesi bitirmek, pedagojik formasyon almak, diploma sahibi olmak, eleme sınavlarını ve mülakatları geçmek çoğu angarya olan bu iş ve işlemleri yapmak için çok fazla değil mi gerçekten? aynı şekilde, hayatın içinden seslenen ve eğitimsiz olmasına rağmen çocuklara hayatlarının derslerini öğreten minzhi ile başarı odaklı, sınav merkezli eğitim sisteminin içinde, öğrenciye çoktan seçmeli testlerin şıkları arasından seslenen öğretmen kıyaslandığında hangisi gerçekten eğitim vermektedir ve daha faydalıdır?

    tekrar filme dönelim.

    dönüş yolunda geçici öğretmen minzhi ve öğrencisi yalnız değildir. ikiliye, tv ekibini taşıyan bir minibüs ile okula yardım malzemesi taşıyan bir kamyonet eşlik etmektedir. yolculuk esnasında çocuklarla yapılan röportajlar da en az minzhi'nin tv programında ağlayarak yaptığı çağrı kadar dokunaklıdır.
    muhabir öğrenciye sorar: "öğretmenin seni buldu ve eve götürüyor. sence o iyi bir öğretmen mi?"
    çocuk minnettar bir yüz ifadesiyle, "evet" der.
    "ona nasıl teşekkür edeceksin?"
    "okulu ve liseyi bitirince çok para kazanacağım ve ona bir sürü şey alacağım. beni aramak için çok sıkıntı çekti, ona borcumu ödemeliyim..."
    "ona ne alacaksın?"
    "bir sürü güzel şey"
    "ne mesela"
    "güzel şeyler!?" (zhang huike'nin ısrarla tekrarlanan güzel şeylerin ne olduğuna dair soruya yanıt verememesi, yokluk içinde büyüyen çocuğun muhayyilesinde güzel şeylerin ne olduğuna dair içeriğin olmadığını göstermesi bakımından belki de filmin en hazin sahnesiydi!)
    "şehri sevdin mi?"
    "evet, şehir köyden çok daha güzel"
    "sende en çok iz bırakan şey neydi?"
    uzunca sustuktan sonra yutkunarak: "yiyecek bulmak için dilenmek zorunda kalmam. bunu hiç unutmayacağım."

    yaşanmış bir olaydan yola çıkılarak çekilen film umut vaat ederek, sıcak duygular hissettirerek bitiyor. küçük öğretmen minzhi, hasta annesinin borçlarını ödeyebilmek için çalışmak üzere gittiği şehirde kaybolan öğrencisi zhang huike'yi bulur, yokluk içindeki harabe shuiquan ilkokulu'nun ihtiyaçları yapılan yardım kampanyasıyla karşılanır ve adı "shuiquan umut okulu" adını alır. artık tahtaya özgürce kelimeler yazabilecekleri kutu kutu rengarenk tebeşirleri de olmuştur. fakat gerçek şu ki ne zhang huike, hayal ettiği gibi eğitimin son kademesine kadar okuyup iyi bir meslek sahibi olabilecek ne de çin'de her yıl eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan milyonlarca çocuk eğitimlerine devam edebilecek. belki filmin sonunda da belirtildiği gibi özel kampanyalarla ancak yüzde on beş gibi küçük bir bölümü eğitim imkânına kavuşturulabilecek. onların da çok istisnai bir kısmı yüksek eğitime ulaşabilecek. çünkü kaderleri haline gelmiş olan yaşadıkları coğrafya ve içine doğdukları, kırmalarının pek mümkün olmadığı sosyo-ekonomik koşullar sınıfsal konumlarını döngü şeklinde yeniden üretecek, ulaşabilirlerse eğer muhatap kılındıkları eğitim müfredatı da bu fasit döngüye katkı sağlayacak.

    mesela shuiquan köyü’nde yoksulluk içinde yaşayan çocuklara tebeşiri iktisatlı kullanmanın önemi ve tutumlu olma sorumluluğu öğretilirken aynı anda şehirdeki prestijli bir kolejde üst sınıf gelir grubundan gelen çocuklara liderlik özellikleri, sorun çözme yöntemleri öğreten ve öz güven davranışları kazandıran eğitim verilmektedir. seçkin okuldakiler idare etmek için köydeki çocuklar ise idare edilmek ve idareli yaşamak için eğitilmektedir. bu anlamda fırsat eşitliği söylemleriyle parlatılan modern-kitlesel eğitim sisteminin neleri yeniden ürettiği açıktır. dolayısıyla sınıfsal açıdan dezavantajlı konumda olan bu çocukların çok büyük çoğunluğu miras olarak devraldıkları, içselleştirerek etkin hale getirdikleri anne ve babalarının yaşam tarzlarını, dünya algılarını ve geçim biçimlerini yeniden üretecek ve kendilerinden sonrakilere aktaracaklar. belki sisteme rağmen çocuklara sorumluluk almayı, inisiyatif kullanmayı, direnmeyi, mücadeleyi, teslim olmamayı, kendini aşmayı, kabuğunu kırmayı telkin eden minzhi gibi öğretmenlerin tedrisatından geçme şansına erenler bu fasit döngüyü fark edecek ve kırmak için bilinç kazanacaktır.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap