• biletleri çok çabuk tükenen oyunlardan biri.
    biletler satışa çıkar çıkmaz haberdar olmak için benim önerdiğim yöntem şu: instagram @krek_tiyatro hesabını takibe alıp bildirimleri açın. bu hesaptan biletler satışa çıktığında cep telefonunuza bildirim gelecek. ben bu yöntemle biletler satışa çıkar çıkmaz yarım saat içinde bilet bulabildim.

    #95313670
  • uzun zamandır sessizliğe gömülen krek tiyatronun yeni oyunu. oyuncu kadrosunda alican yücesoy, defne kayalar, fatih artman, okan yalabık, öner erkan, serkan kesin ve settar tanrıöğen’in bulunduğu oyunu yazan ve yöneten ise berkun oya. heyecanla beklemekteyiz.

    biletler satışa çıkmıştır.
  • çıkışında "yürüyüşünüzün değişeceği, yerden 5 cm havada yürümenizi" sağlayacak güzellikte 10/10'luk bir oyun.

    sahnesi itibariyle diğer oyunlardan farkı; camekanla kaplı ortadan ikiye bölünmüş iki ayrı bloktan oluşarak eş zamanlı birbirinin devamı iki farklı oyunun oynanması, oyunun kulaklıklar ile dinlenilmesi, ufak video gösterimi ve seyircilerin bloklar arasında yer değiştirmesi.

    not: kulaklıklar için hassasiyetiniz varsa gitmeden önce yanınızda kendi kulaklığınızı götürebilir ya da dezenfektan bulundurabilirsiniz.

    --- spoiler ---

    - oyuncuların performansı gerçekten çok çok iyiydi. özellikle mevlüt karakterini oynayan öner erkan ve naci karakteri ile serkan keskin 'e hayran kaldım.
    - oyunda her karakterin bir kaybediş hikayesi olduğunu ve kimsenin derdinin de kimseden üstün olmadığını görüyoruz. kimi kızının yanından ayrılmasını istemiyor, kimi babasını kaybetmiş, kimi karısını ve çocuklarını, kimi de kendini. berkun oya 'nın ellerine sağlık.
    - sevgi kavramının işlenişi de çok güzeldi. olması gerektiği kadar sevmek mi yoksa karşı tarafın istediği kadar mı.. o yüzden sadık'ın sevgisi aziz'in sevgisine göre daha gerçekçi ve samimi geldi bana. özellikle sadık'ın dertlendiği an karısını arayıp binnur kaya 'nın sesinden karısıyla yaptığı o telefon konuşması çok çok güzeldi.
    - naci'nin yaşama isteğindeki azalma; yürüyüşü, nefes alıp verişi, konuşmalarındaki sorgulamalar ile çok güzel anlatılıyor.
    - yavuz yani alican yücesoy 'un bir hikayesi var mıydı ben mi kaçırdım bilmiyorum.
    - defne kayalar oyundaki adını hatırlayamayacağım kadar az oynadı ve kafamda hikayesi tam olarak oluşamadı. ayrılık sürecine o da üzülüyordu, seviyor muydu hala neden geri dönmek yerine ülke dışına kaçmak gitmek istedi, neden sorgu odasına girdi ve hikayenin sonunda ne oldu, insan kendi duygularından ne kadar kaçabilir gibi gibi bir sürü soru birikti kafamda.
    - taner settar tanrıöğen babacan komiser tavrıyla role tam oturmuş. ama sanırım bir mantık hatası oldu ya da ben kaçırdım tam bilmiyorum. aziz karakteri yani okan yalabık 'ın konuşmaması içerideki polisler tarafından iddia sebebi olmuş kimi dilsiz kimi korkuyor gibi şeyler söylemişti ama aziz diğer sahnede içerideki diğer polislerle konuşuyordu bu iddia dolayısıyla hiç olmamış olsa gerek bilemedim.
    - hikayede dikkatimi çeken bir diğer kısım da; acı çeken insanların rol yapmak yerine insanlara olan duygularını dan dan dan söyleyebiliyor olması. özellikle naci ve mevlüt karakteri bunu çok güzel yansıttı.
    -sanma ki yaşıyorum şarkısını oyundan çıkınca eve kadar dinledim aslında hiç de tarzım olmamasına rağmen. oyun konusu ve işlenişine çok uygun bir seçim olmuş.
    - ben oyuna b sahnesi yani sorgu odası ile başladım acaba diğer taraf ile başlasaydım daha mı farklı hissederdim merak ediyorum. bilet alırken blok 2 her zaman başlangıçta sorgu odası mı oluyor onu da bilmiyorum gerçi.
    - oyunda rahatsızlık duyduğum kısımlar ise; iki blok arasındaki ses geçirgenliğinden dolayı bazı sahnelerde diğer odadaki gürültünün ya da kahkahaların duyulması anlık odaklanma sorunları yaşayabiliyor. ayrıca bazı seyircilerin çok fazla ya da küfür gibi komikliği bulunmayan yerlerde gülmesi de pek hoş değildi.
    --- spoiler ---

    bilet bulma şansına sahip olabilirseniz kesinlikle izlemenizi tavsiye edeceğim bir oyun.
    **bilet için de sevgili her zaman uykum var yazar arkadaşa çok çok teşekkürler.
  • krek oyunu izlemiş insan salona girip de aşina olduğu camekanı görünce heyecanlanmadan edemiyor.

    berkun oya sıradan ama çarpıcı hayatlar sunuyor yine bize. oyun içine gizlenmiş öyle cümleler var ki üzerine uzun bir sessizlik anı gerekiyor.

    yukarda izleyen arkadaşlar da belirtmiş. iki farklı seyirci grubu aynı anda farklı oyunlar izliyor. ben sorgu bölümünden başladım. iyi ki de öyle oldu diyorum. sahne kurulumu hep aynı mı bilmiyorum ama blok 2 kısmından bilet almanızı tavsiye ederim.

    oyuncu seçimleri gerçekten mükemmel. öner erkan oyunun sürpriz ismi. sistem eleştirilerini hep onun ağzından duyuyoruz. serkan keskin şu an toplamda 4 tiyatro oyununda oynuyor bildiğim, iki de çocuk tiyatrosu var. hayran kalmamak elde değil.

    oyunda bu elf kulaklarım beni yanıltmadıysa binnur kaya ve öykü karayel de sesleriyle varlar. üçüncü bir isim daha var ama kusura bakmasın onu tanıyamadım.

    özetle güzel olmuş oyundur. ama daha yolun başında oynandıkça güzelleşecek, tatlanacak. sezon içinde yeniden izlenesi bir oyun. krek döndüğü için mutluyum, bu harika oyunculukları izlediğim için mutluyum. daha da ne olsun..
  • rüya gibi bir oyun. sanki insanın kafasında geçiyor hikaye. ikinci kısım bile sanki arada uyanmışsın da rüyanda aynı kişilerle başka bir odaya geçmişsin gibi. ilk perdede kendimce doldurduğum boşlukları, ikinci perdede teker teker yüzüme çarptı.

    bir kaybın ardından hissedilen acının şiddetini, dışa vurum şeklini, bunu yaşayan kişi dışında anlamlandırabilmek ne kadar mümkün, ya kendi yaşadığınla karşılaştırmak bunu mümkün kılar mı? mevlüt, aziz'den daha mı az acı çekiyordu ya da sadık, naci'den daha mı iyi başa çıkabiliyordu. bunu bilebileceğimizi düşünmüyorum, tıpkı bu hikayede sınıfsal fark ile bir korelasyon kurulabileceğini düşünmediğim gibi.

    aslında berkun oya'dan iddialı bir teknik beklemekle birlikte, biraz da önyargılarla aldım biletimi. ne yani kulaklıktan dinleyip, onlar camla kaplı bir odadayken mi izleyeceğim en sevdiğim oyuncuları diye biraz dertlendim.
    düşündüğümün aksine, hikayeye girmek hiç zor olmadı. özellikle yıllarını sahneye vermiş oyuncuların, alışkanlıklarını yıkıp seyirciye asla bakışlarını çevirmemesi, bu anlamda bir ilişki kurulmaması da, dışarıdaki yerimizi algılamamızı kolaylaştırdı diyebilirim. akış açısından blok 1'den bilet almanızı öneririm. oyuna gitmeden ve oyundan sonra hazırlanan klibi de izlerseniz, tamamen özümsemiş oluyorsunuz.

    okan yalabık için yıllardır büyük bir beğenim olması, beni oyuna çeken ilk etken iken, sahnedeki ritme kaptırınca odağım kendisi olmaktan çıktı ve şaşkınlıkla öner erkan'ın ustaca tempoyu yükseltmesine ve sahnedeki dinamiğe kapıldım.

    öner erkan (mevlüt) demişken ayrı bir parantez açmak isterim, sahnede ilk kez izledim ve bayıldım, oynadıkça sahnede devleşti. inanılmaz girmiş karaktere, o kadar ustanın arasında böyle parlamak büyük başarı. karakterin sisteme getirdiği eleştiriler de azımsanamayacak kadar net ve cesur.

    öte yandan, serkan keskin(naci) zaten tiyatro performanslarıyla çığır açmış birisi, kusursuz oynamasının haber değeri yok. fırsat buldukça sahnede izlemek gerek ve bunu leyla ile mecnun'u sevemeyen bir tiyatrosever olarak söylüyorum, kendisindeki yetenek eşsiz.

    okan yalabık(aziz) sahneyi derinleştiren, tempoyu dengeleyen, tahmin edilebilir tarzda bir adamı oynadı. masum'dan sonra onu zorlayacak, bilinmedik bir şekilde karşımıza çıkmasını hep heyecanla bekleyeceğim, çünkü artık mimiklerini ezberledim. çok çok seviyorum, o ayrı. *ahh be

    fatih artman (sadık), o kadar yalın ve güzel oynuyor ki, kendini öne çıkarma kaygısı yok, sanki oynadığı karakter hayatına bir yerlerde devam ediyor gibi bir doğallıkla sanatını icra ediyor. ankara günlerinden beri, doğru seçimlerini ve hep daha iyiye gitmesini gurur duyarak takip ediyorum. erdal beşikçioğluyörüngesine girmeyip gerçekten sanatı önemseyen isimlerle çalışması çok sevindirici.

    özetle oyunun tadı damağımda kaldı, ankara'dan kalkıp gitmem gerekmese kesinlikle tekrar izlerdim. bu ülkede dünyanın hiçbir yerinde yapılmayan nitelikte tiyatro yapılıyor. bunun kıymetini biliyorum ve bu konuda çaba harcayan herkese popülizmin büyüsüne kapılmayıp, sahne sanatlarına harcadıkları büyük emekler için minnettarım.

    edit: çok küçük bir eleştirim olacak. bloklar arası ses izolasyonunu iyileştirmenin bir yolu bulunabilirse daha iyi olacaktır. olmadık bir anda diğer taraftan yükselen kahkahalar anın tadını kaçırıyor hafiften. yoksa eşzamanlılığa, oyun akıp giderken aksama olmamasına, bu konudaki özen ve dikkate söylenecek tek laf yok.

    bir de alican yücesoy'un (yavuz) neden bir hikayesi yoktu? var mıydı? eksik kaldı sanki
  • mükemmel yazılmış, mükemmel kurgulanmış, mükemmel yönetilmiş, mükemmel oynanmış. bu oyuna olumsuz eleştiri getirmek sanat adına çok büyük lüks olur. ayakta alkışladık.

    oyunu izledikten sonra bu video da yerine oturuyor https://www.instagram.com/p/bpcwgecbldm/

    tek dileğim bu oyunun da "masum" gibi muazzam bir mini diziye dönüştürülmesi. 7 karakter 7 hikaye 7 bölüm, olağanüstü olur.
  • güzel oyun, seneler sonra sahneye döndüklerini görmek harikaydı. ama benim en favori krek oyunum olmadı. ben acayip sarsılmış çıkardım oyunlarından. bayrak, güzel şeyler bizim tarafta, bomba gibi metinlerden sonra ben bunu çok etkileyici bulmadım.

    --- spoiler ---
    defne kayalar ve okan yalabık'ın hikayesi metnin genelini taşıyacak güçte değildi bence
    --- spoiler ---

    öner erkan'a kocaman bir parantez açmak lazım. inanılmaz oynamış. iyi oyunculuğun tanımı gibiydi adam sahnede. tüm ödüller kendisine gitsin inş.
  • gittiğim en iyi oyunlardan birisiydi, bu kesin. türkiye şartlarına göre güzel bir para verip gittiğiniz bir temsilin bu kadar çalışılmış, sahnesiyle kurgusuyla diyaloglarıyla her bir kenar köşesine özenilmiş olduğunu görmek, bu ülkede hala sanatın ciddiye alınıp bu kadar kafa yorulan bir oyun izlemek başlı başına bir keyif her şeyden önce. berkun oya çok iyi bir iş çıkarmış.

    oyunun sahne tasarımını az çok okuyanlar için; ben ilk perdede okan yalabık ve sorgu odası kısmındaydım. çoğu yerde yapılan eleştiriye ben de katılıyorum açıkçası, iki sahne arası denge çok iyi değil. bir taraf çok durgun ve dram ağırlıklı gidiyorken diğer taraf öner erkan'ın olağanüstü performansıyla yarılıyor ve durgun sahneyi izlerken diğer taraftan gelen kahkahalar dikkat dağıtıp bir şey kaçırıyormuşuz hissi veriyor. bunun dışında her karakter (defne kayalar hariç, onun oyunda baskın bir etkisi yok) ayrı ayrı işlenmiş hikayelendirilmiş, 2 saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

    öner erkan'ın performansı ise ayrı bir vurgu gerektiriyor. karşısında şapka çıkarıyor, reverans yapıyor ve en derin hürmetlerimi sunuyorum. büyüksün.

    edit: whatsapp yazışmalarındaki 'ikimizede' kısmına katılıyorum. oyunun kalitesine yakışmıyor. 'ikimize de' o.
  • oyundan çıkalı daha birkaç saat olmuşken sıcağı sıcağına yazmak istediğim berkun oya kaleminden çıkma oyun.

    --- spoiler ---

    öncelikle krek'te ilk defa oyun izledim. kulaklık ve camlı sahne olayını bilmiyordum. oyuna giderken bildiğim tek şey, iki farklı salonda aynı zaman diliminde farklı olayların oynandığıydı. bu açıdan bende oldukça ilgi uyandırdı.

    oyun hikaye olarak beni çok tatmin etmedi. sıradan bir hikayesi vardı, ancak güzel bir kurgulamanın hikayeyi ne kadar güzelleştirebileceğini görmüş oldum.

    her ne kadar hikaye sıradan da desem oyunculuklar o kadar üst düzeydi ki oyunu mükemmelleştiren de buydu benim için. oyuncu değerlendirmem ise şöyle:

    öner erkan: tek kelime ile müthiş. açık ara en iyi oyunculuk. bu seneki bütün ödülleri toplar.

    okan yalabık: her ne kadar çocukluk aşkımın yaşlandığını görsem de hala gözlerimi alamadan izlediğimi fark ettim. mükemmel bir oyuncu, fazla söze gerek yok.

    fatih artman: ağlama sahnelerinde oldukça başarılıydı. gayet doğal bir oyunculuk sergilemiş.

    alican yücesoy: kendisini daha önce pek çok oyunda izlemiş biri olarak bu oyunda pek beğenmedim. benim için top noktası her zaman hayvan çiftliği olacak.

    serkan keskin: sadece nefes alıp vererek bile karşı tarafa duyguyu geçirebilen bir oyuncu. ne denebilir ki?

    settar tanrıöğen: bildiğimiz gibi zaten.

    defne kayalar: oyundaki en sönük oyunculuktu, ama bunun sebebi defne hanımın rolünün az olması olabilir.

    bunların dışında, yanlış duymadıysam settar tanrıöğen'in eşini seslendiren binnur kaya idi ki oyundan önce de kulaklarını çınlatmıştık, hoş bir tesadüf oldu bizim için.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak gidip izleyin. farklı bir kurgu ve mükemmel ötesi oyunculuklar izlemiş olursunuz.
  • burdan krek'e sesleniyorum artık türkiye turnesine çıkmanız gerekiyor. izleyemiyoruz bu şekilde :(
hesabın var mı? giriş yap