aynı isimde "dune (film)" başlığı da var
  • frank herbert'in muhteşem hayalgücünün yarattığı evren, ve bu evrenin merkezindeki gezegenin adı.

    okumaya karar verip de "lan çok kitap var, nereden başlayacağım? hangi sırayı takip edeceğim?" diyip kafası karışan kardeşlerim, kitapların şu sırayla okunması gerekir.

    klasik dune serisi:

    1. dune (çöl gezegeni dune) - 1965
    2. dune messiah (dune mesihi) - 1969
    3. children of dune (dune'un çocukları) - 1976
    4. god emperor of dune (dune'un imparator tanrısı) - 1981
    5. heretics of dune (dune'un kafirleri) - 1984
    6. chapterhouse dune (dune rahibeler meclisi) - 1985

    hanedan üçlemesi:

    7. dune house atreides (dune atreides hanedanı) 1999
    8. dune house harkonnen (dune harkonnen hanedanı) - 2000
    9. dune house corrino (dune corrino hanedanı) - 2001

    cihat üçlemesi:

    10. dune the butlerian jihad (dune butleryan cihadı) - 2002
    11. dune the machine crusade (dune makinelerin seferi) - 2003
    12. dune the battle of corrin (dune corrin savaşı) - 2004

    klasik dune serisi'ne ek:

    13. hunters of dune - 2006
    14. sandworms of dune - 2007

    dune kahramanları:

    15. paul of dune (henüz tercüme edilmedi) - 2008
    16. the winds of dune (henüz tercüme edilmedi) - 2009

    bu sıra dune evreninde geçen olayların kronolojik sırasına uygun değildir. ancak olayları ve kavramları anlayabilmek için şahsi görüşüm bu sıranın takip edilmesi gerektiği yönündedir.
    oğul brian herbert ve kevin j. anderson tarafından kaleme alınan 13 ve 14'üncü kitaplar, frank herbert tarafından yazılmış ve ucu açıkta kalan ilk 6 kitabın hikayesini sona erdiyor ama o kitapta bize sunulanları tam olarak anlayabilmek için özellikle 10, 11 ve 12'inci kitapları okumuş olmamız gerekli.

    --copy paste değil alın teri bu arada.--
  • hatırlamak isteyenler, yeni başlayıp kafası karışanlar, unutanlar için bir dune terminolojisi hazırladım. spoiler içermiyor temel bilgiler var.

    arrakeen : arrakis'in(dune) başkenti.
    arrakis : dune olarak bilinen çöl gezegeni
    atredies: caladan gezegenin yöneten hanedan. ilk kitap itibariyle duke leto, eşi lady jessica ve oğulları paul'dan oluşmaktadır.
    bene gesserit: kız öğrencilere mental ve fiziksel eğitim veren eski bir okul\örgüt\topluluk. ilk amaçlarından biri uzun yıllardır devam eden dölleme programı ile kwisatz haderach adında süper bir insan yaratmak.
    caladan: atredies hanedanın gezegeni.
    carryall: arrakis hava aracı, genellikle baharat transferinde kullanılıyor.
    crysknife: fremenlerin kutsal bıçağı. türkçeye billur bıçak olarak çevrilmişti sanırım. ölü solucanların dişinden yapılıyor. (türkçe çevirisi hançer-i figan)
    fremen: arrakisde yaşayan özgür kabileler, gözleri mavidir, çölde yaşarlar.
    fremkit: çölde hayatta kalabilmek için giyilen fremen yapımı ürün.
    giedi prime: harkonnen hanedanın gezegeni.
    gom jabbar: bene gesseritler tarafından insanlık testi için kullanılan meta-siyanürlü bir iğne. görsel
    guild (lonca) : mutasyon geçirmiş lonca seyrüseferleri(navigator) bulunan ve bu seyrüseferler ile yıldızlararası yolculuk yapan tek kurumdur. baharat ile geleceği görerek yolculuk yapabilirler, çok fazla baharata maruz kaldıkları için farklı bir yapıya bürünmüştürler (büyük kafa). görsel
    harvester: baharat madeni yapan makine. görsel
    hunter-seeker: çok küçük boyutta bir öldürme silahı. genellikle suikastçılar tarafından kullanılır. (güdümlü avcı)
    imperial conditioning: suk tıp okulu tarafından geliştirilen imparatorluğa şartlandıran/bağlandıran bir teknik.
    kaitain: imparator saddam'ın ana gezegeni.
    kwisatz haderach: bene gesserit döllenme programı sonucunda hedeflediği; zaman ve mekanı kısaltan erkek.
    melange: dune'u özel kılan dune'da üretilen özel bir baharat. bir uyuşturucu gibi bağımlılık yapar, ömrü uzatır, sadece bu baharat ile uzay yolculuğu yapılabilir.
    mentat: insan bilgisayar. veri verirsin hesaplamalarını yapar ve bir olasılık dahilinde bir cevap verir.
    muad'dib: paul atreides'in kendisine verdiği bir fremen ismi, anlamı arrakise uyum sağlamış bir fare türü.
    ornithopter: kuş kanatları olan küçük bir hava aracı.görsel
    reverend mother (rahibe ana): bene gesseritlerin lideri.
    sandcrawler: dune yüzeyindeki baharatları toplamaya yarayan bir araç. (kum tırtılı)
    shai hulud (şeyh hulud): arrakisin kum solucanıdır. çok büyük uzunluklara ulaşabilirler genel uzunlukları 40-400 m arası olsa da paul 2.5 km uzunluğundaki solucanı sürmüştür. uzun yıllar yaşarlar, sudan etkilenir ve zehirlenirler onlar için ölümcüldür. görsel
    sardaukar: padişah imparatorun özel askeri ekibi. tamamen acımasız, üstün yetenekli kişilerden oluşur, küçük yaştan itibaren acımasızca şiddetin içinde yetiştirilir.görsel
    sietch: fremenlerin yaşadığı bölgelere verilen isim. yapıları mağaraya benzer.
    still suit: vücut sıvısını koruyan fremenlerin çölde giydiği özel bir giysi kaybettiğin sıvıyı (ter) su olarak tekrar veriyor. (damıtıcı giysi)
    thumber: kum solucanını dışarıya çıkarmak için kullanılan bir alet, kumda titreşimler yayarak solucanı tetikler. (gümler)
    truthsayer: gerçeği söyleten. bene gesseritler tarafından geliştirilen ve kullanılan bir yetenek. doğruyu, hakikatı görürler.
    usul: paul'a fremenler arasında verilen gizli bir isimdir.
    voice: bene gesseritlerin kullandığı özel bir yetenek. seslerini kullanarak karşıdaki kişiyi etkileyip ele geçirebilirler.
    water of life: genç solucanlardan alınan bir sıvı. birkaç damla fazlası öldürebilir. rahibe analar farkındalığını ve vücut kontrolünü artırmak için kullanırlar. (ab-ı hayat)

    edit: bazı ifadelerin türkçe karşılıkları eklendi. (old devil e teşekkürler)
  • basılmadan önce 23 kez reddedilmiş ve en nihayetinde, otomobil kullanım kılavuzları basan küçük bir yayınevi tarafından basılmıştır.

    sonuç: dünyanın en çok satan bilimkurgu romanı olmuştur.

    meali: elinizdeki şeyin kıymetine inanıyorsanız asla vazgeçmeyin.

    dipnot: okumadıysanız muhakkak okuyun. dune, kendi türünün ötesinde bir başyapıttır.
  • sözlükte genel olarak gördüğüm kadarıyla dune evreni hakkında baya atılıp tutulmuş birileri star wars özentisi bile demiş :d bende bu yüzünden bu entry'de dune'dan ilham alan ya da direkt çalan popüler kültür filmleri, kitapları ve dizilerini ve neleri aldıklarını yazmak istedim.

    1) tabii ki star wars birinci olmayı hak ediyordu böyle bir listede dfjk

    -> bu evrende arrakis çöl gezegeni = tattoine çöl gezegeni olmuş ?
    ->spice ise hiç değişime uğramamış george lucas bey adını bile değiştirmemiş yani öyle bir utanmazlık
    ->voice ise bu evrende karşımıza force olarak çıkıyor, telaffuzları da ayrıca baya yakın
    ->sandcrawlers da hiç ad değişimine uğramadan aynı kalmış
    ->sandworm = sarlacc (kocaman ve çok dişli ağızlı olup kumda yaşayan dev yaratıklar)
    ->bene gesserit = jedi
    ->prana bindu = jedi bendu
    -> leto ii atreides = jabba the hutt (kum solucanı imparator ve sümüklüböcek kral)
    -> tattoine insanları tıpkı fremenler gibi çöl kıyafetleri giyiniyor, hava filtreli maskeler takıyor ve pelerin giyiyorlar.
    ->paul'un kız kardeşi prenses alia ve luke skywalkerın kardeşi elia. luke ve elia'da paul ve alia gibi spiritüel ve psişik bir bağlantı paylaşıyor.

    görsel

    2) star trek

    -> mentatlar = vulcanlar
    -> vulcan çöl gezegeni = arrakis

    3) terminator

    -> izlediğimiz dune evreni buradaki herkesin düşündüğü gibi günümüzden 8000 bin yıl sonrasında değil butleryan cihadından 10 bin yıl sonraki zaman diliminde geçiyor. yani 10191 a.g. (after guild) yılında, bu da dune takvim sistemine göre space guildin (evrende ulaşımı sağlayan oluşum) kuruluşundan 10 bin yol sonra. günümüz ile space guildin kurulduğu yıl arasında ne kadar yıl olduğunu kimse bilmiyor, bilen tek kişi 35 yıl önce öldü. asıl konum butleryan cihadına gelirsem çoğu kişinin gözlemlediği gibi dune evreninde robotlar ya da yapay zekalar yok. çünkü dune evreninde bilinmeyen bir zamanda yapay zekalar öyle bir güç kazanmaya başlar ve gelişir ki durdurulamaz bir noktaya gelirler. öyle ki makineler bir zamanlar insanları bile yönetir. işte bu olayların sonucunda 200 b.g. (before guild) yılında insanlar ve makineler arasında 100 yıl boyunca sürecek (108 b.g. yılında bitiyor) bir savaşı içeren terminatör tipi bir kıyamet meydana gelir;

    dune evreninde terminatör evrenindeki skynetin aynısı olan yapay zeka topluluğu omnius vardır ve bu yapay zekanın tıpkı terminatör evreninde john connorun yönettiği insanlar tarafından yenilgiye uğratılana kadar on yıllar boyunca insanları köleleştirebilmek için bir robot ordusu topladığı gibi insan cihatçılar tarafından yenilgiye uğratılana kadar insanlığı köleleştirebilmek için yüzyıllar boyunca robot askerlerden oluşan bir ordu toplar.

    dune evreninde bu cihad o kadar önemlidir ki o.c. (orange catholic) incilinde " insan aklına benzer bir makine yapmayacaksın" diye bir ayet yer alır. insanları taklit edebilen ve insan gibi düşünebilen makineler yaratmak günah haline gelir. cihaddan sonra her türlü düşünen makine yasaklanır, onları yaratmak, kullanmak veya onlarla işbirliği yapmak işlenebilecek en büyük suçlardan biri haline gelir. bu makinelerin yerini ise özel olarak makine gibi yetiştirilen üstün insanlar olan mentatlar alır.

    kısacası eğer terminatör evreninde makineleri deviren insanların binlerce yıl sonra ne halde olduğuna bakmak isterseniz dune'u okuyup izleyebilirsiniz sdhjsl

    4) matrix

    -> dune'un makinelere karşı olan tarihi ve zion'un makinelere karşı savaşı
    ->neo'nun tıpkı paul gibi kör olduktan sonra bile görebilmesi.
    -> mentat mileg teg'in çevresini ağır çekimde algılayabilmesi gibi neo'da herkesin bildiği kurşun sahnesi gibi çevresini ağır çekimde algılayabiliyor.
    ->matrix bildiğimiz gibi william gibsonın neuromancer romanından, bu roman jodorowsky's dune dediğimiz çekilemeyen dune filminden esinlenilmiştir.
    ->pek çok kişiye göre matrix evreni dune evrenindeki butleryan cihadından önceki yani insanlığın makinelerin kölesi olduğu zamanı anlatmaktadır, tabii kesin bir bilgi yok.

    5) the wheel of time

    -> bene gesserit = aes sedai
    -> fremen = aiel
    -> paul atreides = rand al thor

    ayrıca dune'dan esinlendiği bilinen bazı filmler, kitaplar, oyunlar ve diziler:
    tremors, blade runner, alien, contact, dark angel, flash gordon, game of thrones, masters of the universe, neuromance, robotech, the fifth element, warhammer 40k, raiders of the lost ark
  • derler ki bu eser, kitabı okunmadan sadece filmine bakarak yüzeysel olarak her yorumlandığında arrakis'te bir kum solucanı can verir.

    -prenses irulan'ın yazdığı muad'dib'i anlamak eserinden-
  • 2.filmi izleyip bu seriye girmek icin heveslenen arkadaslar icin uyari niteliginde bir yazi olacak.

    dune adli bilim kurgu yapitinin 6 adet ana kitabi var ve bu 6 kitap bizzat frank herbert tarafindan yazilmistir

    bu kitaplar :

    1) dune
    2) dune mesihi
    3) dune cocuklari
    4) dune tanri imparatoru
    5) dune sapkinlari
    6) dune rahibeler meclisi

    bu 6 kitap hikayenin ana govdesini olusturuyor. bunu herkes biliyordur muhtemelen. simdi gelelim frank herbert'in oglunun babasinin olumunden sonra yazdigi 25 adet dune evreni ile alakali olan kitaplarina.

    frank herbert'in oglu olan brian herbert, 1999 yilindan itibaren her sene 1 kitap cikariyor herif. daha 6 ay once chani ile prenses irulan hakkinda bir kitap daha cikardi. yine ayni sekilde hanedanlari, onemli karakterleri inceleyen kitaplari da var

    bu kitaplardan bahsetmemin nedeni 6 ana kitabi bitirdikten sonra bu kitaplari okumak gibi bir hataya dusmemeniz icindir.

    cunku bu 20 kusur adet kitabi okursaniz frank herbert'in yarattigi o muazzam alegorik eser degil de, bu adamin kafasindan uydurdugu dandik superkahramanlar kalacaktir. bu kitaplari bu kadar elestirmemin sebepleri su sekilde :

    1) bu brian herbert denilen arkadas bir roportajinda diyor ki, benim yazdigim kitaplar babamin yazdigi kitaplardan once okunmali, cunku ben bu evrene giris niteliginde kitaplara sahibim, once onlari okuyup sonra ana kitaplara gecin diyor. fakat gelin gorun ki, adam 2002 yilinda yazdigi harkonnen avi adli kitabinin 16. partinda, dune'un 1.kitabinda gerceklesen olayin gelecekten spoilerini veriyor. gayet acik bir sekilde once okunmasi gereken bir kitap yazdigini iddia edip ileriye donuk dumduz spoiler yapistiriyor.

    2) brian herbert'in eserlerinin neredeyse tamami basit bir kurgu ekseninde mekandan mekana atlayarak ilerliyor, diyebilirsiniz ki bu gayet normal okuyucunun anlamasini da kolaylastirir. fakat frank herbert'in olusturdugu dune kurgusu cok acik bir sekilde kompleks bir yapida. bu da yazdigi kitaplarin babasinin yazdigi kitaplar ile celismesine neden oluyor. frank herbert'in yazdigi 6 kitabi okurken bir anda bir kahramanin kafasinda gecen dusuncelere gider, paul'un gorulerini yorumlar, jessica'nin yaptigi planlari okurken bulursunuz kendinizi. her mekanda o karakter icini okuyucuya doker ve siz de o karakter ile birlikte dusunursunuz. fakat brian'in yazdigi hicbir kitapta bu derinlik yok, kahramanlarin cogu dumduz ya iyi ya da kotu kisiler, empati kurmaniz imkansiz, kotu karakterin hicbir motivasyonu yok. bag kuramazsiniz.

    3) frank herbert'in 6 kitapta hic bahsetmedigi birkac twist varmis, ogluna gore. bunlari kendi kitabinda kullaniyor. diyor ki brian, babamin notlari arasinda evreni etkileyecek bilgiler buldum, kitaplarimda ondan bahsettim. mesela jessica'nin ailesi ile ilgili cok onemli bir bilgi paylasiyor 2012 yilinda bene gesseritleri konu alan kitabinda, bu kitabi okuyan fanlari da diyor ki, madem bu bilgi babanin notlarinda vardi neden bu hikayede paylasmadi? cok bariz ki frank, jessicanin ailesi ile ilgili bir taslak yazip sonra vazgecmis, ama salak oglu bunu sanki babasi oyle yazdi gibi lanse edip kitabinin pr'ini yapti. adami kitabin fanlari 2015 yilinda mesaj yagmuruna tutuyorlar, babanin yarida kalan notlarini paylas da biz de gorelim diye, tabii ki paylasmiyor, cunku dayanagi yok.

    ya arkadaslar, brian herbert'e soruyorlar, bu taslaklar ne kadar fazla, yani elinde ne kadar babanin biraktigi not, disk, kagit var diye soruyorlar. 30 sayfa kadar diyor. yahu elindeki 30 sayfa ile 22 kitabi nasil yazabildin be adam?

    1997 yilinda, frank herbert'e ait 2 tane disk bulunuyor, olumunden 10 yil sonra. 2 adet disk var, frank herbert'in el yazisi ile, dune'un 7. ve son kitabinin taslaklari var icinde, yine 2000'li yillarda brian herbert'e soruluyor, diskin icinde ne var diye, brian 1.5 sayfalik bir taslak var diyor. yav adam 1.5 sayfalik taslagin ustune 22 tane kitap yazmis ya. hicbir altyapi yok, hicbir kanit yok, babasinin evrenini hallac pamuguna cevirmis

    bu brian denen herifle reddit'de, fan bloglarinda cok cok agir dalga gecer okuyucular, hatta adama '' reverse christopher tolkien '' falan diyorlar, adam hicbir sekilde babasinin olusturdugu taslaklari, notlari paylasmiyor, bunun yerine kendi kafasinda kurdugu evreni her sene kitap yapip satiyor.

    adamin babasinin mirasini usulune uygun bir sekilde devam ettirmek gibi bir derdi yok, yav adamin twitter kullanici adi @duneauthor amk. twitterda 12 saatte bir yazdigi kitaplarin indirimli linkini paylasiyor, instagram influenceri gibi link birakiyor adam ya.

    5) bu adamin ne kadar beceriksiz oldugunu 2008 yilinda yazdigi '' paul of dune '' adli kitabindan aldigim bir paragraf ile aciklayayim

    2.filmde yer almayan ama kitap icin onemli olan bir karakter var, kont fenring. bu adam imparatorun sag kolu, fena entrika kovalayan bir herif. brian herbert'e gore bu adam '' paul of dune '' adli kitapta soyle yapiyor,

    kont fenrig, paul'u oldurmesi icin 6 yasindaki kizini egitmis (allah allah). kitabin bir bolumunde de kizi henuz 6 yasindayken 12 adet full ekipman sardaukar'i ciplak elle herhangi bir hile olmadan olduruyor. bildiginiz dumduz eliyle bogarak.

    bakin arkadaslar frank herbert'in yarattigi evrende boyle bir sey mumkun degil, istersen baharatlari damardan al yine de mumkun degil, yari tanri statusunde olan paul bile 1.kitabin sonunda na-baron feyd-rautha ile kapisirken bicaginin ucuna yakici bir asit ilaci suruyor, rakibini kolay alt edebilmek icin. cunku ne kadar guclu olursa olsun kendisi tanri statusunde olumsuz birisi degil, ayni sekilde feyd rautha da boyle, bene gesseritlerin uzerine dustugu, inanilmaz iyi dovusen bu savasci, paul'u yenebilmek icin bicaginin ucuna uyku ilaci surdurtuyor, entrikaya basvuruyor. dune evreni boyle bir sey cunku. buyrun 1. kitaptan bir paragraf. bu paragraf ikinci filmin son sahnesinde paul ile feyd rautha'nin olum duellosundan .

    '' paul, şimdi de o şüpheye kapılsın bakalım, diye düşündü. şimdi de o zehir var mı diye kaygılansın.
    feyd-rautha, "hıyanet!" diye haykırdı. "beni zehirledil kolumda zehir hissediyorum!"
    paul sonunda konuştu: "birazcık asit, o kadar. imparator'un bıçağındaki uyku ilacına karşılık."

    dune evreninin temasinda bos kahramanlik veya sinirsiz aksiyon yoktur, cok guclu kahramanlar veya tek basina koca bir tumeni alt edebilecek kisiler de yoktur. cunku bu evren entrika, politika, din uclemesi uzerine kurulmustur, bu kitabin savas iceren sayfalari diplomasi ve entrika sayfalarindan cok daha azdir, cunku frank herbert bu kitaplarda insanligin nasil manipule edilip nasil kolayca kontrol edilebilecegi temasi uzerine kitabi yazmistir.

    frank herbert'in onlarca, yuzlerce roportaji var arkadas, adam kicini yirtiyor ya, yuzlerce konusmasi var, adam bagira bagira diyor ki, mesihlere, kahramanlara inanmayin bu adamlar saf iyi degillerdir, pesinde kosmayin diyor. superkahramanlar yoktur, sinirsiz guce sahipse bir kisi, o guc mutlaka ama mutlaka yozlasir, geri donusunde de size zarar verir.

    bu yaziyi denis villenuve'un roportajini paylasarak bitirecegim, bu adam bile frank herbert'in ne anlatmak istedigini anlamis ama oglu olacak adam bunu anlayamamis. cok yazik.

    buyrun villeneuve'un ikinci filmi cektikten sonra olan roportajindan parca. adam diyor ki, seyirciler veya okuyucular bu tarz figurlere, ilahi dinsel kahramanlara inanmamali, onlarin pesinden gitmek olume gitmek demektir.

    dennis villeneuve, frank herbert'in ilk kitabi yazdiktan sonra verdigi roportajlari incelemis. frank herbert kitabi okuyan insanlarin paul'e sempati duymasina uzuldugunu soylemis, niye paul'e sempati duyuyor ki okuyucularim anlamiyorum demis roportajlarinda. ya adam frank herbert'in anlatmaya calistigi derdini anlamis da 2 tane tas gibi film cekmis ya.

    oglu olacak brian herbert'in kitaplari ise tamamen sinirsiz guc, sacma sapan dev robotlar ile kapisan karakterler ve mantiga sigmayan olaylardan kurulu. babasi super kahramanlar yoktur, mantik ve politika vardir diye kitap yazmis, oglu da yazdigi kitaplara 3 adet 39 metrelik dev robotlar ( dune evreninde robot diye bir kavram cihattan sonra kalmamistir artik, ne alakaysa) ile kapisan karakterler eklemis.

    bu yuzden bu adamin yazdigi kitaplari okuyup frank herbert'in yazdigi o muhtesem alegori iceren evreni mahvetmeyin
  • selamlar,

    --- spoiler ---

    işbu entry eylül 2021 tarihinde vizyona girmiş olan ve dune serisinin 1. kitabının ilk yarısını anlatmış olan dune filmi ve 1 mart 2024 tarihinde vizyona girecek olan, dune serisinin 1. kitabının 2. yarısını anlatacak dune part ii sinema filmi için oldukça uzun bir ön bilgilendirme mahiyetindedir.

    kanaatimce film ya da kitaplar için tat kaçıracak bir spoiler yok. mesela atreides'lerin arrakis'e gönderilme amacının aslında atreidesler için bir tehdit olması vs kitap ya da filmde hemen başlarda edindiğimiz bilgiler.

    ancak yine de bir arkadaşım gibi filmlerin son çıkan fragmanlarını dahi spoiler var diye izlemeyecek kadar hassassanız birkaç nokta can sıkabilir belki.

    buradaki yazdığım bilgiler arasında muhakkak yine sözlükten okuduklarım da vardır, çok çok dağınık olduğu için tek tek entry referans veremiyorum. o arkadaşlara da çok teşekkürler.

    şahsi tavsiyem

    bu entry --> ilk film --> buraya kadar sizi sardıysa kitaplar --> 1 mart itibari ile 2 film --> kitapların kalanı

    sırası ile gitmeniz. kitap okumadan film izleyecek olanlar; "şu niye böyle, bu ne, o kim vb." sorular sormadan keyifle kendilerini denis villeneuve muhteşem karelerine bırakabilirlerse entry amacına ulaşmış olacak. şimdiden keyifli seyirler.

    --- spoiler ---

    dune: giriş

    -- çölün atası, sonsuzluğun babası, suyun ve hayatın sahibi şeyh hulud’a selam olsun!--

    ilk olarak şunu bilmemiz gerekiyor; dune bir fantastik kurgu değil, bilim kurgu serisi. izlediğimiz/okuduğumuz şeyler şimdi yaşadığımız dünyanın çok çok uzak bir geleceğini anlatıyor. ancak burada yazarımız frank herbert öyküsünü kurgularken destek aldığı bilimler genel olarak diğer bilim kurgu serilerinden farklı; ekoloji ve jung’un psikolojisi. özellikle jung yüzünden kitaplar ara ara fantastik sınırına bir adım atıp hemen geri çekiliyor. (bazen de çekilmiyor.)

    (google'a dune, jung yazınca çok sayıda yazı, video vb. mevcut. biraz psikoloji sevenlere tavsiye ederim.)

    peki ne oluyor? insanlık almış başını gitmiş, çok çok uzun zaman geçmiş. kitaplarda tarih belirtilmese de sonrasında bir arkadaşının yazdığı dune ansiklopedisinde 10.000 gibi bir yıl var, genel olarak bu kabul görüyor, biz de böyle kabul edelim. velhasıl 10.000 yılındayken insanlık çoktan farklı gezegenlere yayılmış ve dünya çoktan unutulup gitmiş. farklı gezegenlere gitmek için yapay solucan delikleri kullanılıyor. ancak buradaki hesaplamalar asla bir insanın yapabileceği gibi değil ve bu durumda yapay zeka onlara yardım ediyor. bir noktadan sonra yapay zeka insanlığa baş kaldırıyor tıpkı matrix’teki gibi. ancak burada matrix’ten farklı olarak makineler değil insanlar kazanıyor. (unutmayalım ki dune; star wars, star trek, matrix vb. hepsinden çok daha önce yazılmış ve pek çoklarına da ilham olmuş bir eser.)

    görsel (butlerian cihadı tasviri)

    makine x insan mücadelesi, butlerian cihadı olarak geçiyor seride. (ingilizcesinde de jihad bu arada.) zira insanlık varlığını sürdürüp türün devamı için cihat yapıyor baya ve kazanıyor da. bu cihat o kadar önemli ki ondan sonra toplumların dinlerine, kültürlerine de işliyor. örnek olarak o dönemin kutsal kitaplarından olan turuncu katolik incilinde bir ayet dahi var; “insan gibi düşünen makine yapmayacaksın!” bu sebepten dune’daki bilimsel ilerleme bilişim, yapay zeka vs. değil mekanik, genetik, malzeme bilimi gibi konular üzerinden oluyor. (filmlerde gezegenler arası seyahat yapılabilen müthiş uzay gemileri, havada uçuşan cihazlar vb. olmasına rağmen bir tane bile bilgisayar olmamasının sebebi bu. mesela vücudun etrafını kaplayan ve yaydığı titreşimlerle insanı koruyan yapay kalkanlar var. bu kalkanları kurşunla aşmak imkansız olduğundan savaşlarda tekrar kılıç ve bıçak ve bunları ustaca kullanan askerler öne çıkıyor.)

    görsel (kalkan teknolojisi ile yakın dövüş eğitiminde paul aterides)

    düşünen makinelerin yok edilmesi insanlık varlığını sürdürebilse de gezegenler arası seyahat aşırı kısıtlı bir hale geliyor ve bu çok çok ciddi bir sorun. zira pek çok gezegende çoktan insan yaşamı var ve ortada bir otorite de kalmamış oluyor. bu fetret devrinde uzaklarda ve çok da önemli kabul edilmeyen dune (arrakis) isimli büyük ölçekte çöl olan, kumda yaşayan birkaç yüz metre boyunda olabilen “solucan” isimli çok tehlikeli ve ihtişamlı yaratıkları ile bilinen bir gezegende melanj veya bahar, baharat olarak adlandırılan bir halüsinojen olduğu keşfediliyor. sentetik olarak üretilemeyen bu madde insana her anlamda iyi geliyor. kullanana sağlık, keyif ve uzun bir ömür veren bu madde öte yandan insanı lsd gibi uçuruyor da. ve çok çok yoğun melanja maruz kalan insanların özel şartlarda zihni öyle bir açılıyor ki sadece makinelerin yaptığı kuantum hesaplarını yapabiliyor hâle geliyorlar ve nihayet 11.000 gibi bir yılda gezegenler arası seyahat tekrar mümkün oluyor.

    görsel (bir solucan ve dune çölleri...)

    bu durum dune’u ve onun melanjını evrenin en önemli gezegeni ve maddesi haline getiriyor. dünyamızdaki petrol gibi melanj da sömürüye sebep oluyor. dune gezegeni ve oranın yerel insanları sindirilip melanj toplanıyor ve idaredeki en önemli unsur haline geliyor. idare demişken toplumsal yapı ciddi ölçüde değişmiş, tekrar monarşiye dönülmüş bir yapı var. bilinen evreni padişah emperor unvanı ile bir adam yönetiyor ve ona tabi olan lord, kont, dük vb. ünvanlı aileler var. bu elemanlar sorumlu oldukları gezegenlerin idaresindeyken hepsi tepedeki padişah emperor’a bağlılar.

    görsel (mart’ta vizyona girecek dune part ıı filmi için ıv. shaddam’ı gösteren bir poster)

    toplumda değişen tek şey idare biçimi değil gerek doğal evrim gerek yapay seçilim gerekse genetik biliminin geldiği nokta sayesinden bir anlamda özel insan grupları var oluyor. örnek olarak bilgisayar yokluğunda çok küçüklükten zihinleri doğru eğitimle müthiş analitik zekası olan mentatlar, duygu kontrolü, doğuracağı çocuğun cinsiyetini tayin etmek için uygun hormonları salgılayabilecek kadar bedenlerine hakim bene gesserit rahibeleri gibi topluluklar mevcut ve epey de önemliler.

    bu noktada bene gesserit çok önemli zira bu hanımlar toplumların dini, kültürü üzerinde epey etkin. elbette siyasette de öyle. yeterince önemli her lord, dük, prens vb. için “odalık” olarak dahi olsa da bir bene gesserit rahibesi ile ilişkilendiriliyor. saraya bu kadar nüfuz etmiş bir klan doğal olarak siyasette de etkin bir güç olmuş oluyor.

    görsel (leto atreides’in ekibinden, ünlü ajan mentat thufir hawat)
    görsel (paul ve o an için ilk kez karşılaştığı, annesinin de bene gesserit okulundan hocası olan başrahibe gaius helen mohiam)

    rahibelerimizin bir amacı var; insan soyunu yüceltmek. bu uğurda özellikle genetik miras çok önemli. bu yüzden birkaç bin yıl sürecek bir süreç başlatıyorlar. bildikleri soylardan gelen insanlardan rahibeler çocuk yapıyor, o çocuklar ileride başka önemli soylardan gelenlerle birleşiyor derken nihai amaca her seferinde bir adım daha yaklaşıyorlar; yer yer mehdi, mesih olarak da isimlendirilen kuizats haderah’ın (ibranice’de yolu kısaltan, aynı anda farklı yerlerde olan gibi bir anlamı var) hayata gelmesi ve tabii ki gelmişken de kendi kontrollerinde olması. bu kadim planın sonlarına doğru jessica isimli bir rahibe’ye bir görev veriliyor; kendisi önemli düklerden leto atreides ile beraber olacak ve ondan bir kız çocuğu olacak. buna paralel olan başka bir koldan gelen bir erkek çocukla bu kız ileride beraber olacak ve nihayet kuizats haderah hayata gelecek. ancak “there is a problem”; love! dük atreides’e aşık olan jessica, dük’ün varisi ya da kardeşi olmadığından kendisine bir oğul bir verme talebine razı oluyor ve kahramanımız paul atreides doğuyor. böylelikle evrenin en kadim, en köklü tarikatında ilk kez bir rahibe tarikata karşı gelmiş de oluyor.

    görsel (şanlı dük leto atreides & güzeller güzeli lady jessica)

    peki olayı ne kuizats haderah’ın? çok çok yoğun bir fiziksel ve zihinsel eğitimden geçmiş rahibeler bir noktada çok yoğun melanj kullanımı ile sınanıyor. bir kısmı ölüyor bir kısmı ise bu süreci atlatıyor. hayatta kalanların bir ödülü var; bir anlamda zihindeki kilitler açılıyor ve genetik hafıza onlar için ulaşılabilir oluyor. bu kadınlar kendi anneleri, onların anneleri derken en geriye kadar kendi üst soylarındaki tüm kadınların bilincine ve hafızalarına ulaşabilir oluyor. bu durum son derece avantajlı olsa da yarım zira erkekler yok. bir kehanet var; bir gün ilk kez bir erkek bene gesserit olacak ve o hem kadın hem erkek atalarının genetik hafızalarına kavuşacak. işte bu bekledikleri kuizats haderah. farklı tarihlerde denenmiş bütün erkekler melanj ıstırabında ölüyor ve zaten o noktada bunu ancak kontrollü üreme ile olabilecek en doğru insanı “yaratabileceklerine” kanaat getiriyorlar.

    atreides’lerden bahsettik; bu güzel hanedan cennet gibi bir gezegende keyifli keyifli takılıyor. dük leto diğer otoritelerce de çok seviliyor. ancak şu bir sorun ki biraz fazla seviliyor. sağda solda onun padişah emperor olması gerektiği sesi yükselmişken bu durum mevcut padişah emperor 4. shaddam’ın dikkatini çekiyor ve tehlike büyümeden önlemek istiyor.

    görsel (resmi bir törende dük leto atreides, (kendi) sağında kumandanı gurney halleck ve solunda mentat thufir hawat)

    shaddam’ın planı şu; halihazırda onun mülkü olan dune gezegeni, onun iradesi ile harkonnen hanedanlığına işletmesi için tımar olarak verilmiş dune gezegeni, harkonnen’lerden alınıyor ve atreides’lere veriliyor. burada amaç özetle harkonnen x atreides kavgasını körüklemek ve doğal bir durummuş gibi göstermek, alttan alta harkonnen’lere destek verip dük’ü elini kana bulamadan ortadan kaldırmak. bu durum çok önemli çünkü padişah emperor full otorite olsa da tek güç kaynağı değil. lord ve düklerin oluşturduğu “lordlar kamarası” gibi bir yapı da var ve padişah ile anlaşmaları son derece net; onlar itaat edecek, padişah ise onlara meşru bir sebep olmadıkça saldırmayacak. padişahın bir anda atreidesleri ortadan kaldırması isyan ve baş kaldırıya sebep olacağından bu süreci bir plan dahilinde kendisinden bağımsız görünecek şekilde tasarlıyor.

    başlarda dediğimiz gibi 11.000 gibi bir yılda melanjın keşfi ile tekrar gezegenler arası seyahat başlamıştı, bu tarih milat olarak kabul ediliyor ve takvim sıfırlanıyor. sıfırlanmış takvimden 10.500 yıl (2021de yayınlanan ilk filmin başlarında 10.400 küsür gibi bir yıl vardı, o işte) kadar zaman geçiyor (yani bizim takvime göre 21.000 küsür yılları) atreides’lere dune’un kontrolünü ele alma emri geliyor ve film başlıyor. atreidesler ve harkonnen’ler arasındaki güç mücadelesi, dune gezegeni ve oranın yerel insanların sürdürdükleri mücadele ve başlı başına bir sorun olan, kız olması istenirken erkek doğmuş paul’ün, beklenenden ve planlanandan önce gelmiş kuizats haderah olabilme ihtimali filmde bize oldukça etkili bir şekilde anlatılıyor.

    şeyh hulud sizi korusun.
  • dune kişiyi hapseden olay örgüsünün yanında barındırdığı özlü sözler ile de dikkat çeken bir kitaptır... gerçek olmasını istemediğiniz bir evren (bkz: #1366360) ve gerçek olması gereken karakterle beraber gerçek hayat da kullanabileceğimiz pek çok tavsiye içerir... bunlardan bazıları:

    • başlangıç dengelerin doğru olduğuna dair en hassas ihtimamın gösterileceği zamandır.

    • soyluluk kurnazlık gerektirir.

    • popüler bir adam güçlerin kıskançlığını uyandırır.

    • besin-güvence-özgürlük yalnızca içgüdü ile elde edilmez.

    • hayvani bilinç ne verilen anin ötesine geçebilir ne de kurbanlarının soyunun tükenebileceğinin fikrine erişebilir.

    • hayvan yok eder, üretmez.

    • hayvani zevkler duyu seviyelerine yakın kalır ve algısal olandan kaçınır.

    • insan, üzerinde evreni görebileceği temel bir koordinat sistemine gereksinim duyar; isteyerek odaklanmış bilinç senin koordinat sistemini oluşturur.

    • tüm maddeler-hücreler-varlıklar geçicidir. içlerinde sürekli akış için çaba harcar.

    • hayvanlar bir kapandan kurtulmak için bacaklarını ısırarak kopartabilir. bir insan ise kapanda kalır; acıya dayanır ve avcıyı öldürüp kendi türüne yönelen tehdidi ortadan kaldırma umuduyla ölü taklidi yapar.

    • nefret; asla unutmamamız gereken gerçeklerden dolayı. sevgi ise yalnızca temel gerçek.

    • imkansızlar; yalanı bilmeden doğruyu görmeye kalkışmak ve karanlığı görmeden de ışığı.

    • gençlik ve güzellik gittiği vakit fark edilecek ki ikisi arasında bir zamanlar denge ile dolu olan o yer maharet ve becerilerin tükenmez bir kaynağı haline gelir.

    • oğlunu çok fazla korursan, herhangi bir yazgıyı gerçekleştirecek kadar güçlenemez.

    • boyun eğen hükmeder.

    • dünya dört şeyle ayakta durur; bilgenin ilmi, soylunun adaleti, cesurun yiğitliği, haklinin duaları. ama tüm bunlar hiçbir şey değildir, yönetme sanatını bilen bir yönetici olmadıkça.

    • bir yönetici zorlamayı değil ikna etmeyi öğrenmeli. en iyi adamları etrafında toplamak içinde ortaya en iyi kahve ocağını koymalı. ve bulunduğu yerin dilini kavrayabilmeli.

    • yaşamın sırrı çözülecek bir problem değil tecrübe edilecek bir gerçekliktir.

    • bir süreç durdurularak anlaşılmaz. anlama sürecin akışıyla birlikte hareket etmeli ona karışmalı onunla birlikte akmalıdır.

    • hangi duyularımızın eksikliği dört bir yanımızdaki diğer dünyayı görmemize ve işitmemize engel oluyor?.

    • oğul babanın uzantısından başka nedir ki?

    • tuzağın nerede olduğunu bilmek, ondan kurtulmanın ilk adimidir.

    • adamların sadakati; üstün olduklarına dair inançlar, gizli antlaşmaların gizemi ve acıyı paylaşma duygusu körüklenerek sağlanabilir.

    • akil vücuda emreder ve vücut itaat eder, akil kendisine emreder ve dirençle karşılaşır.

    • kökünden sökülmüş bitkiyi öldürmek kolaydır, özellikle düşman ellerde.

    • hızlı öğrenmenin ilk koşulu ‘’nasıl öğrenmeli?’’ yi öğrenmek.

    • öğrenebileceğine dair kendine güven. her tecrübe kendi dersini taşır.

    • dağın tepesinden dağı göremezsin.

    • komutanlar daima kendinden emin görünmelidir; tehlikeli bir mevkide oturup asla bunu belli etmezken, bütün bu güvenin yükü omuzlarına biner.

    • savaş teorisi hesaplanmış riskten ibarettir.

    • göz ve pençeyle yönetmeli... tıpkı başka kuşların arasında atmaca gibi.

    • babanın insan , etiyle kanıyla insan olduğunu keşfettiğin andan daha korkunç bir aydınlanma ani muhtemelen yoktur.

    • hiç bir şey bir lidere şov havasından daha fazla bağlılık kazandırmaz.

    • zaptetmek için insan öz saygısına mal olabilecek kararlarla karşı karşıya kalabilir.

    • güç ve korku, devlet yönetiminin araçları.

    • asla olasılıklardan bahsedemezsin yalnizca olanaklardan söz edersin.

    • hediye, bahşedenin lütfüdür.

    • büyüklük geçici bir tecrübedir , asla kalıcı değildir.

    • bolluk insani tehlikeli bir tedbirsizliğe iter.

    • her genç organizma için en büyük potansiyel rekabet kendi türünden gelir.

    • büyüme; en az miktarda bulunan ihtiyaç maddesiyle sinirlidir. ve doğal olarak en az elverişli koşul büyüme oranını kontrol eder.

    • boğulmakta olup ta kendisini kurtarmak için sizin omuzlarınıza çıkan adam anlayışla karşılanabilir. böyle bir durumla oturma odanızda karşılaşmadığınız sürece.

    • atalarımızın uyguladığı şiddetin karşılığını öderiz.

    • kişisel problemlerle karşılaştığımızda, en derin kişisel şeyler mantığımızın incelemesi için dışarı çıkarmakta en çok zorlandığımız şeylerdir. gerçekten kafamızı meşgul eden o en derindeki asil şey dışında her şeyi suçlayarak onun çevresinde debelenmeye eğilimliyizdir.

    • güç iki tarafı da keskin kılıçtır.

    • insanların ruhsal kaslarını geliştirmek için zor günlere ve baskıya ihtiyaç vardır.

    • merhamet insafsız olmalıdır.

    • insani insanlardan ayrılmak üzer, bir yer yalnizca bir yerdir.

    • karşılaşacağın her şeyin değerini bilmeye hazır ol.

    • karanlık kör bir hatıradır, burunlar görür, kulaklar görür.

    • doğruluğa gösterilen saygı dürüstlüğün temeli sayılır.

    • tek çıkışı olan mağaraya kaçan herkes ölmeyi hak eder.

    • zamanın görüntüsü geniştir ama içinden geççiğimizde, zaman dar bir kapıdır.

    • bir planın başarısı içeriğine olduğu kadar uygulanışına da bağlıdır.

    • eğer sadece gözlerine bel bağlarsan diğer duyuların zayıflar.

    • korku akil katilidir. korku toptan yok oluşu getiren küçük ölümdür. korkumla yüzleşeceğim. üzerimden ve içimden geçmesine izin vereceğim. ve geçip gittiği zaman geçtiği yolu görmek için içimdeki göze döneceğim. korkunun gittiği yerde hiç bir şey olmayacak. yalnizca ben kalacağım.

    • devlet yönetiminin araçlarını daima keskin ve hazır tutmak gereklidir. güç ve korku... keskin ve hazır.

    • bir şeyin yokluğu varlığı kadar öldürücü olabilir.

    • yumuşadık ve üstünlüğümüzü kaybettik.

    • bir hinci vaktinden önce almak için her şey tehlikeye atılmaz.

    • bir düşünce dile getirilse de getirilmese de gerçek bir şeydir ve bir gücü vardır.

    • zihnin baskı anında hangi yöne gideceğini eğitim belirler.

    • bir sistemde ne kadar çok yaşam varsa, yaşamak için o kadar fazla yer vardır.

    • doğa felaketleri telafi etmeye, onları gidermeye yada azaltmaya kendi yöntemiyle onları sistemin içine dahil etmeye eğilimlidir.

    • birinin hata yapmasını engellemek, cennetten çıkmış hediye gibidir.

    • körpe kamış kolay kırılır. başlangıçlar çok tehlikelidir.

    • sağ kalabilmek yabancı bir suda yüzebilmektir.

    • ilerleme kavramı geleceğin dehşetlerine karşı bizim için bir koruma mekanizması görevi görür.

    • hayran olduğun bir düşmanın seni korkutması daha kolaydır.

    • bir adamı insan üstü yapan şey dehşet vericidir.

    • suç, başarısızlık hissi şeklinde başlar.

    • ihtiyat liderlik edecek bir adama yakışır bir özelliktir.

    • insan dengiyle yada dengine yakın olanla pazarlık eder.

    • korkulacak adam duyguları olmayandır.

    • baskı dinlerin gelişmesine neden olur.

    • mükemmel olanı ararken tehlikeyle karşılaşma olasılığı vardır.

    • bilinmeyenler endişeyi beraberinde getirir.

    • aristokrat evliliklerin sevgiden farklı sebepleri de vardır.

    • bir şeyi onu yok edebilenler onu kontrol eder.

    • altındaki tüm adamlar mevkine göz koyarlar.

    • bilgelik sevgiyi azaltır.

    • güvenli yola bakan göz sonsuza kadar kapanır.

    • adetler değişir.

    • zor görevler zor yöntemler gerektirir.

    • keder zaferin belirtisidir.

    • ümitsiz insandan tehlikelisi yoktur.

    • ihtiyatlı olmak adına yapılan hata eleştirilemez.

    ayrıca;
    (bkz: dune messiah/#9625607)
    (bkz: children of dune/#9625680)
  • kendi kendime bir kitap ayracı yapmıştım, siyah karton üzerine beyaz kalemle hani şu meşhur benegesserit rahibelerinin "korkmamalıyım, korku akıl katilidir, ....." şeklindeki öğretilerini yazmıştım. annem bir gün benim kitaplarımdan birini okurken arasında bulmuş, yanıma gelip yarım saat "canım kızım neden korkuyorsun ne oldu nen var dırdırdır cırcır" diye başımın etini yemişti, sonunda kitabı açıp göstererek elinden kurtulmuştum.
  • tekrar tekrar okunulasi bir saga. okudugum en iyi bilim kurgu kitab(lar)i. arapca kokenli kelimeler, col dunyasi, upuzun bir kronolojisi ile cok cok siradisi bir kurgu. hele ucuncu kitabtan sonraki felsefi, sosyolojik cozumlemelerin haddi hesabi yok. filmini cok sevmedim, boyle buyuk kurgu dunyalarin filmi cevrilmemeli bence, guzel olmuyor cunku.
    okuyun, okutturun.
hesabın var mı? giriş yap