• bu listeyi norveç'in trtsinde bu gün çıkan "seyahat sektörü turistlere hacetini yapmayı öğretecek" haberinden kırptım.

    gezinti için basitleştirilmiş kurallar:
    1 gezintide yanına aldığın her şeyi geri götürmen doğru olandır. istisna yok!
    2 ne yapmana izin var, neye yok iyi anla. belki koruma altında bir bölgede geziniyorsundur?
    3 ocak başı keyfi tatlıdır, ancak bazen yasaktır. yine de bir ateş yakacaksan, dikkatli ol, düşünceli ve sorumlu bir şekilde yap.
    4 organik madde doğaya atılabilir diyen çok olabilir. yanlış! elmanın eşeleği gezinti sezonu bitene kadar çürümez. en iyisi geri götürmektir.
    5 ormanda, dağlarda def-i-hacet? insanlardan, patikalardan ve yollardan uzaklaş. bir küçük kürek götür, çukur kaz ve içine yap. naylon torbada tuvalet kağıdı taşı, onunla silin, sonra çukuru bir taşla veya kalınca toprakla ört. bitince elini temizleyecek düzenin de olsun.
    6 hamak ağırlığını kaldırabilse bile ağaçları düşün. geniş kayışlar kullan, kabuğu yaralama. güçlü bir ağaç bul, dal kırma.
    7 kamp yeri için dal, kaya kımıldattıysan geri koy. hiç dokunulmamış gibi olsun.
    8 köpekleri herkes sever, ama kural tasma diyorsa, tasma kullan.
    9 doğanın misafirisin, haddini bil, misafir gibi davran.

    kurallara kaynak: dnt (det norske turistforening / norveç gezinti derneği, 300 000 üyeli, ülke nüfusunun yirmide birinin aidat ödeyen üye olduğu, araba yolu olan/olmayan yerlerde tüm üyelerin özel bir anahtarla kullanabildiği, içi düzenli ve devamlı yenilenen malzeme depolu, bazen çalışanlı, self-service ve imece karışık usul ile çalışan 550 otel/kulübe/yayla barınağı, yaklaşık 20 000 kilometre ağaca-taşa kırmızı boyayla işaretli yaz patikaları, 4300 kilometre kış için ağaca direğe mavi boyayla işaretli giyle/kayak patikaları, 56 şehirde örgütlü yerel grupları olan, her yaştan katılımcıya uygun örgütlü gezi faaliyetleri programı uygulayan, bu faaliyetler için kendi malzeme dükkanları, lider kursları olan, topografik harita, gezinti rehberi tarzı yayınlar yapan, yaklaşık 150 yıldır faal bir örgüt)
  • sıçmak yönünde anlam kaymasına uğramış fakat özü erkeklik organı* ile ilgili hacet sözcüğü olduğu için dip anlamı işemek olan, hacetini gidermek biçimini de alarak yarı türkçeleşmiş, fiilleşmiş sözcük.

    beytül-ferağ ayakyolu, kenef, hela anlamlarına geliyormuş.

    "caco, cannus veya futuo kadar ayıp bir kelime değildi, çünkü romalıların dışkılamaya karşı tabuları, cinsel davranışlara karşı olanlar kadar güçlü değildi. cacare'nin yapılabilecek en mahrem eylem olduğu düşünülürdü, fakat çoğu romalı, hatta soylu vatandaşlar bile, en azından bazen, neredeyse umuma açık alanlarda defi hacet ederlerdi." melissa mohr - küfür etmenin kısa tarihi

    (bkz: hela/@ibisile)
  • (bkz: sıçmak)
  • girdilerin çıktıya dönüşmesi.
  • bu ay sonunda birkaç amatör edebiyat tutkununun biraraya gelerek çıkaracağı yayın. uzun ömürlü olmasını diliyorum.

    bu da alt - üst kültür manifestosu:

    1- her şey önce analiz sonra protesto edilebilir.

    2- dil, mekaniktir. duygu, saklı; anlatım biçimi yazarın ya da yarattığı karakterin öznelliğindendir.

    3- orta yoktur. alt ve üst'ün tabakalarında verdiğimiz her sanat yapıtı aşırıcılığın resmedilişidir.

    4- bu oluşum mevcut olan akımlara alternatif getirmek için değil, alternatif olarak tutulan her "şeyi" mevcut kılmak içindir.

    5- yöntem olarak taşlama, alay, tahkir etme, yok sayma, tenkit, mübalağa, iç sesler, hiciv ve mizah kullanılabilir.

    6- dahili olduğumuz üretim negatif sanattır. çıkış noktası olarak acı ve şekil değiştirmiş türevleri temel alınır. ancak bu, acıya hayranlık ya da acıdan beslenmek değildir. daha çok, acı, araştırılması gereken bir bilim dalıdır.

    7- amaç, tuhaflığı, kasıtlı karmaşayı, gülünç deliliği, hastalığı, gözlemlenebilir saçmalığı, maruz kalınan ve uygulanan şiddeti, güleç karamsarlığı ikili ya da toplumsal ilişkilerin çeperinde göstermek; gerekirse onarmaktır.

    8- güttüğümüz siyaset -izm- dışıdır; tanımlanamaz.

    9- ortaya çıkarılacak her ürün topluma dair kişisel metinlerdir. sorgu ve cevapları bünyesinde barındırmasıyla fısıltılı bir sayıklama halinde bile toplumla dolayısıyla çevresiyle dolayısıyla kendisiyle diyalog içindedir.

    10- sanatımızda kıyamet kopmuştur. aktarılanlar kıyamet sonrasına aittir. hissizlik de fazla duygululuk da bu tempoda akar. orta yoktur.

    11- evrensel olana değil hücresel olana inanırız. tek bir hücrede olup biten her şey konumuz olma ihtimalini taşır.

    12- bu kurallara uymak kesinlikle zorunlu değildir. reddetmek buradan başlasın...
  • (bkz: çöğdürmek)
  • (bkz: işemek)
  • (bkz: defekasyon)
  • better call saul s1b10’da bizzat jimmy mcgill’in ağzından işittiğim ilk kez duyduğum anlamını merak ettiğim kelimedir.
  • devamı def-i bela olan bir deyimdir.
hesabın var mı? giriş yap