• hacetini gidermek örneğinde ihtiyacini karsilamak anlamina gelmesine ragmen asil anlami isim, ad dir.
  • cogunlukla "o varken buna ne hacet" formatinda kullanilir.. yitip gitmekte olan bir kelimedir..
  • (bkz: defi hacet)
  • (bkz: hacettepe)
  • "dua, tanri'dan beklenen dilek" gibi bir anlami da vardir.
  • buyuk veya kucuk abdest anlaminda da kullanilir. "gereklilik, luzum" anlaminda olmasindan dolayi olsa gerek. arapca kokenlidir, ancak bircok diger arapca kokenli kelime gibi de muhtemelen farsca vasitasiyle dilimize girmistir.
  • tdk sözlügüne göre;
    - gereklilik
    - tanri'dan beklenen dilek
    -küçük veya büyük abdest
    anlamlarina gelen ve niye birbiriyle bu derece ilgisiz konularda, böyle bir ortak noktada birlesme ihtiyaci duyuldugunu sorgulamamiza neden olan essesli sözcük.
    tamam; düz mantik isletilerek isimlendirme yapilmis olmasi olasidir. küçük ve büyük abdest gerekliliktir, o zaman ikisi de hacettir diye. hatta tanridan beklenen dilek de gereklidir. ama tanridan beklenen dilek bok degildir. kelimenin ana anlami disinda yüklenmis iki anlami bile birbirini çeldirmeye yetmektedir.
    bu noktada basli basina sorgulanabilecek bir konu da "küçük ve büyük abdest" ifadesidir. küçük abdest bildigimiz abdest, büyük abdest de gusul abdesti olarak yorumlanabilir elbette. bunlar da gerekliliktir ve tanridan beklenen dilege uzanan ince yolu olusturur. ama söz konusu kelimelerin burada aslinda çis ve kaka yerine kullaniliyor olmasi, `abdesti bozan seyler nasil abdest olarak adlandirilir` sorunsali olarak çikiverir karsimiza.
    bunu bir sekilde kabullendigimizi farzedelim; ama çis ve kaka gibi iki ayri nadide kelimemiz varken, neden her iki etkinligin hacet ana basligi altinda incelendigini anlamak mümkün degildir. gerçi tuvalet çok kaba bir kelime oldugu için olsa gerek; hacetini gidermek amaciyla lavabonun yerini soran çagdaslarimiz için fark yaratmayacaktir bu ana baslik toplantisi.
    elbette, hacet kelimesinin kisa öyküsü içinde hacettepeyi ele almamak hatali bir davranis olacaktir. bir tepe, hangi nedenlerle hacet kelimesi kullanilarak isimlendirilebilir ki?
    siradan gidelim; "gereklitepe". güzel. "dilektepe". bu da güzel. "boktepe". kötü; bu degildir herhalde... bu noktada sorum su olacaktir:
    bu tepe gereklitepe ise, niye zamanin güzelim mahallesinin tam ortasina, varolan herseyi uçurarak tepeden inme devasa hastaneyi kondurdunuz? dilektepe ise niye ruhani atmosferini tükettiniz, hastane kuracak baska yer kalmamis gibi? yok eger boktepe ise, bu satirlarin yazarina da bok yemek düser sadece...
  • okunuşu hakkında net sınırlar çizilmemiş olan kelime teklisi.
    hacet kelimesini kimi insanlar "hağcet" şeklinde ağdalayarak okurken, kimileri hachette* benzeri bir üslubu tercih edip hızlıca okur. hacet kelimesinin okunuşuyla ilgili ilginç konu, her iki okunuşuna her çeşit ortamda rastlanabilmesidir. örneğin; marula "mağrul" diyen ya da birşeyleri "meydağna getiren" insanlar sadece günlük hayatta karsilaşilan etten buttan hatalı kullanıcılar iken, hacet kelimesinde herhangi bir sınırlama yoktur. ilgili radyonun adi "radyo hağcettepe" diye anons edilebilmekte, ama bir baska radyo programinda bu kisiler hacetin hızlı okunan versiyonuyla isimlendirilmektedir.
    hacetin farkli anlamlardaki kullanımlarının farklı uzunluklarda okunuyor olması da olasidir. bu şekilde; kelimenin maddi ve manevi anlamlarının birbirinden uzaklaştırılması da daha kolay olur.
hesabın var mı? giriş yap