• en sevdigim dini bayram.
    eglenceli bir kere, ritueli guzel.
    cam agaci suslemek mi dersin, hediye vermek mi dersin, tarcinli tatlilar mi dersin, kirmizi sarap mi dersin.
    bolca da mum..
    noel baba da cok eglenceli bir mit bence.
    ruhu guzel bir bayram.
    kutlu olsun..
  • bütün geleneksel ve tarihi anlamlarının yanında kışın soğuk geçtiği avrupa'da ve kuzey amerika'da bu soğuk dönemde kemikleri titreyenlerin züğürt tesellisidir, kışı bir nebze daha çekilebilir kılar.
    alışveriş çılgınlığı, ışıl ışıl vitrin her yer. kasım başında başlıyor taa ocak ortasına kadar. zira bu soğuk başka türlü geçmez.
    yani şöyle ki; kış dediğin şeyin en zor kısmı kasım ortasından ocak ortasına kadar; sonrasında baharı bekliyorsun umut veren bir gelecek var. o zor olan geçiş dönemi de işte alışverişti, ışıktı, ağaçtı böcekti derken böyle geçip gidiyor.
  • ingiltere'de yaklaşık bir hafta eve tüneyip "neredeyse" sadece yemek yemekten ibaret olan kutlama.*
  • hiristyanlarin isa'nin dogumu serefine ailecek toplanip eglenceler dahilinde kutladigi dini bayram. hiristyan agirlikli bi sehirde yasiyorsaniz 25 aralik gunu dunyanin en sikici gunlerinden biri olabiliyor. soyle ki christmastan yaklasik bir ay once her tarafta hazirliklar basliyor, tum vitrinler susleniyor tum avmlerde isiltili cam agaclari, bir cok sehirde eglence amacli kurulan christmas marketler vs. 25 araliga kadar gecen zaman bizim gibi yabancilari da heyecanlandiriyor haliyle. cikip dolasma fotograf cekme, christmas marketlerde eglenme imkani buluyoruz. sahsen benim en sevdigim sey londradaki christmas market. hyde parka kurulan devasa markete her sene mutlaka ugrayip biraz sans oyunlarindan oynayip biraz da fazla adrenalin salgiladigim bikac zimbirtiya binip bikac da fotograf cekip ingilterede farkli bi gun yasama sansi bulabiliyorum. ama gel gor ki 25 aralik gelip cattiginda resmen memleket ozlemi cekiyorum. tum sokaklar bombos. her sabah arabalarin sesiyle uyuyamama ragmen vucut ole alismis ki bugun arabalar gecmiyor diye uyuyamadim. turkiye'de eskiden nufus sayimi yapildiginda sokaga cikma yasagi vardi ya sanki o gunlerden bi gun, insanlar sanki sokaga cikmamak icin yemin etmisler. disarda bi yerler acik olsa gidip biraz kafa dagitacaz o da yok. santa da bize kusmus hediye falan da getiren yok. o kadar arkadas var biri de cagirip gel bugun beraber kutlayalim demiyor ya insana koyuyor yeminlen. gurbette yasadigimin aci gercegiyle yuzlesiyorum her christmas. neyse bugunun anlam ve onemine binaen 'merry christmas'.
  • yılın en sevdiğim zamanı. ışıl ışıl renkli sokaklar, çam ağaçları, sıcak şarap , aralık boyunca izlenen christmas filmleri ve dinlenen christmas şarkıları. umarım bir gün christmas'ı colmarda geçirmek nasip olur.
  • hıristiyanların kurban bayramına kırismıs denir. belediyelerin seçtiği noel babalar yine belediyenin belirlediği noktalarda geyik keserler. kesilen geyiklerin etleri ve sakatatları bacalardan atılmak ve çoraplara doldurulmak suretiyle fakir fukaraya pay edilir. bu sevaba da hapinuyır denir.
  • aslında pekçoğumuz yılbaşı ile aynı anlamda olduğunu düşünsek de, çoğu hristiyan toplumu için kutsal kabul edilen, isa'nın doğumu olan 25 aralık günü.
  • hangi başlığa yazacağıma karar veremedim ve burada karar kıldım. christmas herkesin de bildiği üzere bir hristiyan bayramı. ancak benim değinmek istediğim olay başka.

    yurtdışına taşındıktan sonra zaten çocukluğumun ve gençliğimin türkiye'de heba olduğunu anladım (biliyodum da iyice yüzüme çarptı), christmas zamanları da bu gerçeğin yüzüme çarptığı zamanlardan bi tanesi.

    hristiyanların diğer dini bayramları gibi bu da çok çocuk odaklı. aralık 1 den itibaren başlayıp christmas akşamına kadar her gün ufak hediyeler almalar, inanılmaz süslemeler, herkesten gelen hediyeler, akşam ailecek toplanıp yemek yemek, christmas pazarları, yapılan panayırlar ve eğlenceler harika.

    bizim bayramlarımıza bakıyoruz, çocukluğumdan beri mutlu olduğum bi bayram hatırlamıyorum. bayram öncesi yaşanan temizlik, onun getirdiği gerginlik, salak saçma tanıdık tanımadık bisürü insanın evine girip çıkmak/evine girip çıkması, misafir olsan bile hizmet etmek, hizmet etmek ve daha çok hizmet etmek. üç beş kuruş gelen harçlık ve onun da elimden alınması. salak saçma kıyafetlerin içinde rahatsız hissetmek, etek giymemek için ortalığı birbirine katmak (neden çünkü etek giyince daha da bi "edepli" oturman gerekiyo, iki kat sıkıntı) liste uzar gider.

    şu an bayramlar yeni nesil çocuklar için hala farklı değil, belki harçlıkları ellerinden alınmıyo, belki daha rahat kıyafetler giyiyolar, ama hala tanımadığı insanların evine zorla gitmek zorundalar, hala zorla saçma sapan sorulara cevap vermek zorundalar, hiç bi şekilde eğlenmiyolar. zaten türkiye'de hiç kimse hiç bi zaman güzel vakit geçirmiyo, güzel vakit geçirmek yasak.

    o yüzden buradaki bayramların hepsini aynı küçük bi çocukmuşum gibi kutluyorum, aralık 1 dedin mi advent calender'ım elimde. ökküz gibi christmas ağacımı kuruyorum, ışıklar süsler hiç bişeyim eksik değil. 25 aralık akşamı da eşimin ailesiyle beraber güzel bi christmas yemeği yiyoruz, sonra da hediyelerimizi açıyoruz. bu arada bu yemeklerde ben gelin olarak hizmet etmiyorum, herkes ama herkes masayı kuruyo/topluyo, bulaşıkları yıkayıp kaldırıyo. tatlı bisküvi vs yemek isteyen gidiyo alıp geliyo. yemeği de evin büyükleri yani anne ve baba yapıyo.

    neyse, uzun lafın kısası, merry christmas everyone :) canım christmas.
  • merry christmas sozluk!
  • başta cristes mæsse olan,
    ardından christemasse'ye dönüşen,
    ve christ's mass ara geçişinden sonra bildiğimiz şekline bürünen kelime.

    - haklı olarak "iyi de mas, mass, masse veya mæsse nedir" diye soranlara:
    "mas", "ayin" demektir diyebiliriz, anlamı da aşağıdaki şekillerde açılabilir.
    (bkz: missa)
    (bkz: evharist)
    (bkz: aşai rabbani)
hesabın var mı? giriş yap