• bütünü çok iyi anlattığını düşündüğüm alıntı:

    “ikiyi, bir haline getirdiğiniz ve dışı iç ve yukarıyı, aşağısı yaptığınız ve erkek ile dişiyi aynı şey haline getirdiğiniz, böylece erkek, erkek olmadığı ya da dişi, dişi olmadığı zaman krallığa gireceksiniz.”

    thomas incili bab 82
  • eğer düşünen bir insansak insan aklını bilinmeyenin peçesini kaldırmaya çalışmadan bütün hakkında söyledikleri şunlardır:

    1. bütün bütün olmalı, gerçekten mevcut olmalıdır.bütün’ün dışında hiçbir şey var olamaz, aksi taktirde bütün bütün olamaz.

    2. bütün zamanda sonsuz veya ebedi olmalıdır, her daim var olan olmalıdır, çünkü hiçbir şey yoktan yaratılamaz; çünkü hiçten hiçbir şey çıkmaz; çünkü o tek an bile “var olmamış”ise şimdi “var” olamaz; çünkü bir an bile yokluğa geçemez, tümüyle yok edilemez, var olan birşey asla yok olmaz.mekanda sonsuz olmalıdır.onun sürekliliğini kesecek, bölecek ve ayıracak boşlukları dolduracak hiçbir şey olmadığı için bütün uzayda ara vermeden, ayrılmadan, kesintiye uğramadan, eksilmeden var olmalıdır.ona son, dış olacak, onu sınırlayacak, zapt edecek, değiştirecek veya şarta bağlayacak hiçbir şey olmadığı için o erkte sonsuz veya mutlak olmalıdır.o başka bir erkin tebaası olamaz, çünkü başka erk yoktur.

    3.başka bir şeye dönüşemeyeceği, başka bir şeyden dönüşüp gelmiş olmayacağı için bütün değişmez olmalıdır.ona ne eklenebilir, ne ondan çıkarılabilir, o ne artırılabilir, ne azaltılabilir, ne büyür ne küçülür.bütün şu anda ne ise her zaman öyle var olmuş olmalı, her zaman öyle mevcut kalmalıdır.onun kendisine dönüşebileceği başka bir şey geçmişte, ne şimdi, ne gelecekte vardır.

    bütün sonsuz, mutlak, ebedi, değişmez olduğu için sonlu, değişen, akan, cüzi hiçbir şey bütün olamaz .ve gerçeklikte bütün’ün dışında hiçbir şey yoktur.öyleyse sonlu her şey gerçekte hiçbir şeydir.

    kybalion
  • kendi içinde komple olan.
  • kendini oluşturan ögelerin toplamından daha fazla olan.
  • parcalanmamis, ayrilmamis.
  • "evreni ufalamak, bütüne olan saygıyı yitirmek gerekir." (nietzsche)
  • tamamlanmak.
  • aynı bütünlüğü ya da topluluğu oluşturan (topluluğun parçası olan) varlıkları tanımlar (“bütün ekmek” ya da “bütün sınıf” gibi). “bütün insanlar” değil, “tüm insanlar” doğru kullanımdır.

    başka bir şekilde açıklamak gerekirse

    1/4 ekmek çeyrek ekmek
    1/2 ekmek yarım ekmek
    1 (1/1) ekmek bütün ekmek
  • bütün, kendisinden birşey eksiltildiği zaman veya bir şey eklendiği zaman bütünlüğü bozulan şeye denir. meselâ bir roman her zaman bütünlüklü olmak zorundayken, şiir ona nisbeten biraz daha esnek bir formdur. yada meselâ yuvarlak cisimler her zaman bütünlüklüyken, prizmatik cisimlerse bütünlükçe nisbeten zayıfdırlar.
  • toplum bir çiçek, -etobur.
    çek senede dava karar topluma itiraz edilir.
    - yaşamak gerek.
    her can bütünü tadacaktır..
    etobombardımendebur.

    hem öyle hem böyledir. insan bütünlenemez. sevdiğimizde bile onu ona karşın bütünlüyoruz.

    örneğini vereceğim kemal tahir metnindeki bütün tamamıyla, bütünüyle anlamında kullanılmış: "işemiş* ya... oraları berbat etmiş... bütün mülevves etmiş..." kemal tahir - karılar koğuşu

    "dünya yuvarlaktır, bir bütündür; yukarısı ve aşağısı vardır, iyi ve kötü vardır, ama dünyanın bu iki özellikli oluşuyla ilgili kafanı pek yorma; aslında öküz, eşek gibidir ve her ikisi de değiştirilebilir ama her ikisi birlikte bir bütünü oluşturur. her ikiniz de döktüğünüz şu gözyaşlarına bakın, siz beyefendilerin arasındaki fark da o kadar büyük değil. (...) ayrıca sen ülkene gidince , bana söz verdiğin halde beni hatırlamayacaksın, bunu sana daha şimdiden söylüyorum." thomas mann - joseph und seine brüder

    "çünkü hiç bir coşku en yüce değildir, tek başına yaşanmaya değer değildir. bütün coşkular insan ile, insanın katkısız bağlanacağı öteki insan ya da yaratık ya da nesne arasında yaşayan bağı ortaya koymak için çalışırlar. sevgi ile nefreti, öfke ile sevecenliği de içlerine alan bütün coşkular, bir yere varan iki insan arasındaki sallantılı, daha kurulmamış dengenin ayarlanmasına katılırlar." d. h. lawrence - anka kuşu

    "kendini seyrediyordun. ne hayat ne eşya bütün değildir. bütünlük insan kafasının vehmidir." ahmet hamdi tanpınar - huzur

    "kurucu'nun yunanca iki kelimeyi ("bütün" ve "her bir") birleştirerek panekastik adını verdiği yeni felsefenin ilkesidir: her bir zihinsel tezahürde insan zekasının bütün'ünü arar o." jacques ranciere - cahil hoca

    "kültür bir bütün değil, bir enkazdır ve enkazdan ancak parçalar kurtarılabilir." walter benjamin

    ["erek" kavramını biz icat ettik: gerçeklikte erek yoktur... kişi zorunludur, yazgının bir parçasıdır, bütüne aittir, bütünün içindedir - varlığımızı yargılayacak, ölçecek, kıyaslayacak ya da mahkum edebilecek hiçbir şey yoktur, çünkü bu, bütünü yargılamak, ölçmek, kıyaslamak, mahkum etmek anlamına gelirdi... ama bütünden başka hiçbir şey yoktur! (...) "tanrı" kavramı bugüne dek varoluş karşısındaki en büyük savdı... bizler tanrı'yı yadsıyoruz, bizler tanrı'nın sorumluluğunu yadsıyoruz: dünyayı böylelikle kurtarıyoruz.] friedrich nietzsche - götzen-dammerung

    (ilk giri tarihi: 2.2.2017)

    (bkz: bütünleşmek/@ibisile), bütünlemek, bütünlenmek
    (bkz: bütünce)
    (bkz: bütünleme)
    (bkz: bütün bütün), büsbütün
    (bkz: bütün eserleri)
    (bkz: bütün bunlar düş)
    (bkz: bütünüyle kuşkudayız), tamamıyla şüphedeyiz
    (bkz: dünyanın bütün sabahları)
    (bkz: doğa/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap