hesabın var mı? giriş yap

  • dünya sineması üzerine yaptığım liste.

    - az kişi tarafından bilinme kriteri olarak, imdb'de an itibariyle elli bin civarı oylanmayı aldım. hiç biri bu başlıkta bir kaç kereden fazla paylaşılmamış.
    - şaheser kriteri olarak da, belki kanaat notunu fazla kaçırmışımdır diye puanı 7 üzeri olanları seçtim. zaten 8 üzeri olanlar ilk 250 adayı oluyor.
    - listede hiç bir amerikan filmi yer almıyor.

    mommy - kanada :
    aşırı bir anne. aşırı bir çocuk. aralarındaki aşırı ilişki.
    xavier dolan, sadece yirmi yaşındayken, j'ai tue ma mere'i yazıp, yönetip üstüne başrol oynadığında, orson welles ile kıyaslanıyordu. yirmili yaşında birisinden beklenmeyecek yeteneğiyle dikkat çektiği kesin. bana göre başyapıtı olan mommy de, nispeten deneysel sayılabilecek bir sinematografiye sahip olduğu için spoiler yemeden izlemenizi öneririm.

    dead man's shoes - ingiltere :
    intikam denince akla gelen ilk film olan oldboy'un çıtayı çok yükseğe koyması sebebiyle gölgede kalmış filmlerin belki de en iyisi. bir askerin, yokluğunda, zihinsel engelli kardeşiyle eğlenen, onu ezenlerden* intikam almak için semtine geri dönüşünü anlatıyor. dead man's shoes, sadece psikolojik yansımaları ve geçmiş yüzleşmeleriyle bile, eline silah alanın intikam aldığı filmlerin çok ötesindedir.

    victoria - almanya :
    yarısında uyurum nasılsa diye izlemeye başlayıp, ağzıma sıçan filmlerin son halkası. çok karmaşık veya özel bir konusu yok. victoria berlin'e yeni taşınmış, bir süredir burada yaşayan ve hiç arkadaşı olmayan bir madrid'lidir. yine tek başına eğlenmeye gittiği bir gece kulübünden sabaha karşı çıkarken, kendisini, ilgi gösteren dört erkeğin arasında bulur ve her muhteşem filmde olduğu gibi işler boka sarar. spoiler sayılmadığı, izleyen herkesin ilk on beş dakikada farkedebileceği üzere film tek çekim. yüz kırk dakika hilesiz, eklemesiz tek sahne!

    jubei ninpucho - japonya :
    kendi halinde takılan, kiralık kılıç ustası jubei'nin yolu, daha önce öldürdüğü(!) bir adamın liderlik ettiği sekiz kişilik bir klanla ve bu klanı araştıran bir kadın ve bir casusla kesişir.
    çok iyi işlenmiş hero ve skill kavramları, müthiş kurgusu ile şu filme yapılacak en büyük haksızlık, senesine bakıp es geçmek olacaktır. aşırı şiddet ve kanlı içeriği ve daha ilk dakikalardaki tecavüz sahnesinden dolayı da çocuklarla izlenmemelidir. anime nedir? animasyondan farkı nedir? bilmeyenler veya iyi bir anime izleyicisi olup da izlememiş olanlar için mükemmel bir film. özellikle bugüne kadar sadece marvel ve dc comics filmleri izlemiş olanlar mutlaka bu 'paralel evren'i görmeli.

    4 luni 3 saptamani si 2 zile - romanya :
    her ne kadar üstteki kriterlere uysa da, sözlükte fazlaca bilinen bir film. ilişkiler ve psikolojik boyutuna girmeden en basit haliyle, bir kadının yasa dışı yollardan kürtaj yaptırmasını ve bu süreci anlatıyor. ayrıca hazır fırsat bulmuşken anketception yapayım; sinema tarihinin en iyi yemek sahnesi oyumu bu filme kullanıyorum.

    touching the void - ingiltere :
    bir zamanların fenomeni qamberdesouza'nın bir tweetinde önermesi üzerine ağustos sıcağında tir tir titreyerek izlediğim, iki dağcının 85 yılında peru' daki siula grande dağına yaptıkları tırmanışı ve olayların ters gitmesi sonrasında yaşananları anlattıkları belgesel.

    perfetti sconosciuti - italya :
    ispanyol ve fransız yapımı iki yeniden çevirimi vardır fakat orijinali italyan olanıdır. diğerlerini izlemeye gerek duymadım. türk versiyonu da çekilmiş. yedi eski dost yıllar sonra bir akşam yemeğinde bir araya gelir. bir süre sonra bir kural koyarlar; herkes telefonunu masaya koyacak ve gelen her türlü arama veya mesajı diğerleriyle paylaşacaktır.
    istisnasız hepimizin yaşadığı, samimi dediğin insanlarla samimiyetsiz konuşmaları, "kimseye söyleme" diye güvenerek anlattıklarının sana başkası tarafından geri dönmesini, eş dost farketmeden söylenen yalanları, dedikoduları, arkanızdan çevirilen oyunları yüzünüze vuran bir filmdir. örnek olarak filmde, diğerleri, bir arkadaşlarından gizli 12-1 maç ayarlayıp adamı halı sahaya çağırmıyorlar. en yakın arkadaşlarla izlenmelidir.

    los cronocrimenes - ispanya :
    zaman döngüsü üzerine kötü çekilmiş ancak çok güzel kurgulanmış bir film. muadillerinden çok daha kalitelidir. hakkındaki en açıklayıcı bilgi için tık. .

    höstsonaten - isveç :
    baskın bir anne ve sinmiş bir kız. eva, dünyaca ünlü piyanist annesini evinde kalmaya davet eder. ikisinin de uykusuz kaldıkları bir gece başladıkları konuşma, geçmişin yüzleşmesine dönüşür.
    ingmar bergman'ın, persona'dan sonra yarattığı, bir ev ve iki kadın üzerine bir başka başyapıt. sinema tarihinin en sert filmlerinden biridir.

    winter on fire - ukrayna : 2013'ü 2014'e bağlayan kış, doksan iki gün süren ukrayna devrimini anlatan belgesel. dönemin lideri viktor yanukoviç, insanlara
    avrupa birliği sözü verip, rusya'ya yanlamasının ardından halk protesto ve eylemlere başlar. tek bir istekleri vardır o da avrupa birliği'ne dahil olmak. barışçıl başlayan gösteriler, aşırı polis müdahalesi, sonrasında gerçek mermilerin kullanıldığı yüzlerce sivilin hayatını kaybettiği devrime dönüşür.

    under sandet - danimarka :
    ikinci dünya savaşında tek kötü almanya'ydı değil mi? hitler ve naziler kötü, diğer tüm ülkeler bu kötülüğe dur diyen süper kahramanlardı değil mi?
    savaş sonunda danimarkalıların, esir aldıkları, tamamına yakını çocuk sayılacak almanlara, sınırdaki milyonlarca mayını tek tek elleriyle temizletmelerini anlatan, gerçek olaylardan esinlenilmiş film.

    vozvraşçeniye - rusya :
    bir anne ve iki oğlunun hayatına birden baba dahil olur. çocuklar da, sadece resimlerde gördükleri babalarını ilk defa karşılarında bulurlar.
    bu listede olup, bu başlıkta en fazla paylaşılan film. hakkındaki çok güzel bir yorumda geçen cümleyi buraya bırakıyorum;
    "başı ve sonu olmayan kendini bir yerlere bir sonuca bağlamayan bir film, tıpkı hayat gibi."

    nueve reinas - arjantin :
    şans eseri bir markette karşılaşan iki dolandırıcı, yeteneklerini birbirine ispat ettikten sonra son bir vurgun yapmak için ortak olurlar. keyifli, bol twistli arjantin sinemasının en bilinen filmlerinden biri. arjantin'den daha farklı filmler yazmak istedim ancak kriterler çok katıymış şimdi farkettim. yine de sürpriz son severler için güzel bir film. yırtık para olayı da çok etkileyici.

    karanlıktakiler - türkiye :
    türk filmi paylaşmadan olmaz.
    egemen, otuz yaşında hala annesiyle yaşayan, sıradan, sıkıcı bir hayatı olan ofis çalışanıdır. annesi ise delilik ile şizofreni arasında gidip gelen, evden dışarı çıkmayan, dış dünya ile ilişkisini egemen üstünden sürdüren ve hayatına oğlu dışında kimseyi sokmayan biridir.
    çağan ırmak'ın, ağlatmadan da kaliteli dram yapabileceğini gösterdiği en sevdiğim filmi. seyircimiz tarafından hakettiği değeri görmediğini düşünüyorum.

  • tsk'nın siyasallaştığını gösteren rezalet.

    akp'li vekil konuşurken terk etse, burada askeri vesayet diye ağlayacak akp'liler şimdi bu işe bir kulp ararlar.

    hdp'li vekil 5 dk önce "ermeni soykırı", "kürt illeri", "kürt kökenli değiliz kürtüz", "devlet kürt illerinde zulüm yapıyor" derken değil de, konuşma sırası iyi parti'ye gelince gerçekleşmesi de tsk'nın yeni hassasiyetinin ne olduğunu gösteriyor. vatan mı, makam mı?

    bonus (bkz: 23 nisan 2018 rte'nin ysk açıklaması)

  • ''rüyamda 23 odalı 18 banyolu evim vardı ve ben o kadar nevresim o kadar yorganı nereden bulacağım diye ağlıyordum. pskolojik fakirim.''

  • türk sineması bildiğim kadarıyla fransız ve hint sinemasıyla birlikte yabancı filmlere kıyasla yerli filmlerine daha çok seyirci çekebilen üç ülke sinemasından biri. tabi ki bu istatistik, bir başarı kıstası değil. bunu, aralarında birkaçı başarılı sayılabilecek pek çok komedi ve neredeyse hiçbiri başarılı sayılamayacak rezil korku filmlerimiz sayesinde sağlayabildik. 2000'lerin başında çoğu kaliteli her yıl 10'a yakın film çekilirken, bugün 100'ün üstünde ve büyük çoğunluğu kalitesiz filmler çekiyoruz. ancak aralarında göz kamaştıran bir sürü filmimiz de mevcut.
    2000'li yıllarda vizyona girmiş ve beğeni toplamış filmleri kendimce bu listede toparlamaya çalıştım. gözden kaçan filmleri siz de eklerseniz 2000 ve sonrası için sağlam bir türk sineması arşivi oluşturabiliriz.

    bu arada 2000 öncesi başlı başına bir derya deniz olması sebebiyle kendisine farklı bir liste yapılmasını hak ediyor.

    111) herkes kendi evinde (2001)
    110 ) mutluluk (2007)
    109) aile arasında (2017)
    108) arif v 216 (2018)
    107) karanlıktakiler (2009)
    106 ) genç pehlivanlar (2016)
    105) annemin şarkısı (2014)
    104) türev (2005)
    103) itiraf (2001)
    102) sofra sırları (2017)
    101) yahşi batı (2009)

    100) fakat müzeyyen bu derin bir tutku (2014)
    99) dedemin insanları (2011)
    98) kötü kedi şerafettin (2016)
    97) cenneti beklerken (2006)
    96) sıfır dediğimde (2007)
    95) eğreti gelin (2005)
    94) nokta (2008)
    93) hoşça kal güzin (2008)
    92) mustafa hakkında her şey (2003)
    91) filler ve çimen (2000)

    90) 11'e 10 kala (2009)
    89) mommo kız kardeşim (2009)
    88) labirent (2011)
    87) dabbe cin çarpması (2013)
    86) dağ 2 (2016)
    85) bizim için şampiyon (2018)
    84) yol ayrımı (2017)
    83) uzun hikaye (2012)
    82) gözetleme kulesi (2012)
    81) müslüm (2018)

    80) anlat istanbul (2005)
    79) ıssız adam (2008)
    78) ölümlü dünya (2018)
    77) albüm (2016)
    76) koca dünya (2016)
    75) rüzgarda salınan nilüfer (2016)
    74) gelecek uzun sürer (2011)
    73) yozgat blues (2013)
    72) sen aydınlatırsın geceyi (2013)
    71) pek yakında (2014)

    70) siccin 2 (2015)
    69) abluka (2015)
    68) kaybedenler kulübü (2011)
    67) ayla (2017)
    66) üç maymun (2008)
    65) barda (2007)
    64) hayat var (2008)
    63) tatil kitabı (2008)
    62) kara köpekler havlarken (2009)
    61) bornova bornova (2009)

    60) kız kardeşler (2016)
    59) iklimler (2006)
    58) küçük kıyamet (2006)
    57) sınav (2006)
    56) yazgı (2001)
    55) yazı tura (2004)
    54) babamın kanatları (2016)
    53) yeraltı (2012)
    52) köksüz (2013)
    51) ana yurdu (2015)

    50) neredesin firuze (2004)
    49) kelebekler (2018)
    48) büyük adam küçük aşk (2001)
    47) fasulye (2000)
    46) dar alanda kısa paslaşmalar (2000)
    45) beş vakit (2006)
    44) uzak ihtimal (2009)
    43) başka dilde aşk (2009)
    42) gölgeler ve suretler (2010)
    41) araf (2012)

    40) hokkabaz (2006)
    39) bizim büyük çaresizliğimiz (2011)
    38) musallat (2007)
    37) iki dil bir bavul (2008)
    36) kedi (2016)
    35) işe yarar bir şey (2017)
    34) yaşamın kıyısında (2007)
    33) ahlat ağacı (2018)
    32) g.o.r.a. (2004)
    31) kelebeğin rüyası (2013)

    30) babam ve oğlum (2005)
    29) kalandar soğuğu (2015)
    28) ekümenopolis ucu olmayan şehir (2011)
    27) inşaat (2003)
    26) bal (2010)
    25) vavien (2009)
    24) takva (2006)
    23) vizontele (2001)
    22) duvara karşı (2004)
    21) devrim arabaları (2008)

    20) organize işler (2005) komedi türünün göz bebeği. filmde geçen diyaloglar üzerine geyik yapmaktan bıkmayacağımız bir yılmaz erdoğan filmi.
    19) sarmaşık (2015) tolga karaçelik'in ikinci uzun metraj filmi. ilk filmi gişe memuru'nun ardından çıtayı çok fazla yükselttiği harika bir film. türk siyasi tarihi yaklaşık 100 dakikalık bir süre içerisinde anca bu kadar zekice anlatılabilirdi. bir gemide hapsolmuş birkaç erkeğin dünyasından müthiş bir türkiye özeti.
    18) 9 (2002) ümit ünal türk sinemasında kendince farklı işler çıkarmaya çalışan değerli bir yönetmendir. sıkıcı festival ve bayık komedi filmleri arasında sıkışıp kalan sinemamıza çektiği filmlerle rahat bir nefes aldırır. bu filmiyle de sinemamızda pek denk gelmediğimiz tek mekan çekimleriyle gerilimli ve rahatsız edici bir atmosfer yaratmayı başarmıştır. karşılıklı konuşmalar şeklinde ilerleyen film, seyirciyi hiç sıkmadığı gibi sonuna kadar da diken üstünde tutmayı çok iyi beceriyor.
    17) korkuyorum anne (2004) reha erdem'in kaç para kaç gibi bir şaheserden sonra çektiği başka bir şaheseri. kendini iyice sanata kaptırmadan önce hafften ana akım sinemasına da göz kırptığı harika bir film. bundan sonra çekeceği filmlerine de bir lafımız yok elbette ki.
    16) karpuz kabuğundan gemiler yapmak (2004) hiçbir sinema eğitimi almadığı halde bir sinema dehası olduğunu ispat eden rahmetli ahmet uluçay'ın tamamlayabildiği tek uzun metraj filmi. türk sinemasının nuovo cinema paradiso'su desek çok büyük laf etmiş olmayız eminim. bu arada üstadın şeytan kovma isimli dört dakikalık kısa filmini de izlemenizi tavsiye ederim. korku filmi çekme özürlü yeni yetme yönetmenler şu dört dakikalık filmden çok şey öğrenebilirler.
    15) çoğunluk (2010) seren yüce'nin ilk uzun metraj filmi. kürt açılımının fazlasıyla gündemde olduğu bir dönemde çekilmiş ve belki de dönemin de atmosferiyle ses getirmeyi başarmıştı. ancak yıllar geçse de filmin anlattıkları hiç eskimedi. bugün hala mertkan'lar bocalayıp durmakta, arada kalmışlıklar devam etmektedir.
    14) limonata (2015) sinemamızın eksik kaldığı türlerden biriydi yol sineması. bu türe ucundan girebilecek çok az filmimiz var. benim alıma ilk gelen sarı mersedes ve otobüs filmleri genelde. limonata ise her şeyiyle tam bir yol filmi. komik, merak uyandırıcı ve tadında dramatik. türün formülünü ali atay çok iyi yakalamış ve harika bir iş çıkarmış.
    13) sivas (2014) venedik film festivalinde jüri özel ödülünü kazanan kaan müjdeci'nin ilk uzun metraj filmi. erkek olmakla çocuk olmak arasında sıkışıp kalan aslan'ın ve kangal köpeğinin sert hikayesi. kadın cinayetleriyle yine gündeme oturan erkek şiddetinin nasıl temel atıldığı anca bu denli etkileyici anlatılabilirdi.
    12) beynelmilel (2006) yeşilçam'ın komik ve aynı zamanda hüzünlü filmlerine selam çakan müthiş bir dönem sineması örneği. her bir karakterine ayrı ayrı eğilen ve hiçbirini es geçmeyen sırrı süreyya önder'in izleyicisinin suratına tokat gibi çarpan filmi.
    11) kış uykusu (2014) göz bebeğimiz, medarı iftiharımız. nbc'nin uzun bekleyişinin nihayete erdiği hem yerel hem de evrensel bir başyapıt. yılmaz güney'in yol filminin ardından bizleri cannes film festivalinde ikinci kez gururlandıran kusursuza yakın bir film.

    10) nefes vatan sağolsun (2009) kürt açılımının gündemde olduğu bir dönemde 90'lı yıllara askerin gözünden bakmaya cesaret edebilen türk sinemasında başka bir örneğine uzun süre rast gelemeyeceğimiz harika bir film. askerlerin telefon görüşmeleriyle ağlatan, son çatışma sahnesiyle ağızları açık bırakan, çekimleri ve gerçekçiliğiyle göz dolduran bir levent semerci filmi. kendisi nerede, ne yapıyor bilmiyorum ama keşke nefes ve ayhan hanım dışında da başka filmler çekebilseydi.
    9) gönül yarası (2005) yavuz turgul'un zannımca son en iyi filmi. fazlasıyla dramatik olsa da bu etkileyicilikte bir aşk filmi uzun süredir türk sinemasında göremedik. üçüncü bir yolu arayıp duranların, bulsa da bu yola giremeyenlerin insanı kahreden hikayesi. filmde karakterlerin attığı her bir nutuk da ayrıca birbirinden değerlidir. özellikle nazım öğretmenin kızına "ben bütün bunları niye yaptım hala bilmiyorum" diyerek başladığı konuşma filmi tek başına omuzlamaya yeter de artar bile.
    8) bir zamanlar anadolu'da (2011) nbc'nin izleyen herkesi garip bir şekilde etkisi altına almayı başardığı muhteşem bir anadolu filmi. uçsuz bucaksız bozkır manzaralı yollarda ve mekanlarda sıkışıp kalan komiserin, askerin, doktorun, savcının, yani bizlerin hikayesi. üzerimize kan sıçradığı halde nasıl umursamaz hale geldiğimize anca bu kadar güzel şahit olabilirdik.
    7) pardon (2005) mert baykal ve ferhan şensoy'un çoktan efsaneleşmiş bir komedi klasiği. çoğu dosyaların arada kaybolup durduğu bir türkiye parodisi.
    6) itirazım var (2014) onur ünlü'nün başta küçük görülen fakat film bittiğinde ise vay be dedirten şaşırtıcı güzellikteki filmi. boks yapan, satranç oynayan, ebu zerr'den alıntılar yapan imam karakteriyle günümüz siyasi anlayışına da laf sokmaktan çekinmeyen, arka planda anlattığı hikayesinden de asla taviz vermeden ilerleyen muhteşem bir film.
    5) kader (2006) zeki demirkubuz'un yeraltı ile birlikte 2000'li yıllarda çektiği en iyi filmlerinden. artık bir türk sinaması klasiği olan masumiyet filminin yedi dakikalık tiradını anlatan rahatsız edici bir film. kapanmayan kapıların ve aşkından vazgeçemeyen takıntılı bir adamın hikayesi.
    4) tepenin ardı (2012) emin alper'in ilk ve şimdilik en iyi filmi. bir ilk için fazlasıyla olgun bir film. kendine düşman yaratmaktan bıkmayan insanların, kendi içlerine bakmaktansa tepenin ardını izlemeyi tercih edişlerinin hikayesi.
    3) hacivat ve karagöz neden öldürüldü (2006) dönem filmleri çekmek konusunda yeşilçam'dan beri sıkıntılar yaşayan türk sinemasına ezel akay'ın maharetli ellerinden bir armağan. islam'la yeni tanışmış türk halkının eski adetleri ve kabul ettikleri dinin getirdikleri arasında nasıl gidip geldikleri filmde çok güzel anlatılır. arka planına osmanlı'nın kuruluş dönemini ve hacivat ve karagöz gibi iki kült karakteri koyan, elini attığı her konudan alnının akıyla çıkmış modern bir şaheser.
    2) uzak (2002) nbc'nin benim için en özel filmi. bir zamanlar anadolu'da filminden itibaren çektiği filmler her anlamda daha oturaklı ve teknik anlamda başarılı olsa da uzak filminin yeri her daim ayrı olacaktır sinemaseverler için. hatta kendisine sorma imkanımız olsa muhtemelen o da en beğendiği filmi olarak uzak filmini seçerdi. çünkü sadelik anlamında masum kaldığı son filmi buydu. bundan sonra artık nbc, filmlerine her yerden finansal kaynak akan, tanınmış, ödüllü büyük ve popüler bir yönetmendi.
    1) sonbahar (2008) listemi özcan alper ile bitiriyorum. ilk ve şu an için en iyi filmiyle... içinde tek bir slogan geçmeden bu denli politik olabilen, izlediklerimizi dramatize etmeden bu kadar hüzünlü olabilen, her yerinden yaşam fışkıran artvin'in o muazzam manzarasında ölümü bu güzellikte şiirselleştirebilen kaç film var? “her daim düşleri peşinde koşan sabırsızlık zamanının güzel çocuklarına…”

    edit:

    korku filmlerinin vazgeçilmez konusu tarikat ve cemaat kültü üzerine yazılmış, korku janrının klişelerini başarılı şekilde kullanabilmiş uzun bir korku hikayesi.

  • - benim ilaçlarım var, yazılcak.
    - nedir teyzecim?
    - biri ümürhan, öteki piridlon.
    - neyy?
    - ümürhan!
    - imuran mı?
    - hee.
    - öteki?
    - piridlon.
    - haa, prednol mü?
    - hee.
    - ne için kullanıyosun teyze bunları? böbrek nakli mi oldun?
    - yok, pemfigus vulgaris var bende.
    - ?!? (pemfigus vulgarisi dosdoğru söyledi.)

  • kusura bakmayın ama ulaş haketmiştir bunu.

    ne biçim yazı lan o. paragraf sorusu gibi bir bok anlaşılmıyor. sonunda aşağıdaki öykünmelerden hangisi yanlıştır yazsaymış tam olacakmış.

    ulaş kardeş, belli ki sen halkın seviyesine inemeyen chp'li bir arkadaşımızsın. kitap vereceğine iphone vereydin boy boy çocuklarınız vardı.

  • adam yardır yardır gelen sorulardan sonra demiş ki: ''uçakta türk var mı bilgimiz yok. arkadaşlarımız araştırıyor. olumlu ya da olumsuz bir şey şu anda söyleyemiyorum. umarım yoktur"

    lan gerçekten mal mısınız amk ? adama türk yolcularla ilgili sorulmuş. o da temennisini bildirmiş. umarım hepsi türk yolculardır mı deseydi yani ?

    hayır akp ' den zerre hazzetmem ama haberi daha doğru düzgün okumadan adamın lafını cımbızla çekip linç etmeyin.

    siz olsaydınız ne açıklama yapardınız hakikaten merak ediyorum. nerenizle okuyorsunuz haberleri gerçekten bilmiyorum.

    edit: şunu eklemeyi unutmuşum eksik kalmasın. adamlar öncelikle merak içerisinde olabilecek türk yolcu yakınlarını düşünerek yapmıştır muhtemelen bu açıklamayı.

    sizin bir yakınınızın o uçakta olma ihtimalini düşünün ! hele de fransa cumhurbaşkanı tarafından türk yolcuların olabileceği yönünde bir beyanat verilmiş. tedirginlik yaşayan binlerce insan var türkiye'de belki de. ve adamdan alelacele birşeyler söylenmesi istenmiş muhtemelen. şu şartları göz önünde tutunca bunun yerine ne söylenmeliydi anlayamıyorum.

    nefes almadan yapılan muhalefet anlayışına yuh diyorum.

    ya benim yazım debe'ye girmesin. öyle bir derdim yok. ama bu başlığın ilk entry'si debeye girecekse daha da yazmayayım ben bu sözlükte

  • bu, doğrudan sisteme bir saldırıdır. toplumun düzeni için olması gerekli istisnaları istismar etmek, kendini sistemin üstünde görmektir. sonucu, sisteme olan güvenin kaybıdır. bu ruh hastalığı son 20 yıldır çok arttı.

    tıpkı zamanında ambulans tutan iş adamları gibi ama bu daha kötü, eğlence, ruhunu tatmin için yapılıyor.

    edit: bazı yazarlar "olması gereken istisna" ifadesinden kişilere özel istisna anlamışlar. burada sözü geçen istisna "rutin kuralların istisnası"dır, yani doğrudan görevin gerektirdiği ve görevinin bulunması ile sınırlı olarak polis, itfaiye ve ambulanslara tanınan trafik kuralı istisnasıdır. istismar etmek ise arabasına düdük taktırıp insanların kurallara saygısını istismar etmektir.

    edit: etik anlayışımca milletvekili olmak da bir istisna değildir. trafikte millet ne kadar hakka sahipse vekili de o kadar hakka sahip olmalıdır.