hesabın var mı? giriş yap

  • ben yapıyorum bunu mütemadiyen. ta sefil bir öğrenciyken başladım buna. önüme çıkan ilk kediyi aldım eve, ne yiyorsam ona da verirdim, makarna, patates kızartması, sütlü ekmek. öğrenim kredim yatınca da kendime döner ona da bir kutu whiskas alırdım.
    sonraları çalışmaya başladım, hep kedim köpeğim oldu, hep ben ne yediysem onlara da bölüp verdim. kedi ya da köpek beslemek, çok masraflı birşey değildir. bir restorana gidip artıklarını isteyerek bile doyurabilirsin. dünyada bu kadar aç insan var diyerek kedi köpek, çatıdaki güvercinler, muhabbet kuşları, balıklar da aç dursun di mi? bişeyin ucundan tutmuyorsak toptan bişeye ellemeyelim, komple geberip gitsin her canlı?

  • operasyondan geleli birkaç gün olmuş, taburun gazinosundayız. bir zamanlar popüler olan bir komutan da o zaman yüzbaşı. tertibim serkan'la acemi birliğinden arkadaşız, şansımıza usta birliğinde de aynı yere düştük.gazinoda birkaç tane arcade oyun makinesi var ve serkan ile final fight (hagar) oynuyoruz. komutan da bizi izliyormuş ama farkında değiliz. oyunda andore diye bir karakter var, çokça çıkıyor karşımıza. neyse serkan dedi ki "bu andore ibnesini ben ikimizin de tanıdığı birine benzetiyorum, bakalım bulabilecek misin?" ben de "aaaa aynı bizim pezevenk yüzbaşıya benziyor lan ahahaha" diye güldüm! o da "evet lan aferin bildin" dedi ve biz başladık ibne yüzbaşıya giydirmeye. ibneler, puştlar, yavşaklar havada uçuşuyor... birden komutanın "g.t nasipten çıkınca ya.ak bağdat'tan gelir, şimdi ne b.k yiyeceksiniz?" demesiyle buz kestik! şok içindeyiz. aslında biz acemi birliğinde bize çok çektiren bir yüzbaşıdan bahsediyoruz ama gel de anlat... komutan "ne ibneliğimi ne şerefsizliğimi gördünüz lan?" dedi ve yapıştı kulaklarımıza, kafalarımızı birbirine vurdu vuracak. "komutanım açıklayabilirim" dedim. "he açıklarsın, s.kimi açıklarsın, açıklarmış, hadi lan açıkla!" dedi. "komutanım biz size doğruyu söyleyeceğiz ama ikimiz birden burda olursak siz bizim birimizin uydurduğuna diğerimizin yalandan evet dediğini düşünüp inanmazsınız diye korkuyorum. serkan ya da ben birbirimizi duymayacağımız kadar uzaklaşalım. sonra ikimiz de anlatalım eğer aynı şeyi anlatmazsak ve inanmazsanız o zaman istediğinizi yaparsınız, birbirimizden habersizken aynı yalanı söyleyemeyiz..." o kadar emin söyledim ki adam kulaklarımızı bıraktı. serkan'ı dışarı çıkarttı bana da "anlat" dedi, anlattım... özetle "biz sizden bahsetmiyorduk, acemi birliğindeki komutandan bahsediyorduk" dedim. bunun üzerine komutan "oğlum acemi birliğinizi nerde yaptığınızı öğrenmem beş dakikalık iş hee" dedi. "komutanım gördünüz serkan'la konuşmadık, aynı yalanı söylememiz imkansız" dedim. komutan da "eğer aynı yerde askerlik yaptıaysanız 'biz aslında acemi birliğindeki yüzbaşıya dedik diyebilirsiniz, onun da aklına gelebilir bu' dedi.komutan bir yandan da detay sorup not alıyordu. "komutanım biz burda aynı yerde acemilik yapan iki kişi değiliz sadece, ali, fatih ve durmuş da var. oyundaki karakteri onlara da gösterebiliriz, o kadar çok benziyor ki içlerinden biri de benzetebilir, isterseniz onlara da 'bu adam sizin acemi birliğinden birine benziyor mu, benziyorsa adı ne?' diye sorabilirsiniz komutanım" dedim. komutan birine dışarıda bekleyen serkan'ı çağırttı ve bana git demeyince "komutanım benim çıkmam gerekmiyor mu?" deyince "sen de dur burada, gidip demin saydığın arkadaşlarını bulup onları tembihlemeyeceğini nereden bileyim?, burda dur ama ağzını açma" dedi... serkan'a sordu serkan da benle aynı şeyi anlattı. komutan sanırım inanır gibiydi. oradan bir askere demin adını verdiğim arkadaşları çağırttı zaten onlar da oradalarmış. çocuklar geldi "siz acemi birliğinde aynı yerde miydiniz? dedi. çocuklar "evet" deyince oyun makinesine bir jeton daha attık ve andore ibnesini beklemeye başladık... andore gelince komutan çocuklara "şu oyundaki herif sizin acemi birliğinden birine benziyormuş, birine benzettiniz mi? dedi. durmuş "ben birine çok benzettim komutanım ama değilse yanlış bir şey söylemekten korkuyorum" dedi. "oğlum korkacak bir şey yok" dedi ve diğer iki arkadaşa da sordu ama çocuklar bilemedi. komutan durmuş'a "kime benziyor?" diye tekrar sorunca "komutanım bizim bir ilhan yüzbaşı vardı acemi birliğinde ben ona benzettim" deyince fatih de "aaa evet komutanım çok benziyor hatta bende bir tane fotoğrafı var ilhan yüzbaşının ama biraz yan durmuş, ailem yemin törenine geldiğinde biz fotoğraf çektirirken o da oradan geçiyormuş tesadüfen" dedi.komutan "lan merak ettim şu adamı hadi fırla getir şu fotoğrafı" dedi, bizi de oturttu oraya bir yere. artık rahatlamıştık. komutan "ee nasıl bilirdiniz o yüzbaşıyı? deyince arkadaşlar da "pek iyi bilmezdik komutanım" dedi. aradan biraz zaman geçince fatih de geldi elinde fotoğrafla. komutan fotoğrafa bakınca "ulan ciddi ciddi buna benziyormuş bu adam hee" dedi. bize de "tabii siz yırttığınızı düşünüyorsunuz ama devletin yüzbaşısına ibne demenin bir cezası olacak elbet." diyerek bize 100 kere çök kalk yaptırdı... bu da böyle bir anımdır...

    düzeltme: öyle bir yerde bir harf hatası yapmışım ki "ne alaka?" dedirtecek cinsten...

    "ulan ciddi ciddi bana benziyormuş bu adam hee" yazmışım...

    "ulan ciddi ciddi buna benziyormuş bu adam hee" olacak.

  • haftaiçi off olup caddede gezinirken gördüğüm midpoint'u kırıntı'yı filan tıklım tıklım dolduran havalı güruh! kimsiniz olm siz? mirasyedi misiniz nesiniz? diye haykirmak istemisligim vardır benim de, evet.

  • şirketlerin bize dayattıklarının aksine kesin olarak mümkün olan durumdur. kanunlarla net bir şekilde belirtilmiştir, eğer doğru adımları izlerseniz, ister 1. ayda, isterseniz sözleşme süresindeki herhangi bir zamanda, internet aboneliğinizi herhangi bir cayma bedeli ücreti ödemeden iptal ettirebilirsiniz.

    tüketicinin korunması hakkında kanun 52. madde 4. fıkra: tüketici, belirsiz süreli veya süresi bir yıldan daha uzun olan belirli süreli abonelik sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahiptir.

    ek olarak bazı internet servis sağlayıcıları abonelik iptali için fax çekilmesini istiyorlar. bununla ilgili madde de açık bir şekilde bunun yasal olmadığını gösteriyor. telefon veya sms ile bile üyelik başlatan servis sağlayıcılar, bunun iptali için fax isteyemezler.

    abonelik sözleşmeleri yönetmeliği 23. madde 3. fıkra: satıcı veya sağlayıcı, abonelik sözleşmesinin feshi için sözleşmenin tesis edilmesini sağlayan yöntemden daha ağır koşullar içeren veya tüketicinin sözleşmeyi feshetmesini zorlaştıran bir yöntem belirleyemez.

    peki bütün bu kanunlara yönetmeliklere rağmen aboneliğimizi iptal ettirdiğimizde cayma bedeli bize fatura edildiğinde ne yapacağız? videoda da anlatıldığı gibi tüketici hakem heyetlerine başvuru çok kolay. bunun için öncelikle e-devlet (turkiye.gov.tr) şifrenizle giriş yapmanız gerekiyor. ardından tüketici hakem heyetine faturanızın bilgileri ve yukarıda sözünü ettiğim maddelerle bir şikayet oluşturuyorsunuz. bir kaç hafta sonra şikayetiniz sonuçlanıyor ve internet servis sağlayıcı bu ücreti almıyor.

    video: taahütlü sözleşmeden cayma ve ceza | tüketici haklı

    ek

    bir arkadaş firmanın hizmet vermediği bir adrese nakil talebinde bulunmaktan bahsetmiş. eğer ki nakil talebinde bulunursanız ve firma size buraya hizmeti veremez ya da aktaramaz ise, yine sözleşmenizi herhangi bir cezai yaptırım olmadan iptal edebilirsiniz. ilgili kanun şöyledir:

    abonelik sözleşmeleri yönetmeliği 16. madde 2. fıkra: taahhütlü aboneliklerde tüketicinin yerleşim yerinin değişmesi ve taahhüt konusu hizmetin tüketiciye yeni yerleşim yerinde aynı nitelikte sunulmasının fiilen imkansız olması durumunda, tüketici birinci fıkrada belirtilen tutarları veya herhangi bir bedeli ödemeksizin taahhütlü aboneliğini feshedebilir.

    kaynak