• macar şair.
  • 1868'deki 15 mart ayaklanmasinda onemli bir yeri olmustur. yuksek yerlere cikip nutuklar atmistir.*
  • macar kurtulus savasi'nda ruslara karsi savasirken olmus sair. 1823-1849 yillari arasinda yasamis.

    ''bir düşünce bana acı veriyor'' siiri:

    bir düşünce bana acı veriyor:
    yatakta, yastıkların arasında ölmek.
    gizli bir böcek dişinin kemirdiği
    bir çiçek gibi yavaş yavaş solmak...
    boş bir odada bırakılmış
    bir mum gibi sessiz sedasız sönmek...
    böyle bir ölüm verme tanrım,
    bana böyle bir ölüm verme,
    yıldırımın vurup geçtiği,
    yahut fırtınanın kökünden söktüğü
    bir ağaç olayım.

    yeri göğü sarsan gök gürültüsünün
    tepeden vadiye yuvarladığı bir kaya olayım...
    bir gün bütün esir milletler
    boyunduruktan usanarak ortaya atılınca,
    kızarmış yüzlerle, al bayraklarla,
    bayraklarında ''dünya özgürlüğü'' parolasıyla;
    bunu haykırsınlar,
    haykırsınlar, doğudan batıya kadar
    istibdat onlarla çarpışsın...
    işte ben orada öleyim,
    o savaş alanında.
    genç kanım yüreğimden orada aksın,
    dudaklarımda sevinç dolu son sözüm çınlarken
    onu çelik şakırtıları,
    boru sesleri, top gürültüleri yutsun.
    soluyan küheylânlar kazanılmış zafere doğru dört nala koşarak
    cesedimi çiğneyip geçsinler.
    işte beni orada bıraksınlar, çiğneneyim.
    dağılmış kemiklerimi orada bir araya toplasınlar...
    yarın büyük bir gömme töreni gelince,
    orada vakur ve ağır yas müziği ile
    ve kara tüllerle sarılı bayraklarla
    kahramanları müşterek bir mezara koysunlar;
    onlar ki, ey dünya özgürlüğü, senin uğrunda öldüler.

    özgürlük ve sevmek,
    bu ikisi gerek bana!
    aşkım için, yaşamım
    feda olsun,
    özgürlük uğruna aşkım!
  • sanki profiterolün isim babası gibi bir hali var bu adamın isminin, evet bir süredir çikolata krizleri geçiriyorum.
  • macar edebiyatçı. 1823 yılında budapeşte'de doğdu. babası bir kasap çırağı, annesi bir hizmetçiydi. oldukça karışık bir öğrenim gördü. son okuduğu okuldan kaçarak bir tiyatro topluluğuna katıldı. babası tarafından tekrar eve getirildi. sonra askere yazıldı. hastalandı. tekrar tiyatro tutkusu başladı. bu sıralarda ilk şiirleri yayımlandı. tiyatroda başarısızlığa uğrayınca bütünüyle edebiyata yöneldi. halk sanatından kaynaklanmayı denedi. bir yandan latin, fransız, alman, ingiliz edebiyatından ve özellikle shakespeare'den etkilendi. 1789 devrimiyle ilgili pek çok şey okudu. birçok kereler aşık oldu. genç öncü devrimcilerin başına geçti. devrim için bütün halkın ayaklanması gerektiğine inanıyordu. bu olmayınca umutsuzluğa kapıldı. avusturya'ya karşı savaş başladığında orduya katıldı. 31 temmuz 1849 günü kayboldu ve cesedi bulunamadı.

    yirmialtı yaşında öldüğü zaman ardında bin beş yüz sayfalık bir uğraş bıraktı: şiirler, hikayeler, gezi yazıları, oyunlar, düz yazılar. macar şiiri denilince, yurt, sevgi, özgürlük, halk şairi olarak ilkin petöfi akla gelir.
  • ismi şandor olarak söylenir... romantik ve bunun uzantısı olarak devrimci bir kişidir - şairdir.
  • halit ziya'nın eski harfli bir metninde ön adı "aleksander" diye geçen şairdir.
  • vaktinde şu şiirini görmüştüm, uzun uğraşlar sonucu, ancak ingilizcesini ve macarcasını, bulabildim:

    föltámadt a tenger

    föltámadott a tenger,
    a népek tengere;
    ijesztve eget-földet,
    szilaj hullámokat vet
    rémíto ereje.

    látjátok ezt a táncot?
    halljátok e zenét?
    akik még nem tudtátok,
    most megtanulhatjátok,
    hogyan mulat a nép.

    reng és üvölt a tenger,
    hánykódnak a hajók,
    sulyednek a pokolra,
    az árboc és vitorla
    megtörve, tépve lóg.

    tombold ki, te özönvíz,
    tombold ki magadat,
    mutasd mélységes medred,
    s dobáld a fellegekre
    boszült tajtékodat;

    jegyezd vele az égre
    örök tanúságúl:
    habár fölul a gálya,
    s alúl a víznek árja,

    ----------------------------------------------------

    the whole sea has revolted

    the whole sea has revolted,
    the nation in full spate
    has earth and heaven assaulted
    and over sea-walls vaulted
    with terror in its wake.

    see how she treads her measure?
    you hear her, as she peals?
    if you’ve not had the pleasure
    then watch her sons at leisure
    kicking up their heels.

    at nineteen to the dozen.
    great vessels roll about,
    and fall where she has risen
    to hell with mainmast, mizzen,
    and sails turned inside out.

    pound on, exhaust your passion
    batter at passion’s drum,
    expose your depths, the riven
    furies. and fling to heaven
    the filthy tidal scum.

    eternal heaven bear witness
    before all heaven’s fools:
    though ships bob on the surface
    and oceans run beneath us
    it is the water rules.
  • sevi için veririm kellemi
    özgürlük için de sevimi
    demiş şair.
    sevi demek aşk demektir,bilmeyenler için.
hesabın var mı? giriş yap