• sıkıntılı aile ve çocukluk öyküleri olan insanlar için, manitacılıkta ortaya çıkan bölüm sonu canavari.
    iş oluyor, kariyer oluyor, para oluyor, hatta sağlık oluyor; gereklerini yerine getirince.
    ama bağ kurmanin hiçbir reçetesi, hiçbir sabit formülü yok.
    hiçbir bağ birbirine benzemiyor çünkü. tıpkı bizler gibi...

    ben bunu bisiklete binmeye benzetiyorum eski bir kacingan olarak. beceremediğiniz sürece dünyanın en zor şeyi, en imkansız kümesi gibi geliyor. çevrendeki örneklerine kulp filan takıyor, burun kiviriyorsun içten içe.
    ama bi kez öğrenince, dünyanın en basit şeyi gibi gelmeye başlıyor. tıpkı bisiklet gibi.

    bi de çok güzel bisey gerçekten. ya da benim ilk becermem 40'larima yakın olduğu için ben mi buldumcuk hisler içindeyim bilmiyorum. ama insanın hayatına eşsiz bir tatmin ve tamamlanmışlık getiriyor. gelir durumunuz, yaşam biçiminiz filan nasıl olursa olsun, parayla-güçle-imkanla elde edilemeyecek bir değeri kazanmış hissediyorsunuz.

    gençler bunun evlilikle filan olduğunu sanıyor ama cidden evlilik buna bir garanti sağlamıyor, hatta bazen sıkıcı olabilen sorumluluk cemberleriyle alanını daraltıyor diyebilirim.

    annelik bana yardımcı oldu, bu bir gerçek. anne olmasaydım, kocamla -yıllar ve olaylar olaylar alan bir sürecin sonunda- bu kadar derinden ve guven dolu bir bağlanma yasayabilir miydim bilemiyorum.

    ama yasayamasaydim, hayatım hep bir eksik, bir yarim gelecekti gözüme. sebebini bilmediğim iç sıkıntılarının içinde bulacaktim kendimi. sık sık biseylere takacak, biseylerin gölgesini hep üstümde hissedecektim.
    çünkü öncesinde hissettiklerim bunlardı.

    bağ kurmak, sevgi dolu ailelerde yetişmiş bireyler için son derece gayri ihtiyari bir eylemken; benim gibi feleğin sillesini cocuklugunda- aileden yemiş bireyler için hayattaki en büyük ve korkutucu challenge haline gelebiliyor.

    hepimize bu yolda hayırlı uğurlu yolculuklar dilerim
  • artık fena halde korktuğum eylem. çünkü bugüne kadar bağ kurduğum herkesle mesafeli veya ayrıyım şu anda. peki neden, bilmiyorum. kanun mu bu yalnızlık, emin değilim. ailemle , en yakın arkadaşlarımla , iş ve sınıf arkadaşlarımla bağ kurdum ve sonu hep hüsran. muhtemelen uyumsuz bir kişiliğim olduğundan böyle oluyor. bir yandan artık hiç kimse ile bağ kurmak istemiyorum bir yandan da yalnız başıma ölmekten korkuyorum. haberiniz yok, ben içten içe ölüyorum.
  • en kötüsü de, alıştığın, güzel anılarınla özleşleştirdiğin bağ kurduğun öznenin yada nesnenin, hiç beklemediğin zaman bir anda yok olması ve sanki hiç yaşanılmamış gibi yansıtılmasıdır.
  • günümüz insanları bağ kurulacak insan olmadıklarını düşünüyor, eylemleri de buna yönelik oluyor. uzak tutuyorlar, yanında olmak istiyorsunuz, yüzeysel ilişkileri tercih ediyorlar.
    unutuyorlar yaşadıkları günleri, mutluluğu paylaşmayı, hemdert olmayı; sonra gidiyorlar. hatalı hep sizsiniz, sizin onsuz kalmanız gerek. acı çekmeniz, kendinizden vazgeçmeniz gerek. kaybedilmeyecek insan deyip, üzmeyeceğim deyip yapıyorlar. davranışları törpülenmiyor diyorlar da kendileri ne yapıyor ? görseler, bilseler ne hale getirdiklerini...
  • anlam ilişkidedir.
  • dizi, film izlerken bile, izlediğimiz kişilerle bağ kurup, onlardan oluyoruz gibi geliyor bana. rabıta gibi olduğunu da düşünüyorum. bence kimleri izlediğimize, zamanımızı kimlerle harcadığımıza dikkat etmeliyiz. onlarla ekip olmamalız, onlardan olmamalıyız...

    (bkz: #39325692)

    (bkz: #99535614)
  • sıkı, derin bağlar herkesin takdir ettiği yanlarınızla kurulmaz.
  • etkin hali bireyi zenginleştirirken edilgen türevi (bkz: bağlanmak) insanı dımdızlak bırakır. buna rağmen insanların çoğu, kurdukları bağları kendi elleriyle zincirlere dönüştürürler. zincirin ucundaki pranga gibi ağırlaşır gönüllü esaret. taşımak zorlaşır. gücün tükenene kadar sürüdüğün bu yük, süründüğün bu yol... bile isteye iflas etmek için biriktirdiğin sermaye misali, anlamsızdır aslında.

    görebilsen, gördüklerinle yetinirsin. derinliklere dalıp nefessiz kalmak yerine...
  • öyle mükemmel bir insanım ki, hassiktir canım yok daha neler diyip yaklaşmayacağım şeylere
    azıcık bir kafa yorsam direkt kendimi o mevzunun içinde buluyorum.

    e tabi kör göze parmak sokunca sonuç da hüsran oluyor.
  • bir ihtiyaç. gerçek düşüncelerini paylaşma riskini alabilmek, ezbere cevaplardan kaçınmak yararlı olabilir.
hesabın var mı? giriş yap