amerikan edebiyatı
-
temelsiz bir tespit gibi görünebilir ancak büyük ruslardan bayrağı devralanlar amerikalılardır.
şöyle ki;
herman melville
henry james
nathaniel hawthorne
ernest hemingway
william faulkner
norman mailer
john steinbeck
saul bellow
john updike
philip roth
j. d. salinger
don delillo
thomas pynchon
tennessee williams
eugene o'neill
arthur miller -
updike'ye göre amerikan edebiyatı'nın tanımlayıcı niteliği, amerikan tarzı hayatın ve amerikan ülkesinin kuruluş koşullarının zorunlu kıldığı gerçekle yüzleşme ve dürüstlük ihtiyacıdır.
-
amerikan edebiyatını, kronolojik olarak romantik, gerçekçi ve xx. yüzyıl olarak üç ayrı döneme ayırmak mümkün.
romantik dönemin temsilcileri arasında, herman melville, edgar allan poe, walt whitman ve r. w. emerson yer almaktadır.
gerçekçi dönem ise, aslında romantik dönemle iç içe görünen bir yapıya sahiptir. şöyle ki, nathaniel hawthorneve "mobidik" romanıyla tanınmış olan herman melville, gerçekçilik ile romantizmi dengeli bir biçimde kullanmaya başlamıştır. ancak, bu edebiyatın gerçekçilikboyutunu daha sonra, henry james ve loise may alcott sürdürmüştür.
amerikan edebiyatının popüler kısmını ise, xx. yüzyıl dönemi oluşturmaktadır. bu dönemde, daha çok roman ve hikâye türlerinde ürün verilmiştir.
xx. yüzyıl amerkan edebiyatının önemli temsilcileri arasında şu isimler yer alır: mark twain, o'henry, jack london, ernest hemingway, john steinbeck,ezra pound, william faulkner ve arthur miller. -
'şimdilik' kaydıyla:
(bkz: anne sexton /@hanging rock)
(bkz: another brooklyn /@hanging rock) - roman
(bkz: bartleby the scrivener /@hanging rock) - novella
(bkz: breakfast at tiffany's /@hanging rock) - novella
(bkz: carrie /@hanging rock) - roman/film uyarlaması
(bkz: charles bukowski /@hanging rock)
(bkz: double indemnity /@hanging rock) - roman
(bkz: edgar allan poe /@hanging rock)
(bkz: emily dickinson /@hanging rock)
(bkz: erica jong /@hanging rock)
(bkz: ernest hemingway /@hanging rock)
(bkz: ezra pound /@hanging rock)
(bkz: fahrenheit 451 /@hanging rock) - roman
(bkz: henry miller /@hanging rock)
(bkz: quiet days in clichy /@hanging rock) - novella
(bkz: love in the ruins /@hanging rock) - roman
(bkz: man in the dark /@hanging rock) - roman
(bkz: mildred pierce /@hanging rock) - roman/film uyarlaması
(bkz: pet sematary /@hanging rock) - roman
(bkz: raymond chandler /@hanging rock)
(bkz: richard ellmann /@hanging rock)
(bkz: robert frost /@hanging rock)
(bkz: south of no north /@hanging rock) - öykü
(bkz: the dispossessed /@hanging rock) - roman
(bkz: the murders in the rue morgue /@hanging rock) - öykü
(bkz: the postman always rings twice /@hanging rock) - roman
(bkz: the talented mr. ripley /@hanging rock) - roman/film uyarlaması
(bkz: the world's greatest loser /@hanging rock) - şiir
(bkz: when nietzsche wept /@hanging rock) - roman
(bkz: william faulkner /@hanging rock)
(bkz: women /@hanging rock) - roman -
"amerikalıların edebiyatı tam olarak benim alanım değildir bu yüzden yanlış hatırlıyor olabilirim sonra kızmaca gücenmece olmasın."
hatırladığım kadarıyla amerikan edebiyatı ürünü olarak kabul edilen en eski çalışmalar join smith adındaki bir yüzbaşı nın mektuplar halinde yazdığı yarı kurgusal yarı gerçek şeylerdi. önceki entryler arasında bu herifin ismini görememek garibime gitti.
bunun dışında aklımda kalmış bir diğer konu da amerikan edebiyatının çooook uzun yıllar boyunca yalnızca beyaz /hristiyan /erkek (tercihen zenginler ya da askerler) yazarlardan oluşması. köleliğin kalmasından sonra bile uzun zaman bu durum değişmemiş. sonrasında ise birden bire tamamen çeşitli etnik gruplara mensup yazarların metinleri okunuyor. o zaman da beyazlar hiç görünmüyor. adamların ortası yokmuş yani, ya hepsi bi çeşit ya öteki türlü. garip bir millet bunlar. -
-
(bkz: raymond carver)
(bkz: joyce carol oates)
(bkz: paul auster)
(bkz: david foster wallace)
(bkz: jonathan safran foer) -
1950 ve 1975-80 arası için kabaca düşülebilecek notlar (roman dahil değil ve tabi sadece bu zaman aralığı için geçerli diyemem pik noktası gibi diyeyim)
yan masadaki hararetli tartışmaya kulak misafiri olma
çamaşırhanenin girişinde bekleyen orta yaşlı zenci kadın/erkek
bir öğleden sonra apartman dairesinin balkonundan dışarı bakarken görülen el ele yürüyüş yapan genç çift
yıllar sonra göz gezdirilen aile albümü (ya da hatırlatıcı bir obje) ve geçmişteki canayakın ağabey/abla/kuzen profili
bir zamanlar çok fazla gülüşüme sesi gelen salon (ya da sokak, yazarın meşrebine göre değişir)
sokağın karşısında oturan emekli öğretmen (eski kamu çalışanı) bay/bayan x
gündelik konuşmalar arkasına saklanan drama/trajedi (trajik çatı burada çok sakin bir biçimde kuruluyor klasik antagonist/protagonist işleyiş (genel olarak) kullanılmıyor, çatı doğrudan duygular üzerinden ama kesinlikle açığa çıkmayan duygular üzerinden kuruluyor
doğal loşluk (genel tema) ya da yapay beyaz ışık duruma göre
sessizlik (gürültü de var sessizlik de ancak bu sessizlik daha çok karakterin/kahramanın içinde bulunduğu sessizlik)
geçmiş (çok küçük detaylarla ve yine hiçbir şey göstermeden minik atıflar)
yalnızlık (buna not düşmeye gerek yok)
bu bi kalsın şurada
(bkz: #153857363) -
büyük bir ülke olduğundan yollarda geçen hikayeleri boldur. jack kerouac'in yolda'sı tamamen yol hikayesidir. chuck palahniuk'un neredeyse tüm romanlarında ülke bir şekilde baştan sona geçilir.
-
dünyada en güçlü ve en uzun soluklu ironi ya da kara mizah damarına ve geleneğine sahip ülke edebiyatıdır.
böyle olmasının toplumsal ve siyasal yapılarla bağıntısı nedir acep?
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap