• (bkz: verismo)*
  • bilimsel gerçekçilik bilimin gerçekliği keşfettiğini ve bilimsel olguların birer icattan ya da kurgudan ibaret olmadığını savunur. bilimin tablosunu çizdiği gerçeklikle, bizim duyularımızla algıladığımız gerçekliğin aynı olmadığı sorunu 17. yy dan beri tartışılagelen bir sorundur.
  • insan bedeninde mutlulugu etkisiz hale getiren, kendi kendine calisan , yesil renkte beyin butonudur .
    tum duyularin eslik etmesiyle olaylari , yasami . insanlari , gelecegi olabildigince net ve canli gorebilmektir .

    kusun olmesine sebep gokyuzu dur.

    (bkz: mutsuzlugun sebepleri)
  • gerçekleri gör diye bas bas bağıran insanlardan örülü bir çevreniz varsa hayatın çekilmezliğinin son noktasına dönüşen bir kavramdır.
  • acımasızlıktır. ama uzun vadede merhameti anlaşılır. acı şurup gibi bişeydir. eeyk içilir mi o beh. (burnunu tıka burnunu)
  • bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan demek olan gerçek (réalisme, realismus), aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici, temel, başlıca, asıl anlamlarına gelmektedir. öte yandan, tabiattaki gibi olan ya da tabiatı var olduğu gibi yansıtan demek de olan gerçek, gerçek durum, gerçeklik, realite kelimeleriyle de karşılanmaktadır.

    kesinlikle yalan olmayan, doğru sayılan şey karşılığını taşıyan gerçek, felsefede, düşünülen, tasarlanan şeylere karşılık olarak önümüze çıkar.

    genel olarak, olguları ne kadar aykırı görünürlerse görünsünler, oldukları gibi, şeyleri gerçekte oldukları şekliyle nesnel olarak ve dürüstçe kabul etme tavrı veya belli bir kategoriye giren varlık ya da nesnelerin zihinde bağımsız olduklarını öne süren bir doktrindir.

    gerçekçilik, insan varlığıyla, onun dışındaki maddi nesneler arasındaki temasın algı yoluyla olduğunu, insanın algıda, kendi zihninden bağımsız nesnelere nüfuz edebildiğini savunan öğretidir gerçekçiliği, çeşitli bakış açıları ve alan ve bilim dalları tarafından açıklamak ya da tanımlamak mümkündür.

    belli bir kategori ya da türden, “şey” ya da “nesne”lerin zihin veya düşüncemizden bağımsız olduğunu ve bundan ötürü bu nesne türlerinin keşfedilebileceklerini ya da bilinebileceklerini öne süren realizmin öğretisinin daha özel örneklerinin başında ontolojik realizm gelir.

    ontolojik realizme göre, biz, insan varlıkları, bizden tamamıyla bağımsız olarak varolan bir dünyada yaşamaktayız. bu dünyanın bizden bağımsız olan olgularının büyük bir bölümünü bilebilsek dahi, henüz bilgisine erişemediğimiz, bizim kavrayışımız dışında kalan olgular mevcuttur.

    gerçekçilik, modern felsefede, zihnimizden ya da kendilerine ilişkin duyu-deneyi ya da bilgimizden bağımsız olarak varolan hiçbir maddî nesne bulunmadığını, bütün bu evrenin zihnimize bağlı olduğunu, ya da zihinsel bir yapıda olduğunu öne süren idealizmin ve maddi nesnelerin, yalnızca mümkün ya da aktüel duyum ya da zihin hali öbekleri olarak varolduklarını öne süren fenomenalizmin karşısında yer alan epistemolojik ve metafizik bir öğreti olarak; genelde gerçekliğin insan zihninden bağımsız olduğunu, bilgide zihne sunuluşundan ayrı ve bağımsız biçimde var olduğunu, maddi nesnelerin bizim dışımızda ve duyu deneyinden bağımsız olarak varolduklarını iddia eden anlayışı ifade eder.
  • bu akimin muzikteki (ozel olarak operadaki) yansimasi uzerinde kaleme alinmis ender sayidaki turkce kaynaktan birisi ve yazari icin :

    (bkz: operada gerçekçilik ve beş gerçekçi opera)
    (bkz: sabri şatır)
  • "to call something ‘realist’ is to confess that it is not the real thing."

    (bkz: terry eagleton)
    (bkz: the english novel)
  • sanırım bi yerden sonra gerzeklik ile arasında çok yoğun bir bağ oluşuyor. yani gerçekçi olmanın bi sınırı olmalı. hayalperest bi insan aynı zamanda gerçekçi olabilir mi? olamaz sanırım. ben mesela gerçekçi miyim gerzek miyim çözemiyorum.

    az önce bi başlık gördüm masturbasyonda düşlediğiniz 99 ünlü diye. lan bi şeyler yaziim diye bi hafızamı zorladım ama yok anasını satim. yani bunca yıllık osbirciyim hayatımda bi kere ünlü düşünmedim. düşünene de büyük saygı duyuyorum lan. yani evde oturuyosun pazar günü misal canın sıkıldı, bi rahatliim dedin. eeeee? hadi lan bugün de keti perry'i skiim mi diyosun? nasıl düşünüyosun lan harbiden. ''keti ile yataktayız şimdi ıımmmppfffhhh'' e gtk sen nası girdin o yatağa o karıyla? o aklına gelmiyo mu, tıkanmıyo mu düşüncelerin birden? ''buraya konsere gelmiş, ben de konsere gitmişim. en önden izliyomuşum, gözü bana takılmış. yaa bisiktirgit nereye takılıyo gözü allahını seversen yaaa''

    işte burada gerçekcilği bırakmak lazım. üzümünü ye bağını sorma lan salak. keti peri yatağa geliyo, meğer dolapta riyanna varmış o da zıplıyo yanına, kapıcının kızı eva mendes'miş derken ooooh sabahlar olmasın gtk. ben sevmiyorum gerçekçiliği ama elden gelen bi şey yok, hayal kurdurmuyo bana. *

    galiba en kötü özelliğim bu, bi de mükemmelliyetçi olmam. bi de insanlara çok kolay güvenmem. bi de bi de çok bonkör ve aynı zamanda yaşımdan çok genç göstermem :/ bi de ebemin amı.
hesabın var mı? giriş yap