220 entry daha
  • birçok dil bilen ve montag'ın adeta beynini okuyan yüzbaşı beatty bir aralık montag'a şöyle der:

    "...insanın gündoğumunda giyinirken düşünecek kadar bile zamanı, bir felsefe saati, dolayısıyla da melankoli saati yok." (s. 91)

    alaycı da olsa sanki bugünleri görmüş gibidir. bu romanın en sevdiğim yanı kültürel dokunun ayrıntılarını hep bir şaşmaz öngörüyle ifade edişi. sıklıkla vurgulanan televizyon imgesi, iktidar ve şer odakları gibi artık pelesenk olan saptamalar demode oldu. kitaba dönük yeni bir şeyler söylenecekse, ima etmeyen, düpedüz gösteren satırların bir kere daha okunmasıdır. ben de öyle yaptım ve bir kez daha okudum.

    şimdi alıntıya dönecek olursak: düşünmenin kendisi ölmüştür sanki. bradbury melankolik olanı överken yüzbaşı beatty her defasında alaycılıkla küçümser. örneğin şiir okumak bile başlı başına bir melankoli edimidir. mesela montag plazma ekranların bulunduğu oturma odasında yüksek sesle bir şiir okur ve bir kadın ağlamaya başlar.

    sanat her defasında harekete geçiren bir unsurdur ve felsefe, edebiyat, şiir ve düşünceden kaynaklı melankoli var oldukça insanın kendisi de her daim capcanlı hissedecektir kendisini. diğer türlü lanet bir androidden, aptal bir robottan daha fazlası olamayacaktır.
  • fahrenheit 451 çok önemsediğim ve iki kez okuduğum şahane bir distopik roman. gelgelelim truffaut da şu yeni uyarlamanın yönetmeni ramin bahrani de romanın özünü çarpıtan kimi değişikliklere gitmiş ve bizi sukutuhayale uğratmışlardır.

    gene de truffaut'nun film versiyonu metni ötelemiştir. romanda olaylar amerika'da vuku bulurken filmde belirsiz ve yalıtılmış bir uzamda cereyan eder. çok sevdiğim truffaut ayrıca ikizlemeler yaratarak hitchcock'un izinden gider. bu anlarda film heyecan vericidir ve nazarımda bir başyapıt hüviyetindedir.

    ya bu yeni versiyon? romanın özünü de mühim detaylarını da saptıran bir sabun köpüğü sadece. başkahramanın siyah olması ise ayrıca garabet bir hamle. velhasıl itfaiyeci guy montag iyice tanınmaz hale gelmiş durumda. ayrıca romanda evli olan bu karakter burada bekâr bir kimlikte karşımıza çıkıyor.

    ray bradbury'nin kemiklerinin sızladığı aşikâr özetle.
403 entry daha
hesabın var mı? giriş yap