• kendisine verilen fadonun kraliçesi ünvanini tüm varligiyla haketmis, 99 yilinda hakkin rahmetine kavusmus sanatçi. edith piaf nasil fransa'nin sembolü olduysa, amalia rodrigues de portekiz için ayni sey olmustur, öyle ki, "portekiz'in sesi" ona yakistirilmis ikinci bir ünvandir.
    amalia'nin fakirlik ve çaresizlikle dolu çocukluk günleri fado'nun tüm unsurlarini barindirmaktadir. kendi yaradilisinin da hep melankoliye yatkin oldugu, üstelik daha çocuklugundan itibaren bir ölüm saplantisi oldugu söylenir.
    çocuk yasta annesi ve kardesleriyle lizbon limaninda meyve ve hediyelik esya satarken söyledigi sarkilarla fark edilmis, bundan sonra da ailesinin karsi çikmasina ragmen gece klüplerinde, tavernalarda çalisarak daha yirmisine gelmeden büyük üne kavusmustur.
    1940'lardan sonra gittikçe yükselen bir kariyere imzasini atmis; tiyatrolar, filmler, dünya çapinda konserler hayati olmus, genis hayran kitleleri edinmistir kendine. salazar diktasi altinda portekiz dünyaca dislanirken amalia basariyla elçilik yapmistir.
    hep siyahlar giyerek çikmistir sahneye. son sahne performansiysa 98'deki lizbon expo fuarinin açilisindadir.
    her türlü aciyi ifade edebilen inanilmaz güzellikte, berraklikta mezzo-soprano bir sesi vardir. "i don't sing fado, it sings in me" diyerek bir his insani oldugunu tekrar kanitlamistir. severek dinler, biz de his oluruz.
  • 1986 yilinda ulkemize gelip fadolarini aspendos'ta da soylemistir. konser sonrasindaki basin toplantisinda bir gazetecinin "sesinizi bunca yil nasil korudunuz?" sorusuna da carpici bir yanit verir: "sesim beni korudu.."
  • turkiye konserinde sadece 20 kisi tarafindan dinlenen asmis fado solisti. murat bardakci'nin soyledigine gore, 80'lerin sonunda antalya'ya akdeniz muzik festivali kapsaminda bir acikhava konseri icin hatir minnet erkan özerman tarafindan getirilmis. alt grup olarak o donemlerin sevilen bir turkce pop sarkicisi cikartilmis, arkasindan da amalia rodrigues assolist olarak cikmis. popcuyu bayila bayila dinleyen kalabalik, assolist cikinca "bu kim yeaa?" diyerek akin akin terketmis orayi. sadece 15-20 kisi kalmis. baska bir dunya stari olsa basar gider, hatta olayi gururuna ve egosuna yediremeyip sanat hayatina hepten son verir. o ise o ufak dinleyici kitlesini sahne onune cagirmis ve konseri bastan sona onlar icin soylemis.
  • nazarimda akdeniz'den cikma en büyüleyici sese sahip bes, alti sesten biridir.

    86 yilinda türkiye'ye bir kere gelmis, antalya'da aspendos'ta sahne almistir.

    bu tarihi olayda türkiye'de bugün oldugu gibi, o günlerde de müzikten zerre anlamayan bir tüketim toplumunun var oldugunu söylememiz mümkün.

    festival gününde sezen aksu, leman sam falan sahne alir, hinca hinc dolu bir ortam. derken en son sahne programi ona verilmistir. yerli sanatcilari dinleyen halk, yasli yabanci bir kadin cikacakmis falan gibi söylemlerle, allah bilir ellerinde cekirdekleri ile antalya sokaklarini turlamaya cikmislardir. kala kala ortamda 15-20 dinleyici kitlesine konser vermistir.
  • birgün kapımın önündeydim. bir kuş düştü yere ne olduğunu anlamaya çalışıp davrandığımda üzerinden kaç araba geçti saniyeler içinde bilmiyorum. gözlerimin önünde yaşamla yaşamsızlık aynı anda. kanatları havaya uçuştu. işte bu kadının sesi böyle bir kanat uçuşması hissi.
    kuşun kanadından nasıl arabalar geçtiyse
    o da tam sesinden vuruldu. hayat! lagrima
  • fado amalia.girtlak kanseri olarak o muhtesem sesini kaybetmis muhtesem ses.olumunun ardindan portekizde ulusal yas ilan edilmistir.
  • tek kelime portekizce bilmem ama bu hanımefendinin, hüzün ve acının portekizce' deki ses karşılığı olduğuna inanmaktayım.
  • bu kadın bile yitip gittiyse dünya çok sikko bir yer ve benim hemen yarın ölmemem için hiçbir sebep yok.
    öylesi bir kudret, öylesi bir ses...
  • gaivota'sı yüreğimi titreten portekizli sanatçıdır.
  • maria, alfama, erros meus ve daha nice şarkıları ile kalbimi temizleyen özel bir kadın.
    keşke göreydim seni amalia, sarhoş olaydık bi kere öpeydim...
hesabın var mı? giriş yap