• sozlerini pedro ayres magalhães'in yazdigi guzel bir madredeus sarkisi. birinin cevirmesi dilegiyle*, sozleri asagidaki gibidir.

    agora,
    que lembro,
    as horas ao longo do tempo;
    desejo,
    voltar,
    voltar a ti,
    desejo-te encontrar;
    esquecida,
    em cada dia que passa,
    nunca mais revi a graça
    dos teus olhos
    que eu amei.
    má sorte,
    foi amor que não retive,
    e se calhar distrai-me...
    - qualquer coisa que encontrei.
  • alfama uzerine bir baska sarki da mariza'nin "vielas de alfama"'dir.
  • lizbon'un tarihi semtlerinden biri...
  • 1995 çıkışlı ainda albümlerinden canım madredeus şarkısı. ingilizce meaili şu şekildedir:

    now
    that i remember
    the hours passing along time

    i wish
    to come back
    come back to you, i wish to meet you

    forgotten
    at each day that goes by
    i never saw the grace again
    of your eyes that i once love

    bad luck
    i t was a love that i didn’t kept
    perhaps i’ve got distrayed
    with something else
  • (bkz: lisbon story)
  • 1800lü yıllarda lizbonda vuku bulan büyük depremden geriye kalan tek şehir.. o garip hüznüyle, bana kalırsa lizbon'un en güzel yerlerinden bir tanesi..

    aslında başlangıçta bizi neyin beklediğinden pek haberdar olmayarak başlamıştık alfama'yı gezmeye. başlarda; o daracık yollarda,birbirine bitişik penceresiz , köhne evlerin arasında, herhangi bir sokak lambasına rastlamadan yürüyor olmak enteresandı. ama inanın, attığım her adımda daha da hayranlıkla bakar oldum etrafıma. sokaklarda çocuklarla top da oynadık , yeri geldi hiç gelmediğimiz insanların evlerinin önündeki muhteşem üzüm ağaçlarından üzüm yedik, bazen çok güzel portekizli bir çocuğun resmini çekmek isteyip annesinden bilmediğimiz bir dilde azar yedik..

    akşamın yavaş yavaş kendini belli etmesi ile birlikte hüzünlü insan sesleri çalınmaya başladı kulaklarımıza.. portekizin arabeski fado ; ki şahsen fado yu arabesk müzik ile kıyaslamak kendisine yapılmış en büyük haksızlık olur diye düşünmekteyim, her neyse..
    sonradan öğreneceğimiz üzere, tamamına yakını alfama yerlisi olan bu insanlar, mahallenin her yerine konuşlanmış restaurantlarda fado söylemekteydiler. hepsinde öyle acıklı, öyle etkileyici bir ses vardı ki hangisini dinleyeceğimizi, nereye gireceğimizi şaşırdık. pek çok resturant gezdik ve sonra gözümüze kestirdiğimiz bir tanesine giriverdik. ismini de hatırlıyorum hatta ; restaurante s. miguel d'alfama . hayatımda yediğim en güzel balığı, hayatımda içtiğim en güzel şarabı bu restaurantta tatma fırsatına eriştim desem yalan olmaz. hala o kadar güzel bir balık yeme şerefine nail olamadım.

    bütün geceyi alfamanın hüznüyle, şarapla, balıkla ve fado ile dolu geçirmek tarif edilemez bir tatmin duygusu yaşatmıştı bana, hala hayatımdaki en güzel zamanlardan biri olduğunu düşünürüm ..
    eğer bir şekilde yolunuz düşerse , birbirinin kopyası olan daracık sokaklarda sıkılmadan gezin. arasıra karşınıza çıkan süslemeler, rengarenk lambalar yüzünüze bir gülümseme konduracak eminim.insanların hepsi birbirinden sıcakkanlı .. yoldan geçen bir alfama sakini restauranta girip bir fado söyleyip sonra çıkıp gidebiliyor.

    mutluluk veren, insanı huzurla dolduran yerlerden biri.. hayatın bir aşamasında mutlaka gidilmeli. özellikle de sevgili ile gidilirse tadından yenmez...
  • dipdibe evleri, fado barları, dar sokaklarında cıvıl cıvıl insanları, yemek kokuları, haşlanmış salyangoz satan ufak balıkçısı ile düşsel bir güzelliğe sahip bir lizbon semti. senden sonra insan dört duvar arasında nasıl oturabilir ki!
  • 20 yıl öncesinin cihangir'ini andıran bir lizbon semtidir. sokakta sabahtan akşama çekirdek çitleyen teyzeler bu alfama'nın olmazsa olmazlarındandır.
  • lizbon'nun sahilde yer alan merkezinin hemen batısında yer alan tarihi semt.

    merkeze bu kadar yakın olup da bu kadar izbelelik kalması bizlere tarlabaşı'nı çağrıştırabilir. daracık sokakları, ortasından geçen tramway, tek ya da iki masalık küçük şarap kafeleri ile resmen tarih sanki bugün yaşanıyor izlenimi oluşturmakta. her sokağında bir kedi, her evinde bir graffiti.

    fado barları ve fakirliği ile farklı bir lizbon yaşamak isteyenlerin mutlaka uğramaları gereken semttir.
  • istanbul'un balat'ına benzeyen lizbon'un tarihi semti. tuk tuk denilen araçlarla tepelerinde dinlenerek ve oldukça güzel manzara fotoğrafları çekerek bölge hakkında bilgiler veren , espritüel ve neşeli bir sürücü eşliğinde keyifle gezebilirsiniz. neredeyse bin yıl evvel inşaasına başlanmış lizbon katedrali de bu bölgededir. dar sokakları, renkli ve eskimiş binaları, yokuşları ile ünlüdür.
hesabın var mı? giriş yap