• einstein bir gün bakkala girmiş o zamanlar einstein, kamyoncu sigarası olarak bilinen uzun marlboro içiyormuş. marlboro'nun fiyatı ise beş dolar elli centmiş. einstein, bakkalın 9 yaşındaki çırağına 10 dolar uzatmış. bakkalın çırağı ona;

    - "dayı, elli centin daha var mı?" demiş...

    einstein çocuğa;

    -"ne elli centi yiğenim? ben sana 10 dolar verdim." demiş...

    çocuk;

    -" dayı elli cent daha ver de, sana 5 dolar para üstü vereyim. boşuna bozukluk taşıma sen." demiş...

    einstein'ın gözleri dolmuş ve;

    -"sen bir dahisin ufaklık. paranın üstü kalsın, senin olsun. "demiş ...

    o çocuk kim miymiş? o çocuk yazları oxford'dan, amerika'da bulunan amcasını ziyarete gelen ve amcasının dükkanında çıraklık yapan stephen hawking'in ta kendisi...
  • dahi anlamındaki dede.
  • ön not: orijinal hikaye için:
    (bkz: #21789282)

    ***

    einstein'in evinde bir kedisi bir de köpeği varmış. einstein çalışma odasında çalışıyorken bu kedi ve köpek dışarı çıkmak isterler, einstein'in ayağına sürtünürlermiş. einstein da bunlara kapıyı açmak için kalkıp tekrar masasına döndükten sonra her şeyi unutur, tekrar baştan başlarmış. birgün marangozun 10 yaşındaki çırağını çağırmış ve ona;

    -"bu kapıya kedi için küçük, köpek içinse daha da büyük iki delik aç" demiş.

    marangozun çırağı einstein'a;

    - "efendim, ben köpek için büyük deliği açayım, kedi de oradan geçer" demiş.

    einstein çocuğun yüzünü tutmuş, ardından saçını okşamaya başlamış ve;

    -"senin ağzını yüzünü sikerim! sik kadar boyunla bana akıl mı veriyon lan it! burada bir dahi varsa o da benim!" demiş. patlatmış ağzına hemen iki tane.

    çocuk ağlayarak uzaklaşmış...

    bu olaydan sonra einstein, nobel fizik ödülünü almış.
  • ön not: entry'i kendi başına okumak yerine şöyle sıradan okuyun, yoksa anlamsız gelecektir yüksek ihtimalle: http://www.eksisozluk.com/…24.01.2011&td=25.01.2011

    ~

    einstein, o gün de her zamanki gibi yazıhanesine yemek ısmarlayacakmış. einstein'ın karnı ekseriyetle iskender kebap çekermiş, fakat yanına ne içecek alacağını bilemez, hep bu hususta zorlanırmış.

    birgün duvar ustasının 7 yaşındaki yeğenini çağırmış ve ona:

    - "iskender ısmarlayacağım ama yanına ayran mı, kola mı söylesem bilemiyorum" demiş.

    duvar ustasının 7 yaşındaki yeğeni einstein'a:

    - "efendim, iskenderin yanında yoğurt zaten var, kola ısmarlayın" demiş.

    einstein çocuğun kulaklarından tutmuş, yarım metre havaya kaldırmış. ardından gıdısını okşamaya başlamış ve;

    "evladım, sen bir dâhisin biliyor musun?" demiş, ve ardından sarılıp hıçkırıklarla ağlamaya başlamışlar. (çocuk acıdan ağlıyormuş ama, kulaklar esnemiş tabii)
  • einstein'in evinde bir kedisi bir de köpeği varmış. einstein çalışma odasında çalışıyorken bu kedi ve köpek dışarı çıkmak isterler, einstein'in ayağına sürtünürlermiş, terliklerine sürtünürlermiş.

    sonracıma bacağına sürtünürlermiş.

    yastıklara sürtünürlermiş.

    yerde einstein çanta filan bıraktıysa çantaya sürtünürlermiş.

    sonra birbirlerine sürtünmeye başlamışlar.

    daha sonra einstein kedi ve köpeğin derdinin dışarı çıkmak olmadığını keşfetmiş. ve kediye ve köpeğe dönüp "sizler birer dahisiniz" demiş.

    hayvanların sikinde olmamış. sürtünmeye devam etmişler.
  • insanların çok önemli bir bilim adamı olduğunu bildiği , fakat neden bu kadar önemli bir bilim adamı olduğunu bilmediği bilim insanı. başlığa da bir göz gezdirdim, çok büyük bir çoğunluk einstein'ın sadece ünlü sözlerini yazmış, yaptıkları pek yazılmamış.
    tabii bazı cahil cühela insanlar utanmadan, araştırmadan "balon" diyebiliyor, gerçekten bu insanlarda çok kötü bir cahil özgüveni var.
    (bkz: #34147012)
    (bkz: #52251672)
    (bkz: #74933460) ( hele bu çok fena , ne yapmış ki diyor.)

    peki ne yaptı einstein? neden bu kadar önemli? e=mc2 ne demek?

    google'a "miracle year" yazın. sadece bunu yazdığınızda karşınıza şu çıkacak; annus mirabilis papers. nedir bu "annus mirabilis papers"? özet haliyle, eskiden "fizik" vardı. fizik denilince sabit kuralları olan, newton'un temelini oluşturduğu, f=m*a, x=v*t gibi günlük hayatta daha kolay gözlemleyebileceğimiz, düşük hıza* sahip, atomlardan çok daha büyük nesnelerin düşük enerji seviyeleriyle ilgiliydi. fakat einstein'ın 1905 yılında yayınladığı 4 adet makalenin etkisi o kadar büyüktü ki, artık dünyada sadece "fizik" kalmamıştı*. resmen bu makalelerin öncesi ve sonrası diye ikiye ayrıldı bilim dünyası. bize lisede öğretilen newton fiziği artık "klasik fizik" olarak geçiyordu. einstein sonrası ise artık "modern fizik" idi. bilimsel bir devrim olmuştu. bu 4 makale o kadar devrimseldi ki zamanının bilim adamları bu makaleleri kabul etmeyi istemiyorlardı, çünkü fizik adına bildikleri birçok şeyi değiştirecekti, kabul edilmiş bilgileri yıkıp fiziği onlarca yıl hatta belki yüzlerce yıl geri götürecekti.
    peki nelerdi bu makaleler?
    1.1-) özel görelilik:
    -einstein bu makaleyi yayınlayana kadar tüm bilim dünyası zamanın sabit bir birim olduğunu düşünüyordu. özel göreliliğe göre zaman sabit değildi, bir cismin göreli olarak hızı arttıkça zaman o kişi için yavaşlamaya başlıyordu. zaman değişken bir olguydu (bkz: time dilation)
    -bu makaleye kadar genel anlamda evrenimizi x-y-z koordinatları üzerinde nanlatıyorduk. einstein buraya zamanı da ekledi, ve o çok duyduğumuz uzay-zaman kavramını bilim dünyasına kazandırdı.
    -özel görelilik ışık hızını evrenin hız limiti olarak kabul eder. buna göre ışık hızına ne kadar yaklaşırsanız dünyadaki bir gözlemciye göre sizin için zaman o kadar yavaş akacaktır. ışık hızına yakın hızda seyahat eden birisi için geçen 1 saat dünyadaki bir gözlemci için 10 yıla denk gelebilir. gündelik hayattaki hızlar çok düşük olduğu için bu genel anlamda göz ardı edilir.
    1.2-) genel görelilik
    özel görelilik makalesinde yerçekimi genel anlamda göz ardı edilir. einstein 1915 yılında genel görelilik kuramını yayınlamıştır. buna göre yerçekimi uzay-zamanı bükmektedir.
    -bu teoriye göre dünyanın yüzeyine yaklaştıkça zaman daha yavaş akar, çünkü dünyanın yüzeyinde yerçekimi büyüklüğü yüksekken,yüzeyden uzaklaştıkça bu yerçekimi azalır. peki bu ne demek? yüzeyde yaşayan bizler için zaman uzaydaki uydulara göre daha yavaş geçmektedir. peki bu neye sebep olur? günlük hayatta kullandığımız birçok teknoloji uydulara güvenir. fakat uydulara göre zaman bize kıyasla günde yaklaşık 40 mikro saniye daha hızlı geçer. gps'in çalışma prensibi en özet haliyle (uydu-kullanıcı arası mesafe)=(veri hızı)*(uydudan yayılan verinin kullanıcıya ulaşma süresi) olarak açıklanabilir. burada kullanıcıya ulaşma süresinde her gün 40 mikro saniyelik bir kayma yaşanırsa gps kullanamazsınız.
    -yerçekiminin yeterince kuvvetli olduğu takdirde ışığı bile bükebileceğini iddia etmiştir. bu iddia güneş tutulması sırasında güneşin arkasında görülen yıldızlar sayesinde kanıtlanmıştır.
    -kara delik konseptini ortaya atmıştır. isim olarak kara delik demese "ışığın bile kaçamayacağı yükseklikte yerçekimine sahip cisimler" olarak kara deliklere atıfta bulunulmuştur.
    -kütleçekimsel merceklenme ile uzak galaksileri gözlemleyebilmemize olanak sağlamıştır. karanlık maddenin varlığını insanlara gösteren en önemli kanıtlardan birisi de bu kütleçekimsel merceklenmedir.
    2-) kütle-enerji eşdeğerliği:
    şu meşhur e=mc2 bu işte. ama bu çoğu insanın düşündüğü gibi " enerji abi, jupiter mesela devasa bir enerji topu, bu yüzden jupiter biz insanları etkiliyor* yani " gibi değil. cismin sahip olduğu durgun enerjiden bahseder. einstein bu teoriyi ortaya atarken bunun gerçek hayatta uygulanabilir olacağını pek düşünmemiştir aslında. bu teoriye kadar enerji bilim dünyasında bir işe yarayan (bir şeyi ısıtan, hareket ettiren gibi gibi) bir olgu olarak kabul ediliyordu. kütle ise sadece bu formullerde kullanılan, uzunluk gibi cismin sahip olduğu bir birimdi. einstein ise enerjinin aslında kütle ile ifade edilebileceğini, kütle ve enerjinin birbirleriyle direkt olarak bağlantılı şeyler olduğunu öne sürdü. peki bu neye sebep oldu? nükleer enerjinin ortaya çıkmasına. einstein'ın 1905'te ortaya attığı bu teori ile 1945'te hiroşima'ya atom bombası atıldı. nükleer reaktörler kuruldu, nükleer enerji petrol gibi, solar enerji gibi yeni bir enerji elde etme yöntemi olarak dünyaya kazandırıldı*.
    aslında sabit duran bir burada bahsedilen enerji ile ilgili şöyle bir örnek vereyim; hiroshima'ya atılan bombanın joule değeri yaklaşık olarak 6.3x10'13'tür. ve sadece 0.0007 kg kütleli bir madde kullanılmıştır. kaynak yani 0.0007 kg'lik bir maddenin enerjiye dönüştürülmesi bir şehrin yerle bir edilmesine yetmiştir. o jupiter, enerji ağğbi diyen arkadaş gelsin burayı bir okusun.

    bakın daha nobel ödülü aldığı makalesine gelmedik bile. sadece bu iki makalesinin dünyayı nasıl değiştirdiğini kavrayabilmeniz için size biraz süre vereceğim. einstein, insanların kanıtlamak için onlarca yıl beklediği ,hatta 100 yıl beklediği konuları sadece düşünerek, hesaplayarak ortaya dökmüş bir insandır. yazı da uzamasın, isteğe göre kalan 2 makalesi hakkında da yazı yazabilirim.

    edit: "dünyanın merkezine yaklaştıkça yerçekimi artar" cümlesi "dünyanın yüzeyine yaklaştıkça yerçekimi artar" olarak düzeltildi. nedendir bilinmeze teşekkürler.
    debeye girmişiz, bunun için de ayrıca teşekkürler.
  • einstein'in evinde bir kedisi bir de köpeği varmış. einstein çalışma odasında çalışıyorken bu kedi ve köpek dışarı çıkmak isterler, einstein'in ayağına sürtünürlermiş. einstein da bunlara kapıyı açmak için kalkıp tekrar masasına döndükten sonra her şeyi unutur, tekrar baştan başlarmış.

    einstein da bunlara kapıyı açmak için kalkıp tekrar masasına döndükten sonra her şeyi unutur, tekrar baştan başlarmış.

    einstein da bunlara kapıyı açmak için kalkıp tekrar masasına döndükten sonra her şeyi unutur, tekrar baştan başlarmış.

    einstein da bunlara kapıyı açmak için kalkıp tekrar masasına döndükten sonra her şeyi unutur, tekrar baştan başlarmış.

    einstein da bunlara kapıyı açmak için kalkıp tekrar masasına döndükten sonra her şeyi unutur, tekrar baştan başlarmış.

    einstein da bunlara kapıyı açmak için kalkıp tekrar masasına döndükten sonra her şeyi unutur, tekrar baştan başlarmış.

    ....
  • "karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz." önermesiyle ufkumu aydınlatmış olan bilim ve düşünce adamı.
  • beni heyecanlandıran şöyle de bir sözü vardır: “eğer bir adam marşla uyum içinde yürüyebiliyorsa, o değersiz bir yaratıktır. kendisine yalnızca bir omurilik yeterli olabileceği halde her nasılsa yanlışlıkla bir beyni olmuştur onun. uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir. emirle gelen kahramanlıktan, bilinçli ve bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nefret ediyorum.

    ben savaşı ve o soğuk silahları öylesine tiksindirici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi yok ederim daha iyi...benim anlayışıma göre sıradan bir cinayet, savaşta adam öldürmekten daha kötü değildir.”
  • einstein'in evinde bir kedisi bir de köpeği varmış. einstein çalışma odasında çalışıyorken bu kedi ve köpek dışarı çıkmak isterler, einstein'in ayağına sürtünürlermiş. einstein da bunlara kapıyı açmak için kalkıp tekrar masasına döndükten sonra her şeyi unutur, tekrar baştan başlarmış. birgün marangozun 10 yaşındaki çırağını çağırmış ve ona;

    -"bu kapıya kedi için küçük, köpek içinse daha da büyük iki delik aç" demiş.

    marangozun çırağı einstein'a;

    - "efendim, bu benim için küçük, insanlık için büyük bir delik" demiş.

    einstein çocuğun yüzünü tutmuş;

    "sana burdan bi kafa atarım taşşak geçmek neymiş görürsün " demiş.

    çocuk ağlayarak orayı terketmiş. aynı cümleyi yıllar sonra tekrar söylemiş.

    o çocuk neil armstrong'muş.
hesabın var mı? giriş yap