• 40 yıl boyunca kenan çöllerinde gezinmiş olan israiloğullarının beslenmesini sağlamış olan ne olduğu belirsiz sandık.içi ve dışı tamamen altın kaplamadır.24 ayar olduğu söylenmektedir.üzerindeki kısımda iki adet melek birbirine bakar vaziyettedir. rivayetlere göre kendisinden izinsiz* sandığa dokunan bir kişi anında ölmüştür.
    sandığı ilk bulan hz musa sandığın içine on emir'in yazılı olduğu tabletleri koymuştur.
    şu anda sandığın nerede olduğu tam bir gizemdir. sandığı aramak için tapınak şövalyelerinin de kudüs'ün altını üstüne getirdiği ancak bulamadıkları söylenmektedir. bir çok arkeoloğun bulmak için herşeyini verebileceği türden birşeydir. sırf üzerindeki şekillerin ve resimlerin dünya tarihinde din olarak bilinen ancak bilimsel olarak kanıtlanamayan bir çok şeyi kanıtlayacağı aşikardır.
    kimi araştırmacılar sandığın radyoaktif bir kaynaktan enerjisini aldığını, kimi kaynaklar ise sandığın lanetli olduğunu söyler durur. babiller m.ö 550 li yıllarda kudüs'ü yağmaladıklarında sandığı da yoketmiş olabilir.
  • o devirde henoteist* olan yahudiler'in buyuk ve pratik bulu$udur.

    gunun $artlari, yani misir'in artik ibrani asilli hyksos hanedaninin egemenliginde olmamasi, dolayisiyla yahudiler'in misir'da ho$ kar$ilanmamasi dolayisiyla, yahudiler'in misir'dan gocmeleri gerekmektedir. ancak, henoteist inanclara gore bir bolgenin tanrisi sadece o bolgede guclu oldugu icin, bunu yapmak demek yahudiler'in kendi tanrilarini, yhwh'i birakip bilinmeyene dogru yola koyulmalari demektir.

    musa, super bir cozum ile gelir: bir ta$ima sandigi yapilacaktir. bu sandigin icerisine 10 emir'in yazili oldugu ta$ tabletler yerle$tirilecek, iki tarafinda iki cherub tarafindan "korunan" ust kismi ise altinla kaplanacaktir. burada, yahudiler'in -ille de goze gorunen bir idole sahip olmasi gerekmeyen- tanrisi yhwh oturacak, dinlenecek, ayni zamanda da ona inanan irkinin daima yaninda ve onlara gozkulak olacaktir. boylece yahudiler'in misir'dan, daha cok da tanrilarinin musa ile konu$tugu sina'dan, canaan'a gitmelerinde, tanrilari da yanlarinda yol alacagi icin, bir sorun kalmayacaktir.
    levh-i mahfuz adi, 10 emir'in korundugu yer anlaminda oldugu gibi tanri'nin da muhafaza edildigi yer anlamindadir.
  • aynisini yapmaya kalktiginizda yuzlerce voltluk bir kondansator gibi davranan techizat.zaten tanri musaya bu sandigi tasiyacak olan kisiler ve bu kisilerin elbise ve ayakkabilarinin secimiyle ilgili ozel bilgileri de vermistir.
    bazi kaynaklar ise sandigin nukleer enerjiyle çalisan bir cesit helva makinesi oldugunu iddia etmistir.
  • musa peygambere verilen yasaların yazılı oldugu tas levhaların saklandıgı sandık..
  • ahd-i atik sandukası, yüce rabbimiz'in kuran'da bildirdiği ve içinde hz. musa ve hz. harun'dan eşyalar barındıran değerli bir sandıktır. islam alimlerine göre, sandukanın en önemli özelliği ise mö. 587 yılından beri nerede olduğunun bulunamaması ve ahir zamanda çıkacak bir şahıs olan hz. mehdi tarafından bulunacağının kabul edilmesidir. (en doğrusunu allah bilir.)

    peygamber efendimiz (sav)'in hadislerinde ve çeşitli tarihi kaynaklarda dikkat çekilen bir konu olan ahd-i atik sandukası, yüce rabbimiz'in gönderdiği kuran'da bildirilmektedir. ayrıca ilahi bir kitap olarak indirilen ancak sonradan tahrif edilmiş olan tevrat'ta da bu sanduka hakkında bilgiler yer almaktadır. islam alimleri tarafından, kuran ahlakının tüm dünya üzerinde hakim olacağı bir dönemin de habercisi olan sanduka hakkında kuran'da şu şekilde bildirilmiştir:

    "peygamberleri, onlara dedi: "o-nun hükümdarlığının belgesi, size tabut'un gelmesidir. onda rabbiniz'den 'bir güven duygusu ve huzur' ile musa ailesinden ve harun ailesinden artakalanlar var; onu melekler taşır. eğer inanmışlarsanız, bunda şüphesiz sizin için bir delil vardır." (bakara suresi, 248)

    tarihi kaynaklara göre sanduka

    ahd-i atik sandukası hakkında tarihi kaynaklar incelendiğinde birçok bilgi ile karşılaşılmaktadır. israiloğulları'nın mısır'dan çıkışlarından sonra sina dağı'nın eteklerinde imal edildiği düşünülen sandukada, hz. musa'dan kalan taş levhalar ve hz. harun'dan kalan eşyalar bulunmaktadır.

    tarihi kaynaklara göre; ahd-i atik sandukası, hz. harun döneminden sonra hz. davud döneminde şehrin birleşik yahudi krallığı'nın başkenti ilan edilmesiyle kudüs'e taşındı. hz. süleyman tarafından yaptırılan mabede konulan sanduka, mö. 587 yılına kadar beytülmakdis'te kaldı.

    aynı yıl içinde babil imparatoru buhtunnesar -babil'in asma bahçeleri'ni yaptıran kral- kudüs'ü işgal etti ve o tarihten sonra yaklaşık 500 yıl ortadan kaybolan sandukanın, tahrip edilemediği ve onu koruyan levililer tarafından mabedin altında hazırlanmış gizli bir bölmede saklandığı inancı yayıldı. m.s. 70 yılında ise roma valisi titus'un beytülmakdis'i yıktırdıktan sonra bu yeraltı odasına da ulaştığı ve mabedin kutsal eşyalarıyla birlikte sandukayı da roma'ya götürdüğü varsayılmaktadır.

    kayıp sandukayı bulma arayışları

    ahd-i atik sandukası, m.ö. 587 yılından bu yana bulunamamıştır. bununla beraber, yahudiler sandukanın ancak mesih'in gelişinden sonra ortaya çıkacağına inandıklarından, tarih boyunca sandukayı arayanlar genellikle yahudiler değil hıristiyanlar olmuştur. mabed tepesi'nde yapılan ve kaydedilmiş ilk "sanduka kazıları"nı 19. yüzyılda haçlılar döneminde mabed şövalyeleri yapmıştır.

    o tarihte ve yakın tarihte yapılan araştırmalarda sandığın izine rastlanmamış ancak bu konu son dönemlerde tüm araştırmacıların ilgi odağı haline gelmiştir.

    tevrat'ta sanduka

    yarattığı her şeyi sonsuz bir ilim ve hikmet üzerine yaratan yüce rabbimiz, sandukanın varlığını kuran'ın yanı sıra tevrat'ta da bildirmiştir. taş tabletlerin birisinin sina dağında hz. musa'ya verildiği ve bu taş tabletlerin horeb dağında sandığa konmuş olduğu tevrat pasajlarında şöyle bildirilmektedir:
    "ve sina dağında, musa ile söyleşmeyi bitirince, şahadetin iki levhasını ona verdi." (kitabı mukaddes. çıkış. bap. 31)
    israiloğulları mısır'dan çıktıkları zaman, rabbin onlarla ahdettiği horeb dağında, sandığın içine musa'nın koymuş olduğu iki levhadan başka içinde bir şey yoktu." (kitabı mukaddes /tarihler ii. bap5)

    daha sonra bu sandığın hz. davud tarafından taşındığı ve hz. süleyman tarafından yerine konduğu ise yine tevrat'ta şu şekilde haber verilmektedir:

    "ve davud kalktı ve isimle, kerubiler üzerinde oturan ordular rabbinin ismiyle çağrılan allah'ın sandığını baale-yahudadan çıkarmak için, yanındaki bütün kavimle oraya gitti. ve allah'ın sandığını yeni bir arabaya koydular ve onu tepede olan abinadabın evinden kaldırdılar; ve abinadabın oğulları uzza ve ahyo yeni arabayı sürüyorlardı. ve allah'ın sandığı ile beraber onu tepede olan abinadabın evinden kaldırdılar; ve ahyo sandığın önünde yürüyordu". (kitabı mukaddes / samuel ii. bap.6)

    hz. musa'nın sandığının yeri ve yolculuğu hakkında öne çıkan görüşler

    kudüs şehri, hz. süleyman'ın yaptırmış olduğu mabed ve "ahit sandığı" ile anılan bir tarihe sahiptir. m.s. 70 yılında kudüs'teki tapınağın tahrip edilip yakıldığı ve kutsal eşyaların roma'ya götürüldüğü, en yaygın olan görüştür. ancak öne çıkan diğer bir görüş ise, m.ö. 587 yılından itibaren kayıp olan sandığın kudüs'te saklandığı ve romalı veya başka kavimler tarafından tahrip edilmesin diye muhafaza edilmek üzere -kudüs güvenli görülmeyip- daha kuzeye, yani şam yakınlarındaki taberiye'ye, hatay'a, mekke'ye götürüldüğüdür. (en doğrusunu yüce rabbimiz bilir.)

    hadislerde tabut-u sekine

    ahd-i atik sandukası, kuran'da belirtildiği gibi, allah'ın "inananlar için bir delili" (bakara suresi, 248) olmasından dolayı, uzun yıllardan beri tüm inananlar tarafından bulunmaya çalışılmaktadır. bu kadar detaylı araştırmalar sonucunda hala bulunamamış olması ise ahir zamanın birçok alametinin gerçekleştiği dönemimizde bulunabilecek olmasının bir işareti olabilir. (en doğrusunu yüce allah bilir.)

    ahir zaman; kıyamete yakın bir vakitte kuran ahlakının tüm dünya üzerinde hakim olacağı ve insanlar arasında yaygın olarak yaşanacağı bir dönemdir. geçmiş dönemlerde yaşanan ahlaksızlıklar, baskılar, zulümler, adaletsizlikler ve dejenerasyon bu kutlu dönemde ortadan kalkacak, her türlü sıkıntının yerini bereket, bolluk, zenginlik, güzellik, barış ve huzur alacaktır. teknolojide çok büyük gelişmeler yaşanacak ve bunlar tüm insanların hayrı ve rahatlığı için kullanılacaktır. sandık da allah'ın izniyle bu dönemin bir nişanesi olacak ve tüm insanlık için güzel günlerin müjdecisi olacaktır.

    peygamberimiz (sav) de birçok hadisinde sanduka ve onu bulacak olan hz. mehdi hakkında bilgiler vermiş ve bu kutlu olayı müslümanlara müjdelemiştir.

    peygamberimiz (sav) tarafından bildirilen hadislere göre sandık taberiye gölü yakınlarındadır. ahir zaman hz. mehdisi tarafından bulunup, -aynı talut'un hükümranlığının belgesi gibi- o'nun hükümranlığının bir sembolü olacaktır. bu konudaki bir hadis şöyledir:

    "hz. mehdi, tabut-u sekine'yi (kutsal sandığı) taberiye gölünden çıkaracak." (ikdı'd dürer, sf.51-a)

    ahir zamanla ilgili geçen başka hadislerde de sandığın yeri ile ilgili olarak başka yer isimleri verilir. bu yer isimlerinin ayrı ayrı olmaları da kutsal emanetlerin yerinin net olarak bilinmediği ve belki de hz. mehdi için özel olarak korunduğu anlamında olabilir. (en doğrusunu yüce allah bilir.)

    "ona hz. mehdi denilmesinin nedeni, gizli olan bir şeyin yolunu göstermesidir. antakya denilen bir yerden tabut'u (kutsal emanetler sandığını) ortaya çıkaracaktır." (suyuti, el- havi li'l feteva, ii. 82)
    "ona hz. mehdi denilmesinin nedeni, şam'da bulunan dağlardan birine yönelmesidir. oradan (gerçek) tevrat kitaplarını çıkaracak, yahudilere karşı delil getirecektir." (suyuti, el-havi li'l feteva, ii. 81)

    bu hadislerle ilgili yorumlara göre, hz. mehdi zamanında yahudilerden bir kısmının körüklediği siyonizm ateşi sönecek ve islam'ın hoşgörüsü ve kuran ahlakı yahudiler arasında da yaygınlaşacaktır.

    hadislerde geçen ve "taberiye gölündedir" şeklinde belirtilen yer islam alimlerince, bir benzetmeye işaret kabul edilmektedir. taberiye, şam'a yakın bir yerdedir ve şam, ahir zaman hadislerindeki anlatımlarda uzak bir yer, mekke ve medine'ye uzak olan anlamını da taşır. bu benzetme, taberiye için de söz konusudur. hatta buradan yola çıkan bazı yorumcu ve araştırmacılar sandığın, kudüs'te, mekke'de, taberiye'de, hatay'da olabileceğine dikkat çeker ve ek olarak istanbul'a da işaret ederler.
  • tarsus'ta yapılan esrarengiz kazinin nedeni olan sandık.
  • antlaşma sandığı. (bkz: aron aberit)

    on emir levhalarını içerir.

    not: ark, "sandık, kutu" demektir. yay anlamına gelen kelime "arc"tır.
  • peygamber efendimiz (sav)'in hadislerinde ve çeşitli tarihi kaynaklarda dikkat çekilen bir konu olan ahd-i atik sandukası, yüce rabbimiz'in gönderdiği kuran'da bildirilmektedir. ayrıca ilahi bir kitap olarak indirilen ancak sonradan tahrif edilmiş olan tevrat'ta da bu sanduka hakkında bilgiler yer almaktadır. islam alimleri tarafından, kuran ahlakının tüm dünya üzerinde hakim olacağı bir dönemin de habercisi olan sanduka hakkında kuran'da şu şekilde bilgi verilmiştir:

    “peygamberleri, onlara (şöyle) dedi: “onun hükümdarlığının belgesi, size tabut’un gelmesi (olacaktır ki) onda rabbinizden ‘bir güven duygusu ve huzur’ ile musa ailesinden ve harun ailesinden artakalanlar var; onu melekler taşır. eğer inanmışlarsanız; bunda şüphesiz sizin için bir delil vardır.” (bakara suresi, 248)

    bu ayette geçen tabut sandığa işaret edebilir.

    incil’e göre ise ,ahid sandığı ,hz. musa’ya gelen 10 emrin yazılı olduğu taş tabletleri, hz harun’un asasını ve kudret helvası bulunan altın bir kavanozu barındırmaktadır. ancak daha sonra hz. süleyman’ın tapınağının inşaasından önce kudret helvası ile asanın çıkarıldığı ve sandığın içerisinde sadece taş tabletlerin bulunduğu belirtilmektedir. (tanakh i kings:8:9)

    ancak heb. 9:4’te bunların sandığın içerisinde olduğu belirtilirken; num 17:10’da daha önceden sandığın içerisinde oldukları yazmaktadır. yani bu konu ile ilgili farklı kitaplarda farklı söylemler mevcuttur.

    al-jalalayn’a göre ise sandığın içerikleri şu şekildedir: taş tabletlerden arta kalanlar, asalar, tunik, ayakkabı, kudret helvası ve hz. musa’nın tacı (mitre). sandığın hz mehdi tarafından ahir zamanda bulunması beklenmektedir.

    en son görülmesinin üzerinden 2000 yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen, ahid sandığı’nın şu anda nerede bulunduğu ile ilgili çalışmalar bugün bile devam etmektedir. yapılan son çalışmalardan birine göre; ahid sandığı ile insanlar ilk defa elektrik gücünü kullanmaya başlamışlardır. bu teorinin nedeni, sandığa dokunur dokunmaz ölen insanlar ile ilgili hikayelerdir; yüksek voltaj yüklü elektrik akımının böyle bir sonuç oluşturabileceği belirtilmektedir. aynı zamanda sandığın kaplı olduğu söylenen altın maddesi de en iletken maddelerden biridir; sandığın ana maddesi olduğu sanılan tahta ise yalıtkandır.

    olağanüstü güçler taşıyan bir sandık olmasının yanı sıra, ahid sandığı aynı zamanda israiloğulları tarafından bir bağışlanma ve affedilme aracısı olarak kullanılıyordu. her sene bir gün ve sadece o günde sandıktan sorumlu olan rahip/haham sandığın yanına gider ve kurban edilen bir koyunun kanını iki melek figürünün olduğu yere sürerdi. allah’ın sadece o gün o iki melek figürü arasında göründüğü ya da bir şekilde varlığını duyurduğuna inanılıyordu. dökülen kurbanın kanı allah tarafından kabul edilince tüm israil halkının günahlarının bağışlandığı düşünülmektedir.

    “allah kurbanların kanını istemiyor: god does not desire the blood and suffering of helpless lambs (hebrews 10:8).” tevrat’ta bulunan bu ayet kaynaklarda şu şekilde açıklanmaktadır: günahın olduğu yerde ceza vardır. kurban verilmesi de o günahın şiddetini gösteren bir durumdur. allah’ın adeleti için o günahın cezalandırılması yani bir karşılığı olması gerekir (hebrews 9:22). allah’ın merhameti o günahın kurban edilen koyun tarafından ödenmesini sağlamıştır.

    tabernacle: çadır ya da seyyar yahudi tapınağı

    yahudi kaynaklara göre ,aşağıda bir tasviri bulunan çadırın hz. musa’nın direktifleriyle israiloğulları tarafından inşa edildiğine inanılır. içerisinde ahid sandığı’nın konulduğu özel bir yer vardır.yine bu kaynaklara göre sandığın inşası ile ilgili tüm detayların hz. musa’ya allah tarafından vahyedildigi sanılır.israiloğullarının 40 yıl süren çöl hayatları süresince gittikleri her yere ahid sandığı’nı taşıdıkları belirtilir
  • bir çeşit metabolik düzenleyici olabilir ve muhtemelen mısırdan çıkış sırasında bir mısır tapınağından çalınmıştır. sandık muhtemelen söylendiği gibi etiyopya koptik kilisesi elindedir.çünkü arabistandaki baskıdan habeşistana göçen ilk müslümanlara kral tarafından sorgulanırlarken bu sandığın gösterildiği söylenir.sandık üzerinde çekmeceler de vardır ve kral bir çekmeceden çıkardığı ve saydam bir maddeye basılı resmi müslümanlara gösterince heyecanlanırlar çünkü resim hz.muhammed'e aittir. daha sonra kral isa ve adem peygambere ait olduğunu söylediği resimleri de gösterir ;söylediğine göre çekmecelerde tüm gelmiş ve gelecek elçilerin sırayla resimleri vardır.müslümanlara peygamberin hak olduğunu ülkelerinde istedikleri kadar emniyetle kalabileceklerini söyler.
  • süleyman tapınağının en kutsal yerinde saklandığı varsayılan sandık
hesabın var mı? giriş yap