• coltrane deyince bir giant steps, bir blue train bir de bu album, der buyukler.. mukayese etmek anlamsiz ama iclerinde yasca en genci, en ruhani guce sahip olani herhalde bu.. dogumu, asagi yukarı altmislarin ortasi.. davul elvin jones, piyano mccoy tyner, bas jimmy garrison.. toplam uc (hatta3+1) bolumluk, topu topu yarim saatlik bir zamansiz.. ee.. zamansiz klasik..
  • tıpkı 2008 yılında ellinci sene-i devriyesine ulaşan miles davis başyapıtı "kind of blue" için hazırlandığı gibi, 2015 itibariyle ellinci yaşını doldurmuş olan john coltrane başyapıtı "a love supreme" için de üç cd'lik bir özel edisyon hazırlanmış.

    hatırlanacağı üzere "kind of blue"nun ellinci yıl edisyonunda tamamlanmış kayıtların yanı sıra "flamenco sketches"ın tekrar kaydı (ki yeniden kaydedilmek durumunda kalınmış yegane eser de budur zaten), en uzunu iki dakikadan daha kısa süren deneme ve hatalı başlangıç kayıtları ile "stella by starlight", "on green dolphin street" gibi orijinal albüm dışı cover kayıtlar derlenmişti.

    "a love supreme" ise hem daha çok parçanın alternatif kaydını, hem de albümün bundan 50 sene evvel, 26 temmuz 1965'te, antibes juan-les-pins, fransa'da yapılmış bir performansının epey nadir bir kaydını eksiksiz biçimde içeriyor. ki bu öyle bir performans ki, stüdyo kaydında yarım saatten biraz uzun süren bu dört bölümlük albüm muhtemelen ne denli şanslı olduklarının farkında olmayan fransız dinleyiciler önünde elli dakikalık uhrevi bir deneyim halini almış. albümde tüm yeteneğini mümkün mertebe kompakt biçimde sergileme yoluna giden dörtlü, bu kayıttan beş ay sonra verdikleri bu konser sırasında stüdyonun dört duvar basıklığından da sıyrılınca malum sebeplerden ötürü o gün orada bulunamayanları kıskandıracak bir hava yakalamış. boyutu şahsıma bütünüyle meçhul olan juan-les-pins sahnesi, özellikle, stüdyo kaydı 10 dakika uzunluğunda olmasına karşın burada yaklaşık 22 dakika süren "pursuance" sırasında elvin jones'un bagetleriyle, jimmy garrison'ın telleriyle, mccoy tyner'ın tuşlarıyla ve elbette john coltrane'in nefesiyle kişisel harikalarını yarattığı bir cennet bahçesi halini almış.

    bu performansın ilk 13 dakikasında ipler çoğunlukla elvin jones'un ellerindeyken on üçüncü dakikadan itibaren sahneye jimmy garrison çıkıyor ve stüdyoda iki dakikaya sığdırdığı yeteneği burada adeta iplerinden boşanıp sekiz küsur dakikaya yayılırken o dört telli hantal enstrüman ise garrison'ın o devcileyin parmakları ve yer yer başvurduğu arşesi altında bir bülbülün allah'a olan aşkını fısıldadığı bir kanun olup çıkıyor. yani evet, bas enstrümanlara karşı saklayamayacağım bir zaafım var, kontrbas ise bulunduğu dinletilerde istemsizce özel ilgimi toplayan bir orkestra ögesi ve burada biraz duygusal davranıyor olabilirim belki ama... o solo... allah'ım o solo! bir dede efendi, bir buhurizade mustafa ıtri efendi, bir de jimmy garrison... "a love supreme"in "allah supreme" niyetli bir ifade olma ihtimali bir yana, ben garrison'ın o soloyu atmadan evvel ıtri'nin hiç değilse "buselik beste"*sini yakinen dinlediğine ve incelediğine neredeyse eminim.

    yani evet, "a love supreme", ilk günkü haliyle ve bütün bir albüm olarak sadece caz müzik için değil, sadece bir sanat disiplini olarak müzik için de değil, bütün bir sanat tarihi için izleri gün geçtikçe daha da belirginleşen sanatlar-üstü bir başyapıt, bir değerdi. ellinci yıl edisyonu ise dinleyiciye albümü yeniden ve yeni bir pencereden dinleme vesilesi sunmakla birlikte ihtiva ettiği söz konusu harika performans kaydı sayesinde de bu pencerenin manzarasına yeni detaylar ve yeni güzellikler eklemiş oluyor.

    andre francis'in yaptığı konser tanıtım konuşmasının albüme eklenmiş olması da ayrı bir mutluluk kaynağı bu arada. adam o tatlı fransızcasıyla «et le saxophoniste... john coltrane!» dediği anda dünya adeta tersine dönüyor ve kendimi juan-les-pins'teki o ulvi sahnenin önünde buluyorum. sonrası...

    a love supreme! a love supreme! a love supreme!
  • üç-dört yıldır yükselmekte olan free jazz'in kapısından modal açıyla bakan bir coltrane gördüğümüz impulse! records'tan 9 aralık 1965 tarihinde çıkmış leziz john coltrane albümü. farklı yorumları, farklı listeleri bir kenara koyarsak dört şarkılık bir devinim, bir başka caz devrimidir a love supreme.

    kanımca en iyi özetlerden biri olarak, joshua redman'ın yorumunu belirtmek gerekiyor:

    "coltrane, in a certain way, is a paradox, because he is one of the most elusive and one of the most uncompromising artists - one of the purist artists in the history of jazz. you can't get purer than coltrane. everything that he did was all about music and all about the artistry and spiritual quest. no concessions were made to commercial issues or even performance issues - issues of audience satisfaction. yet, at the same time, he is one of the most compelling, and in some ways one of the most accessible artists in the history of jazz. there are people who own coltrane albums, and those are the only jazz albums they own or they are the only jazz albums that they like. i think he was accessible and compelling precisely because he was so uncompromising . the integrity and purity that he had was so apparent to people. you could hear it in the music, you could see it in photographs. all you have to do is look at the cover to a love supreme. it's beautiful and accessible in its intensity, and the sense of resolve and devotion is so visible on his face."*

    albert ayler'ın coltrane'i peygamber ilan ettiği albüm a love supreme. giant steps'in yıkıcılığı ve my favorite things'in sürrealizmi buluşmuş; diyecek hiçbir şey yok!

    belki de, redman'ın anlattıklarından çıkacak özet yine o satırlarda:

    "you can't get purer than coltrane."

    edit: pharoah sanders'ın o karakteristik tonunu ve numaralarını kimden esinlenerek ortaya çıkardığını merak ediyorsanız, a love supreme'i dinleyiniz. fark etmemenize imkan yok!
  • "gerçekten de kelimelerle ifade edilemeyecek bazı şeyler vardır" diyordu wittgenstein; coltrane'in bu albümü hem kişisel dönüşümünün olabilecek en iyi ifadesi, hem de cazın nitelikli bir özeti sayılmalı.
  • tanrı'ya bir yakarış. içten ve derinden. belki de hayatının sonuna geldiğinin bilincindeki bir adamın vicdan muhasebesi. sonunda bir ilahi var, beni benden alan. sadece kopan o mu, aklıma gelen tek soru bu. cismanî dünya için yazılmamış ve çalınmamış bir albüm bu, en azından bana göre; evet tam bana göre...
  • sözlük yazarlarının tanrıya yakarış veya aşk olarak nitelendirdiği bir albüm, ancak coltrane'in * kendisi bu albümü tanrıya armağanım diye nitelemiştir. tek kelimeyle: muhteşem.

    aralık 1964te aşağıdaki kadro kaydetmiştir..

    tenor saksofonda : john coltrane
    piyanoda : mccoy tyner
    bassta: jimmy garrison
    davulda: elvin jones
  • aralık 1964'te kaydedilip, şubat 1965'te piyasaya sürülen dört parçalık john coltrane quartet suite'i. eser şu kısımlara ayrılmaktadır:

    1. part 1: acknowledgement — (7:43)
    2. part 2: resolution — (7:20)
    3. part 3: pursuance — (10:42)
    4. part 4: psalm — (7:05)

    albümün 2002 deluxe baskısındaki alternatif ve ek kayıtlarda ise acknowledgement'ta ikinci tenor olarak trane'in o dönemdeki çıraklarından archie shepp'i duyarız (yine başka bir öğrencisi için (bkz: wayne shorter), birkaç sene sonra ise baş talebe pharoah sanders olacaktı).
    miles davis'in maceraperest modal hard bop'unun sınırlarının iyice esnetildiği ve zorlandığı albüm olmakla birlikte, tinsel arayışlardaki coltrane'in bunu müziğine yansıtışı büyüleyicidir. öyle ki agnostiklere vs. ilahi güç konusundaki duruşlarını bir kez daha sorgulatır ve en azından tenor saksofon teslisine tüm varlıklarıyla inanmalarına neden olur.

    footsteps of our fathers'ta branford marsalis çok iyi bir yorumunu kotarmıştır. fakat orijinal versiyonu tabii ki çoğu coltrane albümü gibi aşılamazdır, elvin jones'un tokmaklı zil titreşimlerinin verdiği his eşsizdir.
  • şarkı dikkatlice dinlendiği takdirde allahu ekber dediği sanılarak korkulabilir;john coltrane'in en iyi albümlerinden ve şarkılarından biridir.
    bana göre söz konusu şarkıdaki mistik hava jazz için oldukça ilginçtir.
  • john coltrane'nin tanrıya karşı duyduğu aşkı dile getirdiği muhteşem albüm.caz müziğinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.
  • allah supreme
hesabın var mı? giriş yap