• (bkz: the old)
  • kulağımdaki küpeye, uzun saçlarıma karşı derin bir başkaldırı söz konusu. "bunlar şeytan işi, amerikalıların oyunu bunlar onlara özenmeyin "gibi şeyler zihinlerinde öylesine yer etmiş ki bu algıyı kırmak müthiş güç, uğraşmayın da. yaşlılar, yaşı dolayısıyla saygın olmayı değil de, bilgi ve birikimiyle saygın olmayı öğrendiklerinde dünyayı güzellik kurtaracak *
  • 80 yaş üzeri her organizmanın orospu çocuğu gibi kıvrana kıvrana can vermesini isterim. yaşlılar orospu çocuğudur yaşamamalıdır, yer verilmemelidir, saygı duyanı sikeyim. sigara alkol ve bilimum ömür kısaltan maddelerin karşısında saygıyla egilirim.
  • bugün şirkette bir toplantı esnasında, karşımdaki kişilerin dün yaşamış gibi anlattığı olayların 15 yıl önce olduğunu farkettim. evet yaşlıydılar. ve bir süre sonra “eskiden” kelimesi ile başlayan ve o dönemi anlatan dialoglar başladı. hesap yapmaya çalıştım, işin içinden çıkamadım keza cümlenin bir yerinde “gaz lambası” ifadesinin geçtiğine eminim. çok coşkuluydular, sektöre yeni soluk getirmekten, inovasyondan bahsediyorlardı. bir an karşımda bruce willis ve john malkovich’i gördüm. “red” filmindeki tipler gibiydiler. hızlı ve emekli... çok komikti. valla. biz de yaşlancaz dedim. böyle olsak bari...
  • ya yemin ediyorum sürekli zararsiniz.
    yaa birader oy verirsiniz çok yüksek ihtimal sizin olmayacak geleceği veya başka tabirle gelecek nesli etkilersiniz.
    hastalık çıkar evde oturmaz virüsü yayarsiniz.
    en ufak bi hastalıkta ortalığı birbirine katarsiniz. sürekli en önde en önce muayene olmak istersiniz
    işe gidiş geliş saatlerinde sürekli toplu taşımaları sırf zevk uğruna işkal edersiniz.
    size yer vermeyen genci gözünüzle taciz edersiniz.

    yaa hepinizi ayrı ayrı seviyorum ama lütfen artık yapmayın. ne olur bi akıllı olun yaa, lütfen bi laf dinleyin...
    bencil olmayınnn!
  • akvaryumdaki japon balıkları gibi bugün de geziyorlardı aheste aheste. kucaklayıp evlerine sokmak istedim tek tek, bir şey bulaştırıcam diye korkuyorum yaklaşmaya. seviyoruz sizi üzmeyin bizi.
  • önemsiz ama dünyalılar için çoğunlukla zararlı yeryüzü tarihi'nde, yaşlıların, insan soyunun ortaya çıkışından çok sonra var olmaya başlamış bir tür olduğu söylenebilir. bundan üç yüz bin yıl önce, yaralanmalar karşısındaki çaresizliğimiz, enfeksiyonlar ve bedenimizin işleyişini bozan tüm diğer arızalar karşısındaki bilgisizliğimiz, yırtıcı hayvanlardan ve doğa olaylarından sağ çıkabilmek için ihtiyacımız olan kondisyon nedeniyle, yaşlıların yeryüzünde görülmesi imkansızdı. onların zamanı henüz gelmemişti. yeryüzü anlık ve kesin ölümlere açıktı. günlerce, aylarca, belki de yıllarca ölümden kaçmak vahşi yaşamda olası değildi. belki birtakım mucizevi kurtuluşlar ve hiç hesaplanmamış şanslar ve belki de biraz daha kuvvetli bir bağışıklık sistemi ve diğer bireylerde olandan biraz daha güçlü bir yaşama isteğiyle, ilk otuzlarımıza kadar yaşamaya devam edebilirdik. ama hepsi bu. doğa, henüz, yaşlıların yaşamasına izin verecek kadar güvenli, huzur evi sessizliğinde bir bahçe değildi. uzun süren yürüyüşler, uzun süren av partileri ihtiyarlara göre değildi ve bu yüzden de ihtiyarlara yer yoktu.

    uzun kışlardan, uzun yazlardan, ateş başında o zaman için bile karanlık zamanlara dair hikayeler anlatılan uzun gecelerden sonra, yaralarımızı dikmeyi öğrenerek, yerleşik hayata geçerek, insan bedeni hakkındaki bilgilerimizi gelecek nesillere aktararak, şifalı otları keşfederek, sınıflı yaşamın konforundan yararlanarak, hep birlikte, yeryüzüne yeni bir tür armağan ettik: onlar yumuşamış etleri, kaybolmuş kasları, buruşmuş derileri ve karışmış hafızlarıyla aramızdalar. rengi solmuş yüzleri ve yanlış hatırladıkları geçmişleriyle bize deneyimlerinden söz ediyorlar. raf ömürleri dolmuş, mutlak sonu bekleyen müstakbel hayaletler gibi, bize biraz sonra öleceğimizi hatırlatan yararsız hücre kooperatifleri..
  • türkiyedeki alt türleri %95 sik kafalı arap kırıklarından oluşur.
  • yaslinin bu kadar sevilmedigi , sayilmadigi ve ezildigi bir cografya gormedim.
    genclerde yasliya karsi muazzam bir saygisizlik var..
    gerci balik bastan ....
    yasli fakir ssk emeklisine 10 bin, dun ise giren cocuga 20 bin+ verirsen, bu saygisizligin devami da gelir..
  • sevişmek için o kadar çok yol var ki..
    hele yaşlılarla yaptığımız göz kaş, alan elektriği sevişmeleri.

    ağır, hantal çocuklardır onlar.
    ağlar, karşı çıkar, yaramazlık eder.
    mezarlarına kadar tersine büyütmek, yetiştirmek zorundayızdır.

    karslıdan öğrendim: "yaşlılar sıra sıra, gençler ara sıra."

    yaşlılarımız sveç'e isveç, sviçre'ye isviçre diyorlar. dillerinin dönmemesi mi, yoksa artık kaybettiğimiz bir etimolojik öze yakınlık mı söz konusu bilmem.

    "biz kaç yıl yaşadık, dile kolay, ölüm artık altedemez bizi." tomris uyar - ipek ve bakır

    "karşılaştığım yaşlılar arasında geçmişini eskiden anımsamayan, aksine anında birlikte taşıyan ilk insan letizia. bu nedenle de en güzel yaşlı olarak kalmayı başarıyor. james joyce'tan ingilizce öğrenen letizia." tezer özlü - yaşamın ucuna yolculuk

    (ilk giri tarihi: 16.8.2015)

    (bkz: yaşlı/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap