• tevkif etme olayı
  • (bkz: tutuklamak)
    (bkz: tutuklanmak)
  • bir tedbirdir.ceza değildir.sebepleri, cmuk 104.maddesinde yazılıdır.(bkz: tutuklamayı gerektirici sebepler)
    türk ceza yargılama sisteminde mecburi tutuklama yoktur.polisin,jandarmanın,milli istihbarat teşkilatının,yargıtayın,danıştayın ,savcıların tutuklama yetkisi yoktur.
    tutuklamaya yetkili olan makamlar ; adli ve askeri hakimler ile mahkemelerdir.kural olarak idari yargı hakimleri ile bölge idare,idare ve vergi mahkemelerinin tutuklama yetkisi yoktur.istisna olarak "duruşmada" duruşmanın düzenini (inzibatını) bozma durumunda 2577 sayılı kanunun 31.maddesinin yollaması ile humk 150.maddesindeki yetkiyi kullanarak "inzibati mahiyette tutuklama " kararı verebilirler ve bu karar süre sınırlıdır.keza yargıtay ve danıştay da bu sınırlar dahilinde ve sadece duruşma inzibatı kaydı ile bu yetkiye sahiptirler.çünkü bu mahkemeler kontrol mahkemeleridir.yargıtay ceza daireleri,ilk derece (bidayet) mahkemesi olarak davaya bakmaları halinde tutuklama yetkisine sahiptir.(1.sınıf hakimler ve valilerin görevden doğan suçlarına yargıtay ceza dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakar)
    anayasa mahkemesi, yüce divan sıfatıyla baktığı davalarda tutuklama kararı vermeğe yetkilidir.
  • yeni cmk ta (100-108 maddelerde) yeniden düzenlemiştir.
  • tutuklama tedbirine gidilebilmesi için; kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve tutuklama nedenleri mevcut olmalıdır.
    tutuklama nedenleri: şüpheli veya sanığın kaçma, delil karartma veya tanık,magdur yahut başkaları üzerinde baskı yapma olasılığıdır.
    ancak bazı suçlar için tutuklama nedeni aranmaz, suçun işlendiği yönünde kuvvetli şüphe olması yeterlidir. bu suçlar cmk 'nın m.100/3 fıkrasında tahdidi olarak sayılmıştır.
  • her zaman ihtiyarî olan koruma tedbiri. meselâ baldızıma organ batırsam cinsel saldırı olur. bu suç bakımından kanun tutuklama nedenlerinin bulunduğunu varsaymıştır. ancak bu varsayım adî karine niteliğindedir. yani sulh ceza hâkimi veya mahkeme, tutuklama nedenleri oluşmamıştır deyip beni tutuklamayabilir. nitekim anayasa mahkemesi'nin de aynı yönde bir kararı vardır.*
  • herhalükarda ihtiyari bir karardır. tutuklamayı gerektiren şartların varlığı halinde dahi hakim veya mahkeme bağımsız karar alır.
  • açıkçası ben tedbir olduğunu düşünmemekteyim, hatta cezanın bir parçası olduğuna inanıyorum; hele ki yargıtay'daki mevcut iş yükü ile dosyaların zamanaşımına uğrama olasılığı da nazara alındığında cezanın bir parçası olduğu gerekliliği de gün gibi ortaya çıkacaktır.

    tutuklamanın bir tedbir olduğuna dair öne sürülen görüşlerdeki hukukî perspektifin bünyesinde de çelişki barındırdığına inanıyorum. şöyle ki; tutuklamayı gerektiren hallerden ikisi kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesi. gelin görün ki failin hem kaçması hem de delilleri karartması mevzuatımızda suç değil, bir başka deyişle fail kendisine yasaklanmayan ve bir anlamda hakkı olan bir fiili ika etmiş oluyor. tutuklamayı tedbir olarak görenler bazı akademisyenler bu sebeplere atıfta bulunurken "failin hakkını kullandığı için özgürlüğünün elinden alınması" olgusunu ise bence izah etmekten uzak kalıyorlar.
hesabın var mı? giriş yap