• bir tedbirdir.ceza değildir.sebepleri, cmuk 104.maddesinde yazılıdır.(bkz: tutuklamayı gerektirici sebepler)
    türk ceza yargılama sisteminde mecburi tutuklama yoktur.polisin,jandarmanın,milli istihbarat teşkilatının,yargıtayın,danıştayın ,savcıların tutuklama yetkisi yoktur.
    tutuklamaya yetkili olan makamlar ; adli ve askeri hakimler ile mahkemelerdir.kural olarak idari yargı hakimleri ile bölge idare,idare ve vergi mahkemelerinin tutuklama yetkisi yoktur.istisna olarak "duruşmada" duruşmanın düzenini (inzibatını) bozma durumunda 2577 sayılı kanunun 31.maddesinin yollaması ile humk 150.maddesindeki yetkiyi kullanarak "inzibati mahiyette tutuklama " kararı verebilirler ve bu karar süre sınırlıdır.keza yargıtay ve danıştay da bu sınırlar dahilinde ve sadece duruşma inzibatı kaydı ile bu yetkiye sahiptirler.çünkü bu mahkemeler kontrol mahkemeleridir.yargıtay ceza daireleri,ilk derece (bidayet) mahkemesi olarak davaya bakmaları halinde tutuklama yetkisine sahiptir.(1.sınıf hakimler ve valilerin görevden doğan suçlarına yargıtay ceza dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakar)
    anayasa mahkemesi, yüce divan sıfatıyla baktığı davalarda tutuklama kararı vermeğe yetkilidir.
  • bir kısmı ceza muhakemesi kanunu madde 100'de düzenlenmiştir.

    (1) kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
    (2) aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
    a) şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
    b) şüpheli veya sanığın davranışları;
    1. delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
    2. tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
    hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

    ota boka tutuklama isteyen savcılarımız ve ota boka tutuklama kararı veren hakimlerimiz umarım 13 mayıs 2014 soma maden kazasında şirket yetkililerinin kuvvetli suç şüphesi altında olduğunu, karanlık kimselerle iş birliği içerisinde delilleri karartacaklarını gözden kaçırmazlar. çünkü onlar yasalara ve hukuka hizmet ediyorlar. bunu unutmasınlar. vatana ihanet etmesinler.
  • hiçbir zaman koruma amaçlı olmayan uygulama. tutuklama tamamen devletin isteği doğrultusunda müesses nizama aykırı davranısta bulunanlar için bir güç gösterisi olarak uyuladığı bir durum.

    hilafet bayrağı açmak suç iken müesses nizama yani akepe ilke ve inkılaplarına uygun olması sebebiyle buna herhangi bir ceza verilmez. fakaaat, birini dövmek hiçbir şekilde tutuklama gerektirmeyen bir kabahat iken sırf akepe himayesindeki birine karşı yapıldığı için uygulanamaktadır. çünkü amaç ders vermek, güç göstermek, kendi istedikleri insan tipinin dışına çıkanların kulaklarını çekmektir.

    benzer bir olay düşünsek, hani olmaz da, mesela diyelim, cehapenin mitinginde kalpaklı atatürk fotoğrafı taşıyan birine (o bayrak polis tarafından toplanır orası ayrı mevzu) bir akepeli tokat atsa o kişiye hiçbir ceza verilmezken kalpakli atatürk fotoğrafı yer alan bayrak taşıyan kişi tutuklanır.

    neden?

    çünkü siyasal islam boktur
    siyasal islam içi irin ve bok dolu bir çukurdur.
  • tutuklamanın ceza olmadığı çok büyük ezber... bir kişi tutuklandığında yalnız yaşıyorsa evi boş kalır. doğalgaz su falan kesilir mi patlar mı... buzdolabında yemeği çürür. belki evi böcekler basar camı kırılsa hele neler olur neler.

    yalnız değilse de yakınlarına eziyettir. para yatırması ayrı zordur görüşü ayrı. görüşler hafta içi mesai saatinde olur. çalışanlar için gidilmesi imkansız. eşya da yalnızca görüşte teslim edildiğinden içerideki eşyasız kalırsa vah... cezaevleri ebesinin örekesinde olduğundan öyle kolayca gidilmez de. araba yoksa geçmiş olsun.

    tutuklanan birinin, lehindeki delilleri toplama yahut olası tanıkları araştırma imkanı yoktur. tanıklara duruşma günü saatini yerini bildiremez bile.

    her evde bir iş bölümü vardır. biri çalışır para kazanır biri evde yemek yapar biri temizlik yapar biri alışverişe gider... bir kişi tutuklanınca bir evin üzerinde kurulduğu bir sütun çekilir alınır. ya eve ekmek getiren olmaz ya o ekmeği bölüp pay edecek biri olmaz.

    insanlar birkaç gün sokağa çıkamadılar ve sokağa çıkma yasaklarında nasıl zorluklar yaşadılar... yedikleri önünde yemediği arkasında... şimdi düşünün ki altı ay cezaevindesiniz.

    bütün bu zorlukları anlattım. peki bir kişinin tutukluluğu sonrası cezaevinden çıkması, bu zorlukların telafisi için ne demektir? hiçbir şey demek değildir. devletimiz "pardon ya" der. beden ruh zihin olarak yıkılmış bir kişi hayatını nasıl toparlar, aylarca işsizlik sonrası tutuklanmanın lekesiyle (tutuklanan kişiler ülkemizde "suçlu" damgasını yemektedir ve devletimiz kendisi de bu algıyı desteklemektedir) birlikte nasıl iş bulur, nasıl geçinir, hiç umrunda olmaz. bir hakim bir savcı bir gün sıcak koltuklarını bırakıp da cezaevinde bir gece geçirir mi, bir hafta geçirir mi, madem ceza değil?

    uzun süreler hakim savcı avukat için bir şikayet konusudur... vatandaş için ise ömür törpüsüdür.

    tutukluluk bir cezadır. öyle değilmiş gibi yapmanın kimseye faydası yok. bu gerçeği görmezden gelmek vatandaşa tutukluluk ile eziyet ve işkence eden devletin ekmeğine yağ sürer...
  • bu gidişle ceza muhakemesi kanunumadde 100'de belirtilen tutuklama sebeplerine bir yenisi daha eklenecektir:

    "cumhurbaşkanına hakaret"

    (bkz: onur kılıç)
  • yeni cmk ta (100-108 maddelerde) yeniden düzenlemiştir.
  • "anneleri polis götürüyor.
    oğullarını da götürmüşlerdi.
    gözlerimiz dilimizde bir kekeme köz
    bütün bir ülke
    güvenlik içinde yaşayıp gidiyoruz!.."*
  • tedbir niteliği genellikle dikkate alınmayan, ceza verme yetkisi olmayanlarca ceza olarak "kullanılan" gayet kaypak ceza hukuku kurumu.
  • tutuklama tedbirine gidilebilmesi için; kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve tutuklama nedenleri mevcut olmalıdır.
    tutuklama nedenleri: şüpheli veya sanığın kaçma, delil karartma veya tanık,magdur yahut başkaları üzerinde baskı yapma olasılığıdır.
    ancak bazı suçlar için tutuklama nedeni aranmaz, suçun işlendiği yönünde kuvvetli şüphe olması yeterlidir. bu suçlar cmk 'nın m.100/3 fıkrasında tahdidi olarak sayılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap