• istanbul emniyet mudurlugu web sitesinde soyle tanimlanmistir:

    kanunlarla belirlenen usul ve esaslar doğrultusunda tutuklanmanız durumunda ; tutuklanma sebebinin en kısa zamanda tarafınıza bildirilmesi , haklarınızın neler olduğunun anlatılması ve tutuklandığınızın yakınlarınıza bildirilmesi zorunludur. yakalanmanız veya tutuklanmanız durumunda en kısa sürede hakim önüne çıkarılmanız, tutuklanmanız veya yakalanmanızda kanuna uygun olmayan bir unsurun varlığında hemen serbest bırakılmanızı sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahipsiniz.(anayasa: md. 19)

    http://www.iem.gov.tr/iem/?m=3&s=34
  • en trajikomik şekli cezaevinde bir yakınınızı ziyaretten çıktığınızda kapıda başınıza gelmesidir. çok gördüm ben öyle "mahkemeye çıkmanız lazım" diyen askere "abicim vallahi billahi o borç benim değil" diyerek dert anlatmaya çalışan insanları. siz girişte kimliğinizi veriyorsunuz, eğer hakkınızda bir tutuklama kararı varsa görevliler çaktırmadan haber salıyorlar. siz yakınınızı ziyarete giriyorsunuz her şeyden habersiz, neşe içerisinde dışarı çıktığınızda kapıda hoop kelepçeleniyorsunuz. birçoğunuz gibi ben de düşündüm "adam madem aranıyor, salak gitmesin o zaman cezaevine ziyarete" diye ancak işte her zaman hakkınızda tutuklama kararı çıkarıldığından haberdar olmayabilirsiniz. senet sepet, çek olaylarında çok yaşanıyor(muş).

    bir de bugüne kadar kimliğini kaybeden ya da çaldıran olduysa özellikle dikkat etsin derim. ben cüzdanı çaldırdığımda tanıdık ne kadar polis, gardiyan varsa bu konuda özellikle uyardılar; "savcılıktan herhangi bir şey bulunamadığına dair kağıt geldiğinde karakola ve vergi dairesine bildir. yarın öbür gün kimliğinle yapılan bir dolandırıcılıktan ötürü alıverirler valla" dediler. derdinizi anlatırsınız anlatmasına da hakim karşısına çıkana kadar da kelepçelerle takılırsınız işte. bütün bunları görüp duyduktan sonra uzunca bir süre alakasız bir yerde tutuklanırım korkusuyla yaşadım, kimlik verebileceğim herhangi bir ortama girmekten çekindim. ben çektim siz çekmeyin, tedbiri elden bırakmayın.
  • tutuklanan kişi yargılama sonucu ceza alırsa cezasından, tutuklu olarak geçirdiği günler cezasından sayılır. şayet beraat eder ise özür dilenip salınır. beraat eden tutuklu ben devlete tazminat davasi açıcam diye tutturursa tazminat davasına agır ceza mahkemesinde bakılır. bu düzenlemenin amacı ise haksız tutukalamaların önüne geçmek değil haksız tazminat davalarının önüne geçmektir. kaldıki bu tazminat davalarinda genellikle maddi tazminat yönünden asgari ücret üzerinden kararlar verilmekte manevi tazminat konusunda ise gülünç tazminatlara hükmedilmektedir. bu nedenle avrupa insan haklari mahkemesi, ismini hatirlayamadigim bir dosyasinda turkiye'de bu tip tazminat davalarinin ceza mahkemelerinde görülmesi nedeniyle iç hukuk yollarinin tüketilmesine gerek olmadiğına, kısacası haksız tutukluluk nedeniyle agır ceza mahkemesinde dava açmaya gerek olmadan kendilerine başvurulabileceğine karar vermiştir.
  • düşüncesi bile insanı geren bir eylem.

    bir de merak ettiğim bir şey var tutuklanan kişiler hani filmlerde böyle bir boy skalası önünde poz veriyor ya işte tutuklanan kişilerin boy kilo ölçümleri ayakkabı ve kıyafetlerle mi yapılıyor? yani resmi belgede yazan boy gerçek boy mudur yoksa ayakkabı ile olan mı? bilenler yeşillendirirse sevinirim.
  • kelepçelenmekle karıştırılan durum. her kelepçelenmiş insan, tutuklanmış değildir. tutukla(n)ma kararını hâkim verir. kolluk kuvvetlerinin gözaltına aldığı veya alacağı kişiyi kelepçelemesi, sıklıkla tutuklanma olarak haberleştirilebiliyor. elbette tutuklanan kişi de kelepçelenebilir ancak daha mahkemeye çıkarılmamış bir kişiyi tutuklanmış gibi yansıtmak yanlıştır.

    (bkz: tutuklanma ile gözaltına alma farkını bilmeyenler)
hesabın var mı? giriş yap