115 entry daha
  • tdk'ya göre bir kök sözcük olan sorum'un da kökeni var: soru ve sormak'tan sor. sorumluluk köken anlamıyla soru sorulabilmek, soruları alayım diyebilmek. anlam bakımından sahiplenmenin ve sahiplenmiş sayılmanın bir göstergesi.

    sorumsuzluk yapmayı unutmamak.
    sorumsuzluk sahibi olmak.

    riski ve sorumluluğuyla dans etmediğinin gerçekleşmiş hayali ve doyumuyla sevişemezsin.

    şans : orada olmak
    sorumluluk : orada olmak

    disiplin, bilme/öğrenme disiplinidir.
    sorumluluk, olmak sorumluluğudur.
    düşünce düşüncenin düşüncesiydi..
    yöntemin integrali hedeftir; zira erek hedefin türevi.

    sorun: doyum ve mutluluk sorumluluğunu almak.
    seviyorsan, sorumluluğu var.
    sevmiyorsan, sorumluluk alıp sevgi üreteceğim diye ıkınma.

    istemek sorumluluktur.
    istememek, değil sanılır.
    üff, bir de duygularımızın sorumluluğunu almak var. daha listeye neler neler eklenir.

    kıskançlık gibi, bu da sevgiden değil galiba. kocadan daha zayıf olduğundan da değil. kocaya karşı güçlü, yaşama ve özgürlüğe (sorumluluğa) karşı zayıf. (bkz: koca budalası/@ibisile)

    "sen bilirsin":örtülü anlamı 'ben karışmıyorum, sorumluluk sende/senindir,' olan yorum/tepki. (bkz: sen bilirsin/@ibisile)

    çift çapalama:

    bir olay/olguda eğer iki birey bulunuyorsa, gözlemci veya üst bakış açısıyla ortaya çıkan gelişme veya gerilemeden hem biri hem öteki sorumludur. kendi bakış açılarındansa ötekini sorumlu tutmak engellenmiştir, ötekinin sorumluluğunu sadece bilmek veya hissetmek meşrudur. böylece iç yaşamda (ötekiyle) kavga ve bozgunculuk en aza iner. dışardan bakışta olgular iki kişiye paylaştırılmaz, ikisine ayrı ayrı yüklenir. o bakımdan çift çapalama. ilkokullardaki sıra dayağı gibidir; bir kabahatten tüm sınıf sorumludur. bu yapının sağladığı adalet duygusu zayıf, sorumluluk duygusu yüksek. (yoksa suçlanma yüksek mi diyelim.)

    burada değer duygusu, değer verme işlevi önkoşul ve zorunlu. gelişme (iyi yönde olgular) halinde şövalye kuralları ötekini takdir etmeyi, gerileme (kötü yön, ara bozulması gibi) halinde kendi üstüne alma seçimini gerektiriyor. yani olumluda şerefi ötekine bırakış, olumsuzda kendi üstüne alma. bilimsel değil, adil mi belirsiz, yalnız etik. ve etik olmak için ruhsal ve zihinsel bir ön yeterlilik gerekiyor, ondan sonra disiplin.

    gölgesiz demek sorumsuz sorumluluksuz, egosuz, ağırlıksız olmak mı demek acaba? gölgesiz olmak hayalet bir yana şeytani yaratık sıfatlarından mı? araştırmam, azıcık daha kavramam gerekiyor. bu yazılama bulma değil, sorma sızması. gölgesizlik belki şeytani diye korkutucu ama bir yandan da kıskanmalık, imrenmelik. belki görünmez adam olmak gölgesizliğe yakın, ona özdeş olmayan bir durum. görünmezlik de sorumsuzluk arzusu hissettiriyor. ego, insan olmak, bir ağırlığa, bir görev ile ütopyaya sahip olmak, gölgesi yani bilinçdışı denen tanıması veya evcilleştirmesi gereken bir karanlık yanı olmak, fiziksel yaşamın kısıtlarına tabi olmak demek. gölgesiz olan insan gibi ağır, yüklü değil, hafif, belki dumansı ve yarı saydam. cin görenlerin sık deneyimlediği (bildirdiği) gibi ellerinin ayaklarının ters olması, gene kısıtlamadan bağışık olmaları, insani şablonlara uymamaları, başka yasa veya yasasızlıklara uymalarının sonucu. (bkz: gölgesiz/@ibisile)

    birisi, arkadaşı üstünden bana, veterinerlik okusun mu diye soruyor. yanlış kişiye, yanlış üsluba gelen bir soru. o yüzden karşılığını almaya katlanacak. ona iletiyorum ki:
    ekşi sözlük'te baytar bey girisinin alt tarafındaki ziya tan'ı bir okusun. baytarlığa bir sevgisi olsaydı neler olabileceğine dair. ama ahım şahım duygusu olmadan da bir meslek* yapılabilir. bölgelerini, görev ve boşluklarını dengelemesi gerekir. veterinerlik maddi bakımdan belli düzeyin altında kalmaz, ama o kesin yanıtlanamaz. bugün 10 yıl önce okumaya başlayanlar, tercih yapanlar piyasada. tercih anında bugünü bilemezlerdi, öngörüler şaşar.

    sorumluluğumuz bilmeye ikincil değildir. koşullarımızı denetleyemezken de ne yaptığımızı bilmezken de sorumluyuz. yeni döllenmiş tek hücreli canlıyken de sorumluyduk. gelecekten korkup kendimizi düşükle dışarı atabilirdik. doğan her insan başarılıdır, yaşamı bir paket olarak kabullenmiştir ve meraklıdır. bu bakımdan mutsuzluk -intihar, sürekli yaşam eleştirisi, özeleştiri biçiminde bile olsa- öncelikle çelişkidir, yaşama kaşı sözünü tutmamaktır. hıristiyanlığın "mutsuzluk günahtır" anlayışı böylelikle bana tutarlı ve doğru geliyor. önümüzden yiyeceğiz, hem ne canımız çekiyorsa yapacağız, hem ne yapabiliyorsak yapacağız.

    the fall dizisinin 3. sezonu sonunda dedektif gibson spector'a "büyü artık, sorumluluğunu al, cinayet itiraflarına sahip çık, cezanı çek, buna razı ol," yollu bir diskur çeker. peşinden eksitasyonla spector'ın öfke hedefi olur, ilerisinde de spector kendi canına kastedecek.. peki burada paul spector sorumluluğunu aldı mı, almadı mı?

    el cevap, paul spector çektiği çaresizlik kadar sorumluluk alıyor, çekmediği/katlanmadığı acı kadar sorumluluk almıyor, çocuksu ve kaçak tepki veriyor.

    ilgi +bilgi + saygı + sorumluluk = sevgi/sevme sanatı (erich fromm'un sağlam denklemi)

    "o halde sana bedensel haz ile ahlaki sorumluluğun apayrı şeyler olduğunu anlatmam gerekiyor öncelikle." john fowles - the magus

    [boşanmalarından yalnızca onu sorumlu tutmadığını söyleyecekti. ama o zaten kendini sorumlu tutmuyordu ki... boşuna. "ortak bir dilimiz yokmuş."] tomris uyar - güzel yazı defteri

    "savaş özgürlüğü öğretir. çünkü nedir özgürlük? özsorumluluk istencine sahip olmaktır. (...) sıkıntıya, güçlüğe, yoksunluğa, dahası yaşamın kendisine daha kayıtsız kalabilmektir. kişinin, davası için, kendisini de ayırmamak şartıyla insanları gözden çıkarabilmesidir." friedrich nietzsche - götzen-dammerung

    "kentteki bir evde köpek beslemenin gaddarlık olduğunu sanma. köpeğin mutluluğu senin onunla birlikte ne kadar zaman geçirebileceğine, sana eşlik edebileceği yolların sayısının çokluğuna bağlıdır. ardından ödül olarak şöyle on dakikalık ortak bir gezinti gelecekse, çalışma odasının önünde saatlerce beklemesi onun için dert değildir. kişisel dostluk bir köpek için her şey demektir. ancak böyle bir dostluğun sana o ölçüde az bir yükümlülük ve görev yükleyeceğini de sanma ve bunu unutma; çünkü sadık bir köpekle kurulmuş dostluk bozulması artık imkansız bir dostluktur. bu dostluğu bitirmek, onu birilerine vermek, bir cinayet işlemek ile eşanlamlıdır." konrad lorenz - hz. süleyman'ın yüzüğü

    (ilk giri tarihi: 5.9.2014)

    (bkz: sorum)
    (bkz: sorumluluk almak/@ibisile), sorumlu/@ibisile, sorumsuzluk
    (bkz: sorumluluk almaktan kaçmak)
    (bkz: sanatçı sorumluluğu/@ibisile)
    (bkz: ayrılış/@ibisile)
    (bkz: erich fromm/@ibisile)
    (bkz: kayalı bahçe)
    (bkz: ay burcu başak)
    (bkz: tuz torbası boynuna geçtiğinde), eşek çamura çökerse sahibinden gayretlisi olmaz
64 entry daha
hesabın var mı? giriş yap