17 entry daha
  • ezgi'nin günlüğü'nün harika yorumladığı, kendi mallarıymış gibi hissettirdiği orhan veli şiiri. (beni her seferinde ağlatan ezgi'nin günlüğü şiiri.) hem de 1986 model sabah türküsü albümlerinin ilk/giriş parçası. ben şu ayrılış şiir/şarkısının üstüne eğilmek, biraz deşmek istiyorum. (şiirin sanatçının bildiği öyküsünün dışına taşmıştır artık öykü, okuyucunun/dinleyicinin de malı olmuştur. tarih yeniden yazılabilir, yorumlanabilir.)

    bakakalırım giden geminin ardından. burada terk edilen kişinin halktan değil en ezından küçük burjuva olduğunu anlayalım. kaç kişi giden sevgilinin ardından ve gemi gidiyor'daki gibi kalır? su olacak, liman olacak, gidilecek başka ülkeler/şehirler olacak.

    kahramanımız, bakakalıyor, denize atlayamıyor, ağlayamıyor; yani yapamıyor, edemiyor. ayrılığın dinamiğinde yapamayan adamdan, hatta ıssız adamdan bir bıkkınlık söz konusu olabilir. gitme diyemedi, önleyemedi, belki sorumluluk almadı veya sözlerini tutmadı. muhtemelen gitmesini kışkırttı, yapma ve yapmamalarıyla neden oldu. duygularını ifadede kısıtları var; şiire sığınması da bir gösterge. (sözünü ettiğimiz şair mi, şairin ürettiği kimlik mi o da karışma eğiliminde.) denize bile atlamıyor; canı tatlı, fedakar değil, çıkarları önde, dünya güzel. ayrıca serdeki erkekliği öne sürüşü ağlamama, duygulanmama kılıfı. hatta elalem ne derci, kişiliği olgunlaşmamış. bu durumda bizim duygulanışımız ya bestecinin şiiri yanlış almasından, ya da bizim haklı tarafla değil, önümüzdeki salakla özdeşleşmemizden. yani şiir bizi özümüzdeki günahlarımızla, eksiklerimizle suçlamadan buluşturuyor. biz de değişim emaresi göstermeden salya sümük üzülüyoruz.

    şairin o zaman için yaptığı büyük hizmet ve atılım, şairane olmayanı şiirin içine almasıydı. buradaki matah biri değil, bizden biri; aslında şiir-dışı biri. biz şiirselsek, her şey şiirseldir, ve hiçbir şey değildir. ne kuş kondurmuş, ne kuş öttürmüş. örtülü şekilde iktidarsızlık anıştırılıyor olabilir. bilirsiniz sanatçı iktidarsızlığı ünlüdür. sanat seks içindir, olmadı seks ikamesi içindir. sanat elbette sağalma içindir de. burada sanat cehennemlerde yanmadan yara kapatma, merhem olma işlevine yakın. eflatun -platon belki sanatçıları devletine bu benzetmeci, hafifsemeci, adam sendeci, ciddiyetten uzak, disiplinsiz yönleri yüzünden almak istemiyordu. annesinin vereceği cezayı sevimlilik ve unutturma numaralarıyla atlatma gayretinde olan çocuklar gibi sanatçılar.

    burada öz konusu olan kadınların yüklettiği değil, diğer bireylerin kendi hissettiğimiz, kendi ıskaladığımız, kendi içimize batan, kendimizden batan sorumluluk ve yük. başkasını atlat, kandır, kaç, reddet. o tarafı helal olsun. ok, kendi içinden gelerek içini vurduğunda, sefan olsun desek ne anlamı olur? ya hakketmiştin diyeceğizdir, ya abartma, ya allah kurtarsın, el de uzatayım diyeceğizdir. şair kendisi sorumsuz olabilir, ama şiiriyle sorumlu, büyük bir toplu yarayı sağaltıyor, hem de sözle, duayla; ameliyata girişmeden. etkinliğini ölçün hele bir.

    topu topu üç kıçı kırık dize. ve etkisine bakın.

    * kaya başında pir sultan abdal sazını parçalar gibi ayrılık. kızımın ayrılmış anababa çocuğu bakışları geçeli tam birkaç yıl oluyordu ki ayrılışımızı öğrendi. onun suratındaki boşanmışların çocuğu bakışı artık babasına devrolundu, babası öyle bakacak.

    * anlayacağın çok şanslıyım, şimdi bir de anadolu yakasında ehven bir 2+1 bulursam, ayrıldığım eşim de onun alımına yüz bin kadar destek olursa neredeyse hiç ezilmeden düzen değiştirmiş olurum. kızım bu ayrılışta hiç sorun yaşamayacak ve çıkartmayacak demiyorum, açılış olarak tavrı pek güzel. eski karım olacak annesi de ben evlerine gidip çıktıkça nispet neşesi sergilemiyor, durgun duruyor, uzun uzun kapıda bekleyip uğurlar gibi yapıyor. daha ne olsun? hep arzuladığım şeye, ayrıldıktan sonra gönül birliğini korumaya pek de uzak değiliz. (bkz: evden kovulmak/@ibisile)

    (bkz: veda)
    (bkz: gurbete kaçacağım/@ibisile)
    (bkz: ayrılık/@ibisile)
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap