• "they" siiriyle gönlümde taht kurmus çagdas ingiliz sair. "they" in son dizesinde papaz; "the ways of god are strange" der ki savasin anlamsizligina, dogurdugu siddete kadercilik yaklasimi getirerek son noktayi koyar. pek fazla taninmasa da çagdas olarak adlandirilan bir çok sairden misli misli kaliteli siirlere imza koymustur.
  • (bkz: #13022833)
  • birinci dünya savaşında savaşmış bir asker. savaşın amacının değiştiğine inanmış, bunu açıkça belirtmiş ve bu yüzden savaş sonrası psikolojileri bozulanların yattığı bir hastaneye yollanmıştır. burada da, yine bir savaş mağduru olan, wilfred owen'la tanışmıştır.
  • "siegfried sassoon'un ilginç ve ilham verici hikayesinin bugünlerde biraz daha özel bir anlamı var. savaşı bitirmeye gücü yetecek egemenler, artık deli olmayan ama bu deliliğin bitmesini isteyen, barış isteyen milyonlarca insanı akıl hastanesine tıkamayacaklarını, hepsini teker teker öldüremeyeceklerini biliyorlar."

    http://www.marksist.org/…ol/9651-tanidik-bir-hikaye
  • sylvia plath'ın ted hughes'tan önceki büyük aşkı richard (dick) sassoon onun fransız torunudur. siegfried sassoon asker olarak, şair olarak en azından önceleri bir jingoistmiş***.

    günlüklerinde bir yerde plath bu torun için övgü dolu hayıflanır:
    [richard'ı kaybedişin ve seni o kocaman, sert, çelik, erkeksi gövdesinin, inanılmaz şefkatinin ve şiirler ve müzikler yaratan ve insanları şaşırtan zengin sesinin anısıyla bıraktığında karnında uğuldayan kocaman bir boşluk bırakışı. onun o müthiş büyük şansı ve gücü ve patlamasıyla hayatına devam edip yüzlerce başka kadına, başka şiire doğru yol alacağını biliyorsun -"seviştikçe daha çok sevişiyorum." richard'ın şefkati ve erkekliği ve estetik uyumu seni onun ardından hemen bir başkasını bulmak isteyecek bir hale getirdiyse, şiirleri ve zenginliğiyle ted* büyük bir kurtuluş sağlamayacak - kendini küçük ve fazla-emniyetli hissetmene sebep olacak: sevecen biri değil o ve sana aşık değil. yalnızca bir vücutsun - bir kadın şair, bir perde arası.] sylvia plath - the journals of sylvia plath
  • birinci dünya savaşında military cross kazanmış, silah arkadaşları ona mad jack derlermiş. ancak bir keskin nişancı mermisi göğsünü delip geçince ingiltere’ye geri göndermişler.

    döndüğünde kendi komutanına açık mektup yazmış, “masumu savunmak ve özgürleştirmek için girdiğimiz savaş, çıkarcılar tarafından kasten uzatılıp talan ve fetih savaşına dönüştürüldü” demiş. bunun sonucunda da shell shock ‘tan ötürü böyle konuşuyor diyip hastaneye yatırmışlar.

    bu arkadaş 1918’da batı cephesine geri dönüp tekrar yaralanıyor. döndüğünde ise çok değişmiş biri olarak yaşamına devam ediyor, savaş hakkında yazmayı bırakıyor, 15 yıl sonra homoseksüel olduğu için eşinden boşanıyor, 1957’de katolik olup dinî şiirler yazmaya başlıyor. ilginç.
  • faber & faber yayınevi'nin ilk yazarı.
  • sıklığı artan intihar haberleriyle sürekli akla gelen suicide in the trenches isimli şiirin şairi.

    ı knew a simple soldier boy
    who grinned at life in empty joy,
    slept soundly through the lonesome dark,
    and whistled early with the lark.

    ın winter trenches, cowed and glum,
    with crumps and lice and lack of rum,
    he put a bullet through his brain.
    no one spoke of him again.

    you smug-faced crowds with kindling eye
    who cheer when soldier lads march by,
    sneak home and pray you'll never know
    the hell where youth and laughter go.
hesabın var mı? giriş yap