• altin orda imparatorlugunun parcalanmasina muteakip kurulan hanliklardan en uzun soluklu olanidir. astrahan, saray ve kazan da kurulan hanliklar birer birer moskova hakimiyetine duserken kirim hanligi osmanli imparatorlugunun da destegi ile uzun sure dayanabilmislerdir. osmanli imparatorlugunun desteklemesi ise baska bir tezat dogurur zira musluman dogu kulturunde osmanli hanedanina alternatif olarak gosterilebilinecek tek musluman aile giray hanedanidir. bir imparatora alternatif ancak baska bir imparator soyundan gelen bir aile olmalidir. batinin iki imparator hanedani vardir ki bunlar, roma imparatorluguna dayanan hapsburglar ki kutsal roma germen imparatoru olarak uzun sure devam etmistir. digeri ise bizans imparatorluk hanedanidir ki istanbulun fethinden sonra konstantinin olumu ile sona ermistir. her ne kadar rus prensi ivan konstantin in yegeni sofya ile evlenerek hanedani kendi sulbune gecirdigini iddea etsede sadece bir iddeadir. doguda is bizansin baskenti olan konstantinepolis i ele geciren osmanogullari ailesi ve tabiki tum zamanlarin en buyuk imparatoru cengiz han in son temsilcisi olan giray ailesi. bu bakimdan 18. yuzyil sonlarinda osmanogullarina alternatif olarak gosterilmis ve tartismalar yaratmis hanedandir.
  • artık iktidardalar.. (bkz: ilber ortaylı) ayrıca (bkz: yücel demirel)
  • 1768-1774 yıllarında rusya ile yapılan savaşın osmanlı'nın yenilgisiyle sonlanması ve osmanlı'nın küçük kaynarca antlaşması'nı yapması ile birlikte elden çıkmıştır.küçük kaynarca antlaşması ile birlikte kırım'ın bağımsızlığı tanınmış böylece rusya'ya karadeniz kıyısında dinyeper ve bug nehirleri arasında emin bir köprübaşı sağlanmış,rus gemilerine karadeniz'de seyir hakkı verilmiştir.tarihinde ilk defa bir müslüman toprağının yitirilmesini kabullenen osmanlı imparatorluğu her ne kadar küçük kaynarca antlaşmasının ardından kırım'ı çeşitli yollardan geri almaya çalışmışsa da 1779'da ruslar kırım'ı resmen ilhak etmiştir.
  • kırım adasında 364 yıl saltanat süren ve han titrini taşıyan hükümdarlar. cengizoğulları'ndandırlar. cengiz'in büyük oğlu cuci (coçı) handan inerler. cuci ulusu denen sülalenin dalıdır. her han ve prensin adı sonuna giray unvanı geldiği için giraylar da denir. (moğolca kerey). kırım devleti kurulduğu zaman aile moğolcayı unutmuş türkçe anadili olarak konuşulmaya başlamıştı. bu konuşulan dil tatarca denen bir kuzeybatı türk lehçesidir ve kazanda konuşulan türk lehçesinin bir şivesidir. osmanlı edebi ve halk lehçesinin tesirine maruz kalmıştır. kırım edebi dili klasik osmanlıcadır.

    mezhebleri sünni hanefidir. taht şehirleri kırk-yer iken sonra bağçesarayı (bahçesaray)'na nakledilmiştir. resmen tayin edilen veliahta kalgay denir. kalgay taht şehrinde değil, ülkenin en büyük şehri olan akmescid'de (simferopol) oturur. kalgay diğer prensler gibi girey unvanını kullanır. han sadece hükümdara mahsustur. ikinci veliahtlık makamı vardır ve bu makamda bulunanlara nureddin denir. bir han, kalgayını ve nureddinini kendi seçemediği gibi değiştiremez. bu divanı hümayun (osmanlı bakanlar kurulu) tarafından seçilip padişah fermanı ile atanır. ancak kalgay ve nureddin erkek tarafından giraylardan olması şarttır. başka bir kişi bu makamlara atanamaz. osmanlı sultanı ve bakanlar kurulu han ve kalgay seçmek zorunda değildir. giray hanedanı bu durumlarda prenslerden istediğini han yapabilir. bütün bu düzen 6.1475 anlaşması ile düzenlenmiştir. daha önce müstakil devlet olan kırım hanlığı bu anlaşma ile osmanlı imparatorluğuna kendi hür irade ve arzusu ile dahil olmuş ve osmanlı padişahını büyük hakanı olarak tanımıştır.
    eski asırlarda da bugünkü gibi bir buçuk milyonla meskun bir ada olan ve karaya bağlanan tarafı (orkapı:büyük kapı) su ile karadan ayrılabilen kırım, devletin anayurdudur. ancak ukrayna ve kuzey kafkasyanın büyük bölümü uzunca bir süre kırım hanlarının idaresinde kalmıştır. bir ada devleti olmasına rağmen deniz kuvvetlerine hiç önem vermemişler hatta piyade ve topçu bile kullanmamışlardır. orduları süvari kudretine dayalıdır. xviii. asır sonlarına kadar doğu avrupanın kudretli askeri devleti olmuş polonya ve rusya gibi iki büyük doğu avrupa devletlerinden yıllık vergi almışlardır. giray hanları polanya kralları ve rusya çarları ile eşit derecede olmuşlar ve onlarla kral olarak mektuplaşmışlardır.
    fatih sultan mehmet le kırım hanı arasında yapılan 1475 anlaşması kırım hanının vezir-i azam gibi beş tuğ taşıyacağını dolayısıyla sadaret payesinde bulunacağını gösteriyordu.
    fatih sultan mehmet istanbulun fethinin ertesi yılı donanmayı kırıma gönderdi 1454 de kefe limanına giren donanma kefe kalesini alamadan döndü. 1475 de donanmayı hümayun kapdan-ı derya gedik ahmed paşanın kumandasında kırıma geldi. han hiç karşı koymadı ve anlaşma yapıldı. karadeniz osmanlı gölü oldu, başka hiç bir devletin sahili bulunmuyordu.
    burada kefe sancak beyliği kuruldu 1580 de kefe beylerbeyliği derecesine çıkarıldı. sancak sivastopol dan kerç'e kadar kırımın bütün güney güneydoğu kıyısını karşıda taman yarımadasını, azak'ı ve don deltasını ve civar toprakları içine alıyordu. kanuni sultan süleyman dedesi zamanında kefe sancak beyi idi ve babası yavuz 1512 de tahta geçince kefeden alınıp manisa (saruhan)'ya gönderildi. kanuniden önce genç yaşta ölen amcası şehzade sultan mehmet kefe sancak beyi idi ki, osmanlının bu stratejik ile verdiği ehemmiyeti ve hanların yanı başına bir osmanoğlunu dikmesindeki maksadı gösterir.

    girayların şeceresi:
    cengiz oğlu cuci oğlu toga temur (tokay timur) oğlu öreng (oran) temur oğlu abay oğlu sarıca (sarıça) oğlu künçe (koncek) oğlu tülek temir oğlu çıgay (cinse) oğlu içkili hasan oğlu taş temür (taştimur). kırım hanlarının atasıdır. taştimur 6 yıl (1393-1396) kırımda altınoru hakanı toktamış hanın valiliğini yaptığı için hanlığın temellerini atmıştır.
  • osmanlı devleti'nin yazılı olmayan varisi idi kırım hanlığı. eğer osmanlı'da tahta çıkacak erkek kalmaz ise kırım hanı gelip istanbul'da tahta çıkacaktı. bu yüzden kırım şehzadeleri edirne ve topkapı saraylarında eğitim görürler bir kısmı da kırım yakınlarında sancağa çıkarlardı.
  • osmanlı askeri tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olan atlı ordularıyla önplana çıkan hanlıktır. osmanlı devleti'nin desteğinde kuvvetli kırım tatar hanlığı ve geray-giray monarşisi, hem cengiz han soyundan gelme (sülale-i cengiz, cengizî) yegane ayakta kalan hanlık olarak, hem de son bozkır ordusu sayabileceğimiz ve tuna nehrinden kıpçak bozkırlarına, iran’a dek hareketli ve vurucu tatar-nogay atlılarıyla muazzam bir askeri güce sahip olması sebebiyle rusya’yı bir döneme kadar engelleyebilen ciddi bir güç olmuştur.

    1595'teki köprü faciası'nın ardından akıncı teşkilatının eski önemini yitirmesinden itibaren, bu tip akın görevlerinde süvari birlikleriyle kırım hanlığı kuvvetleri önemli rol oynamıştır.

    bunun nedeni bu bozkır ordusu tipindeki hareket kabiliyeti yüksek, mobilize birliklerin rus arazilerine sarkabilmeleri olmuştur. rusların geniş vadede ateş gücüne sahip kalelere, iskana dayalı genişlemesiyle paralel olarak, osmanlı'nın bu devleti çoğu zaman olası isyanlarla potansiyel bir tehdit oluşturabileceğinden ötürü ateşli silahlarla fazla donatmayışı, kırım akınlarını etkisizleştirmeye başlamıştır. nitekim kırım atlılarının çapulları 1774 küçük kaynarca antlaşması'ndan itibaren, antlaşma şartları gereğince yasaklanmıştır.

    (bkz: köprü faciası/@songulyabani)
    (bkz: akıncı ocağı/@songulyabani)
  • 1571 yılında moskova'yı yakmış devlet.
  • kırım'da hüküm sürmüş kırım tatar devletidir. altın orda'nın yerini alan dört hanlıkların en uzun süre hüküm sürenidir. küçük kaynarca antlaşması'nın imzalanışına kadar osmanlı imparatorluğu'na bağlı kaldı.
  • osmanlı hanedanının soyu kesilmesi durumunda osmanlı tahtına geçecek olan hanlıktır.

    “abdülhamid’den sonra tahta geçmek üzere sarayda muhafaza edilen şehzade selim’dir. henüz genç olan bu şehzadenin osmanlı hanedanını tehdit eden kısırlığı ortadan kaldıracak kadar genç yaşta tahta geçeceği umulmaktadır. hanedanın kesilmesi demek imparatorluğun parçalanması demektir, zira cengiz hanedanını osmanlı tahtına varis gösteren hiçbir yasa mevcut değildir. osmanlı hanedanının sönmesi halinde, imparatorluk parçalanma tehlikesi ile karşılaşınca ulemanın kırım hanlarından birini tahta çağıracakları muhakkaktır.” (baron de tott, 18. yüzyılda türkler: türkler ve tatarlara dair hatıralar, tercüman 1001 temel eser, çev: mehmet r. üzmen, s. 34)

    “uzun zaman sanayii sayesinde egemen bir topluluk olan cenevizliler ticaretlerini kırım’a kadar uzatmasını bilmişler, ünlü cengiz han’ın torunları bu tüccarların baskısına boyun eğmek zorunda kalmışlardı. nihayet fatih sultan mehmed cenevizlilerin boyunduruğunu kırarak çok daha yumuşak bir egemenlik kurmuştur... istanbul'un fethini tamamlayan fâtih sultan mehmed, bu şehri cenevizlilerden temizledikten sonra, kırım’ı da bunların elinden kurtarmaya koşmuş, mengli giray’ı serbest bırakmıştı; ancak, hanlığa geçecek olanları bab-ı âli'nin seçmesi şartını taşıyan bir anlaşma imzaladıktan sonra bu hanın tahta geçmesine izin vermişti. rumeli topraklarının büyük kısmı tımar olarak cengizoğlu'na verilmişti. kırım hanlarının osmanlı hakimiyetini kabul etmelerini tazmin etmek maksadıyla zengin topraklar kırım mülküne geçirilmişti. cengizoğlu sülâlesinden her han, istanbul'da çevireceği entrikalarla osmanlı tahtına geçebilme umudunu taşır.” (baron de tott, 18. yüzyılda türkler: türkler ve tatarlara dair hatıralar, tercüman 1001 temel eser, çev: mehmet r. üzmen, s. 125-129)

    “osmanlılar ilk günden itibaren kırım hanlığı ve hanlığın giray hanedanıyla özel bir ilişki kurdular. bunun gerisinde, osmanlı sultanının ukrayna'dan ta orta asya'ya kadar uzanan engin bozkır topraklarında yaşayan tüm türki halklar üzerinde otorite iddiasında bulunması vardı. osmanlılar girayların doğrudan cengiz han'ın soyundan geldiğini düşündükleri için, kırım hanlığı'yla bağlantılarından yararlanarak evrensel moğol mirasıyla bağ kurmak ve orta asya türk dünyasındaki hak iddialarını meşrulaştırmak istiyorlardı. bu nedenle, haraca bağlanmış ve sultana asker yollamak zorunda olan diğer tabi devletlerin aksine, osmanlı sultanı kırım hanlarına hem yıllık maaş hem de osmanlı'nın rumeli (balkan) ve anadolu sancaklarında toprak vermişti.” (magocsi, paul robert, şu mübarek topraklar, kırım ve kırım tatarları, yapı kredi yayınları, 1. baskı, istanbul, kasım 2017, s.46-47)
hesabın var mı? giriş yap