• her bir sozcugu hissettiren şair. beyaz kağıt üzerine öylesi bir kararlılıkla konmuş, yalın, çıplak, kesici sozcukleri.

    "ilenç"

    ölümlü şeyler arasında kapalı

    (yıldızlı gökyüzü de bitecek)

    neden bunca istiyorum tanrı'yı?
  • pasolini'nin comizi d'amore'sinde görünüp sevindiren şair. şöyle diyor filmde kendisi: "ben şairim, bütün kuralları şiirimle çiğnerim. ama şimdi yaşlıyım, yalnızca ölümün kurallarına uyuyorum." bunları söylerken öyle sinsi bir gülümsemesi var ki, inanasınız gelmiyor.
  • şarkı

    yeniden görüyorum yavaş ağzını
    (deniz geceleyin onunla buluşmak için akar)
    ve belinin kısrağını,
    şarkılı kollarıma atan
    seni hırıltılarla
    seni renkli nesnelere, yeni ölümlere
    taşıyan bir uykuyu.

    ve her sevdalıyı tuzağına düşüren
    acımasız yalnızlık
    şimdi sonsuz bir gömüt
    beni senden dönüşsüzce ayırıyor.

    bir aynadaymış kadar uzak,
    sevgilim benim...

    cev: muzaffer uyguner
  • yalnızlık

    haykırışlarım
    yaralıyor
    yıldırımlar gibi
    kısık çanlarını
    gökyüzünün

    sonra gömülüyor
    ürkek.

    çev: gülbende kuray
  • en az sözcükle en derin etkiyi bırakan şair giuseppe ungaretti, iskenderiye'de doğmuştur ve hayatı italya da sonlanmıştır.

    bu evlerden
    yalnız
    birkaç
    parça duvar kaldı

    insanlardan
    yanımdaki
    pek azı
    kaldı

    yürekte oysa
    eksik haç yok

    yüreğim benim
    en azaplı ülke

    27 ağustos 1916
  • mattina adli siirinde tek cumleyle cok sey demis sair.

    m'illumino d'immenso
  • batık liman ve dahası ufukta görünen yazar. can yayınları sağ olsun cevat çapan çevirisiyle bizle buluşturacaklar bu usta şiir işçisini.
  • kitaplığımın bir köşesinden işmar ederek batık liman'ı hem de 10 yıl önceki duygularımı tekrar canlandırarak okutan şair.

    bir gülüşün kıvrak anlık kıvrımında
    duyarız bağlandığımızı
    kösnül filizlerden bir kasırgaya
    güneş toplar bizi bağbozumunda
    yumarız gözlerimizi
    bir gölde yüzüşünü görmeye
    bitimsiz vaadierin
    kendimize döneriz ki izimiz kalmış yerde
    bu gövde
    çok ağır şimdi bize

    27 nisan 1916
  • "italyan şair giuseppe ungaretti, 10 şubat 1888'de iskenderiye'de doğdu, 1 haziran 1970'te milano'da öldü. toscana'dan mısır'a göç etmiş bir ailenin çocuğuydu. iskenderiye'deki bir fransız okulunda öğrenim gördükten sonra 1912'de paris'e gitti. hukuk öğrenimi için yazıldığı sorbonne üniversite'sinde daha çok edebiyat ve felsefe derslerini izledi. 1914'te birinci dünya savaşı çıkınca milano'ya gitti, savaşa katıldı. 1918'de savaş bitince paris'e gitti, 1921'de roma'ya yerleşti, gazetecilik yaptı. 1931- 1935 yılları arasında avrupa ülkelerini gezdi ve italyan edebiyatı hakkında konferanslar verdi. 1936- 1942 yılları arasında brezilya'da san paolo üniversitesi'nde italyan dili ve edebiyatı profesörü olarak çalıştı. 1942'de yeniden italya'ya döndü .roma üniversitesi çağdaş italyan edebiyatı kürsüsü'ne atandı. 1932'de gondoliere ödülü'nü, 1949'da roma ödülü'nü, 1956'da knokke-le-zoute uluslararası şiir ödülü'nü, 1960'ta urbino üniversitesi'nin montefeltro ödülü'nü, 1966'da etna-taormina uluslararası şiir ödülü'nü kazandı. 1962'de avrupa yazarlar birliği başkanı seçildi. ungaretti sembolist fransız şiirini kendi yaşam deneyimi ile birleştirerek biçimi de önemseyen yalın bir şiir dünyası kurmuştur."
  • türkçeye çevrilmesi olanaksıza yakın italyan şairi... çeviride şiir sesinin dörtte üçünü yitiriyor. sırf onu okumak için italyanca öğrenmeye değer...

    salvatore quasimodo ve eugenio montale ile dönem ve stil birliği gösterir; ama yeri apayrıdır.
hesabın var mı? giriş yap