dudak patlatmak

• dudaga yönlenen sert bir darbe ile ki$inin dudagı kan içinde kalacak $ekilde yaralanması. ozellikle kavgalarda yumrukların gördügü i$lerden biridir, kafa atmakla da ba$arılabilinir. spor yaparken ya da yere dü$erken olu$abilecek sakatlıkların ba$ında gelen bir durumdur.
• küçükken bir keresinde düştüğümde, yere ellerim yerine ilk dudağımın dokunması sonucu olan, masallarda sözü edilen bir dudağı yerde bir dudağı gökte olma durumu...
• arkadaş her seferinde sarhoşken yapıyorum bunu itinayla. çok acaip. kendi kendini imha etme potansiyeli olan entry'lerden biridir bu da. hayırlı olsun.
• benim anlamadığım olaydır.
  
  şimdi şöyle oluyor, küçükken kapıya tırmanır, düşerdim dudağım patlardı. ağaca tırmanırdım, ağaçtan düşerdim, dudağım patlardı. koşarken düşerdim, dudağım patlardı. ulan her şeyi geçtim koşarken babama çarpıp düşerdim, hem bayılırdım hem dudağım patlardı.
  
  ne zaman ki 6 yaşıma geldim, bu dudak patlamaz oldu. ne kadar düşme, çarpma, darbe ne olursa olsun bana mısın demedi, patlamadı.
  
  yıllardır zaman zaman durup düşünüyorum o yüzden, "ulan bir dudak patlatıp anneden azar yemek vardı, ne oldu ona?"
• demin başıma gelen durum. dudağımı patlattım. hemi de ingiliz anahtarıyla. nası oldu demeyin, bilmiyom. oldu işte. yargılamayın. aynaya bakınca dayanamayıp güldüm.
• yumuşak sert dudak patlatmak. şimdi şöyle oluyor: dudaklarını baş ve işaret parmaklarımla iyice sıkıştırarak balon gibi şişmeye^* zorluyorum. hem kızıl hem pembe kesiliyorlar. ışıl ışıl, patlayacak gibilerken dilimle kabarıklarını ıslatıyorum, sonra bir diş, sadece bir çift diş... diğer elim ne bok yiyor bilmemekteyim. kolay yoldan dudak patlatmak ise sağlı sollu direk diş ve oynak çene darbeleriyle yamulmuş dudakları kendinden geçirmek, dişlemek, halsiz bırakıp suyunu daha patlamazdan önce sızdırmış olmak.