dişlemek
-
isirmak.
-
-
di$lerini gecirmek sureti ile bir parca koparmak, veyahut parca koparilmasa dahi kopartircasina kuvvet uygulamak.
-
kimi kadın tenleri için beslenen,bastırılması zor dürtü.
-
"güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin."
* nazım hikmet, yine sana dair -
"trabzonli nazmiye uy kocaya gidemezsun
öptum, dişledum seni oh oh nazmiyem, yalan soyleyemezsun"
*erkan ocaklı, nazmiyem -
yumuşak sert dudak patlatmak. şimdi şöyle oluyor: dudaklarını baş ve işaret parmaklarımla iyice sıkıştırarak balon gibi şişmeye* zorluyorum. hem kızıl hem pembe kesiliyorlar. ışıl ışıl, patlayacak gibilerken dilimle kabarıklarını ıslatıyorum, sonra bir diş, sadece bir çift diş... diğer elim ne bok yiyor bilmemekteyim. kolay yoldan dudak patlatmak ise sağlı sollu direk diş ve oynak çene darbeleriyle yamulmuş dudakları kendinden geçirmek, dişlemek, halsiz bırakıp suyunu daha patlamazdan önce sızdırmış olmak.
çarşıya çıktım seferi
sağımda solumda neferi
o hanımın kayın pederi*
çaresi yok** dişlemeli
kırmızı yasak elmayı dişledim
ben günahı uyku düşümde işledim
(ilk giri tarihi: 24.6.2014)
(bkz: diş/@ibisile)
(bkz: dişemek)
(bkz: elmayı top top yapalım/@ibisile)
(bkz: dişlen), dişlek, dişleyen
(bkz: luis suarez) -
dedeler kullanır bu kelimeyi. çocukların kolunu dişler ve saat yaparlar. almayı dişleyerek ye diye tembih etmeyi de unutmazlar.
(bkz: alma) (bkz: elma) (bkz: ısırmak)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap