• the beloved adli grubun warner music araciligiyla cikarilan albumu .
  • (ing) bulunç, vicdan. bir quote sunalım hemen konuyla ilgili olarak: conscience is the inner voice warning us that someone may be looking. h l mencken
  • con-science
    birlikte-bilmek

    içinizde, her yaptığınızı/söylediğinizi sizinle birlikte bilen. yetmezmiş gibi niyetlerinizi yargılayan, en acımasız hayallerinizi kurarken -davetsizce- sizi (ve kurduğunuz hayali) gözetleyen sinsi cüce, vicdan.

    bu piç kurusunu öldürün. başka çaresi yok. sözüm ona sizin derinliklerinizi temsil eder. dışınızdakilerin inize yerleştirdiği bir casustan fazlası değildir oysa. derinliklerden vazgeçip yüzeye gelmek, yüzeyde kalmak. derinlerin ya da yükseklerin icazetini dilenmemek için. başka çaresi yok.
  • helen huntas good as it gets filminde annesinin kodlaması üzerine "kon science???" şeklinde şaşırtan kelime.
  • duz mantik ile "konsaynz" $eklinde okunursa hata yaptiran kelime*.. "kon$ıns" olarak okunur.
  • lord of war ın soundtrack'ında yer alan, filmi izlerken beni en çok etkileyen müziktir bu, piyano ağırlıklı insanı kasvetle kutsanmış bir gece vakti olmadık düşüncelere sevkeyleyen ritimleriyle etkilemeyi başaran ve belkide yuri orlov un vicdan muhasebesini en iyi şekilde anlatan, kısa olmasına rağmen kendini defalarca dinlettiren gece ilacım.
  • eski anlamı consciousness'a denk gelen bir şey (bilinç, ayıklık, farkında olma hali) iken nasıl olmuş da vicdan anlamına gelmeye başlamış"ı thomas hobbes leviathan'da şöyle açıklamaya çalışmış:

    when two or more men know of one and the same fact, they are said to be conscious of it one to another; which is as much as to know it together. and because such are fittest witnesses of the facts of one another, or of a third, it was and ever will be reputed a very evil act for any man to speak against his conscience; or to corrupt or force another so to do: insomuch that the plea of conscience has been always hearkened unto very diligently in all times. afterwards, men made use of the same word metaphorically for the knowledge of their own secret facts and secret thoughts; and therefore it is rhetorically said that the conscience is a thousand witnesses. and last of all, men, vehemently in love with their own new opinions, though never so absurd, and obstinately bent to maintain them, gave those their opinions also that reverenced name of conscience, as if they would have it seem unlawful to change or speak against them; and so pretend to know they are true, when they know at most but that they think so.

    türkçesi:
    iki veya daha fazla insan bir gerçeği aynı anda bildiği zaman, bu gerçeğin beraber bilincinde [conscious] oldukları söylenir; bu da o gerçeği beraber bilmeye denk gelir. bu durumdaki insanların birbirlerine, veya aynı durumdaki bir üçüncüye, en uygun şahitliği yapacağından dolayıdır ki bir insanın bilincine [conscience*] karşı konuşması; veya başka birisini buna zorlaması her zaman çok büyük kötülükte bir hareket sayılmıştır ve sayılacaktır. o kadar ki, bilinç** talebi asırlardır hep kulak verilen bir talep olmuştur. daha sonra, insanlar aynı kelimeyi kendi gizli bilgi ve gizli düşüncelerini addetmek için mecazen kullandılar*, ve bu yüzden denir ki "bilinç* bin şahite denktir". ve son olarak, yeni görüşlerine tutkuyla aşık, ve onların devamlılığını sağlamaya inatla azmetmiş insanlar, kendi görüşlerine o büyük saygı gören 'bilinç' * kelimesini isim olarak verdiler. sanki bu görüşleri değiştirmeyi veya onlara karşı konuşmayı kanun-dışı göstermek isterlermiş gibi. ve böylece haklı olduklarını biliyorlarmış gibi davrandılar; bildikleri, en fazla, haklı olduklarını düşündükleri iken.

    ----

    özetle diyor ki: insanların kendi ahlaki yargılarından bahsederken devamlı bilinç kelimesini kullanması sonucu bilinç anlamına gelen conscience, vicdan* anlamına gelmeye başlamış. tabii bir yere kadar spekülasyon bu herhalde; eğer hobbes conscience ve homologu kelimelerin geçmişteki kitaplardaki kelime evrimini sıkı sıkıya takip etmiş değilse. zira etymonline doğru söylüyorsa kelimenin latince orijinali conscientia'da bile bu ahlaki anlam varmış (gerçi kelimenin kökeni beraber-bilmek; son-anlamı da vicdan ise burdakinden farklı teori de pek yok tabii).
  • kodak black'in muhteşem coverlı albümü painting pictures'tan future destekli parçası. bir şeylerle uğraşırken arka planda döngüye aldım, dalıp yirmi kez falan dinledim arka planda. parça güzel, gideri var. hndrxx'e koysan sırıtmaz.

    https://www.youtube.com/watch?v=gtor_a2elpq
hesabın var mı? giriş yap