• dogru ya da yanlis yapilmish bir arastirmanin ya da bilgini yaziya gecirilme durmu
  • birşeyin bilimsel olup olmama ölçüsü.

    bilim felsefesinde demarcation kavramı üzerinden tartışılır.
  • her bilimsel görüşün, kendisini çevreleyen bilimin alanı içinde belirli bir yeri, ölçüsü, sınırları olduğunu, böylece bütün ile ahenkli bir uyum oluşturduğunu ve bütünün kendisi tarafından ifade edilen meşru bir katılımda bulunduğunu ileri süren görüş, bilim adamını heyecanlı, hüzünlü bir sevdayla yüceltmekten ibaret bir pium desiderium (dindarca arzu) değildir. bu görüş, onu sadece tümelliğin hizmetine veren, kuralsızlıktan ve ana karayı gözden yitireceği maceraya atılmaktan alıkoyan kutsal bir ödev olmakla kalmaz, aynı zamanda daha uzman bir düşüncenin de işine yarar; çünkü düşünme etkinliği, dilde hayli muğlak biçimde sıkça ortaya çıktığı gibi, tam olarak nereye ait olduğunu unutursa, kendini de unutur ve başka bir şeye dönüşür, böylece hiçbir şey ve her şey olma mükemmelliğini kazanır. bir kişi bilimsel yöntemle ilerlemezse, sanki sorun maskeli baloya ilk varan olmakmış gibi tekil konuların yan yana yürüdüğüne dikkat etmeden acele ederse, kazandığı görkemle başkalarının gözünü kamaştırır ve çok uzakta olan şeyleri çoktan kavramış izlenimini verir. bazen de, çok farklı olan şeyleri belli belirsiz bir biçimde bir araya toplar. meşruiyet ya da bilimsellik taşımayan böyle kuralsız bir kazanç, her zaman elden çıkmaya mahkûmdur.

    (bkz: kaygı kavramı)
    (bkz: begrebet angest)
    (bkz: vigilius haufniensis)
    (bkz: søren kierkegaard)
  • bir bilginin/iddianın/teorinin bilimselligi nasıl anlasılır?
    bilimsellik iddiası genellikle isin ehli birilerinin kaynak oldugu "özlü söz", "karar", "araştırma", "makale", "kitap", vs. gibi kayıtlı bilgiler referans verilerek desteklenir. destegin ne kadar saglam oldugunu anlamak icin şunları hatırlamak gerekir.
    1.- bir meslek grubunun üzerinde anlaştığı ve karar olarak yayınladığı, bilim değil politikadir.
    2.- insanlara neler yapıp neler yapmadıklarını sorararak yapılan araştırmalar, bilim değil kültürel araştırma, kamuoyu yoklamasıdır, ve hatta seçimdir.
    3.- belli bir topluluğun neyi uygulayıp ne gibi sonuçlarla karşılaştığının verilerini sayıp inceleyen araştırmalar sadece olası sebep önerirler, bilimsel ispat olarak görülemezler.
    4.- "meta analiz" ya da "literatür taraması" denen ve geçmişte yapılmış bir çok araştırmayı inceleyip onların verilerine dayanarak yeni bir yaklaşımın teyit veya redd edilmesi amaçlı çabalar bilimsel ispat değil, kalitesi şüpheli araştırmalarla, kalitesi iyice olan araştırmaları karmalayıp yeni ve daha bilimsel bir olguymus gibi sunmaktır. hatırlayalım benzer bir yaklaşım kredi ve borçların değerlendirilmesine uygulandığında (bkz: subprime mortgage) dünya çapında 2008-2012 küresel ekonomik krizine sebep olmuştu.
    5.- kesin bilimsel olan araştırmalar, araştırmacı, denekler, veya baska sebeplerden taraflı yaklaşımı eleyecek sekilde tasarlanmıştır. bu eleme cabaları sunlar olabilir
    5.1- "randomized controlled trial" metoduyla metot taraflılıgının etkisini azaltma cabası olabilir
    5.2- "akran denetimi" ya da "hakem denetimi" denen "double blind review" metoduyla kisisel önyargıları elemeyi amaclayarak doğrulama cabası olabilir
    5.3- az sayıda verinin sebep olabilecegi yanlıs genellemeleri önlemek icin yüksek sayıda denek şartı olabilir.
    5.4- verilere kasıtla hile karıştırılmadığından emin olabilmek için deneyin bağımsız baska mercilerce tekrar edilmiş olması şartı olabilir.
  • bilimsellik nasıl olur?
    - bir kuralı zikretmek için bir gözlem yetmez, çok gözlem daha iyidir.
    - bir şeyin hem olduğunu hem olmadığını gözlemleyerek olmadığı durumların da kurala uyduğunu gözlemlemek daha iyidir. hatta ilgisiz durumlarda kuralın hiç etkisi olmadığını gözlemlemek daha da iyidir.
    - bunun bir gömlek üstü bir çok benzer incelemenin sonuçlarının benzer sonuçlara varmış olmasıdır.
    - bunun da daha iyisi vardır, o da bu gözlemleri insanın tasarımını kendi yaptığı kontrollü bir deney süresinde toplaması ve sebep sonuç ilişkilerinin bilinmeyen faktörlerce kirlenemeyeceğini sağlama almasıdır.
    - ispatların en iyisi bu kontrol gruplu tasarım deneylerin birbirinde bağımsız bir çok merci tarafından tekrarlanıp aynı sonuca varmış olmalarıdır.

    bu ispat silsilesinin bilincinde olanlar desteksiz geniş zaman cümleler kurmazlar. bilimsel olma derdinde olan kararlarını kulaktan dolma ispatı yetersiz bilgilere dayanarak almaz. bu konuda yapılacak çok iş var.
  • herhangi bir konuda bilgi sahibi olmak, doğru gözlemler, analizler yapabilmek, doğru kararlar verebilmek, bilge sayılabilmek için neler gereklidir ve bunun hangi seviyeleri vardır?

    1- geleneksel bilgi ve beceri edinme yöntemi, bir ya da bir çok bilge ile, o konuda uzun süre, yoğun meşk etmek, ve bu tecrübeyi hem nazariyet hem icraat olarak gerçekleştirmektir.

    2- okumak, yazışmak, uzaktan eğitim usta(lar) ile ayni mekan, hatta ayni devirde birliktelik tanışıklık şart olmadan, yani çok daha fazla sayıda, ve değişik bilgelikteki ustalardan öğrenebilme olanağı verir. buna (ing. "literate") okur-yazar olmak, ya da eski deyimle "çok mürekkep yalamış olmak" denir.

    3- yüksek sayıda gözlemi inceleyip, alışılmadık büyüklükte sayılar yüzünden kafası karışmadan, analiz temelli yeni fikir üretebilmek insana ustaların bile bilemiyeceği şeyler öğretebilir. buna (ing. "numerate") sayı bilinçli olmak ya da veri temelli düşünmek, karar almak denir.

    4- bir de (ing. "ecolate") çevre ya da ökosistem bilinçli olmak vardır ki sayısız bilgelerin katkısıyla biriken bilgilerin aktarımı, büyük sayıda verinin analizi, gibi yöntemlerin veremiyeceği bilgilere, ancak ortamdaki birçok etken ögenin birbirleriyle etkileşiminin karmaşık bağlarının bilinmesi, bu ilişkilerin göz ardı edilmemesi, bunların sistemli, disiplinli ve yaratıcı bir tavırla irdelenmesi ile ulaşma olanağı verir.

    bunlardan ilk iki seviyede "biliyorum, doğrusunu öğreniyorum" sanarken yanlış yönlendirilmek, gaza getirilmek, propaganda mağduru olmak, beyni yıkanıp kurban edilmek hiç işten bile değil. hatta çoğu zaman normal olan budur.

    herhangi bir konuda tavır belirler, ahkam keserken, sizin seviyeniz bunlardan hangisi acaba? taraf seçmek şeklinde ise yapılan, hata olanağı sosyal baskı yüzünden daha yüksektir.
    bence taraf seçiminizin ne kadar akıllıca olduğu değil, anlık kararlarınızda ne kadar bilge olduğunuz esastır, çünkü her tarafta her çaptan insan bulunur.
  • bir sözlük yazarı.

    dün varoluşçuluk başlığındaki şu uzuuun entry'si debe'ye girince, konu da ilgi alanım olduğundan sonra okumak üzere bir kenara kaydetmiştim. bugün okumaya başladım ama daha ilk paragrafta garip birşeyler vardı. "(...) dostoyevski, henrik ıbsen [sic.] ve kafka askere alındı." cümlesini okuyunca bir irkildim. askere alınmak? niye bedelli yapmamışlar ki? türkçede yaygın kullandığımız bir tabir değil. ingilizcesi "recruited."* recruite ingilizce'de askere alınmak anlamına gelebileceği gibi, bir ekibe, gruba dahil edilmek anlamında da kullanılabilir. nitekim bu metinde o anlamda kullanılmış, ama türkçe'de askere alınmak, askere alınmak demektir.

    hmm, demek ki metin ingilizce'den tercüme... olsun, sözlükte yaygın birşey. ingilizce metinleri nasıl olsa kimse telif atmaz* diye türkçe'ye çevirip çevirip sözlüğe döşüyorlar. sonra da debe'ye giriyorlar. girsinler, yakışır.*

    neyse, yazara metnin orjinaline nereden ulaşabiliriz diye soracaktım ki ne zaman kaybedeceğim, google'a sorayım dedim. "dostoyevski henrik ibsen and kafka recruited" diye aratınca birşey çıkmadı.* ben de direkt ilk cümleyi aratayım dedim. arama çubuğuna "much like rationalism and empiricism, existentialism is a term belonging to intellectual history" yazdım ve bingo, çıkan ilk sonuç:

    https://plato.stanford.edu/…entries/existentialism/

    existentialism başlıklı stanford encyclopedia of philosophy archive'da steven crowell tarafından yayınlanmış bir makale. demek ki bilimsellik mahlaslı yazar buradan alıp makaleyi güzel dilimiz türkçe'ye kazandırmış. allah razı olsun, elleri dert görmesin.

    kazandırmış mı acaba? belki başka birinin çevirisinden kopyala yapıştır yapmıştır? metnin türkçe'sini google'da arattığımızda isa ceylan isimli akademisyenin, eskiyeni dergisinin 39'uncu sayısında eylül 2019'da yayınladığı "manevi eğitim açısından hacı bayrâm-ı velî’nin şiirlerinde varoluşçu temalar" isimli makalesine ulaşıyoruz. yazının türkçe tercümesi buradan alınmış diyemem ama bir kısım metne 401. sayfadaki "4. varoluşçu temalar" başlığı altında yer verilerek, 41 ve 43 nolu dipnotlarla yukarıda anılan ingilizce makaleye atıf yapıldığını görüyoruz. ancak iki türkçe çeviri arasında motamot bir benzerlik sözkonusu değil. ikincisi bir nevi kısa özet gibi.

    bu noktada daha fazla kurcalamayı bırakıyoruz çünkü sıkıldık, bizim de gereksiz işler için ayıracak kısıtlı bir vaktimiz ve dikkat karışımız var. (attention span'i tureng'te çıkan ilk karşılıklara göre çevirdim.)

    neyse, anlayacağınız dün debe'ye giren #155832122 nolu entry'i yazarımız ingilizce bir makaleden çevirmiş ve herhangi bir referans vermemiş. bu da benim şahsen gıcık olduğum durumlardan. kısa bir giriş yazısıyla durumu özetleseydi memnun olurdum. kötü türkçe tercüme okumak yerine gider aslından okurdum. derdini sikeyim diyecekler için:

    1- sikmek, sokmak gibi cinsiyetçi küfürlerden vazgeçin.
    2- herkesin derdi kendine.
    3- evet, burası hakemli bir akademik yayın mecrası değil ama bu durum da "bilimsellik"e hiç yakışmıyor.

    * * *

    yukarıda buraya sonra döneceğim demiştim. meğer askere alınmak diye çevrilen kelimenin orjinali recruited değil conscripted imiş. olsun, bir yaklaşık sonuç diyor ve fikrimin özünü değiştirmediğini belirtmek istiyorum.
  • #155912464 cikola tesla adlı kullanıcı,
    öncelikle eleştiriniz için teşekkür ederim ben eleştirilere (saçma sapan eleştiriler hariç) objektif bakan bir insanım yazdıklarınızı okudum ve belli bir ölçede değerlendirdim. keşke özelden (mesaj yoluyla) yazsaydınız bu eleştirilerinizi herkesin görmesini istemişsiniz yazdıklarınızı olsun sorun değil. ilk olarak yazdığım kelimeye baya takılmışsınız evet o kelimenin bir çok anlamı var doğru. ekşi sözlükte herkesin bu şekilde paylaşım yaptığından bahsetmişsiniz acaba her kimlerse o kişilerede bu şekilde eleştiri yüklüyormusunuz yoksa bilenmeniz yalnızca bana mı bilemedim. ben burada kimsenin paylaşımlarını okumuyorum onu belirteyim dolasıyla kimin ne yaptığı (rahatsız ve manipüle edilmediğim sürece) beni zerre ilgilendirmiyor. paylaşımım konu olarak hoşuma gittiği için öncelikle kendimin daha sonra ise insanların okumasını isteyerek günlerce uğraşıp emek sarf ederek, vaktimden vererek bu yazıyı hazırladım. paylaşmayabilirdim de yine de isteyerek paylaştım. ilk defa böyle bir eleştiri alıyorum. siz de üşenmemiş her yerden didik didik ederek acaba nereden paylaştı şimdi bulayımda eleştireyim diyerek ön plana çıkmak istemişsiniz hatta bununla da yetinmemiş başka makalelerle kıyas ederek benzerlik var mı yok mu diye kıyaslamışsınız bu yoğun çabanıza tebrik ederim. birebir benzerlik olsaydı burada zaten paylaşırdım ben kimsenin hakkını yemem. iyi günler.

    eyrie moi tithable adlı kullanıcı
    hanımefendimisiniz yoksa beyefendimisiniz bilemiyorum çünkü burada kadın hesabına sahip birçok erkek kullanıcı hesap var. engellememden rahatsız olmuşsunuz peki ben de size şunu sorayım engelli olduğunuz kişiye beni engellemiş, intihalci, zaten başka hesaplar var benzerlik taşıyor gibi iftiralarda bulunmaya utanmıyor musunuz? başka hesabım yok tek hesabım budur ben kimseye benzemeye çalışmam konular hoşuma gider paylaşırım o kadar ben burada kimsenin partizanlığı yaparak belli bir gruba dahil olmadım. dolasıyla hiçbir gruba ait değilim. sizi engelledim evet rahatsız olup engelleyemezmiyim? siz de beni engellemişsiniz. ekşi sözlük yönetimine defalarca yazmama rağmen cevap alamıyorum ama herkes yönetimle haşır neşir, istediğinize günah keçisi istemediğinize de direkt suçlamalarda bulunuyorsunuz insanların burada bari paylaşım yapma hevesini öldürmeyin. aşırı bilendiyseniz de orasını bilemem kin ve nefretinizi içinizde saklayın üç günlük dünya kalp kırmaya değmez bilmem anlatabiliyor muyum
  • yine uslanmadan internetten arakladığı içerikleri sanki kendi yazmış gibi sözlüğe döşeyip debe'ye girmiş yazar. (yoksa yazar yerine glorified translator mı demeliydim?)

    debe'ye giren entry'si: #163149261

    orjinal kaynak: the 100 best historical novels of all time

    yahu şöyle bir derleme buldum, ingilizce bilmeyenler için tercüme ettim, wikipedia linklerini de ekledim buyrun desen ölür müsün? bu listeyi oturup kendi emeğinle ve edebi birikiminle hazırladığını düşündürünce madalya mı takıyorlar? yok efendim bir de her birini titizlikle hazırlamış da bilmem ne. bir kere daha başlıkta dev bir hatayla başlamışsın çünkü bunlar tarihin tozlu raflarından falan çıkmamış. kimileri yakın zamanda yazılmış olmakla beraber, listenin kategorisi en iyi 100 tarihi roman. yani bilale anlatır gibi anlatmak gerekirse konusunu tarihi olaylardan alan romanlar. hatta titizlikle wikipedia linkini de vereyim tam olsun. * swh
hesabın var mı? giriş yap