babası
-
2 yaşındaki kızımın askerden döndükten sonra beni gördüğünde ağzından çıkan ilk kelime.
şöyle ki;
eşim yani kızımın annesi kızıma yemek yedirirken olsun, tuvalet eğitimi verirken olsun bu ve benzeri durumlarda beni unutturmamak için hep sağdaki soldaki resimlerimi kızıma gösterip "bak babası kızın yemek yiyor", "bak babası kızın çişini yapıyor" şeklindeki çalışmaları enteresan bir sonuç vermiş ve yeni konuşmaya başlayacak olan kızımın minik aklında benim kimliğim "babası" olarak yerleşmiştir. askerden döndükten 6 ay sonrasına kadar da kızım bana babası kelimesiyle hitap etmiştir. -
yavaş başladı ama sonradan açıldı.
--- spoiler ---
- bu çocuk şimdi senin mine ile ilişkinin bir sonucu mu?
- yok ikinci dünya savaşının bir sonucu.
--- spoiler ---
cüneyt inay'ın bu tip zekice esprilerine tv'de rastlamak güzel. -
yönetmen: cem tabak
oyuncular: toygan avanoğlu, gaye gürsel, orçun kaptan, kerim yagcı
senaryo: cuneyt inay -
-
arapça ebu, ibn ve bin sözcüklerini özetlersek:
falan ebu filan: filan'ın babası olan falan (genelde erkekler ilk çouklarının adıyla künyelenirmiş).
falan bin filan: filan'ın babası olan falan.
falan ibn-i filan: filan oğlu falan.(bkz: ebu müslim/@ibisile)
kızı: allah bereket versin.
babası: allah kim?
kızı: sensin. (5 yaş, sonra anımsatılacak, aleyhinde kullanılacak.)
babası sormuş, 'kızım, kim pişirdi bu darı ekmeğini?'
zeynep demiş, 'bahtiyar ecem, buba.'
'evvel de var, gırmızıca gırmızıca*!'
zeynep, bu sefer 'ula buba, ben bişirdiydim e!'
babası çifte standart tercih etmiş; ' evvel de var, az duzcağızı* kıt!'
kaya başında pir sultan abdal sazını parçalar gibi ayrılık. kızımınayrılmış anababa çocuğu bakışları geçeli tam birkaç yıl oluyordu ki ayrılışımızı öğrendi. onun suratındaki boşanmışların çocuğu bakışı artık babasına devrolundu, babası öyle bakacak.
"babası bağ bağışlamış, oğlu babasından bir cıngıl üzümü sakınmış..."
insanoğlu/ademoğlunun tarihsel/evrimsel* ilk cenneti belki de hayvanlar alemiydi. yani hayvanlardan bir hayvan, sibernetik, an bilgisiyle yaşayan bir canlı. kendinin değil anın gerekirinin bilincinde. sonra zeka, ego, elmayılan ne olduysa oldu, insan içinde yaşadığı (içinden çıktığı) cennetten kovuldu*, hayvanlar arasındaki kafaca rahat, doğal yaşamını yitirdi. yasak elma bilgi, belki de bilinç veya iki ayak üstüne dikelten zekaydı. işte o kovuluştan sonra insanın bir doğallığı değil bir psikolojisi, bir büyüme koşulu, kötüsünden iyi veya daha kötüsü anası babası çocukluğu olur oldu. ensest yasağı ve arzuları büyüme karmaşasının en azı ve en basitiydi olasılıkla. (bkz: kopuş/@ibisile)
["çalışmak istemeyen, israel'in genç kızları üzerine yazılanlara dikkat etmelidir; çünkü o rüzgara yaşam verir, çalışmak isteyense kendi babasına." (kierkegaard)] paul auster - the invention of solitude
(ilk giri tarihi: 14.10.2016)
(bkz: ibn/@ibisile), oğlu
(bkz: binti/@ibisile)
(bkz: baba kız diyalogları/@ibisile)
(bkz: mısır ekmeği/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap