• hayır demeyi bilen insandır.* ama kime göre, neye göre, nasıl ve nerede'yi sorgulayan kitap.
  • indirmeyi de bilmesi gereken insandır.

    aksi taktirde yaptığı başkaldırı havada kalacak, temellenmeyecek ve saman alevi gibi sönüp gidecektir.
  • diğer bütün tanımlara ek olarak, "başkaldiran insan, bütün yanitlarin insansal yani akla uygun olarak belirlenmiş olduğu bir düzen isteyen insandir" mottosuyla http://www.baskaldiraninsan.com/ adresinde yayın yapan, güncel olayların ana akım medyada yer alamayan haberlerinden, yarı akademik makalelere, sivil topluma dair yazılardan, insan hakkı ihlallerine değin birçok farklı konuyu işleyen sitedir.

    aynı zamanda, dileyen herkesin konuk yazar olarak katkı verebileceği bir adrestir. http://baskaldiraninsan.com/yazar-ol/

    daha önce homo insurrectus ismiyle yayın yapan site, kasım 2012'den itibaren bu ismi almıştır.
  • deutsche welle, kendilerini en bir güzel türkçe bloglar arasında göstermiş; bir de finale bırakmış. buradan oy verilebiliyor: https://thebobs.com/…y/2013/best-blog-turkish-2013/
  • çok kötü bir türkçe çeviriye sahip olan* albert camus eseridir.
  • yaklaşık bir aydır kitabın fransızcasını, tabii ki fransızca bilen biriyle birlikte arıyordum. başkaldırı ve öldürme bölümünde "habil, kabil'i öldürdüğü zaman çöllere kaçar." şeklinde bir cümle geçiyor. oysaki kabil'in habil'i öldürdüğünü biliyoruz. tahsin yücel'den kaynaklı çeviri hatası olup olmadığını anlamak için kitabın fransızcasının peşine düştüm. ancak camus kitapta habil'in kabil'i öldürdüğünü yazmış. sonuç olarak çeviri hatası yok ama camus neden öyle yazmış? bu durumu daha önce fark eden ve konuyla ilgili bir şeyler yazan var mıdır, o da ayrı bir merak konum.
  • indomitable will sahibi insandır.
  • sisifos söyleni ve yabancı kitaplarının akabininde okuduğum sağlam bir albert camus kitabıdır. altını çizdiğim yerlerden bazıları şunlardır ;

    - özgürlük olgusu, insanın özgürlük bilincine oranla gelişmemeştir. başkaldırı ; haklarının bilincine varmış kişinin işidir.

    - bazen insan kendi durumu içerisinde kendine biçilene karşı çıkarken bazı insanlar insan olarak kendisine verilene karşı çıkar yani ikincisinde insanı değersiz kılan her şeye başkaldırı söz konusudur. birincisinde bireysellik, ikincisinde ise evrensellik söz konusudur.

    - insanların bütün mutsuzluğu, kendilerini kalenin sessizliğinden koparan, kurtuluş bekleyişi içinde surlara atan umuttan gelmektedir.

    - her devrimci ya ezen kişi yada sapkın olur sonunda. seçtikleri tümüyle tarihsel evrende, başkaldırı da, devrim de aynı ikileme çıkar; ya polislik ya çılgınlık.

    - sanat gerçeğe karşı çıkabilir ama gerçekten kaçamaz.

    - adalet isteği yüzyıllar boyunca devrim tutkusunu haklı çıkaran tek istek değildir devrim aynı zamanda herkese karşı bir acılı dostluk gereğine dayanır. adalet için ölenler, bütün çağlarda, birbirlerine "kardeş" demişlerdir. şiddet, hepsi için ezilmişler topluluğu adına, yararına, düşmana yöneltilir. ama devrim tek değerse, her şeyi ister, hatta hafiyeliği, dolaysıyla dostluğun kurban edilmesini bile. bundan böyle şiddet, soyut bir düşünce yararına, dost-düşman demeden herkese yönelecektir.

    vs vs.
hesabın var mı? giriş yap