• anne ve babanin henuz resit olmayan cocuklari uzerindeki yetkilerinin butunu.
  • . sevgili anne babalar her çocuğun mutlu bir ailede yaşamaya hakkı var. bu ortamı ona bir şekilde sağlayamamış olabilirsiniz. elbette olabilir. ancak bir çocuğun anne ve babasını istediği zaman görme hakkını elinden almayınız. mahkemeler bir takım süreler belirleyebilir. ancak çoğu çocuk bu zaman dilimlerini anlayabilecek yaşta değilken bu zamanlara tabi oluyor. anne veya baba kim olursanız olun isterse karşınızdaki kişi sizi aldatmış size şiddet uygulamış olsun çocuğunu görme hakkını kısıtlamayın. çocuk üzerinden nefretinizi sürdürmeyin. çocuğunuzu anne/babasına karşı doldurmayın.
  • velayet aşktan üstündür. aşk, velayetin içindeyse aşktır. başka türlü her aşk yalandır. sonu hüsran ile bitecek bir kaç günlük eğlencedir.

    tanım: hakk ile bilişmek, sırlaşmak ve sırlanmak makamı.

    hakk, aşıklarına tek bir sırrını açarken, dostlarına ise o sırrı neden açtığı sırrını da açar. aşkta sarhoşluğun sarhoşluğu hâkim iken velayette ayıklığın sarhoşluğu hâkimdir. öyleyse aşık-ı hakk, velayet-i hakk'a da ermelidir ki seyri tam olsun.
  • (bkz: vesayet)
  • insan nelerle karşılaşıyor.

    velayet, eski uygurlarda devredilebilir ve satış sözleşmesine konu olabilir nitelikte bir hak imiş.

    "...yılında üçüncü ayın on dördüncü gününde ben kutluk temür'e ...ye borcumdan dolayı gümüş para gerektiğinden sengentes aka'dan 60 altın aldım. müberrek kuç adlı oğlumu, ben babası kutluk temür, ağabeyi er-tokmuş ve ağabeyi toktamuş biz üçümüz birlikte onu sattık. bu oğul üzerine sengektes bin yıl ve on bin gün hâkim olsun. onu beğenirse kendi tutsun, beğenmezse başka kimseye satsın..."

    coşkun üçok, ahmet mumcu ve gülnihal bozkurt'un "türk hukuk tarihi" adlı eserinden naklettim efendim. diğer örnek hukuk metinleri için kaynak verilmiş, bazı örneklerde orijinal metnin transkripsiyonu da verilmiş. fakat burada, kaynak olmadan, yalnızca çeviri mevcut. o yüzden, ben de başka bir kaynak gösteremiyorum.
  • 1. velilik, ermişlik. veli ve ermiş olan kimsenin hali ve sıfatı. 2. başkasına sözünü geçirme. 3. dostluk, sadakat.
  • bizim hukukumuzda yalnızca anne ve babaya tanınmış bir haktır. herhangi bir sebeple dedeye, anneanneye, babaanneye, amcaya, halaya, dayıya, teyzeye verilemez. koşulları varsa bu kişiler çocuğa kayyım ya da vasi olarak atanabilir.

    https://www.avserkanozturk.com/…k,verilemeyecektir.
  • boşanan çiftler arasında * en çok çatışma konusu olan hak.
  • müslümanları yönetme, onlara imam olma vazifesi. velayet, esasen peygamberlik makamının fonksiyonlarından biridir. insanları terbiye ve tezkiye etmek (ali imran, 3/64), helal ve haram konularında görüş bildirmek (a'raf, 7/157) ve adaletle hükmedebilmek (nisa, 4/58) için velayet makamının elde tutulması gerekir.

    peki kimler veli olabilir? kuran bunu açıklamış; muhsinler (ali imran, 3/148), mücahitler (saf, 61/4), resule tabi olup onun hayatını kendi hayatına katanlar (ali imran, 3/31), sabredenler (ali imran, 3/146), tövbe edenler (bakara, 2/222), yalnızca allah'a güvenip dayananlar (ali imran, 3/159-160), allah'a karşı bilinçli, sorumlu ve salih amelli kullar / muttakiler (nahl, 16/126), temizlenenler (tevbe, 9/108), muksitler / hayatının her anında ilahi hukuka riayet edenler (maide, 5/42) veli kimselerdir ve velayet makamı bunlara hasdır.

    peki kimler veli olamaz? kuran bunu da açıklamış; kafirler (ali imran, 3/32), zâlimler (ali imran, 3/57), dine ekleme ve çıkarmada bulunarak aşırı gidenler (bakara, 2/190), hainler (enfal, 8/58), fesatçılar (bakara, 2/205), israf edenler (araf, 7/31), kendini beğenip övünenler (hadid, 57/23), şımaranlar (kasas, 28/76), çok günah işleyenler (bakara, 2/276) ve müstekbirler (nahl, 16/23) veli olamayacak kimselerdir ve bunlar velayet makamına gelemez.

    yani allah'a muhabbet ve velayet iddiasında olup da allah'ın emir ve yasaklarına uymayan kişinin iddiası boşunadır. kafirden, müşrikten, münafıktan, masondan, kapitalistten, sosyalistten, seküleristten, deistten, zalimden, fasıktan ve facirden veli olmaz. bunlar velayet makamına da gelemez.

    başta dedik ya, peygamber efendimiz de kuşkusuz bir veliydi ve velayet makamının şeksiz ve şüphesiz sahibiydi. o; kuran'ı öğreten okuyan, zihin ve ruhları tezkiye eden bir öğretmen (bakara, 2/151; ali imran, 3/164; cuma, 62/2), kitabın açıklayıcısı, kapalılıkların gidericisi (nahl, 16/44), örnek alınması gereken bir lider (ahzab, 33/21), kanunların uygulayıcısı (araf, 7/175), davalara bakan bir kadı (nisa, 4/105) ve bir devlet yöneticisiydi (nisa, 4/64).

    ama peygamberi veli edinmek sözle olmuyor. bu fonksiyonların hayatımıza katılmasıyla mümkün oluyor. bu fonksiyonların hayatımıza katılmasına sünnet diyoruz.

    *yararlanılan ana kaynak: mehmet sürmeli / nasıl iman edelim
  • 100 küsür sene önce tamamen babaya tanınan hak idi. sonra eşitlendi durum.
hesabın var mı? giriş yap