• tamamen bir tercih meselesidir. bu konuda ne bilgi sahibi ne de fikir sahibi olmak yeterli olur, öncelikle tecrübe sahibi olmak lazımdır. her sezaryen olanın farklı sebepleri vardır, kimi zorunlu kimi isteğe bağlı olarak olur bu ameliyatı, sonuçlarına da katlanmaya hazır olarak bıçak altına yatar. yaşamayan bilemez gibi bir klişeyle, eften püften bir sebep olarak düşünebilir öne sürülen ama, kişinin tüm hayatını etkileyecekse bırakınız olsunlar derim ben. ömür boyu onun psikolojik olarak ezikliğini yaşayana kadar, karnında estetik bir çizgi taşımanın hiçbir sakıncası yok. ayrıca anneliği hissetmemekmiş, bağ kuramamakmış, bunları da geçiniz efendim, çocuk anneyle 9 ay beraber mi, beraber. anneden beslenip, onunla büyüyor mu, büyüyor. bu sürede ilk kalp atışları, ilk tekmeleri, her kıpırdayışıyla anne çocuk bağı bal gibi de kuruluyor, bebeğin normal ya da sezaryenle doğması anneliği sorgulatamaz hiçbir şekilde...
  • bunca argüman, tıbbi bilgi, araştırma arasında hala çıkıp "vajina benim, çocuk benim" diyebilendir. az buçuk sosyal bir devletin vatandaşı olsan, istediğin yöntemle doğuramayacaksın işte. üstüne devlet gelip "benim işte, istediğim gibi doğrurum,yetiştiririm, davranırım sanane" dediğin bebeği "senden anne olmaz" deyip elinden alıverecek.
    her şeyi geçtim, bir insan evladını nasıl malı gibi görür anlayamıyorum. sanıyorum ki bunlar henüz anne/baba olmamış, 10-18 yaş arası, okuma yazma bilen homo sapiens sapiensler. zira bir ebeveyn, kendinden evvel çocuğunu düşünmeli.

    onca yazıyı okuyup anlamakta zorluk yaşayanlar için tekrar ediyorum: aciz sağlık sistemimiz olmasaydı "sezaryenle doğurcem ben berkecan, canım acıyo, vajinam bozuluyo" diyemezdin. doktorun senin ve bebenin durumuna, senin kemik genişliğine, bebenin kafa yarı kapına ve anne karnındaki pozisyonuna bakar, gerekliyse sezaryen yapardı. "yaa dohtor bey çok acıyo, bi ameliyatla alıversek" demek göt isterdi.

    dua edin de üç kağıtçı ve işgüzar doktorların olduğu, sağlık sistemi bitmiş, basiretsiz bir devletin vatandaşısınız. yoksa siz çocuk falan doğuramazdınız.
    aslında bir bakıma da iyi olurdu he. evrimin olduğunu var sayarsak beyinsiz bencillerin sayısında git gide bir azalma olurdu.

    edit:sağlık sistemi düzgün işleyen hiç bir sosyal devlette sezaryen bir tercih de-ğil-dir. sadece türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerinde denetim olmadığı için tercihe bırakıldı sanılmaktadır.
  • "sana ne yarraam" klasmaninda ele$tiri yapan savunuculari olan icat.

    ki$isel ozgurluk filan yanli$ anla$iliyor herhalde. biri kalkip sezaryeni yasaklamiyor, senin yolunu kesip hastaneye gitmeni engellemiyorsa konu hakkindaki fikrini soylemek de onun hakkidir. yoksa sosyoloji makalelerini acinca "sana giren cikan mi var" yazisini, psikoloji degerlendirmelerinde "sana mi sorucam ulan" $iklarini gorurduk.

    nasil oluyor da kalkip kendinizi icinde bulundugunuz ko$ullardan bu kadar soyutlayip ozgurluk ayaklarina yatiyorsunuz onu hic anlamiyorum. kulturel olarak gecirdigimiz degi$imler, son yuzyilda nereden nereye geldigimiz, kurtaj, sezaryen, annelik, sosyal roller, bunlarin hepsi tarti$maya acik gayet.

    hayir bir de "am benim, cocuk benim" duzeyinden nasil bir savunma yapilacagini saniyorsunuz o da muglak. ben de cocugumu kesip dograyip cocuk benim diye tepinebilir, kedimi camdan atip banane benim o diye yirtinabilirim. gozu morarmi$ kadinlar "beyim sever de dover de" deyince cingar cikiyor tabi kadin haklarini savunmak cok populer diye, ki$isele gelince "benim de benim".

    agiz da benim, konu$uyorum bunlari gorunce.

    3 yil sonra edit: ba$bakanin kalkip kadin bedenine saldirdigi bir ulkede, uc yil sonra $u dediklerimi boyle soylemem. sezaryenin kapital amacli yayginla$tirilmasina kar$iyim ve normal dogumun travmatikle$tirilmesinin de sacma oldugunu du$unuyorum, ama tukurdugumu yalayarak: am da senin cocuk da. nasil istersen guzel karde$im. zira devletin seni korumuyor, seni du$man bellemi$, bu durumda senin yanindayim fikrine katilmasam da. bu kadar.
  • sezaryeni "tercih" kabul eden, "benim vucudum benim hayatim" diyen bir insanin -ki kendisi yanilsamalar icerisindedir- eylemidir. hamile kadin, karnindaki insan ve onun tasiyicisi olan kendisi icin en saglikli kararlari almak "zorunda"dir. almiyorsa, anneligi sorgulanir. sezaryen annenin ya da cocugun hayati tehlikeye girdigi durumlarda kullanilir. eger hic bir sorun yokken, anne oram buram bozulmasin sezaryeni "tercih" ediyorsa, o zaman "aman hamileyken cok kilo almayayim" diyip sadece 3 lokmayla beslenmeyi "tercih eden", 9. ayda cok kilo alindigi icin bebegi 8 aylikken dogurmayi "tercih eden" diger annelerden farki nedir? bunlarin hic birini yapmak kanun disi degil, kimse bunlari yapmanizi engellemiyor, yani toplum sizin bu tercihinizi yasamaniza saygi duyuyor... ama kimse bu karari da onaylamak zorunda degil...
  • perihan maden'in bu düşünceye sahip kadınlara güzel cevap olacak bir yazısı var.
    unutmadan ekleyelim: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=147721
  • söz konusu tercih yapmaksa ve doğum "vajina bozulmasın" zihniyetiyle sezaryen olacaksa, çocuk yapmamak da bir tercih olabilir pekala. aman diyim 9 ay boyunca beden de deforme olur falan, yazık.
  • simdi. kufurlerimi ettim ve tartismanin yarrak yeme muhabbetinden gorece duzgun bi seviyeye geldigine kanaat getirdim ve bu konu hakkinda biseyler soylemek istiyorum.

    zorunluluk olmadikca sezaryenle doguma karsiyim. bu noktada hemfikiriz. yalniz sunu soyliym, normal dogum cok dogal bisey oldugundan oyle cok guvenli ve sahane bisey degildir, yine bi ton komplikasyonla karsilasilabilinir, bazi durumlarda cokk acil olarak ameliyata alinmazsa mesela anne de bebek de olebilir, her zaman toz pembe olmuyor yani. ya da anne olmese olmekten beter vaziyete gelebilir, haftalarca atlatamayacagi bi travma yasayabilir. ve psikiyatrlar problemli dogumlarla dunyaya gelen cocuklarla annelerinin iliskilerinde bazi buyuk sorunlar oldugunu ve kimi zaman bunun senelerce devam ettigini soylerler. bilimse bilim.

    kacirilan cok onemli nokta su ki, sezaryeni zorunlu hale getiren sey sadece fiziksel anomaliler degildir. annenin psikolojik durumu bu noktada cok etkilidir. dogumdan, cekecegi sancidan bilmemneden cok korkuyor olabilir ve bu korku "yiyemeyecegin yarragin altina yatmasaydin o zaman, senden anne manne olmaz, orospu!" diye karsilik verilecek bir sey degildir. oldukca ciddi bi durumdur ve dogumun gidisatini da tamamen etkiler. anne rahat degilse, anne panikse, o dogum oyle ay ne guzel cocuk yaptim:)) diye yasli gozlerle gulumseyerek anilacak duygusal bi olay olmaktan cikar ve "berbat biseydi:(((((" diye hatirlanacak buyuk bi travmaya donusur. travmayla baslayan iliski travmatik bi sekilde de seyreder ve hic de oyle normal dogurdugu icin cok guzel anne-cocuk olmayabilir ciftimiz. ha sonra atlatilir zaman gecer vs ayri konu. ama gecmeyebilir de? bunlar hep ihtimal.

    dogum sancisindan korkmaktan baska (onu soyledim cunku sezaryenin tercih edilmesinin en yaygin sebebi bu) bi kadin vucudunun bozulmasini da istemiyor olabilir. sadece vajinasinin deforme olmasi degil karninin cikmasi, goguslerinin sismesi, kilo almak, bazilarinda hormonal degisiklik sebebiyle bas gosteren killanma artisi vs, bunlarin hepsi depresyon sebebidir zaman zama, kolay bir sey degil yani. bazi kadinlarda bu problemler "tuzu biberi yaa:") seklinde yasanir ama bazilari da buyutur, insanlar cesit cesit. ama bu da insanin egoistligiyle cok ilgili bisey de degil kanimca.. algi farki ve degisime alinan tavirla alakali ya da bilemiyorum, yani bu kadar pesin yargilarla konusmak bana cok korkutucu geliyor. tek bildigim, emin oldugum sey, "nee?! sen anne olacaksin ve hala vucudunu mu dusunuyorsun??!! anne gibi kutsal bisey kendi vucudunu nasil dusunur??! ohaa?!!!!!" tepkilerinin gercekten fazla empati yoksunu ve dusuncesizce oldugu. anne kendisinden once cocugunu dusunmeliymis heh. kendisini dusunmeyen, kendisini sevmeyen baskasini nasi sevip dusunebilir bilemedigimden bu zihniyeti asla anlamicam kusura bakmayin.

    sonuc olarak bir kadin eger vajinasinin bozulmasi konusunda cok endiseliyse ve israrla cocugunu normal dogurmak istemiyorsa, ya da kadinin gerekcesi her neyse! sonuc olarak normal dogum istemiyorsa, normal dogurmamalidir. ustune gidilmemelidir. cunku stres ve guclu bir isteksizlik soz konusuysa dogum bok olur.

    biz eger bir sosyal devlette yasiyor olsaydik ve devlet hayir sezaryen gerekmedikce yapilmicak, normal dogurmalisin diyebilecek kapasitede olsaydi, buyuk ihtimalle her gebenin bir jinekologu oldugu gibi bir de psikaytri olurdu her hafta ziyaret etmesi gereken. sorunlarini ve kafasindaki sorulari ona anlatir ve cevap bulmaya calisirdi. belki korkularindan arinir rahatlardi, belki de dogum konusunda 9 ayda halledilemeyecek kadar buyuk ve dipte bir problemi varsa, "sezaryen olmali" onayini psikiyatrindan alirdi.

    di mi?

    peace love and understanding
  • (bkz: ayse arman)
  • bunu yapan kadını savunanlarların düşünce yapısı "sanane yarram"dan "normal doğumun da riskleri vardır ama" ya gelmiş. bu güzel bir gelişme.
    normal doğumun risklerini alın kafanızdan tuttuğunuz 1 den büyük herhangi bir sayı ile çarpın. normal doğumun risklerine bölün. karşınıza çıkan sonuç sezaryenle doğumun risklerinin normal doğumun risklerine oranını verir. zaten düzeltilemeyecek bir neden varsa sezaryen tercih edilir. ama "anne normal hazır değil" bir sebep değil, sezaryenci doktorların uydurduğu sudan bir sebeptir.
    annelik doğumdan önceki ortalama 9 aylık süreçte başlar. bu süreçte doktor anneyi yeteri kadar bilgilendirmezse, sürekli normal doğumun risklerini gösterip anneyi sezaryenin kolaycılığına yöneltirse, kusura bakmayın bu gebeyi psikolog bile düzeltemez. önce doktor adam olacak. kolaycı, paracı olmayacak. devlet adam olacak. ikisi bir arada anneleri ve anne adaylarını bilgilendirecek. bunları yapmadan, üstüne üstlük yarattıkları çakma öcüyü gösterip, "normal doğumda bunlar başına gelir bak" deyip, yetmeyip "kaçta doğuracağın belli değil be kadın! 3 gün sonra doğuracan belki. o güne kadar hastanede yatsan fatura kol gibi girer. hem belki gece doğuracan? beni gecenin yarısında kaldırıp hastaneye gitmeye zorlama" diyecen, sonra "ama keyif senin, vajina senin. sen seç" dersen anne sezaryeni seçer tabi.
    di mi?
hesabın var mı? giriş yap