• simdi. kufurlerimi ettim ve tartismanin yarrak yeme muhabbetinden gorece duzgun bi seviyeye geldigine kanaat getirdim ve bu konu hakkinda biseyler soylemek istiyorum.

    zorunluluk olmadikca sezaryenle doguma karsiyim. bu noktada hemfikiriz. yalniz sunu soyliym, normal dogum cok dogal bisey oldugundan oyle cok guvenli ve sahane bisey degildir, yine bi ton komplikasyonla karsilasilabilinir, bazi durumlarda cokk acil olarak ameliyata alinmazsa mesela anne de bebek de olebilir, her zaman toz pembe olmuyor yani. ya da anne olmese olmekten beter vaziyete gelebilir, haftalarca atlatamayacagi bi travma yasayabilir. ve psikiyatrlar problemli dogumlarla dunyaya gelen cocuklarla annelerinin iliskilerinde bazi buyuk sorunlar oldugunu ve kimi zaman bunun senelerce devam ettigini soylerler. bilimse bilim.

    kacirilan cok onemli nokta su ki, sezaryeni zorunlu hale getiren sey sadece fiziksel anomaliler degildir. annenin psikolojik durumu bu noktada cok etkilidir. dogumdan, cekecegi sancidan bilmemneden cok korkuyor olabilir ve bu korku "yiyemeyecegin yarragin altina yatmasaydin o zaman, senden anne manne olmaz, orospu!" diye karsilik verilecek bir sey degildir. oldukca ciddi bi durumdur ve dogumun gidisatini da tamamen etkiler. anne rahat degilse, anne panikse, o dogum oyle ay ne guzel cocuk yaptim:)) diye yasli gozlerle gulumseyerek anilacak duygusal bi olay olmaktan cikar ve "berbat biseydi:(((((" diye hatirlanacak buyuk bi travmaya donusur. travmayla baslayan iliski travmatik bi sekilde de seyreder ve hic de oyle normal dogurdugu icin cok guzel anne-cocuk olmayabilir ciftimiz. ha sonra atlatilir zaman gecer vs ayri konu. ama gecmeyebilir de? bunlar hep ihtimal.

    dogum sancisindan korkmaktan baska (onu soyledim cunku sezaryenin tercih edilmesinin en yaygin sebebi bu) bi kadin vucudunun bozulmasini da istemiyor olabilir. sadece vajinasinin deforme olmasi degil karninin cikmasi, goguslerinin sismesi, kilo almak, bazilarinda hormonal degisiklik sebebiyle bas gosteren killanma artisi vs, bunlarin hepsi depresyon sebebidir zaman zama, kolay bir sey degil yani. bazi kadinlarda bu problemler "tuzu biberi yaa:") seklinde yasanir ama bazilari da buyutur, insanlar cesit cesit. ama bu da insanin egoistligiyle cok ilgili bisey de degil kanimca.. algi farki ve degisime alinan tavirla alakali ya da bilemiyorum, yani bu kadar pesin yargilarla konusmak bana cok korkutucu geliyor. tek bildigim, emin oldugum sey, "nee?! sen anne olacaksin ve hala vucudunu mu dusunuyorsun??!! anne gibi kutsal bisey kendi vucudunu nasil dusunur??! ohaa?!!!!!" tepkilerinin gercekten fazla empati yoksunu ve dusuncesizce oldugu. anne kendisinden once cocugunu dusunmeliymis heh. kendisini dusunmeyen, kendisini sevmeyen baskasini nasi sevip dusunebilir bilemedigimden bu zihniyeti asla anlamicam kusura bakmayin.

    sonuc olarak bir kadin eger vajinasinin bozulmasi konusunda cok endiseliyse ve israrla cocugunu normal dogurmak istemiyorsa, ya da kadinin gerekcesi her neyse! sonuc olarak normal dogum istemiyorsa, normal dogurmamalidir. ustune gidilmemelidir. cunku stres ve guclu bir isteksizlik soz konusuysa dogum bok olur.

    biz eger bir sosyal devlette yasiyor olsaydik ve devlet hayir sezaryen gerekmedikce yapilmicak, normal dogurmalisin diyebilecek kapasitede olsaydi, buyuk ihtimalle her gebenin bir jinekologu oldugu gibi bir de psikaytri olurdu her hafta ziyaret etmesi gereken. sorunlarini ve kafasindaki sorulari ona anlatir ve cevap bulmaya calisirdi. belki korkularindan arinir rahatlardi, belki de dogum konusunda 9 ayda halledilemeyecek kadar buyuk ve dipte bir problemi varsa, "sezaryen olmali" onayini psikiyatrindan alirdi.

    di mi?

    peace love and understanding
  • o aciyi cekmemek icin sezaryeni tercih edenlerden bayagi daha azdir bunlar, eklemek istedim.
    "dogru duzgun dogurun su cocuklari" ve "yiyemeyecegin yarragin altina yatmicaktin" argumanlarina bittim gercekten. am benim got benim sezaryen olurken en tehlikede olan da benim abi. ha evet cocugumu da o tehlikeye atabiliyorum amimin guzelligini korumak icin, boyle bi hakkim da var noldu? benim iznim aliniyor nasi doguracagim konusunda senin degil. demek istiyorum ki yani gayet de yiyemeyecegim yarragin altina yatiyorum ve gercekten de o yarragi yemeden sezaryenle cocugumu gayet de "dogru duzgun" bi sekilde doguruyorum. sene olmus 2010, suncacik kus uzumune bile hormon ekleyip buyutmeye calisiyoruz, millet ana rahmi disinda kuvozde filan cocuk yetistirebilelim diye laboratuvarlarda sabahliyor, binlerce karadenizli guzel olsun diye ucer beser burun ameliyati oluyor bicak altina yatip da, benim amimi bozmama kaygim mi batti yani sana nedir. ki bi am bugun bu ulkede kolay yetismiyor ahaha. ve sezaryenle dogmus okul birincileri var tanidigim tamam mi. cocugumu sabah aksam bes posta dovsem bu kadar cemkirmezsin bana ya hale bak. istedigim yarragin altina yatar istedigim yarragi yerim abicim sen anca ordan bikbik. tibben yanlis su bu, bak kesinlikle de savundugum bisey degil bu ha (once normal dogurursun sonra vajinoplastini yaptirirsin mantikli olan budur) (ha bu arada niye bu daha mantikli geliyo biliyo musun, cunku sezaryenle dogum yapanlar kilo vermekte cok zorlaniyo ahaha) ama oyle sacma sapan laflar ediyosunuz ki tartismayi tibbi boyuta getirmek icin once bi paragraf kufretmek gerekiyor dude. yine hanimefendi cizgimden sastim ya, sizi asla affetmicem.
  • bunu soru haline getirip başından sezaryen geçen bir sözlükçüye sorduk;

    spiker: evet pieta hanım, sezaryen olmuşsunuz ? neler söyleyeceksiniz ?
    pieta: aaaaaaa... ehe, buraya mı konuşuyorum ? kameraya doğru ? merıbaaaa...
    spiker: (mikrofonu geri almak için çekiştirerek) neden sezaryen oldunuz ?
    pieta: doktorum dedi.
    spiker: neden ?
    pieta: öyle gerekiyormuş. ilk başlarda aslında ben istemiştim. ulan iran karpuzu kadar bişiy. nasıl çıkacak ordan ? acır macır heralde diyerek doktora sezaryen istediğimi söyledim.
    spiker: doktorunuz ne dedi ?
    pieta: "normal doğumun adı neden normal biliyor musun ?" diye sordu. neden dedim. "normal olduğu için gerizekalı" diye cevap verdi. aslında gerizekalıyı ben mimik dilinden çıkardım. advanced derecede iyi anlarım mimik dilinden. cv'me de yazdım. yaza yaza düşürdüm hükümeti !
    spiker: beyin etkilenmiş heralde narkozdan ?
    pieta: yok. aslında epiduralle başladı sezaryen. allah seni inandırsın, herşeyi duyuyorum görüyorum, ama bismillah, belden aşşası yok ! sonra doğumun ortasına doğru baktılar ağrı şokuna giriyorum, iyiden iyi de saçmalamaya başlamışım (kafa binbeşyüz tabi, o da var) tam olarak uyuttular.
    spiker: akabinde ?
    pieta: akabinde doktorun ayak parmaklarıma bişiyler batırmasıyla odamda uyandım. adam kanatacak parmakları, öyle kanırtıyor. napıyon lan şerefsiz diyince: - tamam hissediyor ! dedi. hissedemeyebilirmişim de. hatta bir ihtimal daha varmış aslında. o da ölmek mi deeeeeerssssiiinnnn....... mırıldanmalarımı duyunca morfine başladılar zaten. o derece bir ağrı. inanılmaz. ölüyorum, kimsenin haberi yok, bebişle oynuyorlar odada. ilgi odağı kaymış :(
    spiker: sonrası ?
    pieta: sonrası tam olarak ebeninki ali sami ! genel anesteziden dolayı günlerce tuvalete gidemedim. büyük çişim hayal oldu. çok afedersiniz, küçük çişi yaparken de günlerce ağladım. öyle fena.
    spiker: ayağa kalkmanız ne kadar sürdü ?
    pieta: sürmedi aslında. o acıyla, koşar adım doktorun üstüne çullanmışım. mucize yani. türk filmi gibi. ondan sonra gene bir on gün yatalak kaldık.
    spiker: neden ?
    pieta: pıçah yarası :( sen pıçah yarası nedir bilir misin abidin ?
    spiker: nedir ?
    pieta: offffff git cumhuriyet dönemi yazarlarından bir iki roman oku. öğrenirsin bıçak yarasını. kestiler olm beni, kat kat kestiler, tam dokuz kat tat. o kadar da diktiler. kestiler diktiler. acı yok abidin !
    spiker: sonuç olarak sizinki zorunluluktan oldu yani.
    pieta: evet. doktor zoruynan. tam 9 ay pull push diye nefes alıp verdim, amerikan filmlerinden öğrendiğim egzersizleri yaptım, normal olacak diye. 9 ay 1. gün doktor muayene sonrası, yatıyosun dedi. alıyoruz dedi. al dedi git dedi. al dedi git dedi.
    spiker: peki sezaryeni estetik kaygılarla yaptırmak isteyenlere bir sözünüz var mı ?
    pieta: kendilerine saygım sonsuz, lakin iyi düşünsünler. belki de fırt diye fırtlayacak çocuk ? pirtlayacak ? 2 saat sonra hayat kaldığı yerden devam edecek. bebe ellerinde. mis gibi. durduk yerde morfinman olmayacaklar, günlerce belleri iki büklüm gezmeyecekler........ sen normal doğuma neden normal doğum demişler bilir misin abidin ?
    spiker: bilmem mi :(
  • vajinası olmadığı halde bu konuda yorum yapan her erkeğin anüsüne çocuk itelemek istediğim, mantıklı karar.
  • ne sekilde dogum yapacagi bir kadinin tamamen kendi tercihidir; bu cercevede, "en iyisi dogali, sezaryen ameliyattir dogal degildir, cocuk sagligini tehlikeye atiyor" vb. argumanlarin bir gecerliligi yoktur. onemli olan o masaya yatan insanin hangi riski ne derece almaya razi oldugudur, kendi canıdır, kendi vucududur, buna da kimse karisamaz.

    dogum normal bir sey olabilir, ama son derece sevimsiz ve potansiyel olarak travmatik olabilecek bir tecrube gecirmek istemiyorsa kadin, vucudunun en hassas yerlerinden birini parcalatip, perineyi anüse kadar kestirmek, sonradan gerek fiziksel gerek psikolojik bir dolu probleme maruz kalma riskini almak istemiyorsa, istedigi sekilde dogurur. dogum yapan kadin disindaki herkese, cocugun babasi dahil, bok yemek duser. o kadinin gercekten anne olup olmadigi, anneliginin bir halta yaramayacagi gibi yorumlar yapmaya da kimsenin zerre kadar hakki olmaz.

    normal dogum komplikasyona cok daha acik bir sey olup, bebekler dogum kanalinda sikisip, havasiz kalip, ters gelip, kollari bacaklari kirilip, kordonu dolanip vs. vs. bir dolu travmaya maruz kalabiliyor bu arada. oradan buradan copy paste makale girenlere, kopyaladiklari metinde gecen "normal seyreden bir dogumda" ibaresini hatirlatirim; zira normal seyretmeyip, bu tip sorunlar cikaran dogum sayisi gayet fazla, hatta ilk dogum hikayelerini dinleyin bakalim kadinlarin, kaci bu tip bir sorun yasamdan dogurmus? kaci sonrasinda normal cinsel yasamina donmekte zorlanmamis? kacinda kalici travmalar birakmis bu deneyim? haa, bunlar umurunuzda degildir zaten gerci, ne onemi var ki...siz belirleyin "kutsal analık" vasiflairni, bedeli ne olursa olsun...birbirinden gerzek, cinsiyetci ve dayanaksiz argumanlariniz da hazir zaten "canim sizin agri esiginiz yuksek, zaten bunlara dayanikli geliyorsunuz dunyaya, hem fiziksel hem psikolojik olarak". ba ba baa...psikolojik kismi bile cozulmus, bizim yerimize karar verilmis. hepimiz tornadan ciktik cunku.

    "sezaryen bebege zararli, iq dusuklugune neden oluyor" diye bik bik bik edenlere, sezaryenin aslinda bebek icin daha saglikli oldugunu hatirlatirim; zira bebek bu tur hicbir zorlamaya maruz kalmadan hop diye cikariliveriyor. normal dogumda havasiz kalinan sure sonucu bebegin birtakim anomaliler gelistirme riski cok daha fazla. alinan anestezi son derece hafif ve bebege daha ulasamadan ameliyat tamamlaniyor, 15 dakika gibi kisa bir surede olup bitiyor. yapacagi dogumun sekline karar verirken anne adayinin karnindaki canliyi burada bik bik eden, iskembe-i kübradan atan tayfadan cok daha fazla dusunecegi de kesin.

    bir de tabi normal dogumlarda yapilan epidural anestezi denen son derece riskli nane var. saglikli bir insan icin (ki dogum yapacak yastaki bir kadin, nefes darligi, kalp hastaligi, ilac alerjisi vb. gibi olagandisi bir durum yoksa genel anestezi alabilecek derecede sagliklidir), sezaryende verilen ve burada elestirilen genel anesteziden cok daha riskli berbat bir sey bu, mecbur kalmadikca akli basinda hicbir insanin felc kalma veya degisen olculerde kalici his kaybi riskini goze alip omurlarinin arasina bir seyler sokturacagini dusunemiyorum. gidin sorun herhangi bir doktora, kendisi herhangi bir ameliyat olacak olsa (epidural sadece dogumda verilmiyor zira, mecbur kalindiginda baska operasyonlarda da yapiliyor), anestezist genel yerine epidural onerse bakalim hangisini tercih edecek? olacagi diz ameliyatinda, hafif bir nefes darligi nedeniyle genel anestezinin riskli olabilecegi soylenen annemin (ki kendisi doktor ve hatta jinekolog...ve tıbbın imkanlarinin bu kadar geliskin olmadigi eski yillarda sezaryene cok karsiyken, hatta öcü gozuyle bakarken, son yıllarda fikrini degistirmis bir jinekolog), "genel anestezinin butun riskini ben aliyorum" diye anestezistle cebellesip yine de epidural almadigina sahidim. bu kadar da boktan bir sey epidural. e ama tabi "ayy sezaryen yaparsam benim kadinligim, anneligim bes paralik olur" doldurusuyla bircok kadin bu naneyle normal dogum yapiyor. aferin tebrik ederim. analik kutsal ya, ne kadar aci cekerseniz o kadar anasiniz, buna karar veren de erkekler, bize laf falan dusmez...alalim epidurali, hatta aslinda daha iyisi, hicbir sey almayip bagira bagira, yirtila parcalana doguralim, yeter ki memnun olunuz, ne derece analik vasfina sahip olabilecegimize siz karar veriniz, "benim karim/sevgilim catir catir da normal dogurdu, kadınım kisragim benim, yeri sofrada öküzümüzdne sonra gelenim, heyt beeaa" diye gerim gerim gerininiz.

    ayrica kardesim madem her bokun dogali iyi, o zaman ameliyat olacaginiz vakit anestezi de almayin...aşı da olmayin...ilac almayin...modern tibbin hicbir imkanindan faydalanmayin. doga bu dogum denen kulfeti erkeklere yuklemis olsaydi, birakin sezaryeni, veletleri kavanozda yetistirecek yollar bulmaya calisirdiniz 9 ay caninizdan vererek tasimak yerine...birakin allahaskina.

    kaldi ki bunlarin hicbir onemi yok. normal veya sezaryen, o riski alan, o masaya yatan kisinin tercihi bu tamamen. sene 2010, daha az aci cekerek, vucuduma daha az zarar vererek gerceklestirebiliyorsam tibbi bir islemi, bunu secmek en dogal hakkim. ayni sekilde, sezaryen istemeyen, acisiyla, artisiyla eksisiyle normal dogum tecrubesini yasamayi tercih eden bir kadinin da normal dogurmak en dogal hakki. siz o kopasıca misojinist burunlarınızı sokmayin yeter. gerci kime laf anlatmaya calisiyorum ki? adam "vucudunun sana ait oldugu bile tartisilabilecekken" gibi akıllara ziyan bir laf edebiliyor...şaka gibi.
  • en başından beri normal doğum istiyordum ama doktorum her kontrolde, bebeğimin ağırlığının, zamanından çok önde olduğunu, hızlı büyüdüğünü söylüyordu. muhtemelen ağırlığı 4 kilonun üstüne çıkacak, normal doğum yapman imkansız diyordu. son kontrolde de 4, 4.5 kilo olduğunu söyledi.
    doğuma 1 ay kala kontrollerimiz sıklaşmıştı, bu kontrollerde artık nst ile bebeğimin kalp atışlarına bakmaya başlamışlardı. perdelerle birbirinden ayrılan bu alanda diğer hamile kadınları görmesem de onlarda neler olup bittiğini duyabiliyordum. ilk seferde yanımızdaki aileye doktor bebeğin kalp atışlarının çok hızlı olduğunu ve hemen sezaryenle bebeğin alınması gerektiğini söyledi. kadın ağlamaya başladı. ben de ağlıyordum, o kadının korkusunu çok iyi anladığım için, eşimle birbirimize baktık, bu şekilde doğuma gitmenin ne üzücü olduğunu fısıldadık ve herkes hemen kendi bebeğini nasıl düşünürse biz de öyle yaptık işte, şimdilik herşey yolunda olduğu için şükrettik. ertesi haftaki nts kontrolünde bu kez başka bir hamileye aynı şey söyleniyordu. bu kadın da korktu. telefonlar, ağlamalar... karnımda kablolar, ekranda bebeğimin kalp atışları ben de o kadının korkusunu duyup ağlıyordum, bebeğime birşey olmasın korkusu. eşimle yine şükrettik. üçüncü kez gittiğimizde herşeyiyle aynı sahne, aynı sözler, aynı konuya giriş cümleleri ile aynı şeyler bize de söylendi. doğum, kontrole gittiğim yerde değil bir başka hastanede olacak, doktor oraya gelecekti. bize siz hemen gidip yatış işlemlerini başlatın ben de birazdan geliyorum dedi. doktor ne diyorsa onu yapmaktan başka bir çaresi var mıdır insanın, içinde bir can taşırken, o candan mesul ve hayat damarı ile bağlıyken. bu hastanede beni doğuma hazırlarlarken, odada yine bu alete bağladılar. bu kez bebeğimin kalp atışları normaldi. iyi olduğuna çok sevindim ama yine de korkuyor onu bir an önce kucağıma almak istiyordum. doktor bir an önce doğumun olacağı hastaneye gitmemizi söylemişti ama bir türlü kendisi gelmiyordu. hastaneye yatışım 16'da oldu ama doktor 19.15'te geldi. eşim sürekli telefon ediyor ama telefon cevap vermiyordu. bebeğimin doğum saati 19.48 sonradan öğrendiğimize göre biz gittikten sonra da doğuma girmiş. o kadar acil olduğunu söyleyip hepimizi korkutan doktora neden 3 saat beklettiğini sormak, o an gerçekten aklımıza gelmedi. o an aklımıza gelmeyen pek çok şey gibi..
    epidural sezaryen ile bebeğim dünyaya geldi, şimdi 9 aylık ve gayet sağlıklı bir kızım var.
    ama ben iyi değilim pek..
    akşam yapılan ameliyatlar için hastaneye gelen anestesiztin ve bebeğin iyi değil hemen doğuma diyen doktorun mesai bitiminde yaptkları bu epidural sezaryenden sonra 14 gün hastanede kaldım. omuriliğe yapılan iğnenin yanlış yapılması yüzünden ayağa kalkamıyordum. başımı biraz kaldırdığım anda gözlerim yerinden fırlayacakmış gibi bir basınca uğruyor, beynim başımdan çıkacakmış gibi çok ama çok ağrıyordu, kusuyordum ve kulaklarım durmaksızın uğulduyordu. 2. gece ateşim 40'a çıktı. o geceye dair hatırladığım hiç birşey yok. halisünasyonlarımı hatırlıyorum sadece.. ateşim 39'un altına hiç düşmediği için menenjit olduğumdan şüpheleniliyordu. düşündükleri gibi felç geçirmemiştim, menenjit de değildim. hemşireler bebeğimi göğsüme koyuyorlardı emmesi için, ama ben kucağımda bile tutamıyor hatta bazen onun emdiğini (ateşimin 40ve üstüne çıktığı zamanlarda) bile farkedemiyordum. o dayanılmaz ağrılarım yavaş yavaş geçti, kanımdaki enfeksiyonu da düşürdüler. 15.gün evimize geldik. bana o 15 gün ne olduğunu bilmiyorum. bebeğimi büyütebilmek için, ölmemek için yalvarıyordum sadece... ilk günler anesteziste dava açmak istedim, öyle hınçlıydım ki, bebeğimin hayatının ilk 15 gününü yitirdiğim için.. ama sonra kinle yaşamak istemiyorum dedim. bebeğimi büyütmek ve herşeyi unutmak istedim.
    geçen günler içinde hep doğumu ve doğuma giden süreci düşünüp durdum, neden böylenin yanıtını biryerlerde bulmak istiyordum. şüpheler sorular var içimde..
    doktor son kontrolde kızımın 4.4.5 kilo civarında olduğunu söyledi ve normal doğum yapmanın imkansız olduğunu söyledi ama bebeğim 3 kilo 250 gram doğdu.
    3 kerelik nst deneyimimde tekrarı olan bir film gibi aynı cümleleri duydum. bu gerçekten kader mi? üç kadının da başına aynı şeyin gelmesi normal mi?
    bebeğimin hayatı bu kadar tehlikede idiyse, doktor neden 3 saat sonra geldi. arada bir doğum daha mı yaptı. belki de çalıştığı hastanedeki mesaisi bitince iş çıkışı bir uğrayıp benim doğumuma girmiştir.. bilemiyor insan.. şüpheler şüpheler..
    eğer kızmın kalp atışları bu kadar yüksektiyse, neden yarım saat sonrakinde normal seyrediyordu..

    annelik bebeğin için en doğru olanı yapmaksa eğer, doktora güvenmekten başka ne yapar insan? işte benim başımdan geçenler bunlar. daha ne diyeyim? belki de yanlış başlığa yazdım. normal yollarla bebeğini kucağına almak isteyen, ama doktorların keyfiliği ve korkutmalarıyla o ameliyat masasına yatan kadınlarla dolu bu muassır medeniyet mertebesindeki ülkem. doktorlar sahip oldukları gücün öylesine farkında ki, annelerin kendilerine duydukları güven, onlar ne derse, bebeği için, sağlıkla doğması için herşeyi yapar o anne..
    işte o güvenle lohusalığımdan çalındı. bebeğimin ilk 15 gününden çalındı..
    not: bütün bunlar iyi olduğu söylenen, öyle bilinen bir özel hastanede, bir başka iyi özel hastanenin doktoruyla oldu.
    doktorum amerikan hastanesindendi, doğum ise fulyadaki cerrahi hastanesinde oldu.
  • düşüncenin doğrusunu, yanlışını tartışmadan aklıma şu soru geliyor:

    benzeri bir durum erkekler için olsaydı, onların seçimleri ne olurdu? bana nedense onlar da sezaryeni tercih ederler gibi geliyor.*
  • şimdi epizyotomi diye birşey var. epizyotomiyi yaptırmasan çocuk içerde kalsa gecikilse dert, veya epizyotomi yaptırmadığın için ıkındığında vajina anüse kadar yırtılsa, bu sefer gaz ve dışkı tutamama sorunları da var (tamiri var da tam randıman sağlanamayabiliniyor). vajinanın normal doğumdan sonra kendi kendine toplaması beklenir ama toplamayabiliyor da, bardakda çay kaşığı hesabı denilir ya hep, ilk çocuğunu normal doğuranlar, ikinci çocuğu, illa sezaryen gerektirmiyorsa, normal yollardan daha rahat doğuruyorlar genelde, bazen yolda bile çıkabiliyor fırlangaçlar, düşünün işte vajina rahatlamış ilk doğumdan sonra, ferah ferah içerisi, bunu da unutmamak gerekir (bunun da tamiri var ama 2. operasyon şart). ayrıca normal doğum eyleminin bilinen en ağrı verici olaylardan olduğu da söylenir. bunlar işin korkutucu kısmı.

    gel gelelim bilimsel olarak mümkün olduğunca normal doğum tavsiye edilir ama bu tavsiyelerden veren jinekologlardan hamile kalanlarından bazıları jinekolog arkadaşlarına gidip beni kes diyorsa bunlar neden böyle diyor diye oturup düşünmek de gerekir . kendi uzmanınıza sormayın, bir taraf belli bir sebepten ağır basmıyorsa kararı size bırakacaktır. sonra herhangi bir terslik de vay sen böyle dedin de böyle oldu dersiniz diye o riski almayacaklardır.

    sezaryen işinde ise bikini altında kalacak ve gözükmeyecek 10-15 cm lik bir kesi izi, verilmesi zor kilolar, olası rahim problemleriniz, anestezi komplikasyonları filan olabilir ama dediğim gibi jinekologlar kendileri için sezaryen tercih edince alınabilecek riskler diye görüyorum ben bunları.

    son olarak diyelim pişman oldunuz ve 2. çocuğumda normal yapacam ben diyorsunuz. bu pek mümkün olmayabilir. çocuğu çıkarmak için kesilen rahim kısmı sonra dikiliyor ama rahminizde o kısımda muhtemelen zayıflık olacaktır. işte siz normal doğum yapmaya çalışırken ve siz ıkınırken rahminiz önceki kesilen yerinden yırtılırsa sizin ve çocuğunuzun hayatı tehlikeye girer ki jinekologların pek alamayacağı bir riskdir bu. o bakımdan doktorunuz size şiddetle sezaryeni önerecektir ki normali de budur.

    olaya vajina yönünden bakarsak sezaryeni mantıklı buluyorum ki erkeğin ve kadının vajinayı da düşünmesi gayet doğal. sen sadece çocuk yapmak için sevişiyorsan bilmem. olay çok boyutlu, vajina boyutu yanında çocuk, rahim, anestezi, psikiyatrik, pisikolojik, estetik.... iyice öğrenip karar vermek lazım. öyle burda tek tek yazmakla bitecek iş değil. yeterince bilgi sahibi olduğumu düşündüğüm bir konuda ve bazı jinekologların da kendileri için sezaryen tercih ettiklerini gördüğümden dolayı fikrimi söyleyip bırakayım ben en iyisi. ben olsam sezaryen olurum.
  • olaya bilim ışığında baktık ve uzaman sorduk
    sezaryen mi normal doğum mu? ;
    http://www.uzmantv.com/…ler-neye-gore-karar-vermeli

    sezaryen rahim sarkmasını önler mi? ;
    http://www.uzmantv.com/…n-rahim-sarkmasini-onler-mi

    edit: doktorlar önermiyor, tabi bu erkeklerin tiksindirik yorumlarına sempati duymaya yol açmıyor elbet.
  • kapağı yalama olmasın diye kavanozu kırmak gibidir.
    (bkz: mal olmayın)
hesabın var mı? giriş yap