• ntv'deki amy winehouse özel programında, yarın gazetelerde ne gibi yazılar göreceğiz sorusu üzerine; "umarım su testisi veya benzeri bi şey görmeyiz" diyerek gönüllere tekrardan taht kurandır.
  • çok güzel ve dedikodularla dolu anıları yayımlanan gazeteci.

    kitabında söyleyişiyi yapan asu maro'ya ve kitabının editörü kıvanç koçak'a iki çift lafım olacak. (ki kitap yeni baskı yapınca hem düzeltilsin hem bu entry edit edilsin, böylece kahramanın hışmından kurtulunsun.)

    1. türkçe metinde yabancı dildeki sözcükler (türkçe'ye aynen yerleşmemişse) italik yazılır.

    2. hititer şarabı yoktur, hetiter'dir onun adı.

    3. o erkek kokusunun adı okunduğu gibi brüt değil, brut olarak yazılır.

    4. müzikaller ve oyun adları da kitap adları gibi italik yazılır, hikâye ya da şiir adları gibi tırnak içinde değil.

    5. "düşünce tiyatrosu kurul"madı, afif yesari tarafından icat edildi.

    6. asu maro soruyor: "'70 ortalarında hâlâ yurttasınız".. oysa aynı sayfada tuğrul 1970'te okul bitince yurt dışı sınavlara girdiğini söylüyor. (adam 70 ortasında 29 yaşında...)

    7. tuğrul'un ayıplı ve bir milleti hem öven hem küçümseyen cümlesi: "koca amerika bombalıyor, vietnamlılar kıçları açıkta gezen adamlar, kan kusturuyorlar."

    8. "gayrettepe'de sinema-televizyon merkezi var, sonra mimar sinan'a bağlandı"... o yıllarda balmumcu'daki bina merkez olarak değil, enstitü olarak ve zaten dgsa'ya bağlı olarak açıldı. (sinema-tv merkezi ise, dgsa, mimar sinan üniversitesi olduktan sonra bugün bir alt bölümdür.)

    9. beyaz dizi kitapları: "hatta dedikodular çıkardı, aslında bunları türkiye'de birileri yazıyor diye." (ek bilgi: türkiye'de bunları birileri yazmazdı ama gizli editörler gelen çevirileri standart kitap sayfasına sığsın diye kısaltırlardı da.)

    10. engin ardıç: "hilmi yavuz onu getirdi." doğru ama, engin'den önce dört hafta ilk imzalı röportajları yapan biri vardı. patron, öteki işini bırak gel ama bir süre para vermeyiz deyince röportajı (ki sorulardan biri attila ilhan'ın hangi batı'yı efsanevi birinin yayımlanmamış doktorasından alıp almadığıyla ilgili idi) bırakan, o da hilmi yavuz'un ahbabı, başka arkadaşın yerine engin getirilmişti... (bu da bir nevi katkı.)

    11. aşık vb sözcüklere şapka koymayı unutmamak lazım.

    12. genel: bazı fotoğraftakilerin adı yok, kimisi soldan sağa ad sıralı, kimisi sağdan sola... insanları tanımayanlar karıştırmıştır. adı olmayanları da merak ettim.
  • 84. oscar ödül töreni yorumları sırasında, kararları pek beğenmese de, keyfi yerindedir. verilen ödüller konsunda memnuniyetsizliğini "neyse kimse film izlemiyor, herkes parasını geri istiyor" diye özetleyip sabah gülme krizine soktu beni. çok eğlenceli adam yahu.
  • ntv'de sekseninci oscar ödül törenini seyredirken karşımda beliren şahıstır. allahım nasıl bi ukalalık, almış başını gitmiş yani. hele de " en iyi kadın oyuncu oscarını julie christie alacak, almazsa seneye buraya gelmem " diye büyük konuşup marion cotillard'ın heykelciliği kapmasıyla koltuğa mıhlanan kişidir. ulan bi de her soruya atlıyor. mehmet açar bi ağzını açıp konuşamadı valla. hayır bil konuş anlarım. adam tuturmuş there will be blood. her şeye aynı filmi söylüyor. tek onu mu seyredip özümsedi mi nedir. işallah sözünü tutup seneye gelmez de mehmet açar'ın yanında alin taşçıyan'ı buluruz. ayrıca en iyi kostümü elizabeth the golden age alacak diyen ece sükan'ın da kanına girip onu sweeney todd'a ikna etti. hayır sen bilmiyon başkasını şaşırtma. aslında teşhisi koydum ben. (bkz: ağız ishali)
  • haydi gel bizimle ol programında ihsan oktay anar'ı müjde ar'a en sevdiği yazar olarak anlatırken, yazarın son kitabının* adını ''suskunluk'' olarak telaffuz eden, mümkünse kitap-siyaset-felsefe üçlüsünden uzak durmasını dilediğim cihangir kedisi.
  • ntv'deki amy winehouse özel programında, yekta kopan'ın yarın gazetelerde ne gibi yazılar göreceğiz sorusu üzerine; "umarım su testisi veya benzeri bi şey görmeyiz dedikten sonra yonca evcimiğin aynı cümleyi twitlemesi ne denli doğru bir tespit yaptığını göstermiştir.
  • 84. oscar ödül töreni sunumunda ntv de ki programda yekta kopan'ı dövecek diye korkutmaktadır.

    edit: jean dujardin'ı görse ne yapar bilemiyorum
  • sabahın bu saatine kadar ayakta kalmak pek yaramamış kendisine sanırım. yoksa recep ivedik'in gişe rekorları kırdığı bir ülkede the artist'in çok az izlenmesini filmin kötü oluşuna bir kanıt olarak göstermezdi zannediyorum ki. yahu tamam, bence de scorsese en iyi yönetmeni, hugo en iyi filmi daha çok haketti de, the artist de öyle itin götüne sokulacak bir film değil be üstad.
  • ntv'ye yaptığı açıklamada, imamın ordusu'na ait dosyalara gözleri bozuk olduğu ve okuyamadığı için sahip olmadığını ve olsaydı eğer tek bir send tuşuyla internet üzerinden herkese göndereceğini söylemiştir.

    keşke olsaydı. çünkü eminim bunu yapacak ilk kişi hakikaten tuğrul bey olurdu.
  • ntv'deki seçime doğru programında hükümeti çatır çatır eleştiren adam. üstelik bunu öylesine cesur, sivri ve doğru cümlelerle yapıyor ki kendisini takdir etmemek elde değil. korku imparatorluğunun egemenliğinde olan türk basınında hala böyle dobra dobra konuşan gazetecilerin kalmış olması umut verici.
hesabın var mı? giriş yap