steakhouse
-
etlerin porsiyonla degil agirliklariyla siparis edildikleri mekan. agirlik da kilo degil de "oz" cinsinden olunca "ver bana ordan 72 oz, doyurmaz simdi 36 oz" diyerek olaya yaklasinca onunuze gelen devasa et yiginina bakip sasirdiginiz mekan. bunun uzerine "ee canim, kesmeseydiniz koca okuzu benim" icin dedirtir. insan orada bir kez yemek yedikten sonra anlar amerikalilarin nasil obez olabildiklerini.
-
et kesmek icin rambo bicagi verilen yer.
-
ingilizce, biftek lokantasi.
-
(bkz: ruth s chris)
-
marmaris gibi daha yabancı odaklı turistik bölgelerde metrekareye 3 tanenin düştüğü restoran türü.
hayır o değil, ingiliz turist de gelip yatıyor bu restoranlarda, çıkmıyor herif, ulan git bir doner ye ayran iç. -
istanbul'da kırıntı buna benzer bir lokaldir.
-
türkçe'ye biftekevi gibi absürd bir şekilde çevrilebileceği gibi, surf and turf, tavuk ve hatta somon bifteği gibi şeyler de pişirdikleri göz önüne alındığında et lokantası tanımını daha çok yakıştırdığım restoran türü.
abd'nin redneck şehirlerinde ve bilumum suburblerinde iş yemeklerinin en vazgeçilmez adresidir.
abd suburblerinin vazgeçilmez demirbaşı outback steakhouse orta sınıfa hitap ederken, üst-orta sınıf bütçesini zorlayan morton's ve ruth's chris steakhouse bu türün en yaygın örnekleri arasındadır, hatta ünleri çoktan abd dışına da taşmıştır.
peter luger, the palm ve smith & wollensky gibi örnekleri ise az sayıda şubeleriyle en üst düzey bütçeye hitap etmektedir. -
(bkz: maredo)
-
-
odessa'da merkezde çok güzel bir et restoranı. yemeklerin, neşeli servisin yanı sıra, dekorasyonu, eğlenceli menüsü de saatlerce sıkılmadan oturmayı sağlıyor. web sitesi de hoşmuş: http://www.steak.od.ua/english.php/
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap